Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/454 E. 2018/503 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/454
KARAR NO : 2018/503
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2018 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2017/988 Esas
TALEP : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/05/2018 (Yazım Tarihi 18/05/2018)
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin 25/01/2018 tarihli ara kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN :Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı şirket tarafından kullanılan kredi ile ilgili olarak davacı …’un hatır ipoteği verdiğini, borçtan sorumlu olmadığını, davacılardan …’un davacı …’nın eşi olduğunu, ipotek işlemine rızasının bulunmadığını ileri sürerek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, ipoteğin kaldırılmasına ve İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün 2014/4774 sayılı icra takibinin durdurulması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
ALEYHİNE İHTİYATİ TEDBİR KARARI TALEP EDİLEN: Davalı banka vekili, davacı …’un ipotek veren sıfatıyla sorumlu olduğunu, ipotek konan fabrikanın aile konutu olmadığını, belirterek davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk Derece Mahkemesi ilk olarak dosyaya sunulan deliller, icra takibine başlanmış olması ve İİK’nun 72/3. maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ancak, borçlunun gecikmeden doğan zararlarını karşılamak ve alacağın yüzde %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesinin istenebileceği hususu dikkate alınarak mevcut delil durumuna göre telafisi imkansız zararlara yol açılmaması bakımından ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile vezneye yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesine karar vermiştir.
Davalı banka vekili 16.11.2017 tarihli dilekçesi ile tedbirin kaldırılmasını talep etmesi üzerine ilk derece mahkemesi, davacı … hakkında başlatılan takibin niteliğine, davalı banka ile dava dışı Bordo şirketi arasındaki Genel Kredi Sözleşmesi ile İpotek tesisine ilişkin resmi senet kapsamına göre davacı …’nin ipotek veren konumda olmasına dayanarak davanın ispatı yönünden yaklaşık ispat şartı yerine gelmediği gerekçesi ile tedbirin kaldırılmasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili, …un hatır için tek taşınmazını ipotek verdiğini ipoteğin geçersiz olduğunu, eşin rızasının alınmadığını, müvekkilinin kredi borçlusunun ortağı olmadığını, belirterek 29.01.2018 tarihli kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Uyuşmazlık, dava dışı Bordo …. şirketine davalı bankadan kullandırılan ticari kredi nedeniyle davacı …’un taşınmazı üzerinde kredi borcuna teminat olmak üzere davalı banka lehine ipotek tesis ettirmesi nedeniyle davacılar tarafından ipoteğin geçersizliğine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi ilk olarak dosyaya sunulan deliller, icra takibine başlanmış olması ve İİK’nun 72/3. maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ancak, borçlunun gecikmeden doğan zararlarını karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesinin istenebileceği hususu dikkate alınarak mevcut delil durumuna göre telafisi imkansız zararlara yol açılmaması bakımından ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar vermiş itiraz üzerine ise; davacı … hakkında başlatılan takibin niteliğine,davalı banka ile dava dışı Bordo şirketi arasındaki Genel Kredi Sözleşmesi ile İpotek tesisine ilişkin resmi senet kapsamına davacı …’nin İpotek veren konumda olmasına dayanarak davanın ispatı yönünden yaklaşık ispat şartı yerine gelmediği gerekçesi ile tedbirin kaldırılmasına karar vermiştir.
Davalı banka ile dava dışı Bordo….A.Ş. arasında 10.06.2013 tarihinde genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davacının şirkete kullandırılan bu krediye Tekirdağ Karaağaç Köyü 545 ada 20 parselde bulunan taşınmazını ipotek ettirerek teminat verdiği, dosyaya sunulan belgelerden anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulu bulunan Nüfus Kayıt örneğine göre …’un İpotek veren …’un eşi olduğu görülmektedir. TMK 194.maddesinde – Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağı düzenlenmiştir. TMK 881. maddesine göre, halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacağın ipotekle güvence altına alınabileceği belirtilmektedir. TBK 584. maddesinde düzenlenen kefalete ilişkin hükümler ,TMK nun aile konutuna ilişkin hükümleri dikkate alındığında davacı iddialarının varlığı, ipoteğin geçerli olarak kurulup kurulmadığı yapılacak yargılama neticesinde belirlenecektir.Somut olayda ipotek belgesi incelendiğinde yerin arsa vasfında olduğu konut yada aile konutu olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı ,ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yönündeki kararında bir isabetsizlik bulunmadığı ,dosya mevcuduna göre ihtiyati tedbir kararının devamını gerektiren yaklaşık ispatın gerçekleşmediği dikkate alındığında davacılar vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemişistinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/05/2018