Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/560 E. 2019/995 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/560
KARAR NO : 2019/995
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2018
NUMARASI : 2011/375 Esas- 2018/40 Karar
ASIL DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA : İstirdat(Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/07/2019
İlk derece mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
ASIL DAVA: Davacı … Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin davalıya satıp teslim etmiş olduğu mallara ilişkin faturalar düzenlediğini, ancak davalının fatura bedellerinin 29.533,15- TL’lik kısmını ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVAYA CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin davacıya bir takım katalog, kağıt poşet etiketi ve ambalaj kutusu yaptırdığını, müvekkilinin yapılacak bu işler karşılığında davacıya çek ve makbuz karşılığı ödemeler yaptığını, davacının çekleri derhal 3.kişilere ciro ettiğini, ancak teslim etmesi gereken malların büyük bölümünü teslim etmediğini, bu nedenle müvekkili davacıya borçlu olmadığı gibi davacıdan alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı … Ltd. Şti. vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin 52.824,57-TL alacaklı olduğunu ileri sürerek 52.824,57-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Davalı vekili, davacının müvekkiline fazladan yaptığı ödeme olmadığını, çeklerdeki ve makbuzlardaki imzalara itiraz ettiklerini, … isimli şahsın müvekkili adına tahsilat yapmadığını, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, asıl davada kanıt yükü kendisinde olan davacının takibe dayanak yaptığı fatura konusu malları davalı borçlu tarafa teslim ettiğini kesin kanıtlarla kanıtlamak zorunda olmasına karşın bu konuda herhangi bir kanıt sunmadığı gibi, alınan bilirkişi raporu ve ek raporda da bu yönde herhangi bir tespitte bulunulmadığı, bu hali ile asıl davanın kanıtlanamadığı, bununla birlikte davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunun davalı tarafından kanıtlanamadığı, birleşen davada ise birleşen dava davacısının davalı taraftan, bankaya ibrazında ödendiği anlaşılan davalı yararına keşide ve ciro edilmiş çeklerle ve ibraz edilen ödeme makbuzlarıyla 52.824,57- TL alacaklı olduğunun belirlendiği, söz konusu yapılan ödemelerin birleşen dava davalısının defter ve kayıtlarında bulunmamasının borcun bulunmadığı anlamına gelmeyeceği, kaldı ki davadışı 3.kişi defterleri ve banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile bu durumun sabit olduğu, diğer yandan ödemelere ilişkin iade isteminin dayanağının sebepsiz zenginleşme hukuksal nedeni olmayıp sözleşme hukuksal nedenine dayandığından zamanaşımı definin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, asıl davada davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-birleşen dava davalısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Bilirkişi raporunda 3 adet toplam 2.064,99 TL bedelli fatura konusu malın tesliminin ispatlanamadığı belirtilmişken, mahkemece bu tespit yok sayılarak takibe konu faturaların içeriği malların teslim edildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın reddinin doğru olmadığını, zira 27.486,16 -TL bedelli faturaya konu mal tesliminin ispat edildiğini, 2-Buna karşılık davalının ödeme savunmasında bulunduğunu, ancak çeklerdeki ciro imzalarının müvekkiline ait olmadığı belirtilmiş ve imza incelemesi talep edilmiş olmasına rağmen, talebin önce kabul edilip sonra ara karardan dönülmesinin de doğru olmadığını, ödemelerin dava dşı … yapıldığının açık olduğunu, müvekkiline yapılan ödeme olmadığını, çeklerdeki ve makbuzlardaki imzalara itiraz ettiklerini, bilirkişi ek raporunda 52.824,57- TL alacağın izaha muhtaç olduğunun tespit edildiğini,3-Birleşen davaya ilişkin zamanaşımı definin haklı olduğunu, zira sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanılmış olduğunu belirterek asıl ve birleşen davaya ilişkin hükümlerin kaldırılmasını istemiştir. Davalı-birleşen dava davacısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek asıl davaya ilişkin bu yönde karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, muhtelif mal satış faturalardan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine, birleşen dava ise avans olarak ödenip karşılığında mal teslim edilmemesi nedeniyle bedelsiz kalan çek bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, takibin dayanağının 7 adet davacı faturası ile 1 adet davalı faturasından kaynaklanan cari hesap alacağı olarak sınırlandırıldığı görülmüştür. Tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde, tarafların cari hesap kayıtları arasındaki farklılığın takibe konu edilen toplam 2.064,99 TL bedelli 3 adet faturanın davalı-birleşen dava davacısı defterlerinde kayıt olmamasından, ayrıca davacı-birleşen dava davalısı kayıtlarında yer almayan 5.542,73- TL nakit ve 75.950 -TL çek ödemesinden kaynaklandığı tespit edilmiştir.Asıl davada davacı taraf, karşı tarafın defterlerinde kayıtlı olmayan bu 3 adet faturaya konu malın teslimine ilişkin herhangi bir delil sunmamıştır. O halde asıl davada bu 3 faturaya konu alacak ispat edilememiş olmakla birlikte, takibe konu edilen toplam 27.582,33- TL bedelli 4 adet faturaya konu malın teslim edildiği ispat etmiş sayılmalıdır. Öte yandan birleşen davada, davalı taraf zamanaşımı definde bulunmuş ise de, taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu açıktır, davacı da çek ve nakit ödemeleri bu akdi ilişki kapsamında yaptığını ileri sürmüş olmakla, alacak talebinin akdi ilişkiden kaynaklandığının ve birleşen dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığının kabulü gerekmiştir.Birleşen dava davacısının, karşı tarafın defterlerinde yer almayan nakit ödemelerine gelince; 52, 55 ve 58 nolu tediye makbuzlarında birleşen dava davalısına atfen atılan bir imza bulunmadığı açık olup, birleşen dava davacısı ödemesi olarak kabulü mümkün değildir. 1.200-TL bedelli 21/08/2009 tarihli banka havale dekontunun ise hükme alınan ek raporda hatalı olarak hesaplamaya dahil edilmediği görülmüştür. Ayrıca 342,73- TL bedelli 04/09/2009 tarihli banka havalesine açık bir itiraz olmadığından hesaplamada birleşen dava davacısı lehine dikkate alınmalıdır. Yine birleşen dava davalısı defterlerinde kayıtlı olmayan çek ödemeleri incelediğinde ise, uyuşmazlık konusu çeklerden … Bankası A.Ş.’ne ait … nolu 30/01/2010 tarihli 20.000-TL bedelli çek ve …Bankası A.Ş:’ne ait … nolu 15/02/2010 tarihli 10.000-TL bedelli çek suretleri incelendiğinde birleşen dava davalısının taraf olmadığı görülmüştür. Ayrıca bu çeklerin teslimine ilişkin birleşen dava davalısı imzasını içeren bir belge de sunulamamış olup, dolayısıyla bu iki ödeme ispatlanamamıştır. … Bankası A.Ş.’ne ait … nolu 15/08/2009 tarihli 10.000-TL bedelli ve … nolu 25/08/2009 tarihli 10.000-TL bedelli çeklerde ise birleşen dava davacısının keşideci, birleşen dava davalısının lehdar olduğu ve çeklerin arka sayfalarında birleşen dava davalısına atfen ciro imzalarının bulunduğu görülmüş ise de, birleşen dava davalısı tarafça çeklerdeki ciro imzalarına itiraz edilmiş, ancak uzun süren yargılama boyunca birleşen dava davacısı tarafça çek asılları temin edilemediğinden inceleme yapılamamıştır. O halde birleşen dava davacısının bu çeklere yönelik alacak iddiasını da ispatlayamadığı kabul edilmiştir. Bununla birlikte, … Bankası A.Ş.’ne ait 3004702 nolu 25/09/2009 tarihli 12.950-TL bedelli ve …. nolu 02/09/2009 tarihli 13.000-TL bedelli çeklerde de birleşen dava davacısının keşideci, birleşen dava davalısının lehdar olduğu ve çeklerin arka sayfalarında ciro imzalarının bulunduğu, çek bedellerinin ödenmiş olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Birleşen dava davalısı bu çeklerdeki ciro imzalarının da kendisine ait olmadığını ileri sürmüş ve imza incelemesi talebinde bulunmuş ise de, bu çeklerin çeklerde birleşen dava davalısından sonra cirosu bulunan dava dışı …..A.Ş.’nin ticari defterlerinde birleşen dava davalısından alınmış olarak kayıtlı olması, yine çeklere ilişkin teslim bordrolarının mevcut olması, çeklerin bedellerinin ödenmiş olması, bu iki şirket arasında 2008-2011 yılları arasında devam eden ticari ilişki bulunması dikkate alındığında , birleşen dava davalısının bu iki çeke yönelik itirazı haklı görülmemiş ve geçerli ödeme olarak kabul edilmiştir. O halde davacı-birleşen dava davalısı tarafça ispatlanan 4 adet faturaya konu alacak karşısında, davalı-birleşen dava davalısının ispatlanan 2 adet çek ve 2 adet nakit ödemesi dikkate alındığında, asıl ve birleşen dava tarihleri itibariyle her iki tarafın da birbirlerinden alacaklı veya borçlu olmadıkları sonuç ve kanaatine varılmıştır. Asıl davada davacı taraf icra takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden, davalı tarafın tazminat istemi haklı görülmemiştir. Yukarıda açıklanan bu gerekçelerle taraf vekillerinin asıl davaya yönelik istinaf başvurularının esastan reddine, davacı-birleşen dava davalısı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353(1)b-2 gereğince ilk derece mahkemesinin birleşen davaya yönelik kararının kaldırılmasına, birleşen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı-birleşen dava davacısı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-2 m. uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacı-birleşen dava davalısı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-2 m. uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacı-birleşen dava davalısı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/375 Esas- 2018/40 Karar sayılı ve 05/02/2018 tarihli birleşen davaya yönelik hükmünün HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA “İspatlanamayan birleşen davanın REDDİNE,”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;”Birleşen davada alınması gereken 44,40-TL harcın, toplam 902,12- TL harçtan mahsubu ile 857,72- TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine,Birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Birleşen davada davalı … Ltd. Şti. vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 6.160,70- TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,”İstinaf yoluna başvuran davacı-birleşen dava davalısından asıl davaya yönelik alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 36- TL nin mahsubu ile bakiye 8,40- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı-birleşen dava davalısı tarafından birleşen davanın istinafı için yatırılan 902,11- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı-birleşen dava davacısından asıl davaya yönelik alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcının peşin yatırılan 71,80- TL den mahsubu ile 27,40-TL fazla harç ile fazla yatırılan 98,10- TL başvuru harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına, Davacı-birleşen dava davalısı tarafından yapılan 97,30-TL istinaf yargılama giderinin 48,65-TL’sinin davalı-birleşen dava davacısından alınarak davacı-birleşen dava davalısına ödenmesine, kalanın davacı-birleşen dava davalısı üzerinde bırakılmasına, davalı-birleşen dava davacısı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 12/07/2019