Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/385 E. 2019/760 K. 31.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/385
KARAR NO : 2019/760
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2017
NUMARASI : 2016/152 E.- 2017/1168 K.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün asıl ve birleşen dava davacı vekili ve asıl ve birleşen dava davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında 15/08/2013 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli tedarik sözleşmesi imzalandığını, ek protokol ile sözleşme süresinin bir yıl kısaltılarak davalının önceki tedarikçinin stoğunda bulunan 255.976,43- TL bedelli malzemeyi müvekkiline faturalandırdığını,devralınan malların alınacağı taahhüdüne rağmen alınmadığını , davalı şirket çalışanının 14/05/2014 tarihinde mail ile “04/09/2014 tarihinde tüm siparişlerin sevki gerektiği”nin bildirildiğini, sipariş beklenirken aynı kişinin 15/08/2014 tarihli maili göndererek kış dönemi güvenlik alımlarının yapılmayacağı,güvenlik stokunun ve … gelen malların iade alınacağı, siparişlerden kalan yaz+kış kreasyonlarının alınacağı ve bakiye borç için ise teyit beklendiğinin bildirdiğini davalının 2014 yılı yazı için 1.564.965-TL+kdv bedelli sipariş verdiğini, sözleşme gereği %40’ı oranında stok gerektiğinden 625.986-TL+kdv bedel olmak üzere toplam 2.190.951- TL+kdv tutarında mal üretildiğini, buna rağmen davalının sadece 1.116.775,71- TL tutarında mal aldığını, halen müvekkilinin elinde kalan 2014 yılına ait mal bedelinin 1.074.175,29-TL olduğunu, davalının 2015 yılı kış döneminde ise 562.075-TL+kdv tutarında mal siparişi verdiğini, stokun %10’a düşürülmesini istediğini, böylece toplamda 618.282- TL+kdv tutarında mal siparişi vermiş iken, 440.803,95-TL+kdv tutarında mal aldığını, halen almak zorunda olduğu 177.478,05 TL+kdv tutarında malın ellerinde olup, toplam 1.251.653,34- TL+kdv tutarında mal bulunduğunu, yine ek sözleşme ile teslim edilen mallardan 173.727,45- TLbedelli ürünün de teslim alınmadığını, 25/06/2015 tarihli ihtarname ile de sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, fesih sonucu davalıya 20/08/2015 tarihli ihtarname gönderilerek sipariş edilen, stokta bulunan ve ek protokol ile alınması gereken ürün bedellerinin ödenerek teslim alınmasının ihtar edildiğini,İst. Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile başlattıkları takibe davalının itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen dosyada davacı vekili; taraflar arasındaki ticari ilişkiden ötürü tahsil edilemeyen 8.428,72 -TL cari hesap alacağının tahsili için davalı hakkında İst.Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; sözleşme ve ek protokol hükümlerine uygun olarak müvekkili tarafında gönderilen ihtarname ile 30/09/2015 tarihi itibariyle sözleşmenin yenilenmeyeceğinin davacıya bildirildiğini, davacının gönderdiği 20/08/2015 tarihli ihtar ile 1.405.873,45- TL bedel tutarındaki ürünün teslim alınarak bedelinin ödenmesinin bildirildiğini,davacı tarafça düzenlenen 19/08/2015 tarih 173.727,45- TL bedelli e-faturayı kabul etmediklerini, 26/08/2015 tarih 6 no.lu iade faturası düzenlendiğinin bildirildiğini, davacının itirazı üzerine Beşiktaş …Noterliğinin 10/09/2015 tarih, … yevmiye no.lu ihtarnamesinin davacıya gönderilerek teslim edilmeyen ürünlerle ilgili fatura düzenlenmesinin mümkün olmadığının davacıya ihtar edildiğini, verilen tüm siparişlerin teslim alındığını, davacının stok ürün bedelleri ile ilgili hesaplama ve taleplerinin sözleşmeye uygun olmadığını, sözleşmenin süre sonunda kendiliğinden sona erdiğini, ürün stok bedellerinin ancak sözleşmenin 6/3 maddesindeki fesih şartına bağlı olarak talep edilebileceğini belirterek davanın reddine m edilmesini savunmuştur. Birleşen davada davalı vekili; araflar arasında tedarik sözleşmesi ve ek protokol imzalandığını, sözleşmenin 30/09/2015 tarihi itibariyle yenilenmeyeceğinin bildirildiğini, sözleşmenin devamı süresince davacıya karşı tüm edimlerinin yerine getirildiğini, teslim ve satışı gerçekleştirilen ürün bedellerinin tamamının ödendiğini, cari hesap alacağının davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, davacıya başkaca bir borçları bulunmadığını belirterek davanın reddi ile birlikte davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, Asıl davada davacının İstanbul Anadolu …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında takibe konu ettiği 173.727,45- TL’lik kısım yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından talebinin reddine, bu takip dosyasında sözleşmenin kendiliğinden sona ermesi nedeniyle ürün alma taahhüdü bulunmadığı gerekçesiyle kalan kısma yönelik davanın esastan reddine, birleşen dava dosyasında davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında itirazının 8.428,72-TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50’yi geçmemek üzere ticari faiz yürütülmesine, fazla talebin reddine, hükmedilen tutarın %20’si oranında 1.685,74-TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili; 2013 yılı kış dönemi için 536.783- TL+KDV bedelli mal sattığı, 15.8.2014 tarihli davalı çalışanı maili ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği,davalı adına üretilen ve müvekkili deposunda bulunan tüm mallar nakışlı ve davalı borçlu şirketin amblemini taşıdığından bu ürünlerin başka bir şirkete satışının mümkün olmadığını,Kadıköy … Noterliği’nin … yevmiye nolu 20/08/2015 tarihli ihtarnamesi ile sipariş edilen, stokta bulunan ve ek protokol gereği iadesi gerekli ürünlerin bedelinin ödenip teslim alınmasının ihtar edildiğini fakat davalının ihtara uymadığını, davalı tarafından teslim alınması gereken malların müvekkili şirketin deposunda bulunduğunu, keşif yapılsaydı firmanın talebi ile üretilen malların müvekkilinin deposunda bulunduğunun görüleceğini, taraflara ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi özel ve teknik bilgiyi gerektiren nitelikte bir husus olduğundan, Yargıtay kararları gereğince de hakimin özel ve teknik bir bilgiyi gerekli kılan bir hususta bilirkişi incelemesi yaptırdıktan sonra raporun aksine hüküm vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak sureti ile kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili;davacıya ödenmesi gereken tüm bedellerin ödendiğini, sözleşmenin süre sonunda yenilenmeksizin kendiliğinden sona erdiğini,sözleşmenin feshedildiği iddia olunan e-mail tarihinden sonra ticari ilişkinin ve sözleşmenin devam ettiğini, çalışanın sözleşme fesih yetkisinin zaten olmadığını, mahkemece sözleşmenin süresi sonunda sona erdiğinin haklı sonucu doğrultusunda hüküm verildiğini, davacının takip ve dava konusu ettiği 173.727,45- TL’lik faturaya ilişkin talebi yönünden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının, dava konusu ve alacak taleplerinin mesnedi olan iddia ettiği stok ürünlerini ve miktarını ispat edemediğini belirterek,asıl davaya ilişkin istinaf başvurusunun reddine , birleşen dava yönünden verilen hükmün kaldırılarak birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: 15/08/2013 tarihli tedarik sözleşmesinin 4.6 maddesinde tedarikçinin ek-c’de yer alan tahmini yıllık kullanım miktarının en az %40’ı kadar stok bulundurması gerektiği kabul edilmiştir. 6.maddede süre ve sona erme koşulları düzenlenmiş, 6.1 maddesinde sözleşmenin 15/08/2013 tarihinden 30/09/2016 tarihine kadar 1+2 yıl opsiyonlu olmak üzere 3 yıl süre ile geçerli olacağı, 30/09/2014 tarihinde tarafların mutabık kalmasıyla sözleşmenin hiçbir maddesi değiştirilmeden 2 yıl daha uzatılacağı belirtilen tarihte bu konuda protokol yapılacağı, mutabık kalınmaz ise sözleşmenin fesholacağı, 3 yılın sonunda karşılıklı olarak sözleşmenin uzatılmasına karar verilmezse sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği kabul edilmiştir. Sözleşmenin 6.3 maddesinde ise …, işbu sözleşmeyi, 90 gün önceden yazılı olarak bildirmek kaydı ile her zaman tek taraflı ve tazminatsız olarak feshetme hakkına sahiptir. Bu durumda Tedarikçi tarafından, işbu sözleşmeye uygun olarak düzenlenmiş fatura alacakları, tedarikçi’nin ilk yazılı talebi ile … tarafından nakden ve defaten tedarikçi’ye ödenecektir. Sözleşmenin bu şekilde feshedilmesi halinde tedarikçi, …’den ciro primleri, kar kaybı, zarar, stok bulundurma ücreti,vs. gibi herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz. Ayrıca tedarikçi stokunda bulunan mal ve kumaş için bedel talep edemez. … tarafından sözleşme feshinde tedarikçi’nin tutması zorunlu olan stok miktarının … tarafından alınması zorunlu ” olduğu taraflarca kabul edilmiştir. 03/03/2014 tarihli ek protokol ile, protokol ile aralarındaki 15/08/2013 tarihli sözleşmenin 6.1 maddesi “… ve Tedarikçi arasında 15.08.2013 tarihinde imzalanan tedarik Sözleşmesi’nin 6.1. Maddesi “İşbu sözleşme 15.08.2013 tarihinden itibaren 30.09.2015 tarihinde kadar 2 (iki) yıl süre ile geçerli olacaktır. Sözleşmenin sona erdiği 30.09.2015 tarihinden 30 gün önceden yapılan bir bildirim ile tarafların anlaşması halinde, sözleşme akdedilecek bir protokol ile aynı şartlarla 1 yıl daha uzatılacaktır. Taraflar sözleşmenin uzatılması için mutabık kalmazlarsa sözleşme belirtilen tarihte kendiliğinden sona erecektir. “denilmiştir.Yine ek protokolde ;Ek-A’ da yer alan adetlerdeki …’nün bir önceki tedarikçisi tarafından üretilen ürünlerin 15.08.2013’te imzalanan tedarik sözleşmesi dönemi içinde … tarafından alınacağı kabul ve taahhüt edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen ek protokol ile süre bakımından yeni bir düzenleme getirilmiş, sözleşmenin süresinin uzatılması konusunda mutabık kalınmadığı takdirde 30.9.2015 tarihinde sürenin sona ereceği kararlaştırılmıştır.Mahkemece , bilirkişi raporunun aksine 15/08/2014 tarihli e-posta feshedilmediği , süre sonunda 30/09/2015 tarihi itibariyle sözleşmenin yenilenmeyerek sona erdiği kabul edilmiştir.Bu tesbit dosya kapsamına ve somut olaya uygundur.Sözleşme ilişkisi 30.9.2015 tarihine kadar fiilen de devam etmiştir.Sözleşmenin 6.3 maddesi ile davalıya sözleşmeyi 90 gün önceden yazılı olarak bildirmek kaydıyla her zaman tek taraflı fesih yetkisi tanınmıştır. Maddenin son cümlesi ile bu durumda stok miktarının davalı tarafından alınması zorunludur. Ancak, mahkemece sözleşmenin süre sonunda kendiliğinden sona ermesi halinde sözleşmede hüküm bulunmadığından nin sözleşme davalı tarafça feshedilmediğinden bahisle davalının sözleşme hüküm bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.Sözleşme yürürlükte iken davalının siparişlerini davacı karşılamak ile yükümlü olduğundan ve bu siparişlerin ,başka bir şekilde tüketilmesi mümkün olmadığı gözetilerek siparişin yerine getirilmesinin sözleşmenin bir gereği olduğu gözönüne alındığında sözleşmede hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Başlangıçta sözleşmede %40 stok bulundurulacağı kararlaştırılmış ise de taraflar sözleşme süresi içerisinde stokun eritilmesi hususunda mutabık kalmışlar 2015 yılı başında da %10 seviyesine düşürüldüğü anlaşılmaktadır. Buna göre davacı 2013/2014 yılı siparişlerine göre üretim yapıldığı buna göre de stok bulundurma yükümlülüğüne uygun olarak stok üretimi yapıldığı ileri sürülmüştür. Davacı tarafça, davalının verdiği sipariş gereği üretilen ancak davalı tarafından teslim alınmayan ve davacının elinde kalan ürünlerin bedelinin ödenmesi talep edilmektedir. Sözleşme süresi boyunca fazla sipariş aldığını ancak sipariş miktarı kadar mal alınmadığını iddia eden davacının dönemler itibariyle alınan sipariş miktarı ve stoku kadar hesaplama yapılarak mal bedeli talebi uygun değildir.Her dönemde bir önce ki kalan mal miktarından verilen siparişi ve stokunu karşılama durumundadır. Davacının kalan dönemde üretimini ve stok durumunu sözleşmenin süreli olduğunu dikkate alarak yapması basiretli tacir olmanın gereğidir. Verilen yeni siparişlerin bir önce ki yıldan kalan ürünlerden ve stoklardan karşılanması gerektiği dikkate alınarak verilen siparişlerden davacının elinde kalan ürünün ne kadarının yeni siparişlerle eritildiğinin ,ne kadarının elinde kaldığı ve kalması gerektiğinin hesaplanması ve ne kadarının üretilerek teslime hazır halde bulundurulduğunun tespiti gerekmektedir. Yargılama aşamasında davacı vekilince üretilen ürünlerin davacı fabrikasında bekletildiği incelenmesi gerektiğini defaatle mahkemeye bildirmiş ise de mahkemece bu yolda hiçbir inceleme yapılmamıştır. Mahkemece yapılacak iş davalı tarafından sipariş edilip de satın alınmayan ve devam eden dönemde yeni siparişlerle de eritilmesi imkanı kalmayan davalının siparişi ile üretilen ürünlerin yerinde yapılacak keşfen inceleme ile üretilen ürünlerin adet ve cinsi belirlenmek suretiyle sipariş ve bu siparişe tekabül eden %10 stok tutarı bedeli kadar davanın kabulüne, ürünlerinde adet ve cinsleri belirlenerek ve bu ürünler için davacının tanzim ettiği faturalar ile ilişkilendirilmek suretiyle davalıya iadesine karar verilmesinden ibarettir. Asıl dava da talep edilen … stoku olarak adlandırılan 255.000- TL tutarında stokun davacı tarafından devralındığında ihtilaf yoktur. Bu ürünlerin satın alınacağı da davalı tarafından ek protokol ile taahhüt edilmiştir.Bu stokun bedeli davacı tarafından bedeli ödenmek suretiyle davacıya devredildiği sabit olduğundan davacı nezdinde kalmış olan … stokunun davalı tarafından satın alınması gereklidir. Esasen bu miktar alacağın tahakkuk ettiği mahkemenin de kabulündedir. Mahkemece tevdi mahalli tayin ettirilmediğinden bahisle istem reddedilmiş ise de ek protokol le ürünleri satın alacağını taahhüt eden davalının ihtara rağmen malları teslim almadığı sabittir. Davacını alacağını takip içip tevdii mahalline başvurması gerektiğine ilişkin mahkemenin gerekçesi doğru olmamıştır.Davacının 19.08.2015 tarihli davalının da 26.08.2015 tarihli iade faturasına konu ettiği ürün bedeline ilişkin davasının da kabune ve stok için düzenlenen faturalar ile ilişkilendirilerek davalıya iadesine karar verilmelidir. Anılan hususlar değerlendirildiğinde verilen hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 maddesi kapsamında bulunduğu hükme tesir edecek delillerin toplanıp değerlendirilmediği belirtilen eksikliklerin giderilmesi suretiyle hüküm verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/152 Esas-2017/1168 Karar sayılı ve 01/11/2017 tarihli kararının HMK.’nın 353(1)a-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine”Hüküm kaldırıldığından birleşen davaya yönelik istinaf sebeblerinin incelenmesine yer olmadığına;Davacı ve davalı tarafından yatırılan (35,90+35,90- TL) istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.31/05/2019