Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/318 E. 2018/1630 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/318
KARAR NO : 2018/1630
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2017
NUMARASI : 2016/141 Esas- 2017/986 Karar
DAVA :Tazminat (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/12/2018
Davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA : Davacı vekili, dava dışı sigortalı … A.Ş. tarafından taşımaya konu emtianın müvekkili nezdinde Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Sözleşmesi ile sigortalı olduğunu, Rusya’dan getirilerek Marmara Ereğlisi Limanına bırakılan cam emtianın karayolunda taşınması hususunda davalılarla anlaşıldığını, emtianın 17/06/2015 tarihinde davalı ….’in maliki/sürücüsü olduğu araca hasarsız bir şekilde yüklendiğini, ancak davalının taşıdığı emtianın bir kısmının taşıma esnasında davalıların kusuru ile hasara uğradığını, hasar bedeli olan 3.432-euro’nun müvekkili tarafından sigortalıya 18/11/2015 tarihinde ödendiğini ve müvekkilinin TTK’nun 1472.maddesi uyarınca sigortalınn haklarına halef olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.432-euro tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek Euro para birimi cinsinden mevduata uygulanan en yüksek faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı S.S. 44 Nolu M. Ereğlisi Kamy. Koop. vekili, sigortalı ile akdedilen sözleşme uyarınca müvekkilinin yükleme ve boşaltma işlemlerinden sorumlu olmadığını, ayrıca yüklemeden veya teçhizattan kaynaklanan cam kırıklarından da müvekkilin sorumlu olmadığını, sigortalının camların yüklemesini gereği gibi gerçekleştirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2-Davalı . … vekili, limana getirilen yükün sigortalı elemanları tarafından kamyonlara öncelikle taşıyıcı sehpalar konarak yüklendiğini, gerekli önleyici bağlantılar kayışlar atılarak yola hazır hale getirildiğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, emtianın gereği gibi yüklenmemiş olması nedeniyle hasarın meydana geldiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; taşıma sırasında zararın meydana geldiği, davacı tarafından zararın sigortalısına ödeme yapıldığından davacının rücuen tazminat davası açmasının mümkün olduğu, davalının emtianın araca yüklenme sırasında nezaret yükümlülüğü gereğince gerekli gözlem ve uyarıları yapmak yönünden kusurları itibariyle meydana gelen zarardan yüzde otuz oranında kusurlu oldukları, davalıların 1.029,63 euro sorumlulukları bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 1.029,63-euronun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı 4.a maddesi uyarınca euro mevduat döviz faizi uygulanarak davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1-Davalılara yüklenen kusur oranının düşük olduğunu, davalı tarafından sunulan tutanak ile araç yüklemesinde gerekli ekipmanın yükleyici tarafından kullanılmadığı ve nakliyecinin yükleme işine müdahalede bulunmadığı açıkça kabul edilerek nezaret yükümlülüğünün ne denli ağır şekilde ihlal edildiğinin aşikar olduğunu,
2-Ödeme 18/11/2015 tarihinde yapılmış olması nedeniyle bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kooperatif vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın yargılamanın hiçbir aşamasında yüklemeye nezaret edilmediği iddiasında bulunmadığını, bu iddianın bilirkişilerce ileri sürüldüğünü, gerçekte yüklemeye nezaret edildiğini, dış görünüşü denetleme borcunun yerine getirildiğini, hasarın takozlardan iplerde, metak yorgunluğundan veya farkedilmeyen başka bir nedenden kaynaklanabileceğini, kanun ve sözleşme gereği sorumluluğun taşıtana ait olduğunubelirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı… vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1-Davacı tarafça yapılan ödemenin Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi teminat dışında olduğunu, Deniz Kargosu poliçesi hasar tarihini kapsasa bile ana poliçenin alt poliçesi(zeyilname niteliğinde ek sözleşme) niteliğinde olduğundan ana poliçenin kapsamını aşamayacağını, zeyilnamenin geçerli olduğu düşünülse bile karayolu ile emtia sevkiyatı yönünden bu poliçe kapsamında teminat sağlanmış olup olmadığı tartışılmadan ödemeye dayanan rücuen tazminat talebinin geçersiz olduğunu, ödemenin lütuf ödemesi olduğunu,
2-Diğer davalı ile müvekili arasında akdedilen bir sözleşme olmadığından TTK 888.maddesi uyarınca müvekkilinin sorumlu olmadığını,kaldı ki sözleşme uyarınca sigortalının yükleme ve boşaltmadan sorumlu olduğunu, hasarın yüklemenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle meydana geldiğini, müvekkilinin nezaret yükümlülüğüne aykırı davranmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, taşıma sigorta poliçesi kapsamında ödenen hasar bedelinin taşıyıcı olan davalılardan rücuen tazmini istemine ilişkindir. Davacı, hasar bedelinin sigortalıya ödenmesi nedeniyle sigortalının haklarına halef olduğunu, hasardan emtianın taşınması işini gerçekleştiren davalıların kusurları nedeniyle sorumlu olduklarını ileri sürmüş, davalılar ise kusurun yükleme işini yapan dava dışı sigortalıda olduğunu, kendilerinin kusurlarının olmadığını savunmuşlardır.
Dosya kapsamında mevcut Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi 01/10/2010-30/09/2011 tarihleri arasında geçerli bir poliçe olarak düzenlenmiş ise de, 01/10/2014-30/09/2015 tarihleri arasında geçerli Deniz Kargosu Poliçesinin ana poliçesi olduğu, dolayısıyla dava konusu 17/06/2015 tarihli hasara ilişkin yapılan ödemenin poliçe kapsamında olduğu, buna göre davacının bu davayı açma hakkının bulunduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan TTK’nun 863/1 maddesi” Sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür” hükmünü,
TTK’nun 875.maddesi “ (1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.
(2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.” hükmünü,
TTK’nun 876.maddesi “(1) Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.” hükmünü,
Aynı yasanın 878.maddesi ise “(1) Zıya, hasar veya teslimdeki gecikme, aşağıdaki hâllerden birine bağlanabiliyorsa taşıyıcı sorumluluktan kurtulur:………….
c) Eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılması.
(2) Herhangi bir zararın hâl ve şartlara göre birinci fıkrada öngörülen bir sebebe bağlanmasının muhtemel bulunduğu durumlarda, o zararın bu sebepten ileri geldiği varsayılır. “ hükmünü haizdir.
Somut olayda yükleme ve istifleme işinin dava dışı gönderen tarafından yapıldığı tarafların kabulündedir. Hasarın ise yükün gereği gibi sabitlenmemesinden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Kural olarak taşıma ilişkisinde ambalajlama,yükleme ve sabitleme yükümlülüğü gönderene ait olsa bile davalı taşıyanın tali de olsa yüklemeye nezaret yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu durumda emtianın gereği gibi sabitlenmeden sevk edilmesi halinde nakliye sürecinde hasar görebileceğini taşıyıcının “basit bir değerlendirmeyle” öngörüp “yüklemeye karşı çıkması; göndereni uyarması, netice alamaması durumunda da çekincesini yazılı olarak belirtmesi gerektiği halde, bu konuda gerekli özenin gösterilmemiş olması nedeniyle taşıyıcının somut olayda “yüke olan özen yükümlülüğünü ihlalden” dolayı müterafik kusurunun bulunduğu kabul edilebilecektir.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07.03.2016 tarih, 2015/7457 E.,2016/2437 K.-19.11.2013 tarih, 2013/6260 E., 2013/20837 K.-08/01/2018 tarih, 2016/4836 E. 2018/28 K. Sayılı ilamları). Buna göre dava dışı gönderenin %70, davalıların ise %30 oranında müterafik kusurlu olduklarının kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan kural olarak davacı … şirketinin dava dışı sigortalıya ödeme yaptığı 18/11/2015 tarihi itibariyle davalıların temerrüde düşürüldükleri söylenebilir ise de, akabinde davacının davalılara rücuen ödeme talepli yazılar göndermek suretiyle borcun ödenmesini ötelediği anlaşılmaktadır. Söz konusu yazıların tebliğ tarihleri de dikkate alındığında davalı … Nakliyet-…’in 13/12/2015 tarihi, diğer davalının 17/12/2015 tarihi itibariyle temerrüde düştüklerinin kabulü gerekir.
Yukarıda açıklanan bu gerekçelerle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2017 Tarih 2016/141 Esas 2017/986 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın KISMEN KABULÜNE; 1.029,63-euro’nun davalı … ‘den 13/12/2015 tarihinden, davalı S.S. 44 Nolu Marmara Ereğlisi Kamy. Mot. Taş. Koop.’den 17/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca EURO cinsinden 1 yıllık döviz mevzuat hesabına uygulanan en yüksek faiziyle tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,”
İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ;
“492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 215,31-TL karar harcından mahkeme veznesine yatırılan 179,43-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 35,88-TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 208,63-TL peşin harçların davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 290-TL posta gideri ve 1.500-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.790-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 537-TL’sının davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yapılan 46,10-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 32,27-TL’sının davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.980-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.980-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 54- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Davalılardan alınması gereken 215,31-TL istinaf karar harcından davalılar tarafından peşin yatırılan 107,64-TL nin mahsubuyla bakiye 107,67-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 105-TL istinaf yargılama giderinin istinaf kabul-red oranına göre 52,50 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/12/2018