Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/520 E. 2018/1535 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/520
KARAR NO : 2018/1535
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2017
NUMARASI : 2016/180 Esas 2017/1191 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/12/2018 (01/01/2019 yazım tarihli )
Asıl ve birleşen davanın kısmen kabulune ilişkin hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA : Davacı vekili, davalının power service markasının servis hizmetlerinin yürütülmesi işini yaptığı, 25.5.2011’deki yan sözleşme ile malzemelerin elleçlenmesi ve sipariş sevkiyatının sağlanması işinin yapıldığını, malzemelerin davalıya ait olduğu, ana sözleşmenin davalı tarafından feshi sonucun da davalıya ait eşyaların davacı deposunda kaldığı, günlük 500-TL + KDV ücretten hesaplanarak ödeme için ihtar keşide edildiği, depolama alacağının faturalandırılarak davalıya gönderildiği,ancak ödenmediği, bakırköy … icra dairesinin … esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itiraz ettiğini , itirazının iptaline, takibin devamına, inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Asıl davada, davalı cevabında sözleşmenin 4/2 maddesi ile sözleşme bitiminde davalıya iadesinin gerektiği, davalının teslimden kaçınması halinde tevdi mahalli tayini istemesi gerkitiği halde , günlük depolama ücretini faturalandırılarak takibe konu ettiği, istemin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine, tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili ; müvekkili şirketin elektronik perakendecisi olduğunu,davalı şirket arasında hizmet sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirket tarafından davalı yana yapılan hizmet bedeli ödemeleri esnasında 29/05/2015 tarihinde 14.293,34- TLnin müvekkili şirket tarafından davalıya sehven ödendiği iadesi talep edilmiş ise de edilmediğini , bu nedenle iadesi için Bakırköy ..İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını ancak davalının itiraz ettiğini bildirerek borçlunun itirazının iptaline, %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP :Davalı vekili; davacı tarafIN icra takibinde ve davasında müvekkili şirket hesabına göndermiş olduğu 14.293,34-TL paranın yanlışlıkla gönderildiğini iddia ettiğini,davacı ile müvekkili şirket arasında cari borç ilişkisi bulunduğu, müvekkili tarafından tutulan cari hesaba göre davacının müvekkiline borcunun 77.353,75- TL olduğu, 14.293,34- TL bu borçtan mahsup edilerek bakiye 63.060,41 -TL için Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, hesaba yapılan EFT’nin borca mahsubunun yasal olduğunu, davacıya ait eşyanın müvekkilinin deposunda kaldığını , müvekkilinin saklama hizmetini sürdürmeye devam ettiğini, haksız davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, haksız takip nedeniyle alacak miktarının %20’si oranıda davacının icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasında iki esaslı uyuşmazlık bulunduğu, esas dosyada davacı taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin feshi nedeniyle davalının teslim almadığı mallardan dolayı davacının depolama ücreti talep edip edemeyeceği ve edebileceği ücretin tutarı, birleşen dosyada 29/05/2015 tarihinde davalıya yapılan 14.293,34- TL’nin iadesi gerekip gerekmediği noktasında olduğu ;
Asıl davada: Davacının depolama bedelini davalıya faturaladığı ,ancak bedele ilişkin anlaşma bulunmadığından rayicin tesbiti gerektiği,yapılan bilirkişi incelemesi neticesi alınan rapor ve ek raporda ; fesihten sonra ürünlerin davacının mağazasında ticari faaliyetini kısıtlayıcı bir durum teşkil etmiş ise davacının depolama bedeli isteyebileceği 49.616 adet ürünün 32,51 m3 ve 5.418 kg. tekabül ettiği, yardımcı malzemeler ile ortalama maksimum 35 m3 hacmi bulacağı,Lojistik Depo İşletmeleri piyasasında m3 depolama fiyatının günlük ortalama 0,47 TL üzerinden 16,45 -TL olduğu davacının düzenlediği faturada 137 günlük depolama ücreti talep edildiği , 2.253.65- TL depolama bedeli hak kazandığından işlemiş faizi ile birlikte itirazın kısmen iptaline ve icra inkar tazminatı isteminin reddine ,
Birleşen davada ;davacının14.346,44 TL tutarındaki ödemeyi yaptığı tarihten önce, davalıya 53,10- TL bakiye borcunun bulunduğu, yapılan ödemeden bu miktar düşüldüğünde 14.293,34-TL nin sehven ödendiği asıl dosyada davacının depolama bedeli olarak 2.305,51 TL toplam alacağı olduğu dikkate alınarak 14.293,34 TL’den mahsubundan sonra kalan 11.987,83-TL için itirazın kısmen iptali ile likit alacak nedeniyle %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : 1-Asıl dava davacısı(birleşen dosya davalısı) . … Ltd. Şti. Vekili ; asıl davanın kabulü ile birleşen davanın reddi gerektiğini, sözleşmenin feshine rağmen davalı tarafından teslim alınmayan eşyaların günlük davalıya 500,-TL üzerinden depolanacağınınbildirildiğidavalının buna itiraz etmeyerek ,zımnen kabul ettiğini ve faturalandırılan ardiye ücretinin tarifeye göre değil, sözleşme serbestisine göre belirleneceği, davalının fiyat tarifesine de itiraz etmediğini, asıl dava yönünden alacağın yargılamayı gerektirdiği nedenle inkar tazminatına karar verilmediği, bu nedenle aynı alacak için birleşen dava yönünden inkar tazminatına karar verilmesinin yerinde olmadığı, keşif yapılarak depolama yapılan yerin incelenmesi ve buna istinaden ücretin hesabı gerektiği, malların davacı iş yerinde depolanmak zorunda kalındığı, hükmün kaldırılarak asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi yönünde karar verilmesini istemiştir.
2-Asıl davada davalı(birleşen dosya davacı ) vekili , bilirkişi tarafından tespit edilen depolama bedelinin asıl dosyada tahsiline karar verilmişken birleşen dosyada da mahsup yapıldığını kurulan hüküm ile depolama bedelinin davacı tarafından mükerrer tahsil edilmesine neden olduğunu, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda depolama bedeli olarak belirlenen miktar yönünden hem asıl, hem birleşen davada ayrı ayrı hüküm verildiği, depolama bedeli olarak belirlenen 2.253,65 TL’nin taraflarınca başlatılan takipten mahsup edildiği ve davacının başlattığı takibin aynı miktar üzerinden devamına karar verdiğini, bu hususun hatalı olduğunu, inkar tazminatının toplam takip tutarı üzerinden hesabı gerektiğini, istinaf taleplerinin kabulü ile bu hususlarda kararın düzeltilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Asıl davada davacı tarafın talebi ;aralarında ki sözleşme ilişkisi bittiği halde davalıya ait ürünlerin zamanında teslim alınmaması nedeniyle deposunda yer işgal ettiği ;günlük 500-TL ücretle faturalanacağının davalı tarafa bildirildiğini ,karşı yanın buna itiraz etmediğini bu sebeble 76.700-TL bedelli 6 adet fatura düzenlediği ve bu faturaların davalı tarafça kabul edilmediği ve depolama ücretine ilişkin faturaların tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Taraflar arasında ki hizmet sözleşmesi gereği ödenen hizmet bedelinin içerisinde yapılan işin mahiyetine göre ayrıca depolamanın ücretlendirilmediği bu sebeble ölçü olarak alınacak bir ücret kararlaştırılmadığı anlaşılmaktadır.Davacı tarafın günlük depolama ücretinin davalıya bildirildiği ,itiraz edilmediği ileri sürülmekte ise de davacının istemine karşı çıktığı anlaşılan davalının istenilen ücreti kabul ettiğine yarar dosyada delil bulunmadığından davacı tarafın günlük 500-TL depolama ücreti üzerinden hesaplama yapılması gerektiğine ilişkin iddaları dinlenebilir değildir.İlk derece mahkemesince davalı tarafça talep edilebilecek ücretin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmış ,bilirkişiler tarafından belirlenen ücret kadrimaruf bulunarak hesaplanan miktar ve birikmiş faizi toplamı üzerinden itirazın kısmen iptaline karar verilmiş davacı vekili hesaplanan tutarın gerçeği yansıtmadığı,deponun bulunduğu konumun incelenerek istenebilecek ücretin tesbiti gerektiğinden bahisle daha fazla bir depolama ücretine hükmedilmesi gerektiği ni ileri sürmektedir.
Taraflar arasında ki sözleşmenin 5. ve 6.maddesi ile sözleşmenin feshinden sonra yüklenici (yani asıl davada davacı) depoladığı tüm malzemeleri, ayrıca herhangi bir bildirime gerek olmaksızın davalıya yada bildireceği adrese teslim edeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.Davacın ihtarında kalan malların alınmasını bildirdiği, aksi halde günlük olarak belirlediği depolama ücretinin ödenmesini, sözleşme bitim tarihi 25.5.2015 + 3 gün süre tanıdığı, davasına konu ettiği depolama ücretini 1.6.2015 tarihinden başlayarak dönemsel olarak günlük 500-TL üzerinden fatura düzenlemiştir.Mahkemece oluşturulan bilirkişi kurulu lojistik depolama birim fiyatları üzerinden depolama bedelini belirlemiştir. Depolamaya ilişkin bir sözleşme bulunmaması nedeniyle ortalama depolama ücreti üzerinden bilirkişilerce yapılan hesaplamalara göre karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.İşyerinde ki alan davalıya kiralanmadığından davacının işyerinin konumu itibariyle hesaplama yapılması isteğine ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Birleşen dava ise bu kez asıl dava davalısı tarafından ticari ilişki devam ederken hataen ödenen 14.293,34-TL’nin tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesi 14.293,34-TL’lik miktarın sehven ödendiği,iadesi gerektiğinden bu miktardan depolama alacağını da düşerek kalan alacak için itirazın kısmen iptaline karar vermiştir.
Asıl dava davalısı fazla ödemesini bağımsız bir takibe ve davaya konu etmiştir.Asıl dava davacısının depolama alacağına hükmederek itirazın kısmen iptaline karar verirken aynı zamanda bu kez depolama alacağını bir kez daha hataen ödenen paradan düşerek iki kez depolama alacağına hükmedilmiş bulunmaktadır.Her iki alacağa ilişkin ayrı ayrı takipler yürümekte olduğundan yapılacak iş asıl davada belirlenen depolama alacağı ve faizine hükmedilmesi ,birleşen davada da fazladan ödendiği tesbit edilen miktar üzerinden takibin devamına karar vermekten ibarettir.
Esasen 14.293,34-TL ödemenin fazla olup iadesi gerektiği birleşen dosya davalısının da kabulündedir. Zira depolama fatura bedelinden bu miktarı mahsup ederek takibin ve davanın başlatıldığı dava ve cevap dilekçelerinde kabul ve ifade edilmiştir.
Asıl dava davacı vekilinin asıl dosyada alacağın likit kabul edilmezken davalının alacağının likit sayılması bakımından hükmü istinaf etmiş ise de ;asıl davada alacağın bilirkişi hesaplaması ile belirlendiği buna göre davalı tarafça bilinebilir veya hesaplanabilir sayılamayacağı, birleşen davada ise davacının davalı tarafa yaptığı hizmet bedeli ödemeleri sırasında sehven yapılan bir ödeme bulunduğu ve bu ödemenin davalının bilgisinde olduğu ve iadesi gerektiğinin de kabulunde bulunduğu gözetildiğinde bu miktarın likit olarak değerlendirileceği birleşen dosyada icra inkar tazminatı hükmedilmesi ,asıl dosyada ise hükmedilmemesi bakımından davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Tüm anlatılanlara göre davacı vekilinin asıl davanın reddedilen kısımlarına ve birleşen davaya yönelik istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine ,davalı (birleşen dosya davacı ) vekilinin mahsuba karar verilen kısma yönelik istinaf sebebi yerinde olup mahsup yapılarak birleşen dosya alacağının bulunması mükerrerlik teşkil ettiğinden birleşen davaya yönelik hüküm kaldırılarak yeniden yargılama gerektirmeyen eksiklik giderilmek suretiyle yeniden hüküm verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Asıl Davada; davacı …San.Tic.Ltd.Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Birleşen dosyada ;Davalı (birleşen dosya davacısı)… vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Birleşen Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/727 Esas sayılı dosyasında verilen hükmün HMK.’nın 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,
“Bakırköy …İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasında davalı borçlunun itirazının iptaline, 14.293,34- TL alacağa takip tarihinden itibaren %9.75 avans faizi işletilerek takibin devamına,
%20 oranında hesaplanan 2.858.66-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesi ne,”
İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ;
“Birleşen dosya yönünden;
Alınması gereken 976,37- TL nispi harçtan 244,10- TL peşin nisbi harcın mahsubu ile bakiye 732,27 -TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından ödenen 277,60- TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından ödenen 94,- TL tebligat ve müzekkere giderinden ibaret yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı … vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.180- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”
İstinaf yoluna başvuran birleşen davada davacı … tarafından yatırılan 39,37 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Asıl dava yönünden; asıl davada davacı …San.Tic.Ltd.Şti. tarafından yatırılan peşin harcın karar harcına mahsubuna; birleşen dava yönünden alınması gerekli 976,37 TL istinaf karar harcının birleşen dava davalısı …Tic.Ltd.Şti.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
Birleşen dava davacısı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 39- TL istinaf yargı giderinin birleşen dava davalısı …Tic.Ltd.Şti. ‘den alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 06/12/2018