Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/549 E. 2018/1543 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/549
KARAR NO : 2018/1543
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2017
NUMARASI : 2016/521 Esas 2017/741 Karar
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:06/12/2018
Davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasında 01/05/2013 tarihinde yürürlüğe girmek üzere, … Kafeteryasının işletilmesi hususunu düzenleneyen Konsinye Satış İşbirliği Sözleşmesi akdedildiğini, buna göre davalının kafeterya için ürün alımını müvekkilinden yapacağını, personelin bir kısmının davacı tarafından sağlanacağını, tesisteki donanımın davacı tarafından temin edileceğini ve Milli Saraylar kasasından satışı gerçekleştirilecek ürün bedeli üzerinden yüzde ile her iki şirkete kâr dağılımı yapılacağını, 1 yıl süren ilişkinin davacı tarafından 01/03/2014 tarihinde düzenlenen son faturadan sonra ödemenin kısım kısım 04/07/2014 tarihine kadar yapılması ile devam ettiğini, ancak bakiye 67.060,58- TL borç ödenmeden taraflar arasındaki ilişkinin koptuğunu, müvekkili tarafından demirbaş eşya ve tesisteki donanım malzemeleri alınmak istendiğinde buna karşı çıkıldığını, bu malzemeler için düzenlenen faturanın da iade edildiğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, kafeterya kasasının Milli Saraylar tarafından tutulduğu ve müvekkilinin sözleşme uyarınca Milli Saraylar’dan ne kadar ödeme aldıysa bunun %74’ünü davacıya ödediğini, davacının 31/12/2013 tarihli A 100334 nolu 39.229,40-TL bedelli içeriği belli olmayan “muhtelif gıda” açıklamalı bir fatura düzenleyerek gönderdiğini, Milli Saraylar resmi kasa kayıtlarına ve sözleşme ilişkisine aykırı olan bu faturanın yasal sürede iade edildiğini, aynı şekilde 01/03/2014 tarihli A 101337 nolu 18.788,72- TL bedelli faturanın da yasal süre içinde iade edildiğini, zira faturada pizza fırını, ufo soba, havalandırma motoru, seperatör,hoperlörü, balkon camı,tente gibi sözleşme gereğince davacı tarafından üstlenilmesi gereken maliyetlere de yer verildiğini, ayrıca “muhtelif gıda” olarak belirtilip içeriği belli olmayan kalemlere yer verildiğini, müvekilinin davacıya borcunun olmadığını, aksine alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:Mahkemece;davacı yanın ticari defterlerinde davalıdan alacaklı görünürken davalı ticari defterlerinde de davalının davacıya borçlu gözüktüğü, ancak miktarın aynı olmadığı, davacı tarafından düzenlenen muhtelif gıda faturasının davalı kayıtlarında da yer aldığı, Ocak-2014 tarihinde davacı tarafça davalıya mal teslim edildiği, yapılan hesaplamalar sonucunda davacının davalıdan 48.126,18-TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalının icra takibine itirazının 48.126,18- TL için iptaline, takibin bu miktar ve işleyecek faizi üzerinden devamına, kabul edilen alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 18.788,72- TL bedelli 01.03.2014 tarihli 101337 nolu faturanın demirbaş bedeline ilişkin olduğu ve raporda bu faturanın cari hesap alacağından tenzili gerektiği sonucuna varıldığını, ancak yargılamanın hiçbir aşamasında davalı tarafın bu malzemelerin teslim alınmadığına dair beyanı olmadığı gibi, dosyada mevcut 23/02/2014 tarihli e-postada da bahse konu malzemenin kafeteryada kullanıldığının doğrulandığı,bu konuda tanık dinletme taleplerinin dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılmasına ve talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde 18.788,72 TL bedelli 01.03.2014 tarihli 101337 nolu faturaya konu alacağın dava konusu yapılmadığı belirtilmişken, yasal süreden sonra sunulan cevaba cevap dilekçesinde dava dilekçesinde hatalı ifade kullanıldığını, bu faturanın da alacak değeri içinde olduğunu bildirdiğini, ancak davacı tarafın bu beyanının iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı kapsamında olduğunu,kaldı ki bu faturanın yasal sürede iade edildiğini, sözleşme uyarınca bu malzemelere ait giderlerin davacıya ait olması ve müvekkilinden talep edilemeyecek olması olduğunu belirtmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;1- Taraflar arasındaki ilişkinin Ocak 2014 döneminde de devam ettiği yönündeki tespitin hatalı olduğunu, zira Kasım 2013’te sona erdiğini, dolayısıyla davacının Aralık 2013 ve Ocak 2014 hakedişlerinden pay alamayacağını, raporda da ifade edildiği üzere davacının Ekim 2013 döneminde 15.000-TL fazla fatura düzenlediğini,davacının Aralık 2013 ve Ocak 2014 döneminde toplam 50.411,45 TL lik mal faturası düzenlediğini, ancak bu süreçte müvekkiline ürün sevkiyatı yapmadığını, yapmış ise bunu sevk irsaliyeleri ile ispat etmesi gerektiğini, 10.515- TL bedelli faturaya ilişkin olarak ise Kasım 2013 sonunda ilişkinin sona erdiğini, sadece bir takım unlu mamüllerin Milli Saraylara sevk irsaliyesi ile teslimi yapıldığını, kaldı ki Milli Saraylar yetkilileri tarafından kafeteryaya gelen ürünlere ilişkin aylık mal transfer tablosunun düzenlendiğini, Milli Saraylara müzekkere yazılarak bu aylarda kafeteryaya ne kadar ürün tedarik edildiğinin sorulabileceğini, yine sözleşme ilişkisi Kasım 2013 te sona erdiği için davacı personelinin sigorta çıkışının verildiğini ve Aralık 2013 itibariyle müvekkili personeli olarak çalışmaya başladığını, SGK’ya müzekkere yazılarak bu şahısların hizmet dökümlerinin celbi gerektiğini, ayrıca Aralık 2013 ve sonraki aylar için ürün tedarikinin farklı firmalardan yapıldığını, bu faturaları sunduklarını,
2-Raporda icra takibinin 67.060,58 TL üzerinden başlatıldığının ve 15.146,07-TL fazla fatura tutarının düşülmesi gerektiğinin dikkate alınmadığını, buna göre davacının 67.060,58-18.788,72 TL-15.146,07 TL=33.125,78 TL alacaklı olabileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, Konsinye Satış İşbirliği Sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı, sözleşme ilişkisinin 2013 yılı Kasım ayında sona ermiş olması nedeniyle bu tarihten sonra cari hesaba konu edilen faturaları kabul etmediklerini, ayrıca kafeterya demirbaş giderlerinin davacının sorumluluğunda olduğunu savunmuştur.
Tarafların ticari defter ve kayıtları ile TBMM Başkanlığı yazısı incelenmiş, uyuşmazlık konusu faturalardan 10/01/2014 tarihli 100884 nolu 10.515- TL bedelli “muhtelif gıda” açıklamalı faturanın davalı kayıtlarında olduğu, tarafların cari hesap kayıtları arasındaki farkın davalı kayıtlarında yer almayan 31/12/2013 tarihli 39.229,40- TL bedelli “muhtelif gıda” açıklamalı davacı faturası, yine 01/03/2014 tarihli 101337 nolu 18.788,72- TL bedelli “muhtelif gıda, hammade,ambalaj malz.,züccaciye” ile “pizza fırını 6+6, ufo 3000 UK soba, havalandırma motoru,seperatör ve ses hoperloru” açıklamalı davacı faturası ve tarafların ödeme kayıtlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bu aşamada ödeme kayıtları uyuşmazlık konusu değildir.
Taraflar arasında akdedilen Konsinye Satış İşbirliği Sözleşmesi incelendiğinde, ”Diğer Konular” başlıklı bölümün 9.maddesi uyarınca bu sözleşmenin Milli Saraylar ile alıcı davalı arasındaki mal alımı devam ettiği sürece …geçerli olduğu, satıcının yeterli düzeyde hizmet sunamaması,….halinde alıcının tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebileceğinin, aynı bölümün 15.maddesi uyarınca sözleşmenin 01/05/2013 tarihinde yürürlüğe gireceğinin belirtildiği görülmüştür.
Sözleşmenin ”Personel Konuları” başlıklı bölüm 1.maddesi uyarınca, mal alımının hizmet dahil olacağı, davacının mal tedariki yanında personel de temin edeceği, 8.maddesi uyarınca kasa hizmetinin Milli Saraylar tarafından verilmekte olduğu anlaşılmaktadır.
”Mali Konular” başlıklı bölüm 1.maddesinde ise mal satış bedeli olarak alıcının satıcıya satış meblağının(satış meblağı=alıcı ile satıcı arasında geçerli olan ekte yer alan fiyatlar üzerinden Milli Saraylar kasasından satışı gerçekleşen ürün miktarının çarpımı ile elde edilen toplam tutar) %74’ünü ödeyeceği, %26’sının kendisinde kalacağı belirtilmiştir.
O halde taraflar arasında konsinye usulü mal ve hizmet tedarikine ilişkin belirsiz süreli işbirliği sözleşmesi akdedildiği, kasayı tutmakta olan ve tesisin sahibi olan Milli Saraylar tarafından mal satışı gerçekleştirildikçe alıcıya ödenen tutarın sözleşmede belirtilen oranının fatura karşılığı satıcı davacıya ödeneceği anlaşılmaktadır. Davalı taraf sözleşme ilişkinin 2013 yılı Kasım ayı sonunda sona erdiğini, bundan sonra davacı tarafça sadece bir takım unlu mamul temin edilmesi üzerine Ocak 2014 tarihli faturanın düzenlendiğini ileri sürmekte ise de , dosya kapsamında sözleşme ilişkisinin sona erdirildiğine ilişkin ihtar vs. belgeye rastlanılmamış olması, 31/12/2013 tarihli faturayı kabul etmeyen davalının 10/01/2014 tarihli faturayı kabul etmesi , ayrıca Aralık 2013 ve Ocak 2014 tarihlerinde düzenlenen davacı faturaları toplamının Milli Saraylar tarafından davalıya yapılan o aylara ilişkin ödeme tutarları ile uyumlu olması karşısında davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.Yine davalı tarafça rapora itiraz dilekçesinde Aralık 2013 ve Ocak 2014 dönemine ilişkin olarak dava dışı firmalardan temin edilen ürünlere ilişkin faturalar sunulmuş ise de söz konusu faturalara konu ürünlerin sözleşme konusu işletmede kullanıldığına dair delil sunulmamış ve bu firmalarla akdedilen sözleşmelerin sunulmamış olması karşısında uyuşmazlık konusu 31/12/2013 tarihli 100334 nolu 39.229,40- TL bedelli “muhtelif gıda” açıklamalı davacı faturasının davacı alacak hesabında dikkate alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, dolayısıyla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davalı tarafça hesaplamanın doğru yapılmadığı ileri sürülmekte ise de, takibin cari hesaba dayalı olması nedeniyle davacı defterlerinde alacak kaydı olarak görünen tutarın hesaplamada dikkate alınmasında bir isabetsizlik yoktur. Yine raporda davacının Ekim 2013 döneminde 15.146,07-TL fazla fatura düzenlediği tespit edilmiş ise de, Aralık 2013 ve Ocak 2014 döneminde bu fazla tutar dikkate alınarak fatura düzenlendiği tespit edilmiş olup, dolayısıyla bu tutarın davacı alacağından ayrıca tenziline gerek yoktur.
Davacı vekilinin istinaf istemine gelince; öncelikle dava İtirazın İptali davası olup takiple sıkı sıkıya bağlı bir davadır. Dava konusu icra takibi cari hesaba dayalı olduğundan, davalı tarafın dava dilekçesinde 01/03/2014 tarihli 101337 nolu 18.788,72- TL bedelli faturanın icra takibine konu edilmediği yönündeki beyanı takip dayanağını değiştiremeyeceğinden, söz konusu dava dilekçesine ekli cari hesap ekstresinde yer alan bu faturanın da davaya konu edildiği kabul edilmelidir.
Sözleşmenin “Mali Konular” başlıklı 6.maddesi uyarınca tesiste eksik donanım, vitrin, mutfak malzemesi, vs temininin satıcıya ait olduğu, 7.maddesi uyarınca su, elektrik, doğalgaz ve kira giderinin alıcıya ait olduğu, ancak ilave donanımın ve diğer tesis giderlerinin satıcıya ait olduğu…., 8.maddesi uyarınca ….satıcı işin sona ermesi halinde tesise sabitlenerek monte edilmeyen tüm malzemelerini tekrar götürebileceği, ancak sökülmesi halinde tesise zarar verecek donanımların Milli Saraylara terk edileceği, ”Diğer Konular” başlıklı bölümün 10.maddesi uyarınca satıcı tarafından ek olarak tesis ve temin edilen malzemelerin (vitrin, dolap, mutfak malzemesi, görüntü sistemi, otomasyon sistemi vs) iş bitiminde satıcıya teslim edileceği kararlaştırılmıştır.
Davacı tarafından düzenlenen uyuşmazlık konusu 01/03/2014 tarihli 101337 nolu 18.788,72- TL bedelli faturanın “muhtelif gıda, hammade,ambalaj malz.,züccaciye” ile “pizza fırını 6+6, ufo 3000 UK soba, havalandırma motoru,seperatör ve ses hoperloru” açıklamalı olduğu görülmektedir. Davalı taraf bu ürünlerin kafeteryada kullanılıp kullanılmamasının önemli olmadığını, zira bu giderlerden davacının sorumlu olduğunu savunmakta ise de yukarıda belirtilen sözleşme maddeleri uyarınca sözleşmenin sona ermesi nedeniyle fatura konusu pizza fırını 6+6, ufo 3000 UK soba, havalandırma motoru,seperatör ve ses hoperloru gibi ürünlerin davacıya iadesinin gerektiği açıktır. Davalı, bu ürünlerin kendilerine teslim edilmediği, sökülmesi halinde tesise zarar verileceği veya faturada yer alan ürün bedellerinin fahiş olduğu yönünde bir savunmada bulunmadığına göre, davacı bu ürünlerin toplam bedeli olan 5.480-TL’yi talep etmekte haklıdır, ancak “muhtelif gıda, hammade,ambalaj malz.,züccaciye” gibi içeriği belirsiz, iadesinin gerekip gerekmediği anlaşılamayan ürünlere ilişkin fatura bakiye bedelini istemekte ise haksız olduğu kabul edilmelidir.
O halde ilk derece mahkemesince davanın (48.126,18-TL+5.480-TL=) toplam 53.606,18-TL üzerinden kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2017 Tarih 2016/521 Esas 2017/741 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın KISMEN KABULÜ ile; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasında vaki itirazın KISMEN İPTALİNE; takibin 53.606,18-TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara davacı talebini aşmamak üzere avans faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacak likit olmakla, kabul edilen 53.606,18- TL alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı tarafın şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,”
İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ;
“Alınması gereken 3.661,83- TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme ve icra veznesine yatırılan 1.145,23-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.516,60- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından ödenen 1.145,23-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından ödenen 107-TL davetiye gideri, 10,20-TL müzekkere gideri ve 1.000-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.117,20-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 894- TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan 2 adet davetiye gideri 20-TL’nin kabul-red oranına göre 4,10-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 6.246,68- TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 2.180- TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine .
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Davalı tarafın istinafı yönünden alınması gerekli 3.661,83-TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 822-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.839,83-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan toplam 87,85- TL istinaf yargılama giderinin kabul-red oranına göre 70,22- TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oybirliği ile HMK’nun 361/1 maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/12/2018