Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/326 E. 2018/1553 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/326
KARAR NO : 2018/1553
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2017
NUMARASI : 2017/647 Esas 2017/1216 Karar
DAVA : Tespit ve Çek İstirdadı
İSTİNAF KARAR TARİHİ:06/12/2018 ( 14/12/2018 yazım tarihli )
Pasif husumet yokluğundan davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; müvekkilinin Tuzla’da bulunan fabrikasında 31/01/2014 tarihinde soygun yapılarak şirket kasasında bulunan birçok çek ve senedin çalındığını, İst. Anadolu C.Başsavcılığının 2014/20285 esas sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığını, İst. Anadolu 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/43 esas sayılı dosyasında müdahale talebinde bulunulmayan 90 adet çekin iptaline karar verildiğini, bir kısım çeklerin daha sonra … ve … isimli şahıslarda bulunarak haklarında Bakırköy 12.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/124 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, çeklerden 33 adetinin mahkeme tarafından kendilerine iadesi taleplerinin, çek hamilinin tespitinin hukuk mahkemesinin görevine girdiği gerekçesi ile reddedildiği,çeklerin halen Bakırköy Adli Emanetinde bulunduğunu, ancak 33 adet çekin meşru hamili olmasına rağmen iade talebinin reddine karar verildiğini belirterek 33 adet çekin meşru hamilinin tespiti ve çeklerin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, İst.Anadolu 13.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından çeklerin iptaline karar verildiğini, kambiyo vasfını yitirdiğini, iptal edilen çeklerde keşideci olmayan davacının bu davayı açmada hukuki menfaati bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece ;“Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nce adli emanette bulunan çeklerin son hamilinin tespiti gerektiği gerekçesi ile iade talebinin reddedildiğini belirterek,33 adet çekte meşru hamil olduklarının tespitine karar verilmesini talep ettiği,kambiyo senedinde meşru hamil olup olmadığının tespiti açısından hukuken korumaya değer bir yararın bulunduğu,ancak davada husumet Adalet Bakanlığı’na yöneltildiği,Bakanlığın hamil olma durumu söz konusu dolmadığı,çeklerin adli emanete alınması da hasım hale getirmediği,çekte keşideci, lehtar veya ciranta olarak bulunan kişilerin veya çek üzerinde hak iddia eden kişilerin hasım olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle ,husumetin yanlış yöneltildiği anlaşıldığından açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; adli emanete alınan yapılan yargılama neticesinde müsaderesine karar verilen 41 adet çekten 33 adedinin meşru hamili bulunduğunun tespiti ile iadesine karar verilmesi için açılmış bir tespit+eda davası olduğunu, çeklerin 33 adedinin arka yüzünde davacı şirketin kaşesi bulunduğundan çeklerin müvekkilinden çalındığı hususunun emniyet birimlerince çok kolay bir şekilde belirlenebilecekken; çeklerin kimden çalındığının tespit edilemediği gerekçesi ile adli emanete teslimle yetindiklerini, bu aşamada çeklerin bulunduğundan haberdar olamadıkları için zamanında davaya müdahil olunamadığını, çeklerin müsaderesine karar verildiğini,halen adli emanette saklanan çeklerin iade alınabilmesi için yargı kararı gerektiğini Bakırköy C.Başsavcılığının ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığından Adalet Bakanlığına husumet yöneltilmesinde hata bulunmadığını,Bakırköy 12.ACM’nin de bu konudaki görevin Hukuk Mahkemelerinin görev alanına girdiğine karar verdiğini belirterek davanın reddine dair verilen kararın kaldırılarak, davanın kabulune karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :TTK.nun TTK.646 maddesine göre, “hile veya ağır kusuru bulunmadıkça borçlu, vadenin hulülünde senedin mahiyetine göre alacaklı olduğu anlaşılan kimseye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur.”
İptal kararını alan kişi, (iptal kararının davacısı) borçludan, kendisine senedi ibraz etmeden ödemede bulunmasını isteyebilmek hakkını kazanmaktadır. İptal kararının etkileri hak sahipliğinin teşhisi meselesine ilişkindir. Kararın maddi hukuk yönünden herhangi bir etkisi yoktur. Bu kararla, senedi elinde bulunduran üçüncü şahsın hakkının sona erdiği, onun yerine artık bundan böyle davacının hak sahibi olduğu sonucuna da varılamaz. İptal kararı, iptal olunan senet yerine kaim olan bir senet mahiyeti taşımamaktadır. İptal kararı sadece, davacının senedi ibraz edememesine rağmen hak sahibiymiş gibi kabul edilme imkanı vermektedir. Borçlu, iptal kararı hamiline iyiniyetli ödemede bulunduğu takdirde ödemede bulunduğu şahıs gerçek alacaklı olmasa dahi, mevcut iptal kararına güvenerek yaptığı ödeme ile borcundan kurtulur (TTK.m.558/2). Ancak davacının gerçek alacaklı olmadığını bildiği veya bu hususta hileli davrandığı kabul edilebildiği takdirde, yaptığı ödemenin borçluyu borcundan kurtarması mümkün değildir.
Yukarıdaki açıklamalar gözetildiğinde,mahkemeye başvurup, Bakırköy 12.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/124 Esas sayılı dosyasında adli emanete alınmış dava konusu çeklerle ilgili lehine iptal kararı almış ve bu karar ile borçludan, kendisine senedi ibraz etmeden ödemede bulunmasını isteyebilmek hakkını kazanmış bulunan davacının,meşru hamil olduğunun tespiti ile çeklerin iadesine yönelik davasını,dava konusu çeklerde keşideci, lehtar veya ciranta olarak bulunan kişileri veya çek üzerinde hak iddia eden kişileri hasım olarak göstererek açması gerekir.Dava konusu çeklerin emanete alınmasıda, Adalet Bakanlığı’nı hasım haline getirmez. Davalının davalı sıfatı(pasif husumet ehliyeti) bulunmadığından,davanın bu yönden reddine karar veren hükümde isabetsizlik bulunmadığından,davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 06/12/2018