Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/315 E. 2018/1400 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/315
KARAR NO : 2018/1400
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2017
NUMARASI : 2017/452 E.-2017/1209 K.
DAVA : İtirazın İptali (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2018
İlk derece mahkemesince davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, tellallık hizmeti veren müvekkilinin davalı tarafa ait dairelerin bir kısmının satışına aracılık etmesi nedeniyle komisyon alacağına hak kazandığını, buna ilişkin düzenlenen fatura bedelinin bir kısmının ödeniğini, ancak bakiye 40.721,08 TL’nin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalıların itirazları ile durduğunu, itirazların haksız olduğunu, hatta faturalardaki açıklama, miktar ve tarih dahil tüm el yazılarının davalı çalışanının el ürünü olduğunu ileri sürerek itirazların iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, müvekkillerinin davacıdan faturalara konu hizmeti almadığını, taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşmenin de bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, TBK’nın 520/3. maddesi uyarınca taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı, maddede öngörülen bu şekil şartının bir geçerlilik şartı olduğu, dolayısıyla yazılı şekilde yapılmayan sözleşmelerin geçerli olmayacağı, bu durumda davacının alacak talebi geçerli bir sözleşmeye dayanmadığından yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1- Davalı tarafın dava konusu faturalara ilişkin bir kısım ödeme yaptığını,
2- Ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi dahi yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını,
3- Faturalardaki yazıların davalı çalışanı eli ürünü olup olmadığının incelenmesi gerektiğini,
4- Takibin taşınmaz simsarlığı sözleşmesine değil faturaya dayalı olduğunu, mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, dolayısıyla yazılı şekil şartı aranmayacağını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, “hizmet bedeli” açıklamalı iki adet faturadan doğan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazların iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalı tarafa ait bir kısım dairelerin satışına aracılık etmesi nedeniyle komisyon alacağına hak kazandığını, bu alacağa ilişkin düzenlenen faturalara istinaden bir kısım ödeme yapılmış olmakla birlikte bakiye borcun ödenmediğini ileri sürmüş, davalı faturalara konu hizmeti almadığını savunmuştur.
TBK’nun 520. maddesi gereğince taşınmaz mal tellallığına ilişkin sözleşmenin yazılı olarak yapılması zorunluluğu vardır. Bu maddede öngörülen yazılı şekil şartı, geçerlilik şartı olup, bu şarta uyulmadan yapılan tellallık sözleşmesi geçersizdir. O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler.(Emsal: Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 19/01/2017 tarihli 2015/13433 E., 2017/320 K. sayılı kararı)
Somut olayda da taraflar arasında yazılı bir taşınmaz mal tellallığı sözleşmesi bulunmadığından, ilk derece mahkemesince davacının alacak iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 08/11/2018