Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/440 E. 2018/1082 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/440
KARAR NO : 2018/1082
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2017
NUMARASI : 2015/1115 Esas 2017/277 Karar
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/09/2018
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davacı ve davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili; davalıların maliki bulunduğu tapu sicilinde … parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacı şirket lehine 16/10/1997 tarihinde 20 yıl süreli intifa hakkı kurulduğunu, intifa bedelinin tamamının peşin ödendiğini, Rekabet Kurulu’nun resmi internet sitesinde 12/03/2009 tarihinde gerçekleştirdiği bildirim ile 18/09/2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin beş yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceğine, aşan süreler bakımından muafiyet koşullarının ortadan kalkacağına karar verildiğini, geçersiz sayılan anlaşmalar nedeniyle tarafların birbirlerine verdikleri herşeyin sebebsiz zenginleşme hükümleri geerği iadeye tabi olacağını, davacı lehine tesis edilen intifa hakkının 18/09/2010 tarihini aşan süreleri geçersiz olduğunu ve davalılar tarafından keşide edilen Beyoğlu …Noterliği’nin 22/09/2010 tarihli ihtarı ile intifa hakkının kullandırılmayacağının bildirildiğini, davalılara ödenen peşin ivaz bedelinin geçersiz kalan süreye tekabül eden kısmının denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak güncelleştirilmiş miktarının hesap edilerek KDV dahil 521.470- TL’nin davalılardan 18/09/2010 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek hisseleri oranında davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu olayın niteliği ve şekli itibariyle davalılardan iade talep edilmesinin mümkün olmadığını, sözleşmenin 20 yıllık tanzim edildiğini, ancak davalıların kusuru bulunmaksızın Rekabet Kurulu tarafından geçersiz kılındığını, sözleşmenin yürürlükte kaldığı yaklaşık 13 yıllık süre boyunca davalıların tüm edimlerini yerine getirdiğini,13 yıllık sürenin sonunda Rekabet Kurulu tarafından geçersiz kılınan sözleşmede davacının işlememiş döneme ilişkin olarak herhangi bir talepte bulunmasının mümkün olmadığını, intifa hakkına konu gayrimenkul üzerinde “…’s”ın faaliyet gösterdiğini, davacının belirtilen bu şirketten elde ettiği menfaatin de dava konusu bedelden mahsubu gerektiğinden bahisle davacının tüm taleplerinin haksız olup iade koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalılara ait dava konusu taşınmaz üzerine davacı lehine 16/10/1997 tarihinde 20 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiği ve bu kapsamda intifa ivaz bedeli olarak davacı tarafça davalılara 87.365-TL bedelin peşin olarak ödendiği,ancak 18/09/2010 tarihi itibariyle geçersiz hale geldiği, ancak davacı tarafça tapudan gelen cevabi yazıya göre 02/12/2010 tarihi itibariyle “521.470-TL bedel karşılığı feragat edilmek kaydıyla” terkin edildiği anlaşılmakla, intifanın terkin edildiği 02/12/2010 tarihinden itibaren intifanın geçersiz kalan işlememiş süreye tekabül eden intifa ivaz bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davacı tarafça davalılardan istenebileceği, buna göre bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere intifanın normal süresinin 16/10/1997-16/10/2017 tarihleri arasında 7305 gün olduğu ve intifanın 16/10/1997-02/12/2010 tarihleri arasında 4792 gün ayakta kaldığı, ancak 02/12/2010-16/10/2017 (intifanın normal bitiş tarihi) tarihleri arasında (7305-4792)=2.513 günlük sürenin geçersiz kaldığı, bilirkişi raporunda intifa ivaz bedelinin 1 günlük TL değerinin 11.95 olduğu belirtildiğinden buna göre işlememiş süreye tekabül eden intifa ivaz bedeli 2513 x 11,95961670 = 30.054,52 TL olduğu mahkemece hesaplanmış olmakla davacının ancak bu miktar üzerinden talepte bulunabileceği; davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, 30.054,52 TL’nin yerinde görülen davacı talebi gereğince KDV’si ile birlikte davadan önce davalıların temerrüde düşürüldüğüne dair bir ihtarname dosyada mevcut bulunmadığından dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : 1-Davacı vekili;iade edilecek tutarla ilgili, denkleştirici adalet ilkesi gereğince hesaplanacak güncellenmiş değerin tespit edilerek bu yönde hüküm kurulması gerekirken ana paranın iadesi yönünde hüküm kurulmasının açıkça Anayasaya ve hukuka aykırı olduğunu, davalının iade yükümlülüğünün kusursuz sorumluluğa dayandığını, davalıya ödendiği sabit olan bedelin güncellenerek ilk ödeme tarihindeki değerine kavuşturulması ve buna göre iadesi gerekli güncel değer tespit edilerek hüküm kurulması gerekirken davalı tarafa yıllar önce ödenen tutarın aynen iadesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafın dava tarihinden önce temerrüde düştüğü, hüküm altına alınan tutara dava tarihinden itibaren faiz işletilerek tahsiline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalılar vekili; sözleşmenin 20 yıllık tanzim edildiğini, ancak müvekkilinin kusuru bulunmaksızın Rekabet Kurulu tarafından geçersiz kılındığını,13 yıl boyunca tüm edimlerini yerine getirdiğini, iadeye tabi olabilecek herhangi alacağın bulunmadığını, ayrıca intifaya konu taşınmaz üzerinde “…s”a yer verildiği; davacının adı geçenden elde ettiği gelirin dava konusu bedelden mahsubu gerektiğini, mahkemece bu konuda inceleme yapılmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davacı vekilinin istinaf nedenleri bakımından çözümü gereken husus ; taraflar arasında 1997 yılında akdedilen resmi senet ile intifa bedeli olarak 87.365-TL taşınmazda eşit olarak paydaş olan davalılara peşin ödendiği ,ancak Rekabet Kurulu tarafından 2005 yılından evvel akdedilen bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı bulunan intifa,kira vs.sözleşmelerinde 18/9/2010 tarihi itibariyle geçersiz sayılarak grup muafiyeti dışına çıkarılması neticesinde; davacı tarafça kullanılmayan süreye isabet eden intifa ivazının ne şekilde ödeneceği ve yapılacak ödemeye hangi tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinin üzerinde durulmalıdır.
Somut olayda iadenin ne şekilde yapılacağına ilişkin düzenleme 4054 Sayılı Kanun’un 56.maddesinde düzenlenmiş olup “daha önce yerine getirilmiş edimlerin geçersizliği nedeniyle geri istenmesi halinde tarafların iade borcu Borçlar Kanunu’nun 63.ve 64.maddelerine tabidir” hükmü gereği iadenin sebebsiz zenginleşme hükümlerine göre yapılması gerekmektedir.
Davalıların yapıldığı zamanda geçerli bir sebebe-sözleşmeye dayalı olarak aldıkları intifa ivazı ,kamu otoritesi tarafından alınan karar neticesi sözleşmenin geçersiz hale gelmesi nedeniyle intifa hakkının terkin edildiği tarihten itibaren davalılar sebebsiz zenginleşen konumundadır.Dolayısıyla iyiniyetli olduklarının kabulü gerekir.İntifa hakkına dayalı olarak taşınmazda tasarruf eden ,yararlanan davacı intifa hakkı ayakta kaldığı sürece davalılar sebebsiz zenginleşen olmadıklarından tüm semerelerinden yararlanarak istifade ettiği taşınmaz nedeniyle ödediği peşin ivazın ödendiği tarihten intifanın terkin edildiği tarihe kadar güncellenerek ödenmesini de talep edemez. Aksini kabul, intifa hakkı sahibinin sebebsiz zenginleşmesine yol açar. Davacı vekili yıllar evvel yapılan ödemenin çıplak olarak iadesine karar verilmesinin hukuk kurallarına -hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmekte ise de; davalıların iyiniyetli olarak sözleşmenin süresi sonuna kadar devam edeceği düşüncesiyle iktisap ettikleri intifa bedelinin iradelerine bağlı olmayan nedenlerle sözleşmenin geçersiz hale gelmesi nedeniyle iyiniyetle elinde kalanı vermekle yükümlü olduğu kabul edilmelidir. Buna göre kullanılmayan süreye isabet eden kısma ilişkin intifa bedelinin elde kalanına hüküm verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
İkinci olarak ;BK 101/1 maddesinde muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla mütemerrit olacağı düzenlenmiştir.Davacı intifa bedelinin iadesi için daha evvel İstanbul 5 Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığını ancak dava tarihi itibariyle intifa hakkı tapudan terkin edilmemiş olduğundan davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek temerrüdün bu tarihte gerçekleştiğini ileri sürmekte ise de intifa hakkı terkin edilmeden açılan dava henüz dava açma hakkı doğmadan açılan bir dava olduğundan,istenebilir hakkı olmadan açılan dava temerrüde esas alınması mümkün olmadığından ,intifa hakkı terkin edildikten sonra yürürlüğe giren TBK 117/2.madde de sebebsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirimin şart olduğu düzenlendiği , temerrüdün dava ile gerçekleştiği sonucuna varıldığından davacı vekilinin temerrüde ilişkin nedeni de yerinde görülmemiştir.
Davalılar vekili ise davalılardan hiç bir bedel istenemeyeceği ,bedele hükmedilse dahi davacının taşınmazda … işletmesine yer verilip gelir elde ettiğini,bu gelirin hükmedilecek bedelden gerekli araştırmalar yapılarak düşülmesi gerektiğini ,mahkemenin bu yolda hiç bir inceleme yapmadığını ileri sürmüştür.İntifa hakkı başkasına ait bir malvarlığı üzerinde tam yararlanma hakkı sağlar.İntifa hakkının kurulması ile gayrımenkul maliki eşyanın mülkiyetini kendinde tutmakta ise de gayrımenkulden elde edilebilecek yararları intifa hakkı sahibine tahsis ettiğinden ;intifa hakkının sağladığı haklar ,içeriği gözetildiğin de davalılara tahsis karşılığı ödenen intifa ivazının iadesi gündeme geldiğinde ; davacının taşınmazdan elde ettiği tüm yararlar intifa hakkı sahibine ait bulunduğundan … firmasından elde edilen gelirin mahsubu isteminin de yasal bir dayanağı bulunmadığı ,ayrıca tüm anlatılanlara göre hiç iade yükümlülüğü olmadığına ilişkin savunmaları ve istinaf nedenleri yerinde görülmeyerek her iki yan vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı ve davalılar vekilinin istinaf başvurularının HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Davacıdan alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TLnin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalılardan alınması gereken 2.053,02- TL istinaf karar harcından yatırılan 513,25 TL nin mahsubu ile bakiye 1.539,77- TL nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 20/09/2018