Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/428 E. 2018/1450 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/428
KARAR NO : 2018/1450
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:… ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2016
NUMARASI : 2015/167 Esas 2016/890 Karar
DAVA : Manevi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2018 (21/12/2018 yazım tarihli )
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; müvekkilinin 12/07/2013 tarihinde Esen Boğa Hava Limanında bulunan Pegasus kontuarına geldiğinde şaka ile karışık biletin kendisine sorulmadan ne çabuk düzenlendiğini,acil çıkış kapısında oturmak istediğini beyan ettiği, kontuar görevlisinin çıkış kapısındaki koltuğun dolu olduğunu ifade ettiğini, müvekkilinin hep böyle yalan söylediklerini oysa uçağa binince koltuğun boş olduğunu gördüğünü söylemesi üzerine kontuar görevlisinin “yalan söylüyorsunuz” ifadesine sitem ettiğini,biniş kartını yırtarak 16C koltuk numaralı çıkış kapısından yer verdiğini, müvekkilinin uçağa binmek için kartını uzatırken hafif sendelediğini, bunun üzerine görevlinin gülerek “alkol mü aldınız” dediğini, ramazan ayı olması dolayısıyla oruçlu müvekkilinin bu soru üzerine “iftardan sonra” diyerek espri yaptığını ve güldüklerini, daha sonra kabin amiri … ı’nın gelerek müvekkiline “sizi … alabilirmiyiz” diye sorduğunu,sebebini sorunca da “alkollüymüşsünüz” dediğini, bu durum karşısında sinirlenen müvekkilinin yerini değiştiremeyeceğini, oruçlu birine bunun nasıl söylendiğini, alkollü olduğunun nasıl tespit edildiğini söyleyerek teklifi reddettiğini, uçağın uzun süre kalkmadığını ve 4 sivil polis tarafından uçaktan dışarı atıldığını, bu sebeple müvekkilinin manevi yıkıma uğradığı , uğramış olduğu manevi zarar karşılığı 100.000 -TL manevi tazminatın keyfi şekilde alkollü olmakla suçlayan bilet görevlisi ,kaptan pilotlar ve kabin amiri davalılar ile hava yolu şirketinden müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Bir kısım davalılar vekili; davacının olay tarihinde uçağa binmek üzere bekleme salonunda beklediğini, yolcuların uçağa alınmaya başladığında davacının uzandığı koltuktan kalkmakta ve yürümekte zorluk çektiğini, bunun üzerine yer hizmeti görevlisi tarafından alkollü olup olmadığının sorulduğunu, davacının bu soruya gülümseyerek olumlu cevap verdiğini, Sivil Havacılık Kuralları gereği havayolu personeli tarafından “yolcunun beyanı” nın esas alındığını, bu nedenle davacının alkollü kabul edildiğini, davacının kendi talebi ile acil çıkış kapısı önünde yer alan koltuktan bilet aldığını, uçuş güvenliği açısından acil çıkış kapısı önünde yer alan koltuklarda seyahat edebilecek yolcuların, uçuş esnasında meydana gelebilecek herhangi bir risk durumunda diğer yolcuların uçaktan tahliyesine yardımcı olabilecek durumda olmasının beklendiğini, bu kapsamda davacının yürüme zorluğu çekmiş olması ve kendisinin alkollü olup olmadığı sorusuna olumlu yönde yanıt vermesi üzerine davacıya koltuk numarasının değiştirilmesi talebinde bulunulduğunu, davacının talebi kabul etmek bir yana uçak personeline tüm yolcuların duyacağı şekilde bağırmaya, hakaret ve tehdit içerikli konuşmaya başladığını, davacının kendisine koltuk değişimi talebinde bulunan kabin amirine “….şerefsiz nasıl tespit etmiş…” gibi cümleler kurduğunu , yine davacının 12/07/2013 tarihinde vermiş olduğu ifadesinde de kabin personeline “.çok sinirlendiği için ne dediğini hatırlamadığını….” beyan ettiğini,uçakta bulunan diğer yolcuların huzursuz olmasına ve sinirlerinin bozulmasına sebep olduğunu, durumun kabin personeli tarafından kaptana iletildiğini, kaptan pilot tarafından öncelikle “Kabul Edilemez Davranış” formu doldurularak davacıya uçak içinde tebliğ edildiğini, davacının uyarıyı dikkate almadığını, aynı şekilde davranmaya devam ettiğini, bunun üzerine kaptan tarafından davacının uçaktan indirilmesine karar verilerek kararın uygulandığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği gibi sadece alkollü olduğu düşüncesi ile değil, koltuk değişikliği talebini kabul etmediği ve bu konuda ısrar ettiği, havayolu personeline hakaret, tehdit ve küfür içeren cümleler sarfettiği ve uçuş emniyetini tehlikeye soktuğu için uçaktan indirildiğini, davacının kişilik haklarının ihlal edilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı … ;olay tarihinde davacının Check-in desk ‘e geldiğini ve olaylı bir şekilde biniş kartını aldığını, uçağın kalkışı için yolcuların kapıdan içeri alımı sırasında davacının sendeleyerek biniş kartı koparılması için desk’ e yaklaştığından uçak içi güvenliği açısından alkol alıp almadığının sorulduğunu, davacının “İftardan sonra devam edeceğim” demesi üzerine boarding koordine olan … ‘nın uçak harekat memuruna bilgi verdiğini, davacının uçağa geçtikten sonra da rahatsızlık verdiğini, kapıyı kapatmak için uçağa geçtiği sırada kabin amiri tarafından 16 C ‘de oturan davacının hal ve hareketlerini rahatsız edici olduğunu farkettiğini ve uçak içi koltuk numarasının değiştirilmek istendiğini, davacının buna yanaşmadığını, kaptanın davacının uçakta olmasını istemediğini, indirileceğini söylemesinden dolayı davacının uçakta kendisine hakaret ettiğini,Sivil Havacılık Kanunu gereğince gerginliğe neden olan sinirli bir şekilde çevresine hakaret ederek bağıran davacının pilotun emri üzerine uçaktan indirildiğini davanın esas ve yetki yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece ; davacının Pegasus Hava Yolları’ndan 12/07/2013 tarihli 17:55 kalkış saatli PC 220 sefer sayılı uçağa bilet aldığı, davacı uçağa bindikten sonra uçak görevlileri tarafından en nihayetinde polis çağırmak suretiyle uçaktan indirildiği,davacının uçaktan indirilme sebebinin alkollü olduğundan şüphelenilmesi üzerine yer değiştirme teklifini kabul etmemesi nedeniyle hakkında düzenlenen kabul edilemez davranış tutanağı olduğu, davacının attığı maile ve soruşturma dosyasındaki ifadesine göre kabin amirinin kendisine ” alkollüymüşsünüz ” diyerek yer değiştirme teklifi üzerine sinirlenerek teklifi reddettiğini beyanı karşısında uçaktan indirilme eyleminin kendi kusurundan kaynaklandığı, bunun yanı sıra davacının yer değiştirme teklifini reddetmesine kadar alkollü olduğu yönündeki iddianın diğer yolculara duyurulduğuna ilişkin dosyada herhangi bir ispat bulunmadığı, bu kapsamda manevi tazminatın şartlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılarak manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; Anayasanın 23. maddesi ve Avrupa insan Hakları sözleşmesi ile güvence altına alınan seyahat hakkına müdahalenin tazminat hakkı verdiğini, müvekkilinin seyahat etmek için bilet almasına karşın, görevlilerin uçağa binme anından itibaren başlayan asılsız ithamları sebebiyle, seyahatinin engellendiğini, davalı taşıyıcı tarafın taşıma sözleşmesine aykırı tutumunun davacının seyahat hakkına tecavüz oluşturduğunu, “davacının alkollü olduğu yönündeki iddialarının diğer yolculara duyurulduğuna ,ilişkin dosyada herhangi bir ispat bulunmadığı” gerekçesiyle manevi tazminat talebini reddetmesinin alkollü olduğu gerekçesiyle uçağa polis çağrılması ve polis eşliğinde uçaktan indirilen kişiye itham edilen suçlamaları kimsenin duymamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,kendisine savunma imkanı verilmeden herkesin içinde polis zoruyla uçaktan indirilen, iş yaşamında saygınlığı ile, özel hayatında muhafazakarlığı ile bilinen müvekkilinin bu olaydan dolayı derin bir utanç duyduğunu, kamuya açık bir yerde herkesin içinde inancı gereği hayatı boyunca alkol kullanmamış ve yine ramazan ayında oruçlu iken alkollü olduğu iddiası ile karşı karşıya kalması sonucunda davacının duygusal dengesinin bozulduğunu,davalıların bu eyleminin manevi tazminat gerektirdiğini, yasal süreden sonra savunmanın değiştirilmesine muvafakatlarının bulunmadığını ileri sürerek hükmün kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava da uygulanması gereken Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun 106. maddesinde hava yolu ile yurt içinde yapılacak taşımalarda uygulanacak hükümler sırası ile belirtilmiştir. Anılan maddeye göre öncelikle Türk Sivil Havacılık Kanunu hükümleri, bu Kanun’da hüküm yoksa Ülkemizin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların hükümleri, tarafı olunan anlaşmalarda da hüküm bulunmaması halinde Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır. Davacı vekili, ramazan ayında oruçlu bulunan müvekkilinin tüm yolcuların önünde alkollü olarak suçlanmak suretiyle küçük düşürücü bir şekilde uçaktan polis zoruyla indirilmiş olması nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarının zedelendiğini,seyahat hakkının engellendiğini ileri sürmüş ve esasen tazminat taleplerini bu nedenlere dayandırmıştır.
Davacının polis refakatinde uçaktan indirildiği hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Zira dosyada bulunan 12.7.2013 tarihli tutanaktan da, davacının polis memurları eşliğinde uçaktan indirildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, davacının uçaktan indirilmesinin hukuken mümkün olup olmadığı ve bu yaptırımın uygulanmasını gerektiren haklı ve orantılı bir neden bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun 101. maddesinde bulunan hükme göre, sorumlu kaptan pilot, hava aracında emniyet ve düzenin sağlanması için önlem almaya ve bu amaçla, yolculara, personele ve hava aracında bulunan diğer kişilere emir ve talimat vermeye ve gerektiğinde bunları hava aracından çıkarmaya yetkilidir. Sorumlu kaptan pilotun bu yetkisini kullanmasında ölçü olarak, “gerektiğinde” kelimesi kullanılmıştır. Gerçekleşen olayların davacının uçaktan indirilmesini gerektiren bir neden olarak kabul edilip edilemeyeceğinin tesbiti gereklidir.
Davacı vekilinin iddiası, davalının savunması ve dinlenilen tanık beyanları ile dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler karşısında davacının uçaktan indirilmesinin nedeni olan olayın, davacının uçuş için havaalanına geldiğinde görevlinin kestiği bileti sormadan kesilmesi,acil çıkış kapısında yer istemesi nedeniyle kabul etmemekle başladığı ,görevlinin düzenlediği bileti iptal ederek acil çıkış kapısında olduğu anlaşılan 16.c numaralı koltuğa bilet düzenlediği ve davacının uçağa girinceye kadar alkollü olduğu izlenimi verecek davranışlar sergilediği ve kendisine alkollü olup olmadığının sorulduğu bunun üzerine ,davacı espri yaptığını ileri sürse de alkollü olduğunun kabulüne yol açacak cevap verdiğinin davacının kabulünde olduğu anlaşılmaktadır.
Uçuş görevlileri tarafından durumun kaptana bildirilmesi üzerine kaptanın yolcunun yerinin değiştirilmesi talimatı verdiği ve bunun üzerine davacının acil çıkış kapısındaki koltuğunun değiştirilmesi talebi üzerine görevlilere kızarak bağırdığı ve hakaret etmeye başladığı,kaptan tarafından düzenlenen kabul edilemez davranış tutanağı akabinde acil çıkış kapısındaki koltuğunun değiştirilmesine razı olmaması olduğu nedeniyle polis eşliğinde çıkartıldığı anlaşılmaktadır. Hava yolu şirketlerinin uçuş kuraalları gereği acil çıkış kapısında ki koltukta oturan yolcuların ,acil durumlarda uçağın tahliyesine yardım etmeleri beklendiğinden davalı uçuş görevlilerinin davacının yerini değiştirmesini talep etmeleri haklı ve uyulması gereken bir taleptir. Davacı ile uçuş görevlileri arasında ki konuşmaların tartışma bağrışma şeklinde yüksek sesle gerçekleştiği ve diğer yolcuların bu olaydan ötürü rahatsız oldukları kaptanın da davacı yolcu ile uçuşu güvenli görmediği sonucuna vardığı ve güvenlik görevlisi talep etitği anlaşılmaktadır.
Seyahat özgürlüğünü bu düzenlemelerde belirtilen sınırlar içerisinde kullanmayan davacının, uçuş emniyetinin sağlanması diğer yolcuların güvenle seyahatlerini temin bakımından sadece tek sefere bağlı olarak uçuşunun engellenmesi söz konusu olduğu, acil çıkış kapısındaki koltuğundan kalkmamakta ısrar eden ve uçuş görevlilerine hakaret ettiği anlaşılan davacının kural dışı yolcu olarak kabul edilmesinde kusurun davacıda olduğu ,ölçülük ilkesine aykırılık bulunmadığı kişilik haklarının ihlali nedeniyle lehine manevi tazminat takdir edilemeyeceği anlaşıldığından, manevi tazminat davasının reddine ilişkin hükme yönelik ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden HMK.nun 353/1-b-1 maddesi gereği davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL istinaf harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davalılar ….,…, …r ve … gider avansından karşılanan 49,50 TL’nin davacıdan alınarak davalılar ….,…, … ve …’a ödenmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.22/11/2018