Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/46 E. 2018/243 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/46
KARAR NO : 2018/243
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/253 Esas 2017/923 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 15/03/2018
Davanın kabulune ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde ; müvekkili hakkında alacaklısı … olan 10/12/2014 tarih 19.850,- TL lik çeke dayalı olarak İstanbul… İcra müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibi ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü.. talimat sayılı dosyası ile hacize gelindiği, müvekkilinin ne böyle bir çeke imza attığını, ne de çekte ismi geçen keşideci yada cirantalarla ticari ilişki içine girmediğini, çekte müvekkiline atfedilen imzanın sahte olduğunu, müvekkilinin sanki çekte cirosu varmış gibi işlem yapıldığını, borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptali ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini , müvekkili lehine % 40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde ; müvekkilinin kasap malzemeleri imalat ve satışı yaptığını bu ticaret ile ilgili … ile yapılan alış veriş karşılığı keşidecisi … olan 10/12/2014 tarihli 19.850- TL bedelli çek ile 7.11.2014 düzenleme tarihli 15.500,- TL bedelli çek aldığığnı ve çekleri bankaya ibraz ettiğini, çeklerin ticari alışveriş ile eline geçtiğini davanın reddi ile % 40 dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatı kararı verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 4. Asliye Ticaret mahkemesi 2015/253 E.- 2017/923 K. sayılı ilamı ile dava konusu çekteki imzanın davacı eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığından davanın kabulü ile İstanbul 3. İcra Müdürlüğü 2015/8214 esas sayılı dosyasında borçlu oylmadığının tespitine, şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; dava konusu çekin bizzat…tarafından davacı adına keşide edildiğini , ilk cirantanın davacı olduğunu mahkemenin 18.2.2016 tarihli oturumunda davacının dava dışı keşideciye e-mail yolu ile ulaştığını beyan ettiğini, dava dilekçesinde keşideciyi tanımadığını söyledi ise de bu beyanından aralarında ilişki ve dialog olduğunu gösterdiğini, davacı takip bilgisine ulaştıktan sonra müvekkilini telefonla arayarak çek keşidecisi ile uğraşmasını istediğini, davacının keşideci eşini dahi bilmesinin ticari ilişkisi yok ise hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ,keşidecinin çeki gerekçesiz veremiyeceğine göre ticari ilişkinin olduğu açık , davacının ticari ilişki ile çeki aldığı ve bu çeki kullandığı çekten sorumlu olduğunu ,ayrıca çek keşidecisinin davaya dahil edilmemesinin ticari ilişkiyi açığa çıkarmak istemesinden kaynaklı olduğunu, müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargı giderine hükmedilmesinin de yasaya aykırı olduğunu müvekkilinin çek üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava konusu keşidecisi…olan 10/12/2014 tarihli 19.850-TL bedelli çekin kanuni unsurlarının mevcut olduğu davacının çekin ilk cirantası olduğu, aradaki cirolardan sonra davalının çekin hamili olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Mahkemece Adli Tıp kurumu fizik ihtisas dairesi tarafından yaptırılan grafolojik inceleme ile çekteki davacıya atfedilen imzanın davacı eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde davacı ve davalı arasında geçtiği öne sürülen telefon konuşması ile taraflar arasında ilişki olduğunu öne sürmektedir.
Gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “İmzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb… def’iler her hamile–iyiniyetli olsa dahi- karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.
6102 Sayılı Kanun 818 yollaması ile 677. maddesi gereği, düzenli ciro silsilesinde imzalardan birinin sahteliği kural olarak ciro zincirini bozmaz ve diğer cirantaları hamile karşı sorumluluktan kurtarmaz; ne var ki sahteliği nedeniyle geçersiz bir imza da sahibini bağlamaz. Somut olayda çekteki ciranta imzası davacıya ait olmayıp sahte olduğu tespit edildiğine göre davacı bu cironun sahteliği tespit olunan çek nedeniyle sorumlu olmayacak ise de çekteki diğer imza sahiplerinin sorumluluğu devam edecektir.
HMK.’nun 326/1 gereği kanunda yazılı haller dışında ,yargılama giderlerinin ,aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Dava da haksız çıkan taraf davalı olduğundan davalıdan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesi gerektiği , çekte ciro imzasının davacıya ait olmadığı tesbit edildiğinden davanın kabulü ile yargı gideri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline ilişkin hükümde isabetsizlik olmadığından ;davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 1.502,82- TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin yatırılan 376- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.126,82- TL ile ikmali gereken 85.40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.212,22-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 25- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nun 362.a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/03/2018