Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/557 E. 2019/76 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/557
KARAR NO : 2019/76
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2017
NUMARASI : 2015/162 E.- 2017/999 K.
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/01/2019 (03/02/2019 yazım tarihli )
Davanın kısmen kabulune yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin 27/10/2004 tarihinde davalı işyerinde şube müdür yardımcısı olarak işe başladığını,son 5 yıl şube müdürü olarak çalıştığını,Antalya Likya Şubesi’nin acentesi olarak işletilmesi konusunda anlaşılması üzerine iş akdinin sona erdirildiğini, müvekkilinin davalı acentesi olarak çalışmakta iken davalının 15/04/2013 tarihli ihtarname ile acentelik sözleşmesini feshettiğini, sözleşme uyarınca şube giderleri düşüldükten sonra kalan hakedişin müvekkiline ödenmesi gerektiğini,davalının fesihten önceki döneme ait 26.370,97-TL hakedişi ödemediğini ileri sürerek alacak belirlendiği anda artırılmak üzere şimdilik 5.000-TL alacağın reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.23/12/2015 tarihli 1 nolu ara karar uyarınca davacı taraf 26.370,97-TL üzerinden harç eksikliğini tamamlamış,10/03/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 13.043,99-TL olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, sözleşme uyarınca müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının kesin delil niteliğini haiz olduğunu, davacının sözleşme uyarınca tarafına düşen yükümlülüklere ve özellikle sadakat borcuna aykırı fiilleri nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, haklı fesih karşısında davacı taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu, davacının tüm hakedişleri tam ve zamanında ödenmiş olup müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, müvekkili tarafından yapılan kesintilerin sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece;davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 13.043,99- TL alacaklı, davalının kayıtlarına göre ise davacının 1.428,84- TL alacaklı olduğu, tarafların kayıtları arasındaki farklılığın davalının yapmış olduğu ödemelerin davacı kayıtlarında yer almaması ve davacı tarafından kayıtlara alınmayan davalının 7.729,90- TL’lik Vergi, Maliyet, Kıdem Tazminatı yansıtmalarından kaynaklandığı,davacı defterlerinde yer almayan bu kayıtların dayanaklarının bulunduğu,davalının 1.428,84- TL alacaktan sorumlu olduğu,davanın kısmen kabulü ile 1.428,84- TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ:Davacı vekili;1-Müvekkili hakedişinden kesilen tutarlardan kıdem tazminatının kime ödendiğinin belli olmadığını,işçilerin kıdeme hak kazanıp kazanmadığı,ödemenin yapıldığının bilinmediğini, diğer kesinti kalemlerinin de soyut olduğunu,
2-Raporda 2012 yılından devreden alacağın 10.603,17- TL olduğunun tespit edildiğini, ancak fesih tarihine kadar olan alacaklarının tespit edilmediğini, 2013 yılı alacakları hesaplanmadan, 2012 yılından devreden alacaklardan soyut kesintiler düşüldükten sonra 1.424,84- TL alacakları olduğu sonucuna varılmasının hatalı olduğunu, alacağın 13.043,99-TL olduğunu belirterek hükmün kaldırılarak davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Yargılama da ;tarafların ticari defterleri incelenmiş, tarafların kayıtlarındaki farklılığın, davalının 2013 yılı açılış kaydında mevcut davacı lehine 10.603,78- TL alacak kaydı, davacı kayıtlarında 26.654,98- TL ve davalı kayıtlarında 36.316,06- TL olarak yer alan davalının banka ödemeleri ile davacı kayıtlarında yer almayan 7.729,90-TL kesinti tutarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Bununla birlikte davacı, kayıtlarında yer almayan ödemelere ilişkin açık bir itirazda bulunmamış, kayıtlarında yer almayan kesintilere itiraz etmiş olduğundan, uyuşmazlık bu kesintilerin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Taraflar arasında akdedilen 10/04/2012 tarihli Acentelik Sözleşmesinin 14.maddesinde, acente tarafından ödenmesi gereken tüm resmi veya özel üçüncü kişi ödemelerinin acente tarafından yapılacağı, bu ödemelerin … Kargo tarafından ödenmesi halinde bu tutarlar için acenteye rücu hakkı doğacağı, 21.maddesinde elektrik, su, haberleşme, ısı vb. giderler ve giderlerin zamanında ödenmemesinden kaynaklanan yükümlülüğün acenteye ait olduğu, ayrıca acentenin bürosunun faaliyeti için her türlü gideri(büro gideri, büro araçları gideri, büro personeli her türlü gideri, diğer giderler) ödemekle yükümlü olduğu, bu tutarların davacı tarafından ödenmek durumunda kalınması halinde davalı acenteye rücu edebileceği düzenlenmiştir.
Yine sözleşmeye dosyada mevcut bila tarihli Zeyilname ile eklendiği anlaşılan 26/e maddesi “Acentelik Sözleşmesinin taraflardan herhangi biri tarafından herhangi bir nedenle feshedilmesi ve sona ermesi ile şubenin … Kargo’ya devri halinde, acentede çalışan personel de …Kargo’ya devredilmiş sayılacaktır. Acente bu durumda iş akdi devredilen personelin, acentede çalışma süresi için hesaplanacak kıdem tazminatı tutarında bedeli …., devir tarihinde … Kargo’ya ödemekle mükelleftir. Bu bedel … Kargo tarafından acentenin hakediş ve diğer alacağından mahsup edilebilecektir.” hükmünü haizdir.Dosya kapsamında mevcut “Muvafakatname” başlıklı 05/06/2012 tarihli belge incelendiğinde “SSK primi, ilan, reklam ve çevre temizlik vergisi ve acenteliğin işletilmesi için gerekli ve zaruri olan diğer giderlerin adıma … Kargo …A.Ş. tarafından ödenmesi halinde, hakedişimden veya alacağımdan mahsup edilmesine muvafakatim vardır” yazılı olduğu ve davacıya atfen imza içerdiği görülmüştür.
Davacının, işçilerin kıdem tazminatına hak kazanılıp kazanılmadığının belli olmadığı yönündeki somut itirazının, yukarıda belirtilen sözleşme hükmü karşısında haklı olmadığı,ayrıca trafik cezası tahakkuk eden aracın davacı acente kullanımında bulunduğu açıktır. Yine bilirkişi raporunda davacı kayıtlarında yer almayan kesintilerin dayanakları tesbit edilmiş olup sözleşmenin feshinden sonra acente tarafından ödenmesi gereken masraf yansıtma faturalarının davacı kayıtlarına alınmadığı anlaşılmakla ,dayanak belgelerin dosya kapsamında mevcut olduğu,mahsuplardan sonra davanın kısmen kabulüne ilişkin hükümde isabetsizlik görülmemiş,davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 24/01/2019