Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/406 E. 2018/1448 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/406
KARAR NO : 2018/1448
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2017
NUMARASI : 2015/1035 Esas 2017/1063 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2018
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında sözlü sözleşme kapsamında 2014 yılından beri devam eden ticari ilişki olduğunu,davalının mail ile verdiği siparişlerine konu malları müvekkili şirketin yurtdışından ithal edip davalıya bu malların satışını yaptığını,dava konusu son siparişe kadar bir sorun yaşamadıklarını,dosya kapsamındaki email ile son verdikleri sipariş nedeniyle kendilerininde fiyat listesini davalıya gönderip siparişin onaylanması akabinde ithal ettikleri malları davalının kabul etmediğini, bu durum karşısında müvekkilinin davalıya,siparişlerinin karşılıklarını ödeyip almaları aksi taktirde, gümrük ve ithalat masraflarının kendilerine ait olacağı yönünde ihtar gönderdiklerini,davalının ise cevabi ihtarda, şirketin siparişinin olmadığı,çalışanların hatalı olarak mail yoluyla verdikleri siparişten de sorumlu olmayacaklarını ileri sürmeleri üzerine,davalının siparişi nedeniyle Halkalı Gümrüğüne getirilen mallarla ilgili belgeli masraflar için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili; icra takibinin ve itirazın iptali davasının yetkisiz mahkemede açıldığını davacının,kendisine sipariş verildiğini ve bunun alınmadığını HMK 190/1 maddesi gereği ispatlaması gerektiğini,davalı müvekkilinin davacı ile yaptığı ticari işlemlerde, öncelikle kendisi tarafından davacıya mail yoluyla sipariş talebinde bulunduğunu ve bu sipariş işlemi tarafların ortak mutabakatıyla sonuçlanırsa sipariş işlemi gerçekleşeceğini,davacının dava konusu iddiası olan mala ilişkin davalı müvekkilinden kendilerine hiçbir sipariş talimatı olmadığını,müvekkilinin ilk sipariş tarihi olan 07/01/2014 tarihinden son sipariş tarihi olan 25/12/2014 tarihine kadar tüm siparişlerde önce sipariş edilen malın kaparosu gönderilip devamında malı tüm bedelinin davacıya ödendiği ve davacının sonradan faturasını düzenlediğini bir ticari ilişkinin var olduğunun kabul edilmesi için usulüne uygun bir icap ve kabulün olması gerektiğini, iletişim yollarıyla (telefon, mail,faks v.b) yapılacak icap kabullerde ise icabı yapan tarafa karşı kabul edecek tarafın bunu derhal bildirmesinin gerekeceğini, aksi halde icap reddedildiğinin sayılacağını, davacının aynı malı bir başkası aracılığıyla da Iran İslam ülkesine gönderdiğini davalının fark etmesiyle aralarındaki bütün ticari işlemin sona erdiğini, davanın öncelikle yetkisizlik yönünden,olmadığı taktirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece “Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul .. İcra Dairesinin … e sayılı icra takibinde talep olunan 13.921,35-TL alacağın dayanaklarının 19/06/2015 tarih 67940 nolu transit ticaret gümrük komisyon bedeli 354-TL; 17/06/2015 tarih 729131 numaralı Antrepo hizmet bedeli 1.500-TL; nakliye bedeli 531-TL; 29/01/2015 tarih 63802 seri numaralı müşavirlik hizmet bedeli 590-TL ; 13/05/2015 tarih 606030 nolu yükleme boşaltma ücreti, ardiye ücreti, pul kayıt bedeli 3.519,55-TL; 06/11/2014 tarihli 618942 numaralı özet beyan hizmeti 198,05-TL ; 13/06/2015 tarih 584743 cust.nolu 2.320-euro bedelli faturalar ile 55-TL Damga Vergisi makbuzu ve 150-TL’lik makbuz dayanak gösterildiği, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davacının davalıya belirtilen hizmetleri ve malları sağladığı , bakiyenin ödenmemiş olduğu her iki taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde anlaşıldığı..” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde;
1-Bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olarak düzenlendiğini,mali bilirkişinin usulüne uygun tutulmadığını tespit ettiği lehe delil vasfı olamayan davacı defterlerine göre davacının alacaklı olduğu kanaatine ulaştığını,bu esik rapora göre de karar verildiği,Davacının ,ticari defterine işlediği alacağının sebebini maddi delillerle ispat külfeti altında olduğunu,gümrük uzmanı bilirkişi tarafından da haklı olarak, “…davacı taraf ile davalı taraf arasında,davaya konu alım-satım ilişkisinden doğan bir sipariş mektubu,proforma fatura ve yazılı bir sözleşme olmadığı dosyada mübrez delillerden anlaşılmaktadır…” şeklinde tespitte bulunmasına rağmen,mahkemece hukuka aykırı karar verildiğini,
2-Müvekkilince ,davacıya mal temini için verilmiş bir talimat veya sipariş bulunmadığını,davacının bu yöndeki iddiasını usulune uygun olarak ispatlayamadığını,Müvekkilinin yetkilisi veya çalışanlarından, davacıya dava konusu mal siparişi için atılmış bir mail olmadığını,herkesçe her zaman oluşturulması mümkün oluşturulması mümkün bilgisayar çıktılarının müvekkiline aidiyetini kabul etmediklerini,
4-Davacının TTK 18/2 maddesi gereği yetkili olmayan bir kişiden sipariş olduğunu düşündüğü bir mail aldığında,bunu yazılı belge ile teyit etmesi gerektiğini,zira, müvekkili ile davacı arasındaki ilişkinin;mail ile sipariş geçilmesi,taraflarca bu sipariş konusunda mutabakata varılması,sipariş edilen mallara ilişkin davacıya kaparo verilmesi ve malın teslimini müteakip bakiye mal bedelinin ödenmesi şeklinde gerçekleştiğini, ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılması ve talepleri gibi davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Taraflar arasında ki uyuşmazlık konusu davalının davacıya verdiği sipariş üzerine ithal edilerek Halkalı Gümrük Müdürlüğüne getirildiği ancak davalı tarafın kabul etmemesi üzerine mahrecine geri gönderildiği iddia olunan mal nedeniyle davacının yaptığı masrafların davalıdan talep edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında sözlü sözleşme kapsamında 2014 yılından beri devam eden ticari ilişki olduğunu,davalının mail ile verdiği siparişlerine konu malları müvekkili şirketin yurtdışından ithal edip davalıya bu malların satışını yaptığını,dava konusu son siparişe kadar bir sorun yaşamadıklarını,dosya kapsamındaki email ile son verdikleri sipariş nedeniyle kendilerininde fiyat listesini davalıya gönderip siparişin onaylanması akabinde ithal ettikleri malları davalının kabul etmediğini, bu durum karşısında müvekkilinin davalıya,siparişlerinin karşılıklarını ödeyip almaları aksi taktirde, gümrük ve ithalat masraflarının kendilerine ait olacağı yönünde ihtar gönderdiklerini,davalının ise cevabi ihtarda, şirketin siparişinin olmadığı,çalışanların hatalı olarak mail yoluyla verdikleri siparişten de sorumlu olmayacaklarını bildirdiklerini ileri sürerken davalı taraf da davacıya bir siparişlerinin olmadığını,davacının bu iddiasını ispatlaması gerektiğini ileri sürmektedir.
Dosya kapsamında bulunan ve Davalı tarafından gönderilen Doğubeyazıt … Noterliğinin 29.05.2015 tarih ve …yevmiye nolu cevabi ihtarnamedeki : “….öncelikle şirketimizin … firmasından ürün sipariş etmeniz konusunda firmanızdan herhangi bir talebi olmamıştır.Bu siparişlerin size hangi kanalla yapıldığını belirtmemiş olmanıza rağmen,çalışanlarımızın hatalı olarak mail yoluyla verdiği siparişlerden şirketimizin hiçbir sorumluluğu olmadığı mail uyarılamızda yeralmaktadır…” şeklindeki beyan,tarafların kabulünde olan,ticari ilişkideki siparişlerin email yoluyla yapılması konusundaki işleyiş ve bu işleyişi doğrulayan dosya kapsamındaki e-mail trafiğine ilişkin bilgisayar çıktıları ve taraflar arasındaki siparişi gösteren email içerikleri gözetildiğinde,elektronik ortamdaki verilerin de HMK 199 maddesi gereği belge niteliğinde delil oluşu da dikkate alındığında,davacının, davalının siparişi üzerine davaya konu malları yurtdışından temin edip Halkalı Gümrüğüne getirdiği,bu mallar için yaptığı gümrük,antrepo,navlun ücreti vb. gibi masrafları belgelendirdiği,belgelendirilen bu masraflar toplamının 13.921,35- TL olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıktan evvel taraflar arasında gümrüğe getirilen malın çekilmesi yolunda pek çok yazışma yapıldığı ,çalışanların var ise hatalı siparişinden de davalı şirketin sorumlu olacağı gözetildiğinde davacının belgelendirilen masraflarından davalının sorumlu olduğu,yapılan bilirkişi incelemesinde de davalı adına yapılan bu ödemelerin gümrük mevzuatına uygun olduğu belirlendiğinden, mahkemenin davanın kabulüne yönelik kararında usul ve hukuka aykırı bir yön bulunmadığı,davalı vekilinin hükme yönelik ileri sürdüğü istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b-1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 950,97- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 237,74- TL nin mahsubu ile bakiye 713,23- TL istinaf harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 28,-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.(1)a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/11/2018