Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/328 E. 2019/762 K. 31.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/328
KARAR NO : 2019/762
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2017
NUMARASI : 2015/797 E.-2017/747 K.
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2019
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili hakkında 28/05/2015 tarih ve 16.300-TL bedelli çek nedeniyle İst…. İcra Dairesinin …E sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığını,İst. 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/820 esas sayılı dosyasında borca itiraz ettiklerini, taraflar arasında uzun yıllardır ticari ilişki bulunduğu ve müvekkilinin davalıdan nakliyat hizmeti aldığını, oluşan güven sebebiyle davacının davalıya ileride yapması muhtemel işlerine karşılık, borcu olmasada çek tanzim edip verdiğini,davalının alacağından bu çekleri mahsup ettiğini, davacı tarafından hesaplarda görünen borcu kapatmasının davalıdan istenmesi üzerine; davalı şirketin kötü niyetli olarak iş bu icra takibine giriştiğini, davalının icra takibine konu edilen bu çek karşılığında gerçekte hiçbir iş yapmadığını, bu nedenle müvekkili firmanın takibe konu çekten dolayı davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, bu hususun cari hesaplarda görüleceğini aksine müvekkili davacı firmanın davalıdan 17.963,40- TL alacağı olduğunu,belirterek müvekkil şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının borçlu olmadığı iddiasının doğru olmadığını, davacıya uzun yıllar nakliye hizmeti verdiklerini , ancak davalı müvekkilinin uzun yıllar verdiği hizmetin karşılığı dışında davacı şirketten hiçbir şekilde para yada çek almadığını, davacının dava dilekçesi ekinde yanlış hatalı tamamen kötü niyetli düzenlenmiş cari hesap ekstresi dışında hiçbir belge sunmadığını, davacı şirketin keşide ve ciro ettiği , cari hesabına işlediği çeklerin tamamının … şirketinin borçlarına mahsuben verilmiş çekler olmadığını, davacı şirket ortaklarının bir diğer şirketi olan …Ltd. Şti. adına da çekler verildiğini, davacı şirketin …’ nun borçlarına karşılıkta çekler verdiğini, bazı çekleride … ciro ederek müvekkiline verdiğini, ancak dosyaya sunulmuş olan cari hesap ekstresinde sanki bütün çekler …. adına müvekkil şirkete verilmiş gibi gösterildiğini, kendi çekini … adına ciroladıktan sonra … cari hesap borcuna karşılık müvekkiline verdiğini, durumun davacıya ait iki firmaya ait cari hesaplar incelendiğinde ortaya çıkacağını, belirterek; davacının davasının reddine,davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davacının ticari defterlerine göre;; 28/05/2015 tarih ve 16.300- TL bedelli çek karşılığı olan 16.300- TL’nin davalı alacağı olarak kaydedildiği, davacı tarafça davalıya yapılan (dört adet çek toplamı) 23.000- TL ödemenin 13.000- TL’sinin (6.500+6.500) dava dışı …..ltd.şti’nin lehdarı olduğu çeklerle yapıldığı, bu nedenle ödemenin … borcuna karşılık geleceği (bilirkişi raporuna göre) anlaşıldığı, rapordaki birinci alternatif gerçekleştiğinden ve 28/05/2015 tarih ve 16.300-TL bedelli çek karşılığı davalıya ödenmediğinden, davalının İstanbul ….İcra Dairesinin … sayılı dosyasındaki takibi haklı olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ; ileride yapılması muhtemel işlere karşılık olarak davalıya keşide edilmiş olan 28/05/2015 keşide tarihli, 16.300- TL bedeli çek ile müvekkili aleyhine İstanbul …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası ile icra takibine giriştiğini, müvekkili şirketin, davalı firmaya böyle bir borcu olmadığı gibi aksine davalıdan alacaklı olduğu,mahkemece usul ve yasaya aykırı olacak şekilde davanın reddine karar verildiğini, davacı şirkete ait defterlerin usulüne uygun yapılan incelemesi neticesinde, davacı şirketin davalı yandan 17.963,42- TL alacaklı konumda olduğu bilirkişi kök raporunda tespit edildiğini, davalı tarafından savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı delinmek suretiyle bilirkişinin yanıltıldığını dosya kapsamı delillere uygun olmayan kararın kaldırılmasını davanın kabulune karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Davalının davacı ile olan ticari ilişkisi dışında davacı şirketin grup şirketi olan …ltd.şti ile de ticari ilişkisi olduğu, davacı … bu şirkete faturalar düzenlediği ve karşılığında ödeme aldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda taraflar arasındaki cari hesap farklılığının 4 adet çekten kaynaklandığı tespit edilmiş, çeklerin davalıya hangi şirket tarafından ciro edildiği belirlenmek üzere seçenekli rapor hazırlanmıştır.Buna göre çek suretleri bankalardan getirtilmiştir… ,… nolu çeklerin davalı adına keşide edildiği, ancak davalı tarafından her iki çekin davacının cari hesabından düşülmesi gerekirken dava dışı şirketin borcundan düşüldüğü, ancak davacı şirketin de … cari hesabında kaydı gereken … ,… nolu çeklerde … cirosu bulunduğu anlaşılmaktadır.Buna göre 2 çekin davacı cari hesabına kaydı doğru değildir.Davalı vekili … – … nolu çeklerin … cari hesabına kaydedildiğini, İst. 9. ATM’ne bu ceklerin … tarafından sunulduğunu beyan etmişse de, mahkemece bu husus üzerinde durulmamıştır. Bilirkişi raporunda,mutabakatsızlığın yukarıda yazılı 4 adet çekten kaynaklandığı belirtilmiş ve bu tespit eksik bulunmaktadır. Davacı şirketin bilirkişi tarafından rapora aktarılan ( sayfa 6) cari hesabında 31/12/2014 tarihinde davalıya 31.100- TL çek ödemesi kayıtlıdır. Davaya konu çek ise kayıtlı değildir.31.12.2014 tarihli 31.100-TL çek ödemesi davalı şirkette kayıtlı değildir.Bu kayıttan önce davacı davalıya 10.600- TL borçlu iken 20.500- TL alacaklı duruma geçmiştir. Davacının kayıtlarında tespit edilen davalıdan alacak kaydı da bu ödemeye dayanmaktadır. Bu kaydın akabinde 02/01/2015 tarihinde daha evvel ilgili hesaba virman edilen 4.963,50- TL alacak yine davalının hesabı borç yazılarak alacak miktarı 25.463,50- TL ye ulaşmış, ve davalının iki adet faturası düşülmek suretiyle davacı kayıtlarında davalıdan alacağı tespit edilmektedir.Davacı çekin davalıya avans olarak verildiğinin iddia etmek suretiyle davasını açmış ise de her iki tarafta taraflar arasında süreklilik arz eden nakliye hizmeti verildiği ve davalı davacının hizmet karşılığı olmayan ödeme yapmadığını savunduğundan ticari defterlerin incelenmesinde isabetsizlik yoktur. Buna göre davacının davalının kayıtlarında olmayan açıklamasında fatura yazan 01/02/2014 ve 01/03/2014 tarihli kayıtlarının dayanağını sunması, taraf vekillerinden İstanbul 9. Asliye Ticaret MAhkemesi’nde … Ltd. A.Ş ile ilgili dava olup olmadığının sorulması varsa dosyanın getirtilerek incelenmesi, burada yapılan tespitlerin dikkate alınması, yine davacı vekilinden kayıtlar arasındaki farklılığı teşkil eden 31/12/2014 tarihli 31.100- TL çek ödemesi kaydının dayanağı olan çek bilgilerinin istenilerek çekin akıbeti araştırıldıktan sonra tarafların ticari defter ve kayıtlarının uyuşmazlık dönemine ilişkin incelenmek suretiyle konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre hükme varılmalıdır.Dosyada yapılan tahkikat hükme varmaktan uzak olduğundan hükme tesis edecek derecede delillerin toplanıp değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Bu gerekçelerle hükmün kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 01/11/2017 Tarih, 2015/797 Esas 2017/747 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA;”Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90- TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.31/05/2019