Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/479 E. 2019/691 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/479
KARAR NO : 2019/691
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2017
NUMARASI : 2014/1089 Esas 2017/1316 Karar
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/05/2019
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davacı ve davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 13.03.2008 tarihli bayilik sözleşmesi bulunduğunu,sözleşme gereğince tesis edilen intifa hakkının Rekabet Kurumunun düzenlemeleri çerçevesinde 24/07/2013 tarihinde sona erdiğini, intifa hakkının 25/07/2023 tarihine kadar süreceği inancı ile intifa hakkına karşılık davalıya intifa bedeli ve kalıcı yatırım bedeli ödemesi yapıldığını,intifanın terkin edildiğini belirterek, intifa hakkı için ödenen bedelin güncellenmiş değeri olan 39.727-TL’nin ve kalıcı yatırımlar için ödenen bedelin güncellenmiş değeri olan 121.304-TL’nin toplamı olan 161.031-TL’nin 12/03/2009 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili ; sözleşmenin 13/03/2013 itibarı ile geçersiz hale geldiğini, sözleşme fesih olduğundan ve sözleşmedeki yetki şartıda uygulanamayacağından davanın davalının ikametgahında açılması gerekirken yetkisiz mahkemede açıldığını, sebepsiz zenginleşmeye göre açılan davanın sözleşmenin geçersiz hale geldiği tarihten 1 yıl sonrasında BK.nun 66.maddesi gereği zamanaşımına uğradığını, intifa bedelinin ve teknik yatırım bedelinin iade edilemeyeceğini, teknik yatırım bedelinin süreye bakılmaksızın yapılması gereken yatırımlarla ilgili olduğunu, iade kararı verilecek olsa bile talep edilen tutarın ve istenen faizin fahiş olduğunu, iade kararı verilecekse bile faizin sözleşmenin sona ermesi tarihinden uygulanması gerekeceğini,intifa tesis edilen yerdeki yatırımları Çorlu 2.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından tespit edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; davacı tarafından, sözleşme gereğince davalıya kurulan intifa hakkına bağlı olarak ödeme yapıldığı, ayrıca yatırım bedeli ödendiği, davalıya ait petrol istasyonun bulunduğu yerde talimat yoluyla yatırımların rayiç değerlerinin belirlendiği, bunların toplam değerinin 82.010-TL olduğunun tespit edildiği, bu tutarın sözleşmenin sona ermesiyle sebepsiz zenginleşme oluşturduğu, iadesi gerektiği,davaya konu intifa hakkının terkinine ilişkin 25/03/2014 tarih ve 7238 sayılı Ergene Tapu Müdürlüğü tescil istem belgesinde davacı şirket temsilcisinin intifa hakkının terkini ile ilgili olarak “yukarıda özellikleri belirtilen taşınmaz üzerindeki lehtarı olduğunuz intifa hakkının tamamından 1.000-TL bedeli aldığımızdan çıplak mülkiyet malikleri lehine terkini talep ederim” ibaresinin yer aldığı, bilirkişi raporunda kalan süreye ilişkin olarak 40.316,67.-TL tutarın iadesinin gerektiği belirtilmiş ise de davacı şirket yetkilisinin resmi merci önündeki açık beyanı dikkate alınarak intifa hakkına ilişkin tutar yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 82.010,00.-TL’nin 25/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1- Davacı vekili; intifa hakkının terkininden dolayı davalı tarafından müvekkiline bedel ödenmediğini, … taşınmaz maliki olan babası …’nun intifa hakkının süresinden önce terkini nedeniyle tapu harcını az ödeyebilmek için tapu müdürlüğüne intifa hakkının 1.000-TL bedel alarak terkin edildiğini beyan ettiğini,kullanılmayan süreye ilişkin 40.316,67 TL intifa hakkı bedeli alacağı tespit edildiğini, mahkeme tarafından sadece tescil istem belgesi hazırlanırken … tarafından kullanılmayan süreye ilişkin intifa hakkı için 1.000,-TL alındığı beyan edildiği için intifa hakkı bedeline ilişkin talebin reddedildiğini,tapu tarafından zorunlu prosedür gereği uygulanan bir işlem sebebi ile intifa bedelinin tahsil edilememesi ve terkin senedine yazılan bedelin müvekkili tarafından tahsil ve kabul edildiği şeklinde yorumlanarak davanın reddine karar verilmesinin davalının zenginleşmesine, müvekkilinin zarara uğratılmasına sebebiyet verdiğini, 2008 yılında dahi kalıcı teknik yatırımların toplam değerinin KDV hariç 118.700,72-TL olduğunun dava dosyasına sunulan faturalardan belli olduğu halde, mahkeme tarafından kısmen kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taleplerine 12/03/2009 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın tüm talepler açısından kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; intifa bedeli yönünden kararın onanmasını,müvekkilinin davacı ile dava dışı …San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen sözleşmeye malik ve kefil sıfatı ile taraf olduğundan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, akaryakıt istasyonu için yapılan teknik yatırımların müvekkili ile ilgisi bulunmadığını, bayilik sözleşmesinin asıl akidinin ….Ltd. Şti. olduğunu ve sebepsiz zenginleşme tespit olunsa dahi burada zenginleşen kişinin müvekkili değil dava dışı şirket olacağını, 13/03/2008 tarihli bayilik sözleşmesinin sona ermesinden sonra 01/10/2013 tarihli “istasyonlu akaryakıt sözleşmesi” tanzim edildiğini ve bu sözleşmenin süresinin 2 ay olacağının kararlaştırıldığını ve sözleşmede 13/03/2008 tarihli sözleşmeye herhangi bir atıf yapılmadığını, müvekkilinin 13/03/2008 tarihli sözleşmede geçerli bir kefaletinin bulunduğundan bahsetmenin mümkün olmadığı gibi sözleşmenin yenilenmesi sırasında kefil olarak imzasının bulunmadığını,karar verilen bedel yönünden 25/07/2013 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, belirterek hükmün müvekkili lehine kaldırılarak davanın husumet yokluğu veya esas bakımından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Rekabet Kurulu’nun 05/03/2009 tarihli kararı 12/03/2009 tarihinde kamuya duyurulmuş olup; bayilik sözleşmelerinin 5 yıl süre ile sınırlı bulunduğu,taraflar arasındaki (intifa kira, kredi ve ariyet ve benzeri) hukuksal ilişkilerinde rekabet hukuku kapsamında değerlendirileceğini karar vermiştir. Buna göre, akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak 18/09/2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin süresi ne olursa olsun ,yapıldıkları tarihten itibaren 5 yıl süreyle 2002/2 sayılı tebliğ ile getirilen muafiyetten yararlanacakları, bu sürenin sonunda tebliğle tanınan grup muafiyeti dışında kalarak 4054 sayılı kanunun 4.maddesine aykırı hale geleceği kamuoyu ile paylaşılmıştır. Davacı ile davadışı … Sanayi Tic.Ltd.Şti ve davalı arasında 13/03/2008 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi kurulduğu ve bu sözleşmeye bağlı olarakta davalının maliki olduğu taşınmaz üzerine davacı lehine 25/07/2008 tarihinde intifa hakkı tesis edildiği, intifa tesisi tarihinden sonra 12/03/2009 tarihinde kamuya duyurulan Rekabet Kurulu düzenlemeleri doğrultusunda bayilik sözleşmesine bağlı intifa sözleşmesinin de zorunlu olarak 25/07/2013 tarihinde sona erdiği açıktır.25/03/2014 tarihli 7238 Sayılı Ergene Tapu Müdürlüğünün Tescil İstem Belgesinde; …, davacı şirketin verdiği Beyoğlu ….Noterliğinin 28/01/2014 tarih … yevmiye nolu vekaletname ile vekil olarak : “…Yukarıda özellikleri belirtilen taşınmaz(… Ada … P (Daha sonra … Parsel olarak değişti) üzerindeki lehdarı olduğumuz intifa hakkının tamamından 1000 -TL bedelini aldığımdan çıplak mülkiyet malikleri lehine terkinini talep ederim” şeklinde beyanda bulunarak intifa hakkının terkin edildiği,bu durumda intifanın terkini bir bedel karşılığı yapılmış olup,davacının bakiye süreye ilişkin intifa bedelini talep edemeyeceği (Yargıtay 19.HD. 01.06.2017 tarih,2016/10759E, 2017/4454K sayılı ilamı),dolayısıyla intifa bedeline yönelik davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Davadaki ikinci talep, davalının maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde yapılan sabit yatırımların ,intifa sözleşmesinin beklenenden erken sona ermesi nedeniyle kalan süreye ilişkin sabit yatırım bedeline isabet eden değerin iadesi olup ,davalının intifaya konu taşınmazın maliki ve bu sıfatla akaryakıt bayilik sözleşmesinin tarafı olduğu, sabit yatırımların davalının taşınmazına davacı tarafça yapılmış olup, keşfen yapılan inceleme sonucu kalıcı yatırımların taşınmaz üzerinde yapıldığının, sözleşmenin feshinden sonrada bayiinin aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiğinin dolayısıyla bu kalıcı yatırımların taşınmaza değer kattığının belirlendiği, bu nedenle sabit yatırım bedelinin bakiye süreye isabet eden ve bilirkişi tarafından hesaplanan değerinin davalıdan istenebileceği ve bu hususta davalıya husumet yöneltilebileceği sonucuna varılmaktadır. (Yargıtay 19. H.D. 03.05.2001 tarih 2010/12817 esas, 2011/6049 karar sayılı ilamı)Davacı vekilinin yatırımın yapıldığı tarihteki değerinin daha fazla olduğu iddia etmekte ise de ,geçen zamana göre sözleşme her iki yanca ifa edilerek yatırımın değerinin azalması tabi bulunduğundan dinlenebilir değildir.Kullanılmayan süre için sözleşmenin feshi zamanında ki değerine ,davalının elinde kalan miktara hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 117/2 maddesi uyarınca, sebepsiz zenginleşmede sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttır. Somut olayda sebepsiz zenginleşen davalının kötüniyetli olduğu ispatlanmamıştır. Temerrüde düşmüş sayılması için ihtar keşidesi gereklidir.Ancak davalı cevap dilekçesi ile faizin başlangıç tarihinin sözleşmenin feshi tarihi olması gerektiğini kabul ettiği ve mahkemece bu tarihten itibaren temerrüt faizine hükmedilmiştir. Taraf vekillerinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalıdan alınması gereken 5.602,10- TL istinaf karar harcından peşin yatan 1.400,52-TLnin mahsubuna bakiye 4.201,58-TLharcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Hükümden sonra davacı ve davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 16/05/2019