Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/531 E. 2019/1101 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/531
KARAR NO : 2019/1101
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2017
NUMARASI : 2013/52 Esas 2017/952 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:12/09/2019
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde: müvekkili ile davalı arasında imzalanan 16.09.2008 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında müvekkilinin 400.000.-USD.Iık kredi kullandığı ve edimlerini zamanında ifa ettiğini, kredi dövize endeksli olduğundan hesap ve oranların TL. üzerinden yapılma gereğinin bulunduğunu, davacının sözleşme ve yasal mevzuata aykırı olarak KKD ve BSMV bedelini krediyi kullandırdığı gün USD cinsinden ve en yüksek kur üzerinden 48 aylık peşin tahsil ettiğini, kur 1.689TL üzerinden 16.638.57 USD.Iık kesintinin yanlış olduğu, ödeme planı gereğince taksit dönemindeki kâr payından KKDF ve BSMV tahsil edilmesi gerektiğini, geri ödeme planı gereğince ödeyeceği toplam KKDF 7.372.76 USD. iken müvekkilinden 16.636,57 USD. KKDF tahsil edildiğini, davalının müvekkilinden fazladan 9.265.81 USD. fazla tahsilat yaptığını, ayrıca kredi sözleşmesi ve geri ödeme planına göre anaparanın erken ödenme cezasının % 2 olduğunu, müvekkilinin kredi sözleşmesinde belirtilen 12 taksit ödemesini yaptıktan sonra kalan anaparayı peşin ödediğinden, erken ödeme cezası olarak 3.943.82 USD alınması gerekirken 10.645.28 USD. tahsil edilmekle toplamda 9.265.81 USD. KKDF den ve 6.701.46 USD. da erken ödeme cezasından olmak üzere toplam 15.967.27 USD. fazla tahsilat yapıldığı, iddiasında bulunarak Kredi sözleşmesinden dolayı davalıya KKDF ve erken ödeme cezasından dolayı haksız yere ödenmiş olan 28.222.15 TL. (15.967,27 USD-) bedelin ödenme tarihinden itibaren devlet bankalarınca USD bazında açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte iadesine karar verilmesi karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı banka vekili Cevap Dilekçesinde; davacı iddialarının hukuki dayanağının bulunmadığını, kredi sözleşmesi gereğince banka tarafından kesilmesi gereken KKDF kesintilerinin 4684 sayılı yasanın geçici 3-a maddesi uyarınca KKDF kesintilerinin bu konuda yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar yürürlükten kaldırılan hükümlere göre tahsil edilmeye devam olunur şeklinde düzenlendiğini, müvekkilinin KKDF kesintilerinde sadece aracı olup bu kesintilerin maliye hâzinesine intikalini sağladığını, yani müvekkilinde bu kesintiler nedeniyle bir gelir artışının söz konusu olmadığı, yapılan kesintilerin yasal mevzuat gereği yapıldığını, bu nedenle müvekkilinin fazla KKDF kesintisi yaptığı iddiasının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; KKDF kesintilerinde 30/12/2008’den önceki dönem uygulaması ile bu tarihten sonraki dönem uygulamalarının farklı yöntemlerle hesaplanacağı, bu itibarla 30/12/2008’den önceki dönemlerde dövize endeksli olarak kullandırılan kredilerde faiz tahakkuk tarihinde faize ilave olarak tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın borç bakiyesine ilişkin kur farkı üzerinden fon kesintisi yapılması gerektiği, Bilirkişi heyetinin ilk raporunda 30/12/2008 tarihinden önceki döneme ilişkin hesaplama yöntemi ile hesap yapmadığından hatalı sonuca vardığı ancak bu hususta alınan 28/02/2017 tarihli ek raporunda usulüne göre hesaplama yapıldığı ve yapılan hesaplamaya göre davalı bankanın dava konusu dövize endeksli taksitli, geri ödemeli kredideki KKDF kesintisi miktarının fazla olmadığı bankacılık uygulamaları usulüne uygun olduğu, davacının fazla KKDF kesintisi alacağı olmadığı, davalı Bankanın BSMV kesintilerinin de usule uygun olduğu fazla bir kesintinin olmadığı, kök ve ek raporlarda da belirtildiği üzere, %2’lik krediyi erken kapama tazminatı oranının konut kredilerinin erken kapanmasında uygulanan bir oran olduğu, dövize endeksli kredilerde diğer bankaların uygulamalarının da ortalama 4-6 arasında değiştiği %4-6’lık oranın kadrimaruf olduğu davalı bankanın krediyi erken kapama tazminatının %5,4 oranına tekamül ettiği davacıdan fazladan kesilen bir erken kapama tazminatı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkilince alınan kredinin genel tüketici kredisi olduğunu, ancak mahkemece ticari kredi olarak değerlendirildiğini, müvekkilinin sorumluluklarını yerine getirdiğini, davalı tarafın haksız olarak aldığı bedellerin hak kaybına yol açtığını, kredi sözleşmesine göre erken kapama cezası %2 olarak belirlenmesine rağmen davalı bankaca mortgage sözleşmelerine uygulanan %5 oranın kullanıldığını, bu durumun sözleşmeye aykırı olduğunu, müvekkilinin toplam 400.000,00 USD kredi kullandığını, dövize endeksli kredilere ilişkin banka bedellerine ilişkin muhasebe ve hesap oranlarının TL cinsinden olma zorunluluğu bulunduğunu, davalı tarafın sözleşme ve mevzuata aykırı olarak KKDF ve BSMV bedelini krediyi kullandırdığı gün USD cinsinden ve en yüksek kur üzerinden tahsil ettiğini, müvekkilinin ödemesi gereken toplam KKDF miktarının 7.372,76 USD olması gerekirken 16.636,57 USD tahsil edildiğini, müvekkilinin 12 aylık taksit ödemesi yaptığını, kalan kısmı peşin olarak ödediğini, sözleşmeye aykırı olarak 48 aylık tüm genel miktar üzerinden erken ödeme cezası tahsil edildiğini, mahkemece örnek uygulamalar için bankalardan uygulamalar hakkında bilgi talep edildiğini, istenilen uygulama bilgisinin eksik olduğunu; istenilen hususlara verilen bilgilerin ise dikkate alınmadığını, müvekkilinin hak kaybına uğradığını belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, dövize endeskli genel kredi sözleşmesi uyarınca fazla ödenen KKDF(Kaynak kullanım Destekleme Fonu ), kredinin erken kapanma komisyonu ve BSMV tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ,bu karara karşı davacı tarafından istinaf yolunu başvurulmuştur.Davacı ile davalı banka arasında 16/09/2008 tarihli 400.000,00USD limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı davacıını 25/09/2008 tarihinde 48 eşit taksitte ödenmek üzere 250.000,00USD dövize endeksli kredi kullandığı ve davacının 13/10/2009 tarihinde kredi borcunu tamamını kapattığı hususu ihtilafsızdır.Davacının imzaladığı kredi geri ödeme planında sadece mortgage kapsamındaki teminatı ipotek olan tüketici kredileri için %2 olarak belirtildiği görülmüştür.Uyuşmazlık; Davacının davalı bankadan kullandığı dövize endeksli genel kredi sözleşmesi nedeniyle davacıdan KKDF(Kaynak kullanım Destekleme Fonu),kredi erken kapama komisyonu ve BSMV’nin fazla tahsil edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.İstinaf incelemesi, HMK. 355. Maddesi uyarınca; ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 3.1.1 maddesinde 4077 sayılı kanundan kaynaklanan tüketici kredilerinin sözleşme kapsamında olmadığına ilişkin düzenleme bulunmakla birlikte genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar ticari dava olup, ticari davalara bakma görevi de Asliye Ticaret Mahkemelerine ait olduğundan (Yargıtay 19. HD. 2016/19652 E.- 2018/4779K., Tarih 03/10/2018, Yargıtay 19. HD. 2014/17510 E- 2015/4731 K., T. 02/04/2015) davacı vekilinin davaya konu dövize endeksli genel kredi sözleşmesi uyarınca kullanılan kredinin tüketici kredisi olduğu yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Bakanlar Kurulu Kararnamesi uyarınca ve ilgili tebliğe göre “dövize endeksli kredilerde borç bakiyesine ilişkin kur farkı ile dönem faizin cari kurdan TL karşılığı toplam tutarı üzerinden tahakkuk ettirilen faizlere ek olarak döviz kredisinin kullandırıldığı tarihte kredinin ana para üzerinden hesaplanarak fona yatırılır” hükmü gereği bankaca tahsil edilen KKDF ve BSMV miktarlarının doğru uygulandığı, genel kredi sözleşmesinin geri ödeme planında sadece mortgage kapsamındaki teminatı ipotek olan tüketici kredileri için erken ödeme komisyonunun %2 olarak belirtildiği ve davacı tarafından kullanılan dövize endeksli kredi de diğer bankaların %4-6 oranında erken ödeme komisyonu uyguladığı ,davalı bankanın %5,4 oranında erken ödeme komisyonu tahsil ettiği ve cari bankacılık uygulamasına göre davalı banka uygulamasının yerinde olduğu anlaşılmakla mahkemece davalı bankanın davacıdan fazla tahsilatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddinne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davalı yan gider avansından karşılanan 8,40 TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/09/2019