Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/260 E. 2018/1708 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/260
KARAR NO : 2018/1708
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2017
NUMARASI : 2016/177 Esas 2017/421 Karar
DAVA : Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2018
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında mail yolu ile 15/06/2015 tarihinde fuar alanı hizmetleri ve navlun teklifi ilişkisini düzenleyen sözleşme yapıldığını, sözleşmeye göre davalı tarafından 09 – 12 Eylül 2015 tarihinde müvekkili şirketin katılacağı Çin’in Shangai kentinde düzenlenecek olan fuar için ulaştırma ve fuar hizmetlerinin yapılacağı malların standa teslimi konusunda taraflar arasında anlaşma sağlandığını, müvekkilinin fuar katılım ürünleri olan halı ve tekstillerin ihracat taşıma süresinin yaklaşık 28 gün, ithalat taşıma süresinin de 23 gün olarak belirlendiğini, böylelikle davalının bildirmiş olduğu tarihler doğrultusunda fuara gönderilecek ürünlerin gümrüklemesinin 22/07/2015 tarihinde yapılarak yük ve evrakların Ambarlı ‘da bulunan davalının ofisine teslim edildiğini, ancak davalı ve gemi hattından kaynaklanan sebeplerle malların gününde fuara yetiştirilemeyeceğinin anlaşılması nedeniyle hava yoluyla taşımanın gerçekleştirildiğini, fuar bitiminde ise davalının malları Shangai’dan İstanbul’a deniz yoluyla taşıdığını, müvekkilinin davalıdan kaynaklanan nedenlerle hiçbir kusuru olmaksızın 30.000-TL bedel yerine hava taşımacılığı nedeniyle 110.000-TL fatura bedeli ödeyerek mallarını teslim aldığını ileri sürerek, sözleşmeye aykırı olarak fazladan tahsil edilen 19.789,20-usd, 6.133,60-euro ve 413- TL ‘nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş olup, ıslah yoluyla bu tutarlara dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasını istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davacıdan alınan talimat doğrultusunda taşıma konusu eşyaların hava yoluyla taşındığını, davacının iddia ettiği aşırı yararlanma şartlarının olayda mevcut olmadığını, davacının talebinin sebepsiz zenginleşme amacı güttüğünü, verilen hizmet nedeniyle düzenlenen faturalara da süresi içerisinde itiraz edilmeyip fatura bedellerinin ödendiğini savunarak davanın zamanaşımı ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında mail yoluyla fuar organizasyonu ve malların taşınması konusunda anlaşmaya varıldığı, buna göre davacıya ait malların İstanbuldan Shangai’ye gemi ile götürülüp fuar bitimi sonrasında da aynı şekilde İstanbul’a geri getirilmesinin davalı tarafından taahhüt edildiği, ancak davalının öngörüsüz davranışı ve yanlış planlaması sebebiyle malların fuar organizasyonuna yetiştirilmesi için denizyoluyla yapılması gereken taşımanın havayoluyla yapılmak zorunda kalındığı, bunun sonucunda başlangıçta anlaşılan şartlara göre davacının akdi yükümlülüğünün 9.870,80-usd ve 991,20-TL olduğu halde davalının kusurundan kaynaklanan hava taşımasından dolayı 19.789,20-usd ve 6.133,60-euro ile 413-TL fazladan ödeme yapmak zorunda kaldığı, ayrıca davalının fuar giriş çıkış masraflarındaki artışa da açıklık getirip bu hususu ispatlayamadığı, davacının fazladan ödediği bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade edilmesi gerektiği kanaatine varıldığından, bu kanaat ışığında davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne, 19.789,20-usd ve 6.133,60-euro’nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte, 413-TL ‘nin de yine dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; sözleşme teklifinde de belirtilen geminin kalkışına müteakip transit taşıma süresinin hat değişikliği nedeniyle uzayacağının öngörüldüğünü, bu durum karşısında müşteri davacıya bilgilendirme yapıldığını ve ne şekilde hareket edilmesi gerektiğinin sorulduğunu, davacıdan alınan talimat doğrultusunda taşıma konusu eşyaların fuara yetişmesi gerektiği belirtilerek taşımanın havayoluna aktarılmasının istendiğini, müvekkili şirket tarafından verilecek olan bir çok hizmetin bedelinin önceden tayini mümkün olmayıp, ancak fuar sonrası faturalandırılabilecek hizmet kategorisine girdiğini, mutabık kalınan anlaşma hükümlerinden de açıkça anlaşılabileceği üzere, müvekkili şirketin yurtdışından gelen tüm masraf ve giderleri ödediği ve anlaşmaya binaen, davacıya faturalandırılmak suretiyle yansıttığını, dönüş yolu olarak sözleşmede kararlaştırılan deniz yolu tercih edildiği halde işbu durumun dikkate alınmadığını, müvekkili şirketin taşıma komisyoncusu olup, TTK 618 maddesi uyarınca taşıma işlerinin örgütlenmesinden sorumlu olduğunu, müvekkilinin davacıyı bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve davacının talimatları doğrultusunda taşıma şeklini değiştirerek hava yolu taşımacılığına karar verdiğini, bilirkişi raporunda mali bilirkişi, fuar yerel hizmeti için, davalının yurtdışına 23.470-usd ödediğini tespit etmesine rağmen, diğer bilirkişilerin “bu tespitin yapılan inceleme ve değerlendirmeye bir etkisi yoktur.” diyerek tespiti yok saydıklarını, sebepsiz zenginleşme olması için, müvekkilinin ödemediği bir bedeli davacıdan talep ediyor olması gerektiğini, yurtdışına davacı için 23.470-usd ödediğini, sözleşmede yerel fuar masrafları için ayrıca faturalandırılacağı belirtildiğini, sabit bir teklif verilmediğini, ancak raporda sanki bu harcamalarda navlun bedeli içerisinde gibi toplama çıkarma yöntemi ile davayı haklı gördüğünü, davacının faiz konusunda dava dilekçesinde talepte bulunmadığını, ıslah tarihi itibariyle 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, aksi halde dahi, faiz başlangıç tarihinin ıslah tarihi olması gerektiğini,zamanaşımı yönünden ise hiçbir değerlendirme olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Taraflar arasındaki dava,mail yoluyla 15.06.2015 tarihinde akdedilen fuar alanı hizmetleri ve navlun teklifi ilişkisini düzenleyen sözleşme ile belirlenen taşıma koşullarının, davalının kusuruyla sonradan değişmesi nedeniyle davacı tarafından fazla ödendiği ileri sürülen navlun ücreti ve diğer fuar masraflarının sözleşmeye dayalı iadesi davasıdır.
Davacının, Çin Halk Cumhuriyeti Shanghai şehrinde Çin mobilya fuarına katıldığı, N3D08 standını ayırdığı ve burada yer almak için örnek ürünlerini taşıtmak hususunda davalı ile sözleşme akdettiği, sözleşme doğrultusunda, fuara gidiş ,fuardan dönüş ve fuar organizasyonunun davalı tarafından üstlenildiği ve bu organizasyonun davalı tarafından yürütüldüğü uyuşmazlık konusu değildir.Uyuşmazlık, başta kararlaştırılan sözleşme bedelinin artmasına sebep olan havayolu gidiş organizasyonu ve fuara dair sair giderlerin sözleşme bedelinden daha yüksek bedellerini, davacının, davalıdan talep edip edilemeyeceği noktasındadır.
Davalı adına … tarafından 15.06.2015 tarihinde gönderilen e-postada ekli teklifin, sadece sigorta hariç olduğunun bildirildiği,davacı yanca kabul gören davalının teklifinde aynen, fuara gidiş deniz navlunu 1.100-usd, konişmento ücreti 35,40-usd, fuardan dönüş deniz navlunu 1.350- USD, ordino ücreti 35,40-usd, Mars – Ambarlı – Mars içi taşıma ücreti 991,20-TL, fuar giriş – çıkış işlemleri için 7.350-usd olmak üzere toplam 9.870,80-usd +991,20 TL bedelin öngörüldüğü ve sözleşmenin bu bedellerle kurulduğu sabittir. Yine sözleşmede, fuara yetişmek için en geç temmuzun 3. haftasında ihracat çıkışı yapılması gerektiği belirtilmiş, davacı temmuzun 2. haftasında ihracat gümrük işlemlerinin tamamlamakla, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiştir. Davalı taraf, sözleşmede, davacıya denizyolu taşımasında 28 günlük transit süre bildirilmesine rağmen, daha sonra fiili taşıyıcının rota değişikliği yapmasına bağlı öngörülen taşıma süresinin 44 güne çıkması nedeniyle deniz taşıması yoluyla fuara yetişilemeyeceği bildirilerek, davalı tarafça davacıya havayolu taşıması önerilmiş, fuara katılmak zorunda olan davacı bu öneriyi kabul etmek zorunda kalmıştır. Bu durum karşısında,fuar ve taşıma konusunda uzman taşıma işleri organizatörü ve akti taşıyıcı olan davalının, 23 Temmuz yüklemesinin fuara yetişmek için yeterli olacağı konusunda davacıya verdiği bilgi ile davacıyı yanılttığı,bu durumun taşıma engeli olduğu, sözleşmeye uygun taşıma ve süresinde fuara yetişememe sebebinin,davalının deniz taşıma organizasyonunda planlamasının tutmaması, 28 gün yerine 44 gün süren deniz taşıma sürecinden kaynaklandığından,bu sorunun davalının tasarruf alanında gerçekleşmiş bir taşıma engeli olduğu, dolayısıyla bunun sonuçlarına ve bu kapsamda fuara yetişebilmek için yapılan taşıma modu değişikliğin yol açtığı zararlara davalının katlanması gerekmektedir.
Taraflar arasında akdedildiği uyuşmazlık konusu olmayan sözleşmeye göre, davalının edimi, davacıya ait fuar ürünlerini sözleşmede belirlenen şartlarla Çin de yapılan fuara götürmek, fuar organizasyonunu üstlenmek, fuar bitiminde fuar ürünlerini sözleşmeye uygun olarak taşıyıp davacıya teslim etmektir. Davalının edimi ise, sözleşmeyle kararlaştırılan navlun bedeli ve fuar için yapılan diğer masraflar toplamından oluşan ücreti davalıya ödemekten ibarettir. Taraflar arasında kurulan sözleşme geçerli olup, davacı taraf sözleşmesel edimlerini tam olarak yerine getirmiş, davalı ise öngörüsüz davranışı ve yanlış planlaması sebebiyle, deniz yoluyla yapılması gereken taşımanın gidiş yönünde hava yoluyla yapılmak zorunda kalınmasına ve dolayısıyla sözleşmeyle kararlaştırılan navlun bedeli ve diğer masrafların artmasına sebep olmuş ,yine öngörüsüzlüğü sonucu sözleşmedeki teklifinden çok daha fazla fuar masrafı yaparak bunları da davacıya yansıtmıştır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede taşıma ve fuar organizasyon için kararlaştırılan toplam bedelin, sigorta hariç navlun ve diğer fuar organizasyon masraflarının tamamını kapsadığı, davalı tarafça sunulan masraf faturasında belirtilen kalemlerinde sözleşmede kararlaştırılan ve sözleşme şartları gereği toplam bedel içerisinde yer alan masraf kalemlerinden olduğu anlaşıldığından, davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak davacıdan zararına tahsil olunan 19.789,20-usd, 6133,60-euro ile 413- TL ‘nin davacıya tazmini gerekmektedir. Davacının bu bedelleri davalıya ödemek suretiyle ancak mallarını teslim alabildiği anlaşılmaktadır.
Faiz, hukuki niteliği itibariyle asıl alacağı genişleten bir yan haktır. Bu nedenle, faiz borcunun varlığı ve devamı, her şeyden önce asıl alacak hakkının varlık ve devamına bağlıdır. Asıl alacak hakkı doğmamışsa faiz borcu doğmaz. Zira, faiz borcu, asıl alacak devam ettiği sürece devam eder. Faiz , asıl alaca bağlı yan hak olduğu için ,asıl alacak sonra ererse faizde sonra erer(TBK.131/1). Keza TBK.152.maddesine göre, asıl alacak zaman aşımına uğradığı zaman , işlemiş faizde zaman aşımına uğramış olur.(Prof.Dr.Fikret Eren borçlar hukuku genel hükümler 22. baskı sayfa 1005) Davacı tarafından dava dilekçesi ile temerrüt faizi talep edilmemiş olması halinde, teati aşamasından sonra karşı tarafın açıkça kabul etmemesi halinde, davacı tarafça kısmi ıslah yoluyla temerrüt faizi talep edilebilecektir. Açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, dava tarihi itibariyle asıl alacak zaman aşımına uğramadığından, asıl alacağa bağlı fer’i alacak niteliğindeki faiz alacağı zaman aşımına uğramayacağından, davalı tarafın temerrüt faizi hakkının zaman aşımına uğradığı yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir. Davacı taraf ıslahla dava tarihinden itibaren temerrüt faizi talep ettiğinden, temerrüt faizinin dava tarihinden itibaren yürütülmesi hukuka uygundur. Bu sebeplerle, davanın kabulüne yönelik hükme ilişkin olarak ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde görülmemiş , davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 5.314,75 TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 1.328,69 -TL harcın mahsubu ile bakiye 3.986,06 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 70-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 27/12/2018