Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/313 E. 2018/1398 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/313
KARAR NO : 2018/1398
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2017
NUMARASI : 2016/1214 E.- 2017/1012 K.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2018 (25/11/2018 yazım tarihli )
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamıyla okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında ki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin alacaklı olduğunu, ancak davalının borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, taraflar arasında 2011 yılından bu yana kumaş alım satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğunu,dava dilekçesi ile belirtilen bedellerinin tümünün davacıya ödendiğini, bu ödemelerin bir kısmının tahsilat makbuzu karşılığı bir kısmının ise davacının yetkilendirdiği bir tahsilat elemanına elden verilmek suretiyle yapıldığını, elden ödemelerin tanık beyanları ile ispat edileceğini, ayrıca tarafların ticari defterlerinin incelenmesi ile de yapılan ödemelerin ispatlanacağını savunarak davanın reddine ve %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, tarafların arasında kumaş alım ve satımından doğan ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça ihtara rağmen inceleme gün ve saatinde ticari defterlerin ibraz edilmediği, davalı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olma niteliğinin bulunduğu, incelenen ticari defterler ile davalı tarafça davacı tarafa cari hesaptan kaynaklanan tüm borcun ödenmiş olduğunun tespit edildiği,davacı tarafça cari hesaptan kaynaklanan alacağının bulunduğunu kanıtlar başkaca delil ibraz edilmediği, davacı vekilinin dilekçesinin ekindeki belgenin davalı tarafça ibraz edilen ve usulüne uygun tutulmuş defterlerinin karşılığında ispata değer delil niteliğinin bulunmadığı, bu haliyle davacının davasını ispatlayamadığı, bunun yanında davacı tarafça takibin kötüniyetle yapıldığına ilişkin delil elde edilemediği gerekçesiyle davanın reddine,kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1- Eski hale getirme ve ticari defterlerinin bilirkişiye günsüz olarak verilmesine dair karar tesisi taleplerinin haksız olarak reddedildiğini, aşırı yoğun trafik nedeniyle defterlerin saatinde hazır edilemediğini, aynı gün içinde derhal eski hale getirme talepli dilekçenin sunulduğunu, ancak talebin reddedildiğini,
2- Bilirkişi incelemesine ilişkin duruşma ara kararının ihtarlı düzenlenmediğini,Ticari defterler ve kayıtlarının incelenememiş olması yanında, icra dosyası celp edilip incelenmeden rapor düzenlendiğini ve karar verildiğini,
3- Adil yargılanma ve hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından taraflar arasında süregelen ticari ilişkinin ticari satıma dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak ispat yükü kendisinde olan davacı satıcı cari hesap alacağını oluşturan faturalara konu malları davalıya satıp teslim ettiğini ispat etmelidir. Ancak davalı tüm borcun ödendiği yönündeki savunması ile ispat yükünü üzerine almıştır.
Davalı borcun bir kısmının tahsilat makbuzları karşılığında, bir kısmının ise davacı çalışanına elden ödendiğini ileri sürmüş, bir kısım tahsilat makbuzları sunmuştur. Mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine ilişkin ara karar oluşturulmuş, inceleme saatinde davacı defter ve kayıtlarının sunulmaması nedeniyle incelenemediği, davalının lehe delil vasfını haiz olmayan ticari defter ve kayıtları ile dava dilekçesi ekinde sunulan davacı cari hesap dökümünün incelendiği, davalı kayıtlarına göre davacıya borcunun olmadığı, davacı cari hesap dökümüne göre davalının 24.764,71 TL borçlu olduğu görülmüştür. Ne var ki raporda davalının ödeme kayıtlarının dayanağı olan belgeler davalı taraftan istenerek incelenmemiş ve rapora eklenmemiştir. Davalının lehe delil vasfını haiz olmayan ticari defter kayıtlarında ödeme kaydı bulunması tek başına ödemenin ispatı için yeterli değildir.
Öte yandan davacı taraf inceleme saatinde defter ve kayıtlarını hazır edememiş ise de aynı gün sunduğu dilekçesinde yoğun trafik nedeniyle defterlerin saatinde sunulamadığı belirterek günsüz olarak bilirkişiye teslimini talep etmiştir. Bilirkişi ücretini de verilen sürede mahkeme veznesine yatırmış olan davacı tarafın bu mazeretinin haklı olduğu gözetilerek davacı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi gerekirken, bu talebin reddi de yerinde görülmemiştir.
O halde mahkemece tarafların cari hesap ilişkisinin başladığı tarihi de kapsayan tüm ticari defter ve kayıtları ile dayanağı belgeler üzerinde bir mali müşavir bilirkişiye yeniden inceleme yaptırılarak, tarafların cari hesap kayıtları arasındaki farkın nedeninin tespiti, ispat yükünün davalı tarafta olduğu da gözetilerek buna göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğu bir tutar olup olmadığın tespiti yönünde rapor düzenlenmesi ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu deliller değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, icra takibinin toplam 95.166,72 TL üzerinden başlatıldığı, dava dilekçesinde itirazın iptali talebinde bulunulduğu ancak harca esas değer olarak asıl alacak tutarı olan 59.392,88 TL gösterildiği halde, davacı tarafa icra takibine konu 35.773,84-TL işlemiş faize yönelik bir talebinin olup olmadığı hususu HMK 31. maddesi uyarınca açıklattırılmadan hüküm verilmesi de doğru olmadığından , davacı vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile, HMK 353(1)-a-4-6 maddesi uyarınca dava yeniden görülmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2017 Tarih, 2016/1214 Esas 2017/1012 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)a-4-6 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye İADESİNE”
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yatırılan 35,90- TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 08/11/2018