Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/470 E. 2018/394 K. 06.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/470
KARAR NO : 2018/394
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2017
NUMARASI : 2017/740 Esas – 2017/1141 Karar
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/04/2018
İstanbul BAM 8.Hukuk Dairesinin görevli daireye gönderme kararı üzerine dosya kapsamıyla incelendi:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’in müvekkili bankadan 25/11/2016 tarihli kredi sözleşmesiyle kredi kullanıp Mercedes marka 2011 model bir araç satın aldığını, aracın davalı nezdinde trafik sigortası ve kasko sigortasıyla teminat altına alındığını, dava dışı borçlu … tarafından borç taksitleri ödenmediğinden İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasıyla rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığını ve aracın çalındığının öğrendildiğini, rehinli aracın çalınması nedneiyle müvekkili alacağının tahsil edilemeyeceğini, ancak aracın davalı nezdinde kasko sigortasıyla teminat altına alındığı anlaşıldığından sigorta şirketine başvuru yapıldığını, davalı tarafından aracın çalınmasının şüpheli olması sebebiyle başvurunun reddedildiğini belirterek HMK 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olacak şekilde araçta oluşan zarar bedelinden şimdilik 5.000,00 TL’nin davalıdan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA / Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak görülemeyeceğinden hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiği, nitekim sigortalı aracın tam ziyaa nedeniyle rayiç değeri ayrıca davacının kredi alacağının miktarının da belirlenebilir olduğunu, davacının araç üzerinde rehin hakkı bulunduğunu kanıtlaması gerektiğini, hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı dışında kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
GEREKÇE :İstanbul BAM 8.Hukuk Dairesinin 2018/510 Esas 2018/293 Karar sayılı ilamıyla;Dava konusu uyuşmazlık ve istinaf istemi, ticari nitelikteki rehin karşı ikraz isteminden kaynaklanmaktadır. Davacı vekili dilekçesi ile; dava dışı …’in bankadan kredi kullanırken aynı zamanda araç için kasko sigortasının da yapıldığını, araç üzerine krediden kaynaklı araç rehni olduğunu, rehin borçlusunun borcunu ödemediğini, aracın çalındığını öğrendiğini, davalı sigortaya başvurulduğunda ödeme yapılmadığını belirterek zararlandırıcı eylem nedeniyle tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
” 6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesine kaynaklanan ve kasko sigortası ile ilgili rücuen tazminat davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar ile “Sigortalısının kendi kasko sigortasının, trafik sigortasının da kendi sigortasına karşı açtığı tazminat davaları ile yolcu taşıma ilişkisi dahil sigortanın taraf olduğu, her türlü cismani ve maddi zararlı trafik kazasından doğan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararları istinaf inceleme görevi dairemize ait olduğu açıktır. Ancak buradaki istek sigortalının kendi kasko sigortasından yada sigortalının halefiyet gereği olayda kusuru bulunanan karşı taraftan rücuen tazminat ve de trafik kazasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin değildir. Davacı banka krediyi tahsil edememesi nedeniyle sigorta ile sözleşme yapmamasına rağmen sigorta kuruluşuna başvurmuş, bunu da rehin alacağına dayandırmıştır. Davacının istemi araç rehni nedeniyle rehin alacağının istemine ilişkindir. 01/03/2018 tarihli iş bölümü cetvelinin 12, 13, 14. Hukuk Dairelerinin görevini belirleyen kısmın 2. maddesinde ticari dava sayılan rehin karşılığı ikraz davalarında görevli dairenin 12.-13.-14. Hukuk Dairelerinin olduğu belirlenmiştir. “denilerek dairemize gönderme kararı verilmiştir.
Dava dışı …; davacı bankadan kullandığı 25.11.2016 tarihli Kredi Sözleşmesi ile … plakalı aracı satın almış ve kredi borcu ödenmediğinden rehnin (aracın satılarak )borcun tahsili dava dışı borçludan istenilmiş ,ancak aracın çalındığı anlaşıldığından (riziko gerçekleştiğinden )bu kez davalı … şirketinden kasko bedelinin ödenmesi talep edilmiştir.Davacı; davalıya karşı talebini davalının teminat verdiği 25.11.2016-2017 tarihli maksimum kasko poliçesine dayanarak yönelttiği ;Poliçe üzerinde sigortalı… , dain-i mürtehin ise (kasko bedeli üzerinde rehin hakkı sahibi) davacı olup (kasko bedeli) için davalıya talepte bulunmuş, davalı … şirketi olayı şüpheli görerek tazminat istemini reddetmiştir.
Dain mürtehin hakkına ilişkin yasal düzenleme ;TTK 1456/1 maddesi olup :“Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder.” İfadesi ile malik üzerinde rehin hakkı bulunan eşyasını kendi adına ve lehine sigortalatması durumunda rehin hakkı sahibinin, borçlu malikten alacağı rehinli eşyada riziko gerçekleşmesi durumunda  ödenecek sigorta tazminatı üzerinde de devam edecektir. Rehin hakkı sahibine tanınan bu hak yasadan kaynaklanması nedeniyle rehin sözleşmesinde rehin hakkının sigorta tazminatı üzerinde devam edeceği konusunda özel bir anlaşma yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Normal şartlarda rehinli eşya üzerinde rizikonun gerçekleşmesi durumunda sigorta tazminatı lehine sigorta yapılan malike ödenmesi gerekirken, eşyanın rehinli olması nedeniyle rehin sahibine sigorta tazminatı üzerinde özel bir hak tanımıştır. Rehin hakkı sahibine tanınan bu özel hak hangi sigorta tazminatlarında tanınacağı hususu da 1456. Maddesinde açıkça gösterilmiştir. Mal üzerinde ki malike ait menfaatin sigortalanması sonucuna dayalı tazminatlar üzerinde rehin hakkı sahibinin önceliği bulunmaktadır.
Anlatılanlara göre rehin borçlusu ile rehin alacaklısı arasında bir dava sözkonusu değildir.Davacı aynen sigortalı … gibi sigorta poliçesine dayanarak rehin hakkı bulunan aracın zarara uğraması nedeniyle sigorta tazminatını davalı sigortacıdan talep etmektedir. Davacı davalıdan sigorta poliçe bedelinden ancak borç kadarını davalıdan talep edebilecektir. Elde ki dava davacı değilde sigortalı (poliçe lehdarı)… tarafından açılmış olsaydı bu kez mahkeme yine dosyamız davacısının muvafakatını resen isteyecek,tamamlanamazsa aktif husumet ehliyeti yokluğundan davayı reddedilecekti.buna göre dava kasko sigortacısına sigortalı Hatice tarafından açılmış dava hükmünde olup ,poliçede daini mürtehin kaydı olmasa da kanun gereği poliçe bedeli üzerinde davacı rehin hakkı sahibi olduğundan sigorta akdine dayalı bu talebi sigortalının kendi trafik kasko sigortasına “karşı açtığı bir davadan ibarettir.
Bilindiği üzere gönderen daire ;Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin paralelinde ve aynı işbölümü ile trafik sigorta işlerine bakmakla görevli olup ; Olaya emsal olabilecek Yargıtay 17.HD 2016/19369 esas 2017/10554 karar sayılı ilamında ;bir bankadan temlik alan … AŞ tarafından açılan dava neticesi verilen hükmü ; yine Vakıfbank tarafından açılan dava yine dairenin. ,…i Bankası tarafından açılmış bir davada yine temyiz incelemesi 2015-14227 esas sayısında yapılmıştır. Burada zikredilmeyen pek çok kararın mevcut olduğu uyap incelemesinden anlaşılmaktadır.
İşbölümü kararında sigortalının kendi kasko sigortasına açtığı tazminat davaları sonucu verilen hüküm ve karar görev alanımızda olmadığından görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
İşbölümü kararı gereği dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince dairemize gönderme kararı verilmesi sebebi ile 5235 sayılı kanunun 35/1 maddesi gereğince işbölümü uyuşmazlığının giderilerek görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,
6100 sayılı HMK 352/1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda oybirliğiyle karar verildi. 06/04/2018