Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/404 E. 2018/1558 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/404
KARAR NO : 2018/1558
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2017
NUMARASI : 2014/730 E.- 2017/812 K.
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/12/2018
İlk derece mahkemesince davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasında dondurulmuş tavuk kanadı satışına yönelik anlaşma uyarınca satışa konu tavuk kanatlarının … ve Veterinerlik düzenlemelerine uygun olacağının ve başta “…” olmak üzere virüslerden muaf olması gerektiğini, müvekkilinin anlaşma doğrultusunda 8.925- Euro karşılığı net 8.500-kg dondurulmuş tavuk kanadı satın aldığını, tüm ödemelerini eksiksiz yaptığını ve ürünlerin müvekkiline teslim edildiğini, teslimi müteakip ürünlerden numuneler alınarak virüsler açısından çeşitli testler yapıldığını, tüm analizler sonucu ürünlerde Salmonella virüsü bulunduğunun bu sebeple insan tüketimi için uygun olmadığının tespit edildiğini, bunun üzerine davalıya 19/07/2013 tarihinde rapor ekli e-posta gönderilerek durumun bildirildiğini ve ürünlerde … isine rastlanılmadığı gösteren resmi belgenin gönderilmesinin istenildiğini, fakat davalının önceki taahhütlerinin aksine bu virüsten muaf tavuk garanti edilemeyeceğini bildirdiğini, davalıdan virüslü ürünlerin iade alınarak yeni ürün verilmesinin talep edildiğini, ancak davalının ürün değişiminden kaçındığını, müvekkilinin bu nedenle toplam 12.401,22 Euro zarara uğradığını, bu zararın giderilmesi amacıyla gönderilen ihtarnameye de olumlu cevap verilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 12.401,22 Euro’nun faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, alınan numunelerin satışa konu ürünlere ait olup olmadığının belli olmadığını, cevap dilekçesi ekinde sunulan 19/06/2013 tarihli müşteri ve numune bilgi formlarında müvekkili unvan veya markasından farklı uvanının yer aldığını, üstelik formlardan birine konu ürünlerin tavuk kanadı değil budu olduğunu, müvekkilinin sağlık sertifikasına uygun olarak düzenlenmiş tavuk kanatlarını teslim ettiğini, Hollanda makamlarınca düzenlenmiş olan Güvenlik Sertifikasının davacı iddiaları ile çelişmekte olduğunu, davacı tarafça muayene sürelerine uyulup uyulmadığının da belirsiz olduğunu, ürünlerin 31/05/2013 tarihinde yurtdışında araca yüklendiğini, gümrük işlemlerinin hangi tarihte tamamlandığının ise bilinmediğini,müvekkiline gönderilen belgelere göre numune alınma tarihinin 13/06/2013 olduğunu, ayrıca ürünlerin davacı tarafça uygun şartlarda muhafaza edilip edilmediğinin de bilinmediğini, dava konusu satışın Ex Works satış olması nedeniyle alıcı davacının ürünleri teslim almasından sonra hasara ilişkin tüm sorumluluğun da alıcıya geçtiğini, dolayısıyla teslim anında virüs taşımadığı anlaşılan ürüne ilişkin olarak müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, Holllanda’dan çıkışta ürünlerin sağlıklı olduğu, analizlerinde bir problem olmadığı, ürünlerin temiz olarak teslim edildiği, taşımanın ve teslimin EX Works şeklinde yapıldığı, ülkemize girişiyle ilgili tarım ve hayvancılık bakanlığının raporunun olmadığı, kargoda kaç derecede taşındığının bilgisinin olmadığı, SGS raporunda tutarsızlık bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1-Kararın gerekçesinde ürünün Hollanda çıkış esnasında virüs bulunmadığı belirtilmiş ise de bu tespitin hatalı olduğunu, davalı tarafça sunulan ….Tebliğin 5.maddesi uyarınca ürünün Salmonella Enteridis virüsünden ari olduğunun sağlık sertifikasında belirtilmesi gerektiğini, ancak davalı tarafça sunulan sertifikada bu yönde bir belge bulunmadığını,
2-Davalı yanca cevap dilekçesi ekinde ek5 olarak sunulan raporda dahi tavuk kanatlarında salmonella tespit edildiğinin belirtildiğini,
3-Salmonella SPP sadece canlı hayvanda ortaya çıkan bir bakteri olup yetiştirme ve kesim esnasında ete yerleşmekte olduğunu, dolayısıyla davalının tavuk kanatlarının sonradan hastalık taşır hale geldiği iddiasının kabul edilemeyeceğini,
4-Ex Work bir taşıma/teslim terimi olup satıcının ayıplı maldan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, dolayısıyla teslim anında mevcut olan ancak niteliği itibariyle sonradan ortaya çıkan gizli ayıplara karşı olan sorumluluğundan kurtarmayacağını,
5-CMR belgesinde taşımanın -18 C’de yapılmış olduğunun açıkça belli olduğunu, dolayısıyla taşıma sıcaklığının virüs oluşuna etkisinin olmadığını, raporda kontrol analiz tarihinin geç olduğunun bildirildiğini, ancak ürünlerin 31/05/2013 tarihinde teslim alınıp taşınmaya başlandığını, İzmir Gümrüğüne giriş tarihinin 07/06/2013, Sınır Kontrol Veteriner onay tarihinin 13/06/2013, SGS İlk Numune Alma tarihinin 13/06/2013, ilk rapor tarihinin 19/06/2013, ikinci numune alma tarihinin 02/07/2013, SGS fiili bulgu rapor tarihinin 04/07/2013, SGS ikinci rapor tarihinin 09/07/2013 olduğunu, dolayısıyla analiz ve raporların makul sürelerde yapıldığını,
6-Mahkemenin diğer gerekçesinin ise taraflarınca sunulan SGS raporlarında şirket adının ve ürün niteliğinin farklı yazılmış olması olduğunu, mahkemede bu konuda şüphe var ise taraflarınca dava konusu emtianın inceleme için soğuk depoda hazır bulunduğu mahkemeye bildirilmiş olmasına rağmen bu taleplerine ilişkin olarak karar verilmeden davanın reddinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; taraflarınca sunulan güvenlik sertifikasının ilgili tebliğe uygun düzenlendiğini, cevap dilekçesi ek 5 nolu delil olarak belirtilen raporun davacı tarafça gönderilen ve taraflarınca kabul edilmeyen bir rapor olduğunu, davacının virüsün ancak hayvan canlı iken bulaştığını iddia ettiğini, ancak yine kendi beyanlarında bu virüsün bulaşmasının tavuk kesimhanelerinde bağırsakların ve derinin çıkarılması ve atılabilir kısımların uzaklaştırılması sırasında Salmonella bağırsak florasından direkt ya da indirekt olarak işletme ortamına ve dolayısıyla tavuk karkaslarına geçişi ile olmakta olduğunun belirtildiğini, bu beyanla kendi iddialarını çürüttüklerini, Ex Works şartı ile teslim edilen ürünlere ilişkin hasarın geçiş anının da teslim anı olduğunu, dolayısıyla teslim anında bu virüsü ihtiva ettiğine dair delil bulunmayan tavuk kanatlarında sonradan tespit edildiği iddia edilen virüse ilişkin bir sorumluluklarının bulunmadığını, davacı tarafça ürünlerin halen depoda olduğu hususunun ilk kez 06/06/2017 tarihli dilekçe ile rapor alındıktan sonra belirtildiğini, açık bir inceleme talebi olmadığı gibi bu aşamadaki talebe de muvafakat etmediklerini, uzun yıllardır ürünün ne şekilde muhafaza edildiğinin belirsiz olduğunu belirterek istinaf başvurusunun reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ayıplı mal satışından kaynaklanana zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı, yurtdışında mukim davalıdan Ex Works satış yoluyla satın aldığı dondurulmuş tavuk kanadı ürününün yapılan analizler sonucu Salmonella bakterisini taşıdığının dolayısıyla ayıplı olduğunun tespit edildiğini, bu bakterinin ancak canlı hayvana bulaşabileceğini, bu nedenle zarara uğradığını ileri sürmüş, davalı ise analizlere konu numune ürünün kendisinden satın alınan ürün olup olmadığının dahi belirsiz olduğunu, ürünün kendisi tarafından teslimi esnasında bakteri taşımadığının Hollanda makamlarınca düzenlenen güvenlik sertifikası ile de sabit olduğunu, teslimden sonraki sorumluluğun davacıya ait olduğunu savunmuştur.
İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçerle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, Ex Works satış yoluyla satılan dava konusu ürünlerin 31/05/2013 tarihinde davalı tarafından taşınmak üzere davacı tarafa teslim edildiği, teslim anında Hollanda mahkamlarınca düzenlenen güvenlik sertifikasının da sunulduğu, ürünlerin 07/06/2013 tarihinde ülkemiz gümrük müdürlüğüne ulaşmış olduğu, 13/06/2013 tarihinde Hollanda makamlarınca düzenlenen güvenlik sertifikasının ülkemiz sınır kontrol noktasında görevli veterinerce onaylandığı (gümrük müdürlüğüne ulaşma tarihi ile sertifika onay tarihi arasında neden 1 hafta gibi uzun bir süre olduğu anlaşılamamakla birlikte) sabittir.
Davacı 13/06/2013 tarihinde alınan ilk numuneler üzerinde yapılan incelemeler sonucu düzenlenen 19/06/2013 tarihli raporlarla numune üzerinde Salmonella bakterisi saptandığını, ardından 02/07/2013 tarihinde yeni numuneler alındığını ve düzenlenen 09/07/2013 tarihli raporla bu numulerde de aynı virüse rastlanıldığının tespit edildiğini ileri sürmekte ise de, davalı taraf numune ürünlerin müvekkilinden alınan ürünler olduğunun belli olmadığını savunmuş, bilirkişi raporunda da 19/06/2013 tarihli 41303035 numaralı Sgs raporunda firma adında Doux olması, 19/06/2013 tarihli 41303036 numaralı Sgs raporunda ürün adının tavuk budu olması, üretici firma adının … adlı Amerikan firması olması gibi tutarsızlıklar bulunmakta olduğu tespit edilmiştir, ne var ki davacı tarafça bu tespite ilişkin olarak açıklayıcı bir beyanda bulunulmamış, bilirkişi kök raporuna yasal süreden sonra sunulan 06/06/2017 tarihli beyan dilekçesinde ürünlerin soğuk depoda bekletildiği, gerekli görülürse inceleme yapılabileceği belirtilmiştir.
Öncelikle davacı taraf Salmonella bakterisinin canlı hayvanda ortaya çıkan bir bakteri olduğunu, dolayısıyla kendisine teslimi öncesinde bakteri taşıdığını iddia etmiş ise de bu iddiasının dayanağını sunmaması ve bilirkişi ek raporunda bu iddianın bilimsel bir dayanağı olmadığının açıklanmış olması(kaldı ki bizzat davacı tarafça sunulan beyan dilekçelerinde bu bakterinin karkas ete de bulaşabileceğinin açıklanmış olması)nedeniyle davacının bu iddiasına itibar edilmemiştir.
Bu durumda, dava konusu ürünlerin Hollanda ülkesinden çıkarılırken yetkili makamlarca düzenlenen güvenlik sertifikası ile herhangi bir virüs veya bakteri taşımadığının tespit edilmiş olması ve yine ürünlerin Ülkemiz Gümrük Müdürlüğü sınır kontrol noktasında görevli veterinerce yapılan inceleme sonucu aynı sonuca varılarak söz konusu sertifikanın onaylanmış olması, ayrıca davacı tarafın 13/06/2013 tarihinde alınan ve 19/06/2013 tarihli raporlara esas olan numunelerin dava konusu ürünlere ait olduğunu net bir şekilde ispatlayamamış olması, zira bu numunelere ilişkin fiili bulgu raporuna rastlanılmamış olması, 02/07/2013 tarihinde alınan numunelere ilişkin fiili bulgu raporu sunulmuş ise de TTK’nun 23/son maddesi uyarınca muayene süresine(teslimden itibaren 8 gün) uyulmamış olması, ürünün hangi sıcaklık derecesinde taşındığına dair yeterli delil sunulmamış olması, dava öncesinde ürünler üzerinde mahkeme yoluyla bir tespit yaptırılmamış olması, ürünün teslim tarihinin üzerinden geçen uzun süre dikkate alındığında -saklama koşulları bilinmediğinden- bu tarih itibariyle yaptırılacak olan bilirkişinin incelemesinin sonuca etkisinin olmayacak olması hususları dikkate alındığında, davacının ürünlerin kendisine ayıplı olarak teslim edildiği yönündeki iddiasını ispatlayamadığının kabulü gerekir. Dolayısıyla davanın reddi yönündeki ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 06/12/2018