Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/513
KARAR NO : 2019/131
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2017
NUMARASI : 2016/1074 Esas 2017/998 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/02/2019
Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA :Davacı vekili; yönetim ve denetimi 22/12/1999 tarihinde TMSF’ye devredilen Y… A.Ş Mersin Şubesi müşterisi…Ltd. Şti ortağı … adına gelen 116.500 DM. havalenin şirketin diğer ortağı davalı tarafından çekildiğini,… tarafından İzmir 2. ATM’nin 1991/631 esas sayılı dosyası ile banka aleyhine açılan davanın kabul edilerek…’a ödenmesine karar verildiğini ve banka tarafından ödeme yapıldığını, daha sonra banka zararının karşılanması için Mersin … İcra Dairesinin …sayılı dosyasından başlatılan icra takibine banka çalışanlarının itirazı nedeni ile Mersin 2. İş Mahkemesi’nin 2001/410 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, davanın banka lehine sonuçlandığını, söz konusu takibin ve davanın takipsiz kalmış olması nedeni ile bu defa İst….. İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini ve İst. 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/290 Esas sayılı dosyasından menfi tespit davası açarak borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, …A.Ş ‘nin 22/12/1999 tarihinde TMSF ye devredildiğini, başkasına ait hesaptan para çekerek bankanın zararına neden olan davalının itirazın iptaline takibin devamına, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacının ilama dayalı bu borcu 26/05/1993 tarihinde …’a ödediğini ve ödedikten 6 yıl sonra 2 banka çalışanı ile müvekkili hakkında rücu talebiyle icra takibi başlattığını,kendisine tebligat yapılamadığını, ancak diğer 2 banka çalışanının takibe itirazı nedeniyle Mersin 2. İş Mahkemesinde açılan dava neticesinde 03/10/2001 tarih 2001/410 esas – 2001/810 karar sayılı kararı ile itirazın iptali ile takibin devamına karar verildiğini, müvekkilinin dava konusu olay sebebi ile Banka veya onun halefi olan davalı TMSF’ye rücu ilişkisi yada başkaca bir sebeple borcu bulunmadığını, takibe konu rücu alacağının TMSF’ye devredilmeden önce zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; davaya konu edilen zararın kaynağı olan olayın 14/06/1985 tarihinde 4389 sayılı yasanın yürürlüğünden önceki dönemde gerçekleştiği,BK nun125.maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin 15/06/1995 tarihinde, yani 5020 sayılı Kanun’un 27.maddesi ile 4389 sayılı yasa ile eklenen Ek 3.maddenin yürürlüğe girdiği 23/12/2003 tarihinden önce dolduğu, Mersin …. İcra Dairesinin …esas sayılı icra takip tarihinin 09/07/1999 olması nedeniyle 10 yıllık zamanaşımını kesmediği, dolayısıyla 4389 sayılı yasanın Ek 3. maddesinin somut uyuşmazlığa uygulanamayacağı, 14/06/1985 tarihinden 5411 sayılı yasanın 141. maddesinin yürürlüğe girdiği 01/11/2005 tarihine kadar 20 yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğu alacağın takip tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili;14.06.1985 tarihinde usulsüz işlemin gerçekleştiği ,26.05.1993 tarihinde banka tarafından …’a ödeme yapıldığı,ödenen paranın tahsili için Mersin …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından 09.07.1999 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı dolmadan takip başlatıldığını ve zamanaşımının kesildiği tarihten itibaren 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı,Mersin İş Mahkemesinin 2001/410 Esas 2001/810 Karar sayılı ilamı ile de kabul gördüğünü, yine bu dosya ile davalının sebepsiz zenginleştiği ve haksız kazanç sağladığının ispatlandığını, henüz 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığını ,kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Taraflar arasındaki dava, davacı TMSFye devredilen bankanın Mersin Şubesi’nden kaynaklanan fon alacağının takibine yönelik itirazın iptaline ilişkindir.Somut olayda ; davacı tarafından davalı aleyhinde başlatılan takibe vaki itirazın iptali talep edildiği,dosya içersinde ki karar örneklerinden anlaşıldığı üzere ;itirazın iptali talep edilen İstanbul ….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyada talep edilen borçtan dolayı borçlu bulunmadığının tesbiti talebiyle davalı … tarafından İstanbul 22.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/290 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve elde ki davadan daha evvel 20/6/2017 tarihinde hükme bağlanarak ;davacının davası takip tarihine kadar 5411 sayılı kanunun 141.maddesinin yürürlüğe girdiği 1/11/2015 tarihine kadar 20 yıllık zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle davanın kabulu ile İstanbul …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından dolayı davalıya borçlu bulunmadığının tesbitine karar verildiği ve bu kararın halen İstanbul BAM 16.Hukuk Dairesinin 2018/4467 esasında incelenmekte olduğu yapılan Uyap sorgusundan anlaşılmıştır.Davalı tarafından iş bu itirazın iptali davasından önce davacı tarafça başlatılan icra takibine konu borca ilişkin İstanbul 22.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/290 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığı, elde ki davadan daha evvel sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davalı tarafça açılan menfi tespit davasının eldeki dava dosyasını etkileyeceği dikkate alınarak, davalı tarafın açtığı davanın sonucunun bekletici mesele yapılmasına karar verilmesi gerekirken bu dava dosyasının sonucunun ve hükmün kesinleşmesi beklenilmeyerek yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiş,hükmün bu sebeble kaldırılarak dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1074 Esas-2017/998 Karar sayılı 28/11/2017 tarihli hükmünün HMK.’nun 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA;
Davanınyeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine”
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/02/2019