Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/298 E. 2018/1396 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/298
KARAR NO : 2018/1396
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2017
NUMARASI : 2016/596 E.- 2017/1161 K.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2018
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulune yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında mal alım satımına dayalı olarak süregelen ticari ilişkide davalının bakiye cari hesap borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafça sunulan cari hesap alacağı belgesi incelendiğinde 30/04/2015 tarihli 419494 nolu 9.298,40 TL bedelli faturanın borç olarak kayedildiğinin görüldüğünü, oysa bu faturaya konu malların müvekkiline teslim edilmediğini, borç miktarının bilirkişi tarafından belirlenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı tarafça 30/04/2015 tarihli 9.298,40 TL bedelli faturaya itiraz edilmiş ise de bu faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle fatura konusu malın davalı tarafından teslim alındığının kabul edildiği, aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı, tarafların cari hesap kayıtları arasındaki farkın davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 20.990,00 TL tutarındaki davalı ödemesi ve 13/04/2015 tarihli 5.690,00 TL tutarındaki davacı faturasından kaynaklandığı, davacı kayıtlarında yer alan ödeme kaydının dikkate alınması gerektiği, öte yandan davacı tarafça 5.690,00 TL bedeli fatura konusu malın davalıya teslim edildiğine ilişkin herhangi bir delil ibraz edilmediği, davacı tarafından 5.690,00 TL’lik kayıtla ilgili olarak vergi dairesine bildirimde de bulunulmadığı, dolayısıyla davacının 03/04/2015 tarihli 5.690,00 TL bedelli kayıtla ilgili iddiasını kesin delillerle ispatlayamadığı, buna göre davacının takip tarihi itibariyle 38.156,84 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptali ile takibin 38.156,84 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1- Davalının icra takibinde önce tüm borca itiraz ettiğini, ancak dava sırasında sadece 9.298,40 TL bedelli faturaya itiraz ettiğini, 9.298,40 TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiğini,
2- Müvekkkilinin Nisan 2015 dönemi BS formunda 4 adet belge ile 34.617 TL bildirimde bulunulduğunu, bu tutarın da takibe konulan 4 adet Nisan 2015 tarihli fatura bedeline denk geldiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;9.298,40 TL bedelli faturaya konu malın müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu düzenlenen raporun eksik incelemeye dayalı olduğunu, raporda müvekkilinin ödemelerine yer verilmediğini, 9.298,40 TL bedelli faturaya ilişkin değerlendirme yapılmadığını belirterek istinaf isteminin reddini talep etmiştir.
GEREKÇE
Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, davacı tarafça sunulan cari hesap kaydında görülen 30/04/2015 tarihli 419494 nolu 9.298,40 TL bedelli faturaya konu malların teslim edilmediğini, her iki tarafın ticari defterleri de incelenmek suretiyle borç miktarının bilirkişi tarafından belirlenmesi gerektiğini savunmuştur.
Dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporu ile, davacı defterlerinde cari hesap alacağını oluşturan toplam 64.836,84 TL bedelli 8 adet faturanın ve davalının 20.990,00 TL ödemesinin kayıtlı olduğunun, buna göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 43.846,84 TL alacaklı olduğunun, buna karşılık davalı defterlerinde toplam 59.146,84 TL bedelli 7 adet faturanın kayıtlı olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Buna göre tarafların cari hesap kayıtları arasındaki farkın davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 20.990,00 TL davalı ödemesi ile 5.690,00 TL bedelli davacı faturasından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Bununla birlikte davalı tarafça açıkça itiraz edilen 9.298,40 TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle bu faturaya konu malların davalıya tesliminin ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekir.
Yine davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 20.990,00 TL davalı ödemesinin de alacak hesabında dikkate alınması gerekir.
Öte yandan davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 5.690,00 TL bedelli borç kaydının dayanağı belgeler davacı tarafça sunulmamıştır. İcra takibinde ödeme emri ekinde sunulan cari hesap kaydında söz konusu borç kaydı “satış faturası” olarak değil ”virman” açıklaması ile kaydedilmiştir. Dolayısıyla bu kaydın nedeni rapor alınıncaya kadar belirsiz olduğundan, davacının davalı tarafça sadece 9.298,40 TL bedelli faturaya itiraz edildiği yönündeki savunmasına itibar edilmemiştir. 2015 yılı Nisan dönemine ilişkin davacı BS formu ile davalı BS formunda ise 34.617,00 TL tutarında 4 adet belge bildiriminde bulunulduğu görülmüştür, bu tutara KDV tutarı eklendiğinde ulaşılan 40.848,06 TL, 5.690,00 TL tutarındaki fatura dışında kalan 2015 yılı Nisan dönemi 4 adet faturasının toplam tutarına tekabül etmektedir. Dolayısıyla 5.690,00 TL tutarlı Nisan dönemi faturasının her iki tarafça vergi olarak bildirilmediği görülmektedir, bu nedenle ispatlanamayan bu faturaya konu alacağın davacı alacağının hesabında dikkate alınmaması gerekir. Bu durumda, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 38.156,84 TL alacaklı olduğu yönünde verilen ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 08/11/2018