Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/291 E. 2018/1454 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/291
KARAR NO : 2018/1454
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2017
NUMARASI : 2016/728 Esas 2017/989 Karar
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2018 (14/12/2018 yazım tarihli )
Davanın açılmamış sayılmasına ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin İstanbul’ da …Doğal Sağlık Ürünleri satışına ilişkin bayilik yaptığını, satışını yaptığı “…” ürünlerinin davalılar tarafından üretilip …Firmasına verildiğini, … Firmasından da bayiler aracılığıyla piyasaya arz edildiğini, … firmasının hem marka hemde hak sahibi olduğunu, taraflar aralarında yapılan sözleşmeler gereğince, davalıların ürünlerini ….. markası ile üreterek …firmasına vereceği, bayiler dışında aktar ve eczanelere ürünlerin verilemeyeceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin daha sonra bayisi olduğu ürünlerin bir kısım aktar ve eczanelerde ve bayi fiyatından daha ucuza satıldığının öğrenildiğini, davalılar tarafından aktar ve eczanelere el altından ürünlerin verildiğini, ürünlerin bayi dışında ve daha ucuza satılması sonucunda markanın bayiliğini yapan müvekkilinin zarara uğradığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250-TL menfi 250-TL müspet zarar olmak üzere 500-TL nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kendisinin davanın tarafı olmadığını, davacı ile organik veya inorganik bağının bulunmadığını, adresinin Kayseri ili olduğunu, tarafına isnat edilecek bir kusur bulunmadığını belirterek, davanın husumet yönünden yetkisizlikten ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar… ve ….LTD ŞTİ vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığı, davanın tümüyle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın kötü niyetli olduğu ve dava şartlarını taşımadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; ihtilafın davacıya ait firmanın dava dışı …Firmasının Ürünlerinin satışını yaparken davalı firmanın dava dışı … Ürünlerini üretip üretmediği haksız bir şekilde piyasaya sürüp sürmediği diğer davalı şahıslarında bu ürünlerin piyasaya sürülmesinde bir katkısı olup olmadıkları ve sahte ürünlerin piyasaya sürülmesi var ise davacının bu eylemden dolayı maddi zararı ve mahrum kalınan karı bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, 31.05.2017 tarihli celsede davacı vekiline HMK 31 ve 119 maddeleri gereğince hangi davalı hakkında hangi vakıa ve delillerinin ne olduğunu açıklaması için 2 haftalık kesin süre verilerek;aksi takdirde HMK 114,115 maddeleri gereğince işlem yapılacağının ihtar edildiği ancak verilen kesin süreye rağmen davacı vekili tarafından HMK 29 ve devamı maddeleri gereğince bir açıklama yapılmadığı,zorunlu bulunan talepler açıklanmadığı gibi uyuşmazlığın aydınlatılmadığı HMK 119/1 e,f,g,ğ deki zorunluluklar da yerine getirilmediğinden HMK 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; HMK’nın 119.maddesindeki eksikliklerin yerine getirilmemesi halinde HMK 114 ve 115.maddelere göre gereğinin yapılacağı ihtarının kanuni dayanağının olmadığını, kanunun açıkça a,d,e,f,g bentlerini kesin süre ve davanın açılmamış sayılacağı yaptırımından ayırmış iken e,f,g bentlerine dayanarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği,HMK 119/1/e,f bentlerinin yani davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri, iddia edilen her bir vakıanın hangi delille ispat edileceği unsurlarının eksik olmasının ancak hakimin esasa ilişkin vereceği karar yönünden etkili olabileceğini,dava dilekçesinde sıralı şekilde belirttiği vakıaların yanına ( ) açarak EK şeklinde delilleri belirttiğini, hangi davalı için hangi delilin ve hangi vakıanın ilgili olduğunun dilekçede gösterildiğini, HMK 119/1/g bendi olan dayanılan hukuki sebepler de 119.maddenin 2.fıkrasının dışında tutulduğunu,HMK 119/1-ğ maddesinde yer alan açık bir şekilde talep sonucunun belirtilmesi için HMK 119/2 ye göre süre verilmesi öngörülmüş ise de; mahkemenin 31/05/2017 tarihli celsesinin duruşma tutanağının 5.maddesinde “hangi davalı hakkında hangi vakıanın ve delillerinin ne olduğu net bir şekilde açıklanması için”ihtarat yapıldığı, hakimin açık talep sonucu hakkında kesin süre vermediği, kesin süre verilebilecek hallerden olan HMK 119/1-ğ bendinin ise ihtarı yapılmadığından buna dayanarak hüküm tesis edilemeyeceğinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava sözleşmeye aykırılık nedeniyle maddi tazminat davasıdır. Mahkemece 31/05/2017 tarihli celsede;“Davacı vekiline HMK 31 ve 119 maddesi gereğince hangi davalı hakkında hangi vakanın ve delillerinin ne olduğunun açıklanması için iki haftalık kesin süre verilmesine, duruşma zaptının davacı vekiline tebliğine aksi takdirde HMK 114 , 115 maddeleri gereğince işlem yapılacağının ihtarına” ilişkin kesin süre verilmiş, bir sonraki celsede ise, davacının kesin süreye riayet etmediği gerekçesiyle HMK 39, 119/e,f maddeleri gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme ara kararında HMK 31 maddesindeki davayı aydınlatma ödevi kapsamında, dava dilekçesinin içeriği başlıklı HMK 119 e,f maddelerinde belirtilen, davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri ve iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği hususlarındaki eksiklikleri gidermek amacıyla davacı tarafa somutlaştırma yükü kapsamında kesin süre vermiştir. Kesin süreye riayetsizlik halinde de HMK 114 – 115 maddelerince işlem yapılacağı ihtaratında bulunulmuştur.
HMK 119/2 maddesinde; Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır” düzenlemesine yer verilmiştir. Madde metninde de görüldüğü gibi davacı ve davalının ad, soyad veya unvanları, davacının T.C. kimlik numarası, varsa yasal temsilcinin veya vekilin adı, talep sonucu ve davacı veya vekilinin imzası dava dilekçesinde bulunmuyorsa hâkimin davacıya vereceği kesin süre içinde tamamlamasının isteneceği, tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar vereceği düzenlenmiştir.
Ancak mahkemenin adı, davanın konusu veya değeri, vakıaların özetleri ve bunların ne şekilde ispatlanacağı hususları ile dayanılan hukuki sebepler dava dilekçesinde belirtilmemiş ise davacıya kesin süre verileceğine ve bunların tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına dair bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Böyle bir durumda hâkim yargılamaya başlar ve eksik unsurun niteliğine göre farklı çözüm yolları ya da sonuçlar doğar. Mesela vakıalara ilişkin eksiklikler tamamlanamazken, hukuki sebeplerin yazılmamış olması (hâkimin hukuku kendiliğinden uygulaması ilkesi gereği) sonuca etki etmez. Dava değeri yazılmamış bile olsa hâkimin bunu re’sen saptaması, alınacak harç miktarının tesbiti bakımından şarttır. Vurgulamak gerekir ki yasadaki düzenleme, bu unsurlarda eksiklik halinde davacıya süre vermeksizin açılmamış sayılma yönünde karar oluşturulmasını değil, süre verilmeksizin (olağan süreci içinde) esasa girilmesini hedeflemektedir.
Somut olayda mahkemece dava dilekçesinde iddianın dayanağı olan bütün vakaların sıra numarası adı altında açık özetleri bulunmadığı, iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin gösterilmediği ve bu haliyle dava dilekçesinin yasada sayılan zorunlu unsurları taşımadığı gerekçe gösterilmiştir.Yukarıda da açıklandığı üzere bu iki unsur dava dilekçesinde bulunması gereken “zorunlu” unsurlardan olmayıp, “gerekli” unsurlardandır. Bir diğer deyişle bu unsurların bulunmaması ya da tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilemez. Hâkim yargılamayı yapmak ve eğer tamamlanmamışsa dilekçe kapsamı ve yargılamada varacağı sonuca göre bir karar vermekle yükümlüdür (Pekcanıtez/Atalay/Özekes: Medenî Usûl Hukuku, 14. b., Ankara 2013, s.511-512). Vakıaları ve delilleri göstermeyen bir dava dilekçesi ile ispat yükü gereğinin yerine getirilmesi güçleşecek ya da mümkün olmayacaktır.Dava dilekçesinde bulunmadığı mahkemece kabul edilen unsurların, yani vakıaların ve delillerin eksikliği süre dahi verilmeksizin açılmamış sayılma sebepleri olmayıp; yargılamanın uygun aşamalarında tamamlanmamaları halinde talebe ve ispata yönelik sonuçlar doğuracak maddi hukuk kapsamındaki hususlardır. (Yargıtay HGK’nun 20/01/2016 Tarih 2014/23-350 Esas 2016/24 Karar sayılı ilamı)
HMK 119/2 maddesinde, 119/1 maddesinin e ve f bentleri ayrık tutulduğundan bu bentlere dayanarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği gibi, kesin süre verilebilecek hallerden olan 119/1/ğ bendi kapsamındaki dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunun bulunmaması hususunda da kesin süreye ilişkin ara kararında bir ihtarat bulunmadığı, dolayısıyla açık net bir şekilde ihtarat yapılıp sonuçları açıklanmayan hususta da davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm kurulamayacağı, kesin süreye ilişkin ara kararında HMK 119.maddesindeki eksikliklerde, kesin süreye riayetsizlik halinde 119/2 hükmü uygulanması gerektiği halde açıklanan maddeyle ilişkili olmayan dava şartlarıyla ilgili HMK 114 – 115 maddeleri gereği işlem yapılacağının belirtilmesinin de doğru olmadığı, bu yönüyle mahkemenin kararı usul ve hukuka aykırı olup, istinaf sebeplerinin yerinde olduğundan ,davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne hükmün, HMK.’nun 353(1)a-5 gereği kaldırılmasına,davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/728 Esas- 2017/989 Karar sayılı ve 31/10/2017 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-5 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine”
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/11/2018