Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/451 E. 2019/266 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/451
KARAR NO : 2019/266
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2017
NUMARASI : 2016/167 Esas 2017/453 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/02/2019
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirketin yaklaşık 100 müşterisine lojistik hizmeti sunduğunu, müşterilerine ait bilgilerin gizli kabul edildiğini, davalı tarafça bir süredir müvekkili şirketin ticari itibarını zedeleyecek karalama kampanyası yapıldığını, asılsız mailler ve bildirimler gönderildiğini,müşterilerine davalılarca 16/02/2016 tarihinde dilekçe ekinde sundukları mailin gönderildiğini, adı geçen şahısların müvekkil şirket adını kullanarak birtakım usulsüz işlemlerde bulunduklarının ileri sürüldüğünü, davalı firma yöneticisi … isimli kişi adresinden aralarında davacı müvekkilin iş yaptığı firmaların da bulunduğu çok sayıda kişiye e-posta gönderildiğini, 8 adet firmanın ismi verilerek belirtilen firmaların usulsüz işlemlerde sahte faturalar ile ticari işlemler yürüttüklerinin belirtildiğini, davalıların bu tutumunun haksız rekabet içerdiğini, müvekkil şirketin bu işlemler nedeniyle iş kayıpları yaşadığını, manevi zarar meydana geldiğini belirterek haksız rekabet nedeniyle meydana gelen maddi durumun eski hale iadesini ve 100.000-TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili uzatılan cevap süresinden sonra 20.06.2016 tarihinde verdiği beyan dilekçesinde, dava dışı … firmasının alt yüklenicisi olduğunu, firmanın davranışları nedeniyle müvekkilinin 600.000- TL zarar ettiğini, davacı firmanın fatura ve taşıma evraklarının müvekkile ait mail domaininden … ünvanlı firmaya gönderildiğini, işi müvekkili yaptığı halde bedelini davacının tahsil ettiğini,aynı şekilde… firmasına da davacı firmadan fatura keşide edildiğini, müvekkilinin piyasada iş yaptığı firmaları dikkatli davranmaları konusunda uyardığını, davaya konu mailin bu saikle gönderildiğini, teamülün kabul ettiği toleransı aşmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince;, uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde ve dosyanın kül halinde teknik bilirkişilerce incelenmesini gerektirdiği, mahkemece tarafların ticari defter ve belgelerinin ibrazı için gün belirlendiği, ibraz edilmemesi halinde sonuçlarının tarafların hazır bulunduğu celsede ihtar edildiği, buna rağmen tarafların belirlenen gün ve saatte defter ve belgelerini hazır etmediklerinden bilirkişi incelemesi yapılamadığına ilişkin tutanak tanzim edildiği,ceza mahkemesince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından BK.53 maddesi anlamında hukuk hakimini bağlayıcı nitelikteki kararlardan olmadığı, bu haliyle davacı tarafça davanın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde;TTK kapsamında özellikle “başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini, yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” hususunun haksız rekabet sayıldığını, müvekkili şirket müşterilerine davalılarca 16/02/2016 tarihinde sundukları mailin gönderildiği, adı geçen şahısların müvekkili şirket adını kullanarak birtakım usulsüz işlemlerde bulunduklarının ileri sürdüğünü, davalının cevap dilekçesinde söz konusu fiilleri ikrar edip, ancak mail içeriklerinin teamülün kabul ettiği toleransı aşmadığının beyan ettiği, tüm bu iddia ve savunmalar karşısında mahkemeden beklenenin,uyuşmazlığa konu eylemin haksız rekabet teşkil edip etmediğinin belirlenmesi olduğunu,Bakırköy 39.Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/396 esas sayılı dosyasında davalı … hakkında haksız rekabet suçundan yargılama yapılıp suçu sabit görülerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına(HAGB)karar verildiğini, mahkemece bu kararın TBK 74 kapsamında hukuk hakiminin bağlayıcı olmadığının ifade edildiğini,karar sanığa birtakım yükümlülükler yüklediğine göre bir beraat kararı olmadığını, TBK 74 ve HMK 204 hükmü birlikte değerlendirildiğinde, HAGB kararlarının da bir hüküm olarak kabul edilerek bu kararda suçun subutü da belirlendiğinden mahkeme gerekçesinin doğru olmadığını,hukuk mahkemesince de suç teşkil eden eylemin haksız rekabet olduğunun kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i ve haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın davalı … tarafından davalı firma adına davacının ticari ilişki içerisinde bulunduğu firmalara gönderilen e-mailin haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacının bu sebeple manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı,her iki davalınında tazminattan sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır. Davalı …. A.Ş.’nin, celp edilen ticaret sicil kaydına göre, dava tarihi olan 19/02/2016 tarihinden sonra 28/07/2016 tarihinde davalının tüm aktif ve pasifiyle birlikte … Ltd Şti ile birleştirildiği anlaşılmıştır.Davacı tarafça haksız rekabet teşkil ettiği iddia edilen davalı tarafça da kendisi tarafından gönderildiği kabul edilen 16/02/2016 tarihinde davalı şirket yöneticisi … tarafından ….com adresinden aralarında davacı şirketin de iş yaptığı firmalarında bulunduğu dava dilekçesinde belirtilen birden çok firmaya gönderilen ve müşteri ve tedarikçilerimizin dikkatine başlıklı e-posta içeriğinde aynen “…. Hiz.A.Ş. olarak; …. adlı şahıslarla herhangi bir hukuki bağımız bulunmamaktadır. Adı geçen kişiler … ismini kullanarak bazı firmalarda usulsüz işlemler yaptıkları veya başka kişiler üzerinden arka planda kalarak, maksatlı olarak sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (işgüvenliği vb) evrakları kullandıkları tespit edilmiştir. Adı geçen şahıslar … üzerinden yapamadıkları bu tür işlemleri son dakika değişiklikleri ile müşterilere firma değişikliği lanse ederek, başka firmalar üzerinden faturaları keserek bazı müşterileri sahte ve muhteviyatı itibariyle işlemlerine ortak etmişlerdir. Ayrıca alt yüklenicilere ödememek amaçlı işler yaptırılarak müşterilerle alt yüklenicileri zor durumda bırakacak hareket içerisindedirler. Bu kişilerin tespit edilen bağlantılı oldukları ve usulsüz işlemlerinde kullandıkları firmalar … şirketleridir. Ayrıca iki gıda firması üzerinden de işlemler gerçekleştirilmektedir. Yapılan bu işlemlerle firmamızın hiçbir alakası ve hukuki bağlantısı bulunmamaktadır. ” ifadelerine yer verilmiştir.Dava, 6102 Sayılı TTK.nn 54 vd.maddeleri uyarınca açılan ,gönderilen bir adet mail nedeniyle,haksız rekabetin tespiti,men’i ve haksız rekabete bağlı manevi tazminat davası olup, davacı taraf ticari defterler dışında,ceza dosyasına, ticaret sicil kayıtlarına, davacı şirket müşterilerine davalı… Loj. tarafından yollanılan e-posta içeriğine, davacı şirket müşterilerinden gelen uyarı e-postalarına, davacı şirketin müşterileri ile akdetmiş olduğu sözleşmeler ve faturalar, davacı şirketin müşteri portföyünü gösterir her türlü bilgi ve evrak, yemin, bilirkişi, tanık, her türlü yasal delillere de dayanmıştır. Her ne kadar ceza mahkemesince davalı … hakkında haksız rekabet suçunu işlediğinden bahisle kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde verilen karar TBK 74 maddesi anlamında hukuk hakimini bağlamayacaksa da; ceza dosyasındaki e-postanın kendisi tarafından gönderildiğine yönelik davalı …’nin ifadesi ve davalı tarafından verilen beyan dilekçesi,16.02.2016 tarihli e-posta içeriği ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; aralarında davacı şirketinde içerisinde bulunduğu 8 adet firmanın ismi verilerek, davacı da dahil anılan firmaların usulsüz işlemlerle ve sahte faturalar düzenleyerek ticari faaliyet yürüttüğü davacının ticari ilişkiside olan dava dışı birden fazla firmaya e-posta ile iletilmiştir.TTK md 54/2 maddesi hangi davranış ve uygulamaların haksız rekabet oluşturacağını göstermektedir. Buna göre rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasında ilişkileri etkileyen, yanıltıcı ve dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. TTK 54.md genel hüküm niteliğindedir. TTK 55.md ise dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar başlığı altında haksız rekabet hallerinin başlıcaları sayılmıştır. TTK md 55/I-a bendinde, dürüstlük kuralına aykırı reklamlar satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar başlığı altında başlıca haksız rekabet hallerine yer verilmiştir. Bunlar arasında birinci bentteki, başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek hali de yer almaktadır. Haksız rekabetin varlığı için, rekabet ilişkisi, failin yarar sağlamış olması, failin kusurlu olması şartları aranmaktadır. Kötüleme, genel bir ifade ile bir kişi hakkında olumsuz intiba yaratılmasıdır. Ancak yaratılan olumsuz intibanın kişinin ticari hayatını da etkilemesi halinde haksız rekabet söz konusu olur. Kötülemenin haksız rekabet olarak nitelendirilebilmesi için, bir açıklamanın mevcut olması, bu açıklamanın başkalarının şahsı, malları, iş ürünleri, fiyatları, faaliyetleri ve ticari işleri hakkında olması, bu açıklamanın yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici olması gerekmektedir. TTK 55/1/a-1 madde gerekçesine göre de kötüleme “Kötüleme soyut olaya göre karalamayı, perdelemeyi, değerini küçümsetmeyi ve düşürtmeyi kapsar.. Kötüleme iki eylemle ifade edilmiştir: yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalar. Bu iki eylemin de nesnel bir değerlendirme ile gerçek olmaması gerekir; yani kötülemede bulunanın açıklamaları gerçekse haksız rekabet oluşmaz.. “yanıltıcı” kavramı; iş ürününe, faaliyete… ilişkin açıklamanın veya nitelendirmenin,… hedef kitlede veya kişilerde bıraktığı genel izlenimle, bunların açıklama konusunu olduğundan değişik ve olumsuz algılaması şeklinde ifade edilmiştir. “Yanıltıcı” ibaresi hedef kitle veya farklı bir deyişle muhatapla birlikte değerlendirilmelidir. Gereksiz yere incitici beyanlar, amacını aşan değer yargılarıdır; amacın aşılmasıyla yargılar (eleştiri de denilebilir), gerçek dışı veya gerçeğe uymayan, gerçekle bağdaşmayan veya gerçeğe ters hâle gelmiştir. Ölçüsüzlük ve üslup gerçek payının mevcudiyetine rağmen eleştiri kavramı ile uyuşmuyorsa, eleştiri (beyan) inciticidir. Ölçüsüzlük hatta gerçeğe uygunluk sınırını zorluyorsa, gene gereksiz yere inciticilikten söz edilir.” Somut olayda, davacı tarafça haksız rekabet teşkil ettiği iddia edilen, 16/02/2016 tarihinde gönderilen bu eposta içeriğinin,iş bu haksız rekabet davası bakımından taraflar arasında rekabet ilişkisinin olduğunu ortaya koyduğu , davalının davacıyı sahte fatura ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyen kişilerle işbirliği içinde olduğunu ileri süren incitici açıklamalarla kötüleyerek haksız rekabette bulunduğu,davalı tarafça haksız rekabet teşkil eden gereksiz yere incitici ve kötüleyici açıklamalarının gerçekliğini ispatlayamadığı, bununla davalılar lehine yarar sağlamak istediği ve bunda kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Zira,davalı …’un e-mail yazı içerikleri amacını aşan ölçüsüzlük içermektedir. Dosyadaki delillerden davalı eylemi ile haksız rekabet kötüleme unsurunun gerçekleştiği kanaatine varılmaktadır. Kabul edilen sonuca göre de, davalıların haksız rekabetinin tespitine ve men’ine karar vermek gerekecektir. Yine davalı ile aynı sektörde faaliyette bulunan davacının TTK 56/e maddesi yollaması ile TBK 58 md uyarınca ticari itibarının sarsılması nedeni ile davalı şirketten ve davalı şirket müdürü …’den , haksız rekabete dayalı olarak manevi tazminat talep hakkı bulunmaktadır. Zira;TTK’nın 6102 Sayılı TTK.nun 632/1 (eTTK 542/2.) maddesi uyarınca, şirkete ilişkin görevini yerine getirmesi sırasında müdürlerin işlemiş oldukları haksız fiillerden şirket sorumlu olur ise de genel hükümler uyarınca müdürler de haksız eylemden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulabilirler. Nitekim TMK’nın 50. maddesinde, tüzel kişinin iradesinin, organları aracılığıyla açıklanacağı, organların, hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokacağı, yine organların, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumlu olduğu belirtilmiştir. Yani haksız fiilden dolayı müdür veya müdürler genel kurallara göre, şirketler TK’nın 6102 Sayılı TTK.nun 632/1 maddesine göre sorumlu olabilirler. Sorumluluk davası haksız fiil ika eden ortaklık veya müdür aleyhine ayrı ayrı açılabileceği gibi birlikte de açılabilir.(Yargıtay 11. HD.nin 27.11.2014 tarih,2013/18216 E,2014/18514K Sayılı ilamı) Bu nedenlerle, mevcut deliller mahkemece değerlendirilerek davacının davasının kabulüne karar verilmek gerekirken, dosya kapsamı itibarıyla zorunlu olmayan ve sonuca bir katkısı da bulunmayacak olan defter incelemesi yapılamadığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun olmamış olup, davacının istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b-2 maddesi gereği kabul edilerek,hükmün kaldırılmasına, davalıların haksız rekabetlerinin tespiti ile men’ine , dosya kapsamı,tarafların ekonomik sosyal durumu, davalıların atılan eposta içeriğine göre kusurunun derecesi, oluşan manevi zarar gözetilerek, zarar gören de bir tatmin duygusu yaratacak ve zenginleşme ve fakirleşme sebebi olmayacak şekilde,davacının her iki davalı bakımından manevi tazminat talebinin kısmen kabul edilerek 10.000- TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline ,karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/167 Esas-2017/453 Karar sayılı ve 08/05/2017 tarihli hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABULÜNE;Davalıların müşterilere gönderdiği 16.2.2016 tarihli e-mail ile haksız rekabette bulunduklarının tesbitine ve menine, 10.000- TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine”fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine.İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gerekli 683,10 TL harcın ; davacı tarafından peşin yatırılan 1.707,75 -TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 1.024,65 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,Davacı tarafından ödenen 712.30- TL peşin harçların davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,Davacının yaptığı 124,05-TL posta ve müzekkere giderinden ibaret yargı giderinin kabul oranı dikkate alınarak 70-TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Davacı vekili için Haksız rekabetin tespiti ve men’ine ilişkin talep yönünden 2.725-TL ,kısmen kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden 2.725-TL olmak üzere toplam 5.450-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili için manevi tazminat isteminin reddedilen kısmı yönünden AAÜT 10/2 maddesi uyarınca takdir olunan 2.725-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete ödenmesine, Davacı tarafından yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine,Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 105-TL posta masrafının davanın kabulü oranında hesaplanan 55-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.28/02/2019