Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/392 E. 2019/561 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/392
KARAR NO : 2019/561
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2017
NUMARASI : 2015/917 Esas 2017/930 Karar
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/04/2019
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; davalı banka ile akdedilen sözleşme uyarınca , müvekkil şirket müşterilerinin kredi kartı ve/veya bankamatik kartları ile yapmış oldukları alışverişe ilişkin ödemelerin davalı banka nezdindeki TR ..02 no’lu hesaba aktarıldığı; davalı bankaca, kart hamillerinin şikayet ve iade talebi olmamasına rağmen 101.100-USD üzerine bloke konulduğu, ihtarnameye rağmen blokenin kaldırılmadığı ve kaldırılacağı hususunda bilgi verilmediği, cevabi ihtarnamede üye işyeri tarafından ibraz edilen belgelerin 52.100 USD’lik satışın kart hamillerince pos cihazına şifre girişi yapılmadan gerçekleştirildiği halde kart hamillerinin ödeme ve alacak belgelerini imzalamadığını, 49.000 USD’lik satışla ilgili kısmında ise Üye İş yeri tarafından hiçbir satış ve alacak belgesi ibraz edilmediğinin belirtildiği, oysa kredi kartı ile yapılan tüm alışverişlerin kart hamillerince şifre kullanılarak gerçekleştirildiği ve davalı banka POS cihazının onay verdiği, bloke konulan paranın yabancı bankalarca davalıya ödendiği, kart hamilleri adına tanzim edilmiş fatura ve pasaport suretlerinin davalı bankaya elden ibraz edildiği,haksız blokenin kaldırılarak 101.100.- usd nin en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı ile davalı banka arasında imzalanmış 16.6.2015 tarihli sözleşmede ve 5464′ sayılı kanunda üyelerin uyması gereken kuralların açıkça yazıldığı, Kanunun “Harcama ve alacak belgesi’ yan başlıklı 19. Ve sözleşmenin 3/1, 4/1. ve 17. maddesinde, kredi kartı ile yapılan işlemler sırasında kartın işleme kabul edilmesinde dikkat edilecek hususlar ile düzenlenen belgelerin saklama kurallarının açıklandığı, bloke işlemi gerçekleştirilmeden önce davacıdan alışverişlere ilişkin satış ve alacak belgeleri ile bunların dayanağını teşkil eden kayıt ve belgelerin talep edilerek incelendiğinde, satışlardan 52.100-usd’lik kısmında şifresiz işlem yapılmasına rağmen kart hamillerinden imza alınmadığı, 49.000.- USD’lık kısmında ise davacı tarafından hiçbir satış ve alacak belgesi ibraz edilemediği, bu durumun şirkete bildirilmesine rağmen eksikliklerin giderilmediği,sözleşmenin 18. maddesine göre satış belgesi düzenlenmeden yapılan satışlar…gerçek dışı ve usulsüz işlemler, dolandırıcılık ve sahtecilik olaylarına zemin hazırlayan benzeri eylemler nedeniyle bankanın yapacağı ödemelerden üye işyerinin sorumlu olduğu, herhangi bir şikayet iade talep ya da chargeback talebi olmadığı iddia edilmiş ise de, zamanaşımı süresi içerisinde bu türlü taleplerin gelmesinin mümkün olduğu,banka riski bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece;blokeye konu 8 adet 52.100-usd tutarındaki işleme ait slipte, şifresiz işlem yapılmasına rağmen kart hamilinin imzası bulunmadığı, yine 5 adet işlemde toplam 49.000-usd tutarındaki işlemin ise sliplerin görülmediği, şifresiz işlemlerde müşteriden imza alınmaması ve tamamlanmış işlemlerde sliplerin davalı bankaya ibraz edilmemesinin taraflar arasındaki sözleşmeye ve uluslararası kart kurallarına göre kural hatası olarak nitelendirilebileceği ve chargeback riskleri yarattığı,kart hamillerinin itiraz etmesi ve haklı olmaları halinde bu itirazların hukuki mali sorumluluğunun ve kart hamillerine ödeme yapma yükümlülüğünün bankada olduğu, dava konusu olayda da davacı söz konusu riskli işlemleri gerçekleştirdiğinden davalının bloke işleminin sözleşmeye ve hukuka uygun olduğu, Chargeback risklerinin temini açısından blokenin Uluslararası Kart Kurallarına göre ortalama 120 gün olduğu, bazı hallerde 540 güne kadar uzayabileceği,somut olayda chargeback risklerini ihtiva eden işlemlerin 25.06.2015-03.07.2015 tarihleri arasında yapıldığı ve son bloke tarihi olan 03.07.2015 tarihinden itibaren makul bloke süresi olan 120 günlük sürenin 03.11.2015 tarihinde dolduğu, bu süreden sonra devam eden blokenin sözleşmeye ve Uluslar Arası Kart Kurallarına aykırı olduğu, davalı bankanın 17.04.2017 tarihinde blokeyi kaldırdığı, her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanması gerektiğinden, davanın 120 günlük süre geçmeden açıldığı, dava tarihi itibariyle davacının taleplerinin haksız olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; söz konusu 120 günlük sürenin sözleşmede veya kanunda açıkça yer almadığını, sadece Visa ve Mastercard kurallarına göre chargeback süresi olarak belirlenen 120 günlük sürenin, dava şartı olmadığını, blokenin kaldırılması istemli ihtarnemeye blokenin ne zaman kaldırılacağı hususunda bilgi verilmediğini , cevap alamayan müvekkilinin dava açmak için yasa ile belirlenmemiş bir süreyi beklemesinin istenilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı banka tarafından bloke 120 gün sonra kaldırılsaydı kararın hukuka uygun olabileceğini,blokenin 17/04/2017 tarihinde 540 gün sonra kaldırıldığını, kart hamilleri tarafından yapılan itiraz bulunmadığı belirtildiğini, kredi kartı ile ile yapılan alışverişlerin kart hamillerince şifre kullanılarak yapıldığını ve POS cihazının onay verdiğini, bloke için haklı neden bulunmadığını, ayrıca dava devam ederken blokenin kaldırılmasıyla mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi ve blokenin kaldırıldığı sürede dikkate alınarak davanın ferileri ile ilgili davacı müvekkili lehine hüküm kurulması gerektiğini,davalıyae nispi vekalet ücreti takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Taraflar arasındaki dava, Pos üye işyeri sözleşmesi nedeniyle haksız olarak bloke konulan alacağın tahsili talebine ilişkindir.Taraflar arasında, üye işyeri sözleşmesi, genel kredi ve teminat sözleşmesi bulunmaktadır. Sözleşmenin 18. maddesi ” Satış belgesi düzenlenmeden yapılan satışlar veya üye iş yeri sahibi personeli veya 3. kişilerin ihmal ve/veya suistimali yada üye iş yerince pos veya yazar kasa pos veya printerdan gerçek veya geçerli bir kart geçirilmeksizin veya bankadan usulünce alınmamış üretilen gerçek dışı onay kodu ile yapılan işlemler yada kartlardaki çip / manyetik şerit bilgilerinin optik okuyuculu yazar kasalar gibi özel cihazlarda okutulması, çözümlenmesi ve elde edilen çip / manyetik şeritlerde kayıtlı bilgilerin her ne amaçla olursa olsun kullanılması yada saklanması yada başka kurumlara aktarılması gibi yapılan gerçek dışı ve usulsüz işlemler, dolandırıcılık ve sahtecilik olaylarına zemin hazırlayan benzeri eylemler nedeniyle bankanın yapacağı ödemelerden üye iş yeri sorumludur…. üyeden bu yönde muvafakat alınmadığı sürece banka, üye iş yerine ödeme yapmamaya yetkilidir. Üye iş yeri iş bu tutarların üye iş yerinin hesabına alacak kaydedilmesine kadar geçecek mühlet boyunca bankanın bu tutarları faizlendirmesi ile ilgili olarak hiçbir talebinin bulunmayacağını bu tutarların bankanın iş bu sözleşme hükümleri uyarınca mevcut olan rehin hakkına istinaden bankaya rehinli olacağını ve iş bu rehine dayalı olarak bloke edileceğini ve iş bu tutarlar üzerinde hiçbir şekilde tasarrufta bulunmayacağını kabul, beyan taahhüt eder.” şeklindedir.Söz konusu sözleşme hükmüne ve alınan bilirkişi raporundaki tespitlere göre; söz konusu satışlardan 52.100- USD’lik kısmında şifresiz işlem yapılmasına rağmen kart hamillerinden imza alınmadığı, 49.000- USD’lık kısmında ise davacı şirket tarafından hiçbir satış ve alacak belgesi ibraz edilemediği,bu nedenle satış bedellerinin şirketin hesabına aktarılmayıp üye işyeri sözleşmesinin 18. maddesine göre blokede tutulduğu, bu itibarla şifre girilmemiş işlemlerde müşteriden imza alınmaması ve tamamlanmış işlemlerde sliplerin davalı bankaya ibraz edilmemesinin taraflar arasındaki sözleşmeye ve uluslararası kart kurallarına göre kural hatası olarak nitelendirileceği ve chargeback riskleri yarattığı açıktır.Chargeback risklerinin teminine yönelik blokaj süresinin ilke olarak Uluslararası Kart Kurallarına göre ortalama 120 gün , istisnai durumlarda 540 güne kadar uzayabileceği ve somut olayda istisnai durumun iddia ve ispat edilemediği,somut olayda son bloke tarihi olan 03.07.2015 tarihinden itibaren makul bloke süresi olan 120 günlük sürenin 03.11.2015 tarihinde dolduğu, bloke işlemi üzerinden 120 günlük süre geçmeden davanın 17.09.2015 tarihinde açıldığı,dava devam ederken davalı bankanın 17.04.2017 tarihinde blokeyi kaldırdığı, dolayısıyla dava tarihinden sonra davacıya ait hesaba konulan bloke kaldırıldığından davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. HMK 331(1) gereği davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmeyen hallerde yargı gideri dava tarihinde ki haklılık durumuna göre takdir edilir.davacı tarafından henüz 120 günlük ortalama chargeback süresi dolmadan dava açıldığı anlaşılmakla davanın açıldığı tarihte bloke işleminin haklı ve hukuka uygun bulunduğu sonucuna varılmaktadır.Mahkemece konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalı yararına yargı giderine hükmedilmek gerekirken davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, hüküm kaldırılarak, konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına,davalı yararına vekalet ücreti ve yargı giderine takdir edilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2017 Tarih 2015/917 Esas 2017/930 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın konusu kalmadığından bir KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gerekli 44,40- TL harcın, peşin yatırılan 5.250,40 TL harçtan mahsubu ile fazla olan 5.206,-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, Davalı vekili için takdir olunan 24.396,71 TL nispi vekalet ücreti ile davalının 24-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”Davacı tarafından yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının davacıya iadesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 18/04/2019