Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/289 E. 2019/229 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/289
KARAR NO : 2019/229
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2017
NUMARASI : 2016/418 E.-2017/1240 K.
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/02/2019
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkili ile davalı … arasında yapılan anlaşma sonucu 20/08/2015 tarihinde anlaşmaya konu malların davalının Sarıyer’de bulunan devlet hastanesi inşaatında teslim edildiğini, karşılığında irsaliyeli fatura düzenlenerek gönderildiğini, davalının yasal sürede faturaya itiraz etmediğini, ancak fatura bedelini ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile, davalı adi ortaklığı oluşturan davalılara tebligat yapılarak davaya dahil edilmelerini, hatanın bu şekilde düzeltilmesini istediklerini, ayrıca davaya tahsil davası olarak devam edilmesini istediklerini belirterek fatura bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili, adi ortaklığın taraf ehliyetinin bulunmaması nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca icra takibinin de adi ortaklık aleyhine başlatılmasının doğru olmadığını, dava konusu faturayı kabul etmediklerini, faturanın tebliğ edilmediğini,müvekkilinin kayıtlarında davacıya ait bir hesabın bulunmadığını, davacının faturaya konu malın teslim edildiğini ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddine ve %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ GEREKÇE VE KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava konusu faturanın davalı iş ortaklığının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, dosyaya sunulan e-posta kayıtlarına göre davalı şirket çalışanı tarafından davacıya gönderilen ve içeriğine itiraz edilmeyen e-postada fatura içeriği malzemelerin kendileri tarafından HKF firması adına alındığının belirtildiği, dava konusu faturanın ise davalı ortaklık adına düzenlendiği ve fatura konusu malların teslim alındığı kabul edildiğine göre malların başka bir firma adına alınıp alınmadığının davacı yönünden öneminin bulunmadığı, buna göre teslim olgusunun ispatlanmış olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkili şirket kayıtlarında davacıya ait cari hesap kaydı bulunmadığını, faturanın teslim alan kısmında imza olmadığını, faturanın tebliğine ilişkin belge sunulmadığını, raporda da bu hususların tespit edildiğini,2-Dosyada bulunan e-posta kayıtlarında, davacının müvekkil iş ortaklığı ile arasında herhangi bir sözleşme olmadığının, faturaya konu malların müvekkilinin teşaronu … firmasına ait olduğunun, ancak bu firmanın haciz tehdidi altında olması nedeniyle malların … firmasının iş yaptığı çalışma yerinde teslim alındığının belirtilmesinin malların müvekkili adına alındığına karine teşkil etmeyeceğini, davacının delil listesinde dayandığı delillerin dikkate alınması gerektiğini,3-Ek rapor taleplerinin dikkate alınmadığını belirterek hükmün kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, bir adet faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde asıl alacağa yönelik vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 114/d bendinde; tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartı olarak düzenlenmiştir.Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek yada tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Adi ortaklığa karşı açılacak davaların da davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı) gerekir. Bununla birlikte İİK 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı olup, icra takibinin taraflarının da taraf ehliyetine sahip olmaları gerekir(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 21/11/2013 tarihli 2013/1974 E., 2013/18597 K. sayılı emsal kararı).Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; icra takibi adi ortaklık aleyhine başlatılmış, ödeme emri adi ortaklığa tebliğ edilmiş, adi ortaklık adına vekaletname ve itiraz dilekçesi sunulmuştur. İş bu davada da dava dilekçesi adi ortaklığa hitaben düzenlenmiş, adi ortaklık adına vekaletname ve cevap dilekçesi sunulmuştur. Öte yandan cevaba cevap dilekçesinde davanın sehven adi ortaklık aleyhine açıldığı belirtilerek taraf değişikliği talebinde bulunulmuş, ilk derece mahkemesince HMK 123/4 maddesi uyarınca davanın adi ortaklığı oluşturan şirketler yönünden devamına karar verilmiştir. HMK 123/3-4.maddesi ile, maddi bir hatadan kaynaklanan, dürüstlük kuralına aykırı olmayan veya kabul edilebilir bir yanılgıya dayanan taraf değişikliği taleplerinin karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edileceği düzenlenmiş olup, somut olayda ilk derece mahkemesince söz konusu madde uyarınca davacı tarafın davaya ilişkin taraf değişikliği talebinin kabulünde isabetsizlik görülmemiş ise de, dava konusu icra takibinin de taraf ehliyeti olmayan adi ortaklık aleyhine başlatılmış olduğu ve icra takibi sırasında herhangi bir taraf değişikliği de yapılmadığı, dolayısıyla ortada geçerli olmayan bir icra takibi bulunduğu ve geçerli bir icra takibi olmasının HMK 114/2 maddesi uyarınca bu davaya özgü dava şartı olduğunun gözden kaçırıldığı görülmüştür.Bu durumda ilk derece mahkemesince geçerli bir icra takibi olmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, davadaki taraf değişikliği talebi kabul edildiği halde karar başlığında adi ortaklığı oluşturan şirketler yerine adi ortaklığın gösterilmesi de doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan bu gerekçelerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353(1)b-2 gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2017 tarihli 2016/418 Esas 2017/1240 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA; “Davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,Davalı tarafın şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;”Alınması gereken 44,40-TL harcın, peşin yatırılan 289,66 TL harç ile icra dosyasına yatırılan ve mahsubu talep edilen 137,28 TL harçtan mahsubu ile 382,54- TL fazla harcın talep halinde davcıya iadesine,Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Davalı vekili için AAÜT uyarınca (harçlandırılan tutar üzerinden)takdir olunan 3.000- TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 450,59- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına,Davalı tarafça yapılan 23,50-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 21/02/2019