Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/373 E. 2018/1614 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/373
KARAR NO : 2018/1614
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2017
NUMARASI : 2015/90 Esas 2017/1189 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/12/2018
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA :Davacı vekili; taraflar arasında 1 yıl süreli 15.01.2013 tarihli Bölge Bayii Sözleşmesi imzalandığını,15.01.2014 tarihinde sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini, davalının, sözleşmenin 4. maddesinde belirtilen yükümlüklerini yerine getirmediğini, aynı zamanda davalının, müvekkilinin izni dışında bölgesinde satış yaptığı,Müvekkilinin Çorlu … Noterliği 26.11.2013 tarih ve… ycv. no.lu ihtarname ile “davalıya sözleşmenin sona erme tarihinden itibaren sözleşmeye devam etme iradesi olmadığını bildirdiğini, davalıya verdiği bedelsiz kalan çeklerin iadesini” talep ettiğini, 18.02.2013 tarihinde davalıya keşidecisi davacı olan …bank Çerkezköy Şubesi’ne ait; 30.06.2013 ,31.07.2013, 31.08.2013,30.09.2013 31.10.2013 keşide tarihli her biri 40.000-TL bedelli ve 31.11.2013, 31.12.2013 keşide tarihli her biri 50.000-TL bedelli olmak üzere toplam 300.000- TL bedelli 7 adet çek verdiğini, müvekkilinin bir kısım malları aldığını, malların bedeli düştükten sonra 186.038,59 TL’nin bedelsiz kaldığını, çekler iade edilmediğinden müvekkilinin çeklerin karşılıksız olarak yazdırılmaması için günleri geldiğinde bedellerini ödediğini, taraflar arasındaki sözleşmeye göre; 1.000.000-TL siparişin sözleşmenin devamı için bir temenni olduğunu, müvekkilinin davalıya bu şekilde bir taahhüdü olmadığını, sözleşmenin 16. maddesine göre; “1 yıl bitince taraflar bir araya gelmek suretiyle sözleşmenin devamı hususunda” anlaşması gerektiğini, müvekkilinin mal almadan para ödediğini,davalı aleyhine …Anadolu .. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasıyla ilamsız takip başlattığını, davalının 02.12.2014 havale tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili;müvekkilinin sözleşmede üstlendiği tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini,bölge bayii davacının, Trakya Bölgesini kapsayan müvekkil şirketin distribütör olarak sattığı “Saifarna” ürünlerinin satışı ve dağıtımı konusunda yetkili olduğu hususunda anlaştıklarını, davacının, sözleşmenin 4. maddesini bahane ederek kötü niyetli ve haksız olarak sözleşmeyi feshettiğini ileri sürerek, davaya konu çeklerin davacı tarafından müvekkiline, sözleşmede kararlaştırıldığı üzere teminat olarak değil ödeme olarak verildiğini, dolayısıyla müvekkilinin davacıya hiçbir ad altında borcu olmadığını, müvekkilinin sözleşmeye konu taahhüt miktarı malın tedariki için hazır olduğunu davacıya müteaddit defalarca bildirdiğini, taahhüdünü de ihlal edecek şekilde, müvekkilinin mal tedarikini engellediğini, müvekkiline sözleşme uyarınca yapmış olduğu ödemelerin haksız olarak iadesini talep ettiğini, davanın reddi ile takibin iptaline, davacı aleyhine takibe konu meblağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece ; bayiilik sözleşmesinin bir yıl süreli olduğu ve henüz süre dolmadan 26/12/2013 tarihinde davacı tarafından davalıya “sözleşmenin sona erme tarihinden itibaren sözleşmeye devam etme iradesinin bulunmadığı, bu nedenle verilmiş olan çeklerin iade edilmesi” isteminde bulunulduğu, davacının sözleşmenin süresinin bitiminde sözleşmeyi uzatmak istemediği yönündeki iradesinin sözleşme ve genel hukuk prensiplerine uygun olduğu, zamanında devam etmeme iradesinin karşı tarafa iletildiği, bu durumun sözleşmenin keyfi iptali olarak değerlendirilemeyeceği, sözleşmenin 11/2.maddesindeki “…sözleşmenin distribütör tarafından tek taraflı feshi söz konusu olduğunda ileriye dönük açığa çıkan bağlantı çeklerinin iadesinin sağlanması ve stoktaki ürünlerin distribütör firma tarafından iade alınması sağlanacaktır.” hükmü gereğince davacının davaya konu çeklerin iadesini talepte haklı olduğundan , 186.038,59- TL asıl alacak bakımından itirazın iptaline, alacak likit olduğundan davacı yararına %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; mahkeme tarafından oluşturulan hükmün, dosyada mübrez deliller ile bilirkişi raporuyla müvekkilinin haklılığının tevsik edilmiş olmasına rağmen;sözleşmenin mahkemece hatalı değerlendirilmesi sonucunda sözleşme hükümlerine aykırı şekilde oluşturulduğunu, sözleşmede Bölge Bayii sıfatının davacıya; distribütor sıfatının müvekkili Eganis’e ait olduğunu, mahkeme tarafından sözleşmedeki distribütör sıfatının davacıya aitmiş gibi yorum yapılarak karşı tarafın müvekkiline verilen bağlantı çeklerinin iadesi talebinin kabulünün, açık bir şekilde sözleşmenin tam olarak incelemediği ve bu sebeple hataya düşüldüğünü gösterdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla taraflar arasındaki bayilik sözleşmesini fesih beyanının hiçbir haklı sebebe dayanmadığından hükmün hatalı olduğunu, tarafların ticari defterlerindeki söz konusu çekler sebebiyle görülen borç/alacak cetvelinin huzurdaki davada verilecek karara etki etmeyeceğinin taraflarca sözleşmesi serbestisi ilkesi uyarınca belirlendiğini,icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını ve hatta davacı aleyhine takibe konu meblağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek hükmün kaldırılarak davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülerek davanın reddine,mümkün değilse; hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalının incelenen ticari defterlerine göre 18.2.2013 tarihinde davacının davalıya verdiği 7 adet 300.000-TL verdiği çekler ile başladığı ,davalının kestiği ürün faturaları ve davacının yaptığı ödemeler ve iade faturaları sonrasında 31.12.2013 tarihinde davalının davacıya 222.719-TL borçlu olduğu ,davalının borcunu davacının sipariş avansı ana hesabında davacının hesabına virman edilerek aktarıldığı yapılan bilirkişi incelemesi ile anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı arasında 15/01/2013 tarihli Bayi Bölge Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin süresinin bir yıl olarak kararlaştırıldığı, sözleşmenin sürenin dolması ile 15/01/2014 tarihinde kendiliğinden sona erdiği, bu kapsamda davacının sözleşmenin sona ermesi nedeniyle davalıya ödemiş olduğu ve bedelsiz kaldığı belirtilen çek ödemelerinin iadesini talep ettiği, bedelsiz kalan çek tutarının toplam 186.038,59- TL olduğu ileri sürülerek bu bedelin işlemiş faiziyle birlikte tahsili için takip başlatılmıştır.
Bir yıl süre ile imzalanan bayilik sözleşmesinin tarafların anlaşarak süresinin uzatılabileceğinin kararlaştırıldığı ,ancak sözleşmenin taraflarından biri olan davacının sözleşmeyi uzatma iradesi olmadığını karşı yana bildirdiği,buna göre anlaşma şartının sağlanmadığı,her ne kadar davalı bütün edimlerini yerine getirdiğini davacının feshinin haksız olduğunu ileri sürmekte ise de ; somut olayda fesih bulunmadığından haklı veya haksız fesih olgusunun tartışılmasına gerek bulunmadığı ,taraflar anlaşamadıklarından süreli sözleşmenin süre sonu itibariyle kendiliğinden sona erdiğinin kabulü gerekmektedir.
Sözleşmenin 11/2.maddesinde “Bu sözleşmenin feshi veya herhangi bir nedenle sonra ermesi, tarafların önceki hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağı gibi, bu sözleşmenin devamlılık arz eden hükümlerini de etkilemeyecektir,sözleşmenin distribitör tarafından tek taraflı feshi halinde açığa çıkan bağlantı çeklerinin iadesinin sağlanması ve malların distribitör tarafından geriye alınması sağlanacaktır.” denilmiştir.
Sözleşmenin 6.maddesinde ödemelerin ön bağlantı sistemiyle yapılacağı ,o ay ki fatura toplamının ay sonunda ödenmiş olacağı, bağlantı için gönderilen çek veya nakdin iadesi istenmesi ,bağlantının iptal edilmesi veya bırakılması haklı sebeb göstermeden ,keyfi olarak iptalin kabul edilmeyeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Ayrıca 5.maddede sözleşmenin devamı için sözleşme süresi içerisinde(2013 yılında ) 1 milyon TL sipariş verilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır.Ancak sözleşme süresi içerisinde verilecek sipariş miktarı sözleşmenin devamı için konulmuş bir şart olup ,sözleşmenin devamını davacıda talep etmediğinden davanın çözümünde bir etkisi olmayacaktır. Davalı Sözleşmenin 6.maddesi gereği davacının sipariş verdiği ancak keyfi olarak iptal ettiği savunmasında bulunmamıştır. Sözleşmenin başlangıcında peşin alınan çekler karşılığı sipariş alınmadığı ,çeklerin bedelsiz olarak davalı da kaldığı ,sözleşmenin de sona ermesi nedeniyle karşılıksız kalan çek ödemelerinin sebebsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan talep edilebileceği ,sözleşme hükümlerinde;sözleşme sonunda peşin ödenen bedellerin iadesinin istenmeyeceğine ilişkin bir taahhüdü olmayan davacının talebinde haklı olduğu anlaşılmaktadır.Davalı da sipariş verilip keyfi olarak iptal edildiği savunmasında bulunmadığı bu yolda delil gösterilmediğinden ,davalı vekilinin hükmün eksik incelemeye dayalı ,sözleşme hükümlerinin hatalı yorumlandığına ilişkin istinaf nedenleri yerinde değildir.
Davalı vekili icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği nedeniyle de hükmü istinaf etmiş ise de,ticari defter ve kayıtlarında mevcut borç tutarını davalı bildiğinden alacak likit sayıldığından icra inkar tazminatı yönünden ileri sürdüğü istinaf nedeni de yerinde görülmemiş davalı vekilinin hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir..
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 12.708,30- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 3.177,08- TLnin mahsubu ile bakiye 9.531,22 -TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 28-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 13/12/2018