Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/458 E. 2018/1559 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/458
KARAR NO : 2018/1559
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2017
NUMARASI : 2017/297 Esas 2017/1164 Karar
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/12/2018 (21/12/2018 yazım tarihli )
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; SGK’dan gelen 10/02/2017 tarihinde tebellüğ edilen ödeme emri üzerine müvekkilinin davalı şirketin dışarıdan atanmış müdürü olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin davalı şirketle hukuki veya ticari ilişkisi olmadığını, davalı şirketle ilgili müvekkiline hiç tebligat yapılmadığını, şirketin hiçbir toplantısına katılmadığını, müvekkilinin imzası ile bir işlem yapılmasının söz konusu olmadığını, müvekkili adına atılan imzaların sahte olduğunu, davalı firma tarafından müvekkilinin müdür olarak atanmasına ilişkin kararların müvekkilinin iradesi dışında alındığını, alınan kararların yok hükmünde olduğunu ileri sürerek müvekkilinin müdür olarak atanmasına ilişkin davalı şirketin 15/04/2005 tarihli ortaklar kurulu kararı ile müvekkilinin temsil yetkisinin devamına ilişkin 10/03/2010 tarihli ortaklar kurulu kararlarının verildiği tarih itibariyle batıl olduklarının tespiti ile söz konusu kararların geriye dönük olarak iptaline/ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1- Davalı …; 10/03/2010 yılında ortaklık hisselerini … ile …’e devrederek ortaklıktan ayrıldığını, davacının kendi arzusu ile şirkete müdür olarak atandığını, davacının bu süreç içerisinde müdürlük yetkilerini kullandığını,davacının borçlardan dolayı sorumlu olmadığını belirtmiştir.
2-Davalı …;şirket kurulduğu zaman davacının inşaat işlerinden anlaması nedeniyle müdürlük konusunda davacıya teklifte bulunulduğunu, davacının teklifi önce kabul edip daha sonra sağlık sebepleri işlerinin yoğunluğu nedeniyle işi yapamayacağını söylediğini, davacının şirket müdürlüğünü yapmayacağını şirketin muhasebecisine bildirdiklerini ancak şahsın müdürlükle ilgili toplantı karar tutanağını düzenlemediğini, daha sonraki dönemlerde bu hususun sehven unutulduğunu ve müdürlüğüne son verilmesi ile ilgili bir karar alınmadığını, davacının hiç bir zaman şirkette fiilen müdürlük yapmadığını beyan etmiştir.
3-Davalı …; şirkette olan hisselerini diğer şirket ortaklarına devrettiğini, 22/02/2006 tarihi itibariyle şirketle ilgili hiçbir bağı kalmadığını, bu nedenle davanın kendisine yöneltilmesininhatalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafça açılan davada 10/02/2017 tarihinde gelen SGK ödeme emri evrakına kadar davalı şirket müdürü olduğundan haberdar olunmadığı, ödeme emri ile bu durumun öğrenildiği ileri sürülmüş ise de sicil dosyasında mevcut,inkar edilmeyen noter evrakı uyarınca davacının, davalı şirkete müdür olarak atandığını bilerek imza beyannamesi düzenlediği, bu tarihten sonra şirket müdürlüğünden istifa yoluna gitmediği,davacının davasını ispat edemediğinin kabulüyle, şirkete yönelik olarak açılan davanın reddine karar verilmiş, ortaklarının bu davada husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle diğer davalılara yönelik davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; dava dilekçesinde,davacının müdür olduğu yönünde bir bilgisinin olmadığı ifade edilmişse de; bu ifadenin sehven yazıldığını, mahkemenin 1.11.2017 tarihli oturumunda; davacının şirket ortaklarının müdürlük teklif ettiklerini bu arada evrakların düzenlendiğini, bu şekilde müvekkilinden istenen yine müvekkili tarafından şirket kuruluşunda muhasebeciye teslim edildiğini, bu evraklardan birinin de beyanname olduğunu, ancak şirketin hemen faaliyete geçmediğini ve davacının sağlık sorunları ve işleri nedeniyle kurucularla görüşerek çalışmayacağını bildirdiğini, mahkemece şirket kayıtlarının incelenmeden karar ihdası yoluna gidildiğini, müvekkilinin imza beyannamesi düzenlemesine rağmen hiçbir zaman faal müdürlük yapmadığının davalıların savunma ve beyanlarında da ifade edildiğini, müvekkilinin imza beyannamesi düzenlemesinin, onun müdür olarak atandığını bilmesi anlamına gelmediğini,müvekkilinin bu kararların alındığı toplantıların hiçbirinde bulunmadığını ve imzasının olmadığını, kendisine herhangi bir tebligat yapılmadığını,usule aykırı olarak alınan ortaklar kurulu kararlarının ise hukuken bir hükmünün bulunmadığını, iptali gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davacının müdür atanmasına ilişkin ortaklar kurulu kararının alındığı tarihte yürürlükte olan eTTK nun 541.maddesine göre şirket mukavelesi veya umumi heyet kararıyla şirketin idare ve temsili ,ortak olmayan kimselere de bırakılabilir. Davalı şirketin 15.4.2005 tarih ve 6 sayılı ortaklar kurulu kararı ile davacının davalı şirkete şirket ortağı … ile müşterek imza yetkisi ile şirket dışından müdür olarak atandığı ve kararın ticaret siciline tescil ile 8 haziran 2005 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği anlaşılmaktadır.Akabinde Kartal ..Noteri’ne nüfus cüzdanı ile başvurarak 6 mayıs 2005 tarih ve … yevmiye numaralı imza sirküleri çıkartıldığı 2005 yılında alınan seçim kararından sonra 2010 yılında da müdürlük görevinin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ortaklar kurulu kararıyla temsil yetkisi verilen davacının müdürlük süresinin halen dolmadığı ,istifa etmediği ve müdürlük görevine son verilmesine ilişkin bir ortaklar kurulu kararı da alınmadığı anlaşılmakla davalı şirkete yöneltilen ortaklar kurulu kararının iptaline ilişkin davanın ortaklığa yöneltilmesi yeterli olup ,şirket ortaklarına husumet düşmeyeceğinden gerçek kişi davalılar hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan ,davalı şirket hakkındaki davanın da yerinde olmadığından reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 06/12/2018