Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/502 E. 2020/99 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/502
KARAR NO: 2020/99
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2018
NUMARASI: 2015/547 Esas-2018/135 Karar
DAVA:İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/01/2020
Asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen dava davacısı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
ASIL DAVA: Davacı vekili, dava dışı … Tic. A.Ş.’nin … Tic. A.Ş.’ne devredildiğini, … Tic. A.Ş.’nin ise müvekkili şirketle birleştiğini, dolayısıyla … Tic. A.Ş.’nin ve davalının taraf olduğu 10/07/2012 tarihli bir mağazaya ilişkin franchise/süpermarket işletme anlaşmasına müvekkilinin taraf olduğunu, anlaşma uyarınca söz konusu mağazada müvekkili şirket logosu altında süpermarket işletme hakkı ile müvekkiline ait demirbaş eşyaların kullanımı ve yine müvekkili tarafından üretimi yapılan ve/veya müvekkili lojistik sisteminde bulunan gıdaların satış hakkının davalıya verildiğini, ancak davalının ticari ilişki kapsamında doğan bir kısım borçlarını ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili, davalının ticari ilişki kapsamında doğan bir kısım borçlarını ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili asıl ve birleşen davaya yasal sürece cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında imzalanan 10.07.2012 tarihli süpermarket işletme anlaşması ile davalıya bayilik hakkı verildiği, davacının cari hesap dayanağı olan faturalarda gösterilen malların teslimini ya da faturalarda belirtilen hizmetin ifa edildiğini kanıtlamak zorunda olduğu, asıl dosya yönünden yapılan bilirkişi incelemesinde cari hesap alacağını oluşturan konu kira, elektrik ve su, faturaları sunulmadığı gibi bayiye satılan malların fatura ve sevk irsaliyesi belgeleri de sunulmadığı, dolayısı ile cari hesaba konu edilen alacak kalemleri ticari defterlerde kayıtlı ise de cari hesaba konu edilen her kalem alacağının nereden ve nasıl doğduğu bağlamında ispat edici somut bir vesika bulunmadığı, davacı şirketin faaliyet dönemindeki fatura ve sevk irsaliye belgelerini ibraz etmediği, malların davalıya teslim edilip edilmediğinin belirsiz olduğu, birleşen dosya yönünden de cari hesaba konu edilen alacağı genel olarak kira, bakım onarım, elektrik, su faturaları oluşturduğu, cari hesap alacağının dayanağını oluşturan fatura içeriğindeki malların teslim edildiğine ve kira bedeli/elektrik-su fatura bedellerinin davacı tarafça ödendiğine, bakım/onarım için davacı tarafça masraf yapıldığına yönelik iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen dava davacısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Bilirkişi kök ve 06.10.2016 tarihli ek raporu ile müvekkili defterlerinin lehe delil vasfını haiz olduğunun, davalının defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçındığının, müvekkilinin icra takiplerinde alacaklı olduğunun tespit edildiğini, mahkeme kararının HMK’nun 222.maddesine aykırı olduğunu, mahkemenin taraflar arasında akdedilen 10./07/2012 tarihli sözleşmeyi ve eklerini dikkate almadığını, davalı defterlerini sunmadığına ve müvekkili defterlerindeki kayıtların aksini ispat edemediğine göre müvekkil defterlerindeki kayıtların müvekkili lehine delil olarak kullanılabileceğini, 2-Davaya konu alacağın sözleşme ve eklerine istinaden devam eden ticari ilişki kapsamında doğduğunu, 3-Mahkemece sözleşmeler, ticari ilşki, bilirkişi raporu ve takip dayanağı olan faturaların dosyaya sunulmuş olması yeteri kadar irdelenmediğinden mahkemenin kararının hatalı olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davaların kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı ile dava dışı (davacı tarafça devralınan) … Tic. A.Ş. arasında akdedilen 10/07/2012 tarihli “Süpermarket İşletme Anlaşması” başlıklı sözleşmenin Başlangıç Bölümü C Bendi “İşletici, süpermarket işine girmek istemekte ve …..imtiyaz sahibi tarafından kiralanmış veya kiralanacak olan bir yerde kurulmuş veya kurulacak olan bir … dükkanını kendi nam ve hesabına, … ticari hizmet ve markası altında işletmek istemektedir.” hükmünü, Anlaşma Bölümü “İmtiyaz Ücreti” başlıklı 2 nolu Bendi “…işletici imtiyaz sahibine 2.500-Euro tutarında bir imtiyaz ücreti ödeyecektir……. İşletici, hr ay mağazanın aylık brüt satışının %2’sini İşletme Ücreti olarak imtiyaz sahibine ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. Ancak, mağazanın aylık brüt satışının %2’si, işleticiye tahsis edilen mağaza için imtiyaz sahibi tarafından kiraya verene ödenen brüt kiranın %50’sinden az olur ise , işletici işletme ücreti olarak , …kira bedelinin %50’sini imtiyaz sahibine ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. …Bu işletme ücretine imtiyaz sahibinin abonelik ve aidat olarak ödediği giderler(elektrik, su,telefon,apartman aidatı,doğalgaz vb.) dahil olmayıp, belirtilen nitelikteki giderler, imtiyaz sahibi tarafından işleticiye fatura tutarı üzerinden ayrıca faturalandırılacaktır.” hükmünü haizdir. Tarafların ticari defterleri incelenmiş, davacı defterlerine göre davacının asıl davaya konu talebi yönünden 28.458- TL ve birleşen davaya konu talebi yönünden 38.506,45- TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre davalının davacıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş, ancak davalı tarafça dayanak cari hesap ekstresi sunulmadığından tarafların cari hesap kayıtları arasındaki farkın nedeni tespit edilememiştir. Davalının salt cari hesap ekstresini sunmaması nedeniyle defterlerini ibrazdan kaçındığının kabulü mümkün değil ise de, aksi kabul edilse dahi, bir tarafın ticari defterlerinin ve dayanağı belgelerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, HMK’nun 222/5 maddesi uyarınca ancak karşı tarafın münhasır delil olarak buna dayanmasına bağlıdır.(Emsal: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 tarihli 2014/11-1159 E., 2016/967 K. sayılı kararı) Davacı ise davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmamıştır. Dolayısıyla davacının ticari defter kayıtlarının dayanağı olan tüm belgeleri sunması ve alacak iddiasını bu belgelerle ispatlaması gerekir. Asıl ve birleşen davaya konu cari hesap alacaklarının bir kısmının davacı tarafça davalıya satılan mallara ilişkin olduğu, bir kısmının ise işletilen mağazaya ilişkin kira, su,elektrik,bakım-oanrım faturaları olduğu görülmüştür. Ne var ki davacı taraf mal satış faturalarını(bir kaç tane düşük tutarlı fatura dışında) ve irsaliyeleri, asıl davaya konu kira,su ve elektrik faturalarını dosyaya sunmamıştır. Birleşen davaya konu bir kısım kira, elektrik, su ve bakım-onarım faturası sunulmuş ise de, sözleşmenin ilgili hükmü de dikkate alındığında salt fatura düzenlenmesi faturaya konu alacağın ispatı için yeterli değildir. Zira sözleşme uyarınca davacı kendisi adına faturalandırılan tutar üzerinden davalı adına fatura düzenleyecektir. Elektrik, su faturalarının dayanağı olan ve ilgili kurum tarafından imtiyaz sahibi olan davacı taraf adına düzenlenen faturalar sunulmadığı gibi, bakım-onarım faturalarının dayanağı herhangi bir belge de sunulmamıştır. Yine sözleşmede doğrudan davalıdan aylık kira bedelinin talep edilebileceğine dair bir hüküm bulunmadığından ve sözleşmede belirtilen koşulun (mağazanın aylık brüt satışının %2’si, işleticiye tahsis edilen mağaza için imtiyaz sahibi tarafından kiraya verene ödenen brüt kiranın %50’sinden az olur ise , işleticinin işletme ücreti olarak , …kira bedelinin %50’sini imtiyaz sahibine ödemesi) oluştuğu yönünde bir iddiada bulunulmadığından, davacının bu talebi de haklı görülmemiştir. Tüm bu faturaların davalıya tebliğine ilişkin bir belge de sunulmamıştır. O halde davacının asıl ve birleşen davaya konu alacağını ispat edemediği gerekçesiyle her iki davanın reddi yönündeki ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Asıl ve birleşen dava davacısı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Asıl ve birleşen dava için ayrı ayrı alınması gereken 54,40’ar-TL olmak üzere toplam 108,80-TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 72,90- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 30/01/2020