Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/477 E. 2018/1674 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/477
KARAR NO : 2018/1674
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2017
NUMARASI : 2016/401 Esas 2017/444 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2018
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkili nezdinde Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı …Tic. A.Ş.’nin alıcısı olduğu emtianın deniz yoluyla taşıma işinin davalı tarafça gerçekleştirildiğini, sigortalı şirket yetkililerince çekilen fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere konteynerin üst kısmında fantuzi tutucusunun çarpması sonucu açılmış olan delikten içeri giren yağmur sularının ıslatması sebebiyle emtianın hasarlandığını ve buna ilişkin tutanak düzenlendiğini, ekspertiz incelemesi sonucu 21.808-TL tutarında hasar tespit edildiğini ve müvekkilinin 04/07/2013 tarihinde hasar bedelini ödeyerek TTK’nun 1472.maddesi uyarınca sigortalının haklarına halef olduğunu, alacağın rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, zira müvekkili SDV grubunun Türkiye’deki ortaklığı olup taşıyan yahut acente olarak değil taşıma işleri komisyoncusu olarak sorunmluluğunun olduğunu, ayrıca dava konusu taşımaya ilişkin konşimento uyarınca yükün konteynere yüklenmesi, istifi, lashing işlemi ve mühürleme işleminden yükleyicinin sorumlu olduğunu, taşıyıcı tarafından konteynerin kontrol edilemeyeceğini, müvekkilinin bu işlemlere herhangi bir katılımı olmadığından sorumluluğunun da olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; dava konusu emtianın satışının Fob satış olarak yapıldığı, dolayısıyla geçerli bir sigorta sözleşmesi gereğince hasar bedelini sigortalısına ödemiş olan davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, ayrıca taşıyan olan davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, icra takibinin TTK’nun 1188.maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde başlatıldığı, ancak dosyada davalı taşıyanın veya temsilcisinin imzasının bulunduğu bir hasar tutanağı olmadığı, bu durumda TTK’nun 1185/4 maddesi uyarınca davalı taşıyan lehine oluşan karinenin aksinin davacı tarafından ispatı gerektiği, yükün boşaltılmasında konteynerde haricen hasarın olduğuna dair herhangi bir tutanağın bulunmadığı, yükte meydana gelen hasarın taşımanın hangi aşamasında meydana geldiğinin ortaya konulamadığı ve davalı taşıyan lehine oluşan karinenin aksini ispat hususunda yeterli bir delil olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1- Emtianın, konteynerin üst kısmında fantuzi tutucusunun çarpması sonucu açılmış olan delikten içeri giren yağmur sularının ıslatması sebebiyle hasarlandığının tutanak, teknik rapor ve fotoğraflarla belgelendiğini, ekspertiz raporu ile de hasar tespiti yapıldığını
2-Mahkemece taşımanın aşamalarına ilişkin eksiklik görülüyor ise bu eksikliğin müvekkiline veya sigortalıya yazılacak yazı ile giderilebileceğini,Rapora itirazları değerlendirilmeden ve ek rapor alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, TTK’nun 1472.maddesi uyarınca Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkindir. Davacı … şirketi, sigortalı alıcının yurt dışından ithal ettiği emtiayı taşıma rizikolarına karşı güvence altına almış, emtianın davalının sorumluluğunda taşınması esnasında zarar gördüğünü ileri sürerek sigortalıya yapmış olduğu ödemenin rücuen tahsilini istemiş, davalı ise SDV grubunun Türkiye’deki ortaklığı olup taşıyan yahut acente olarak değil taşıma işleri komisyoncusu olarak sorumluluğunun olduğunu, ayrıca sorumluluğun yükleyicide olduğunu, kusurunun bulunmadığını savunmuştur.
Davacının dayandığı sigorta poliçesine göre, davaya konu emtianın taşıma rizikolarına karşı alıcı adına sigorta ettirildiği ve satışın FOB satış olduğu ihtilafsızdır. FOB satışta malların küpeştesine(güvertesine) geçene kadar meydana gelebilecek her türlü hasar satıcıya, gemi küpeştesine geçtikten sonra alıcıya aittir. Dolayısıyla emtia varma yerine ulaşıp alıcıya teslimi yapılmadan sigortalı alıcının mal üzerinde sigortalanabilir menfaati olduğu açıktır. Davacı … şirketi de oluşan ziyaa ilişkin 21.808-TL tazminatı 04/07/2013 tarihinde sigortalısına ödemiş ve ayrıca sigortalı alacağını temlik almıştır.
Öte yandan konşimentoya göre taşıma şekli Container Yard/Liman Konteyner yükleme sahasından-Liman Konteyner boşaltma sahasına kadar anlamına gelen CY/CY taşımadır. Emtianın dava dışı satıcının Kore ülkesinde bulunan fabrikasından deniz yoluyla taşıma işinin davalı tarafça üstlenildiği, emtianın 14/04/2013 tarihinde varış limanına ulaştığı, 13/05/2013 tarihinde sigortalı şirket yetkililerince düzenlenen tutanak ile emtianın bir kısmının ıslanma nedeniyle hasarlandığının tespit edildiği sabittir. Kara taşıma işinin de davalı sorumluluğunda olduğuna dair bir bilgiye rastlanılmadığından, davalı tarafın emtiayı 14/04/2013 tarihinde teslim ettiği kabul edilmelidir, buna göre TTK’nun 1188/1 maddesi uyarınca icra takibi 1 yıllık hak düşürücü sürede 14/04/2014 tarihinde başlatılmıştır.
TTK’nun 1185.maddesi “(1)Zıya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesi şarttır. Zıya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde gönderilmesi yeterlidir. İhbarnamede zıya veya hasarın neden ibaret olduğunun genel olarak belirtilmesi gereklidir…….
(4) Eşyanın zıya veya hasarı ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur. Şu kadar ki, bu karinelerin aksi ispat olunabilir.” hükmünü haizdir.
Davacı taraf yasal sürede hasar ihbarı yapıldığına dair bir delil sunmadığı gibi, hasarın oluşumunda davalının kusurlu olduğunu da ispat edememiştir. Zira dava konusu konşimentoda konteynerde hasar olduğuna ilişkin bir kayıt olmadığı gibi, 14/04/2013-13/05/2013 tarihleri arasında geçen sürede konteynerin nerede beklediği, kara taşımasının kim tarafından nasıl yapıldığı, konteynerdeki ıslanmaya neden olduğu belirtilen deliğin hangi aşamada meydana geldiği dosya kapsamında belirlenememiştir.Dava dışı sigortalı tarafından mallar teslim alındıktan sonra tek taraflı olarak düzenlenen 13/05/2013 tarihli tutanak ve 22/05/2013 tarihli teknik rapor iddianın ispatı için yeterli görülmemiştir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin davanın esastan reddi yönündeki kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/12/2018