Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/51 E. 2018/214 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/51
KARAR NO : 2018/214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2017 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2017/1129 Esas
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/03/2018
11/12/2017 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekilince istinafı üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP : Davacı vekili; müvekkili bankanın dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti’ye 11.3.2011 tarihinde imzaladığı genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, ….müteselsil kefil olduğunu, alacak ödenmediğinden için hesabın kat edilerek 155.376,93- TL nakit 3.000- TL gayri nakit alacağın ödenmesi talep edildiği, İst… İcra dairesinin …. esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı alacağın tahsil edilemediğini, dava dışı borçlu şirket ile davalı şirketlerin ortaklarının aynı kişiler olup sahiplerinin akraba oldukları şirketler arasında organik bağ bulunduğunu, mizanları incelemesi neticesinde davalı firmalar arasında kaynak aktarımı mahiyetinde yoğun fon transferi işlemleri bulunduğunu, borçlu … firması ortağı ….. akrabası …. ait evde …. ikamet ettiği,dilekçe ekinde verilen …A.Ş keşidecisine ait 150.000- TL lik çekin cirantaları … ve …. firmaları imzalarının aynı olduğunun tespit edildiğini,perdeyi kaldırma teorisi ile tüzel kişinin ayrı kişilikler savunmasının yararlanmak istenmesine izin verilmemesi gerektiğini, dava dışı borçlu şirketin borcundan diğer davalıların müteselsilen sorumlu olması gerektiği bu nedenle alacak miktarı kadar malların ve alacaklarını ihtiyaten haczine, malların devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, alacakların tekerrür etmemek kaydı ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1129 esas ve 11/12/2017 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir için gerekli sebebin mevcut olmaması HMK 389/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz haklılığını ortaya koyacak sebebin bulunmaması sebebi ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebi red edilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemenin saydığı şartların fazlası ile mevcut olduğunu, dava dışı şirketten alacağın tahsil imkanı bulunmadığını, şirketin tüm işlerini davalılar aracılığı ile yerine getirdiğini, davalı şirketlerin asıl borçlunun temsilcileri ile akrabalık bağları aralarındaki kaynak aktarımı mahiyetinde yoğun fon transferi işlemleri bu durumda tüzel kişi perdesinin aralanması ile borçtan davalıların sorumlu tutulması gerektiği aksi halde dava lehine sonuçlansa bile tahsil kabiliyeti kalmayacağı Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2003/10954 esas ve 2004/1663 karar sayılı ilamında gerekçe de dikkate alınarak mahkeme kararının kaldırılarak taleplerin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davacı bankanın dava dışı şirkete verdiği kredinin ödenmediği , işbu genel kredi sözleşmesine dayalı borca davalı şirketlerin borçlu yada kefil sıfatı ile taraf olmadıkları ,Tüzel kişi perdesinin aralanması kuralı uygulaması ile davalıların bu borçtan sorumlu tutulmalarının talep edildiği ,ihtiyati tedbir-haciz verilebilmesi için gereken ispata yakın delilin olup olmadığı hususunun tespit edilmesi gerekmektedir.Tüzel kişi perdesinin aralanması tüzel kişinin borcundan üyelerin, üyelerin borcundan tüzel kişinin ya da ana ortaklıkta yavru ortakların özdeş kılınarak sorumlu tutulmasına olanak sağlanmaktadır.İkinci şekli ise, “Çapraz perdeyi kaldırma”dır. Aynı şirketler topluluğu İçinde yer alan kardeş şirketler arasında perdenin kaldırılmasıdır. Organik bağın varlığı için ayrı tüzel kişiler arasında belirli bir iktisadi bağımlılığın birlikte hareket olgusunun başka bir deyişle özdeşliğin bulunması gerekir.Organik bağın temelini de hakkın kötüye kullanılması yasağı ve dürüstlük kuralı oluşturmaktadır. İhtilaf konusu olay da işlem yapanların hileli davrandığının ispatı ,işlem yapanların davranışları ile karşı tarafı hataya düşürmüş oldukları; bu işlemi kasten, ihtimali kast ile de olsa işlendiğinin tespiti gerekmektedir. Somut olayda dava dışı borçlu şirket ile davalı şirketler kurucuların akrabalık ilişkisi içinde olduğu iddia edilmekte ise de ,kardeş şirket – bağlı şirket gibi hareket ettikleri ve aralarında organik bağ bulunup , kredi sözleşmesi konusu borçla ilgili olarak davacı bankanın hatayla düşürülmesi için kasti davranışlar yapıldığına ilişkin ispata yakın delil tespit imkanı yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle bulunmamaktadır.İhtiyati tedbir kararı, yasa metninden de açıkça görüleceği üzere “uyuşmazlık konusu hakkında” verilebilecektir. HMK’nun 391. maddesi gereği para alacağı talepli davalarda koşulları varsa İİK hükümlerine göre ihtiyati haciz kararı verilebilir. Konusu para alacağı olan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanı bulunmamaktadır. Davacı vekilinin ikincil talebi olan İİK 257. Maddesi gereğince ihityati haciz için vadesi gelmiş para borcu alacaklısının talebi gerekmektedir. Davalı şirketler , dava konusu genel kredi ile ortaya çıkan kredi borçlusu değillerdir. Tüzel kişi perdesinin aralanması için gerekli olan şartların varlığı ispata yakın oranda delillle tespit edilemediğinden davacı vekilinin ara kararına yönelik istinaf sebebleri yerinde olmadığından ,İstinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacı banka harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/03/2018