Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2596 E. 2020/1348 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2596
KARAR NO: 2020/1348
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2015/948 2018/488
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hükmün temlik alan davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; müvekkili banka tarafından genel kredi sözleşmelerine istinaden, diğer davalıların müteselsil borçlu/kefaletiyle davalı … A.Ş. lehine kredi kullanıldırıldığı, işbu kredi hesabının İst. … Noterliği’nin 01/07/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle kat edilerek ihbar edildiği halde borcun ödenmediği, bunun üzerine alacağın tahsili için davalılar aleyhinde İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçluların itirazları üzerine takibin durduğunu belirterek, davalı … Ltd. Şti. yönünden; 5.590.850,39-TL nakdi alacağa yönelik itirazlarının iptali ile takibin devamına ve alacağın tahsiline, 1.217.235-TL gayrinakdi alacağa yönelik itirazlarının iptali ile depo kararı verilmesine, davalılar … A.Ş., … Ltd. Şti. ve … yönünden; kar payı/faize yönelik itirazlarının iptali ile takibin devamına ve alacağın tahsiline, davalı borçluların %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki temel borç ilişkisi ve icra takibine konu edilen alacakların kaynağı farklı olup, müvekkili şirketin davacıya hiç bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin icra takibine ve davaya konu 14/09/2011 tarihli genel kredi sözleşmesine, müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla imza attığını, hisse devir işlemleri sonrası, müvekkili şirketin asıl borçlu … şirketi ile tüm bağı sona erdiği ve grup firma statüsünün de ortadan kalkmış olduğunu, bu durumun ihtarname ile davacı bankaya bildirildiğini, davacının İstanbul … Noterliği’nin 26/11/2012 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtar tarihi itibariyle nakdi ve gayrinakdi borç durumunu bildirdiğini, öncelikli bu ihtarnamede yer alan, doğrudan müvekkili şirketin kullandığı krediler ve çek yaprakları ile ilgili olarak belirtilen borçlar, müvekkili şirketin grup şirket statüsünden çıkması sonrası tamamen kapatıldığı, … şirketine kullandırılan yeni kredilerden dolayı müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, ek kredi sözleşmelerinde imzasının olmadığını, teminat mektuplarından bahsedilmediğini, ipoteğin kaldırıldığını ve taşınmazın üçüncü kişiye satıldığını, davacı bankaya yapılan ödemelerin dikkate alınması gerektiğini belirterek, davanın reddine ve davacının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini istemiştir. Diğer davalılar vekili; müvekkili şirketin alacaklı bankaya olan borçları sebebiyle … ile alacaklı arasında 28/02/2013 tarihinde ve 01/03/2013 tarihinde olmak üzere kredi tahsilat planı çıkarılmış ve anlaşılmış olup, müvekkilinin kendisine gönderilen ihtarname tarihine kadar protokol çerçevesinde ödemelerini düzenli olarak yaptığını, asıl borçlu müvekkili temerrüde düşürülmediği gibi kefil/ipotek veren sıfatı taşıyan diğer müvekkillerine de herhangi bir bildirim yapılmadığını, buna rağmen icra takibine başlanmasının iyi niyetli bir davranış olmadığını, bahsedilen protokoller çerçevesinde 30 ay boyunca yapılan ödemelerin protokollerde yazılı vade farkları eklenmiş toplam rakamdan düşülmeden takibe konulduğunu, vade farkları eklenerek taksitler halinde tahsil edilen parayı anapara olarak kabul edip yeniden vade farkı/kar payı talep edildiğini, faize faiz yürütme yasağına aykırı davranıldığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; takip tarihi itibarıyla davacı bankanın davalı asıl borçlu … A.Ş ile müteselsil kefiller … Ltd. Şti. ve … dan toplam 3.763.847,57-TL nakit, 1.867.235-TL gayri nakdi alacağının bulunduğu, tahsilde tekerrür olmamak üzere adı geçen davalıların itirazlarının bu miktar üzerinden iptali gerektiği, diğer davalı … Ltd. Şti takiple temerrüde düşmüş olmakla; alacağın toplam 3.724.123.59 TL nakit ve 1.867.235-TL gayri nakit alacak bölümünden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında ve tahsilde tekerrür olmamak üzere; Nakdi alacak yönünden davalılar … A.Ş., … Ltd. Şti. ve … itirazının toplam 3.763.847,57-TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve fakat asıl alacak tutarı olan 3.724.123,59-TL’sına takip tarihinden itibaren % 12 oranında kar payı yürütülerek takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazla istemin reddine, Nakdi alacak yönünden davalı … Ltd. Şti. itirazının 3.724.123,59-TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve takip tarihinden itibaren % 12 oranında kar payı yürütelerek takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazla istemin reddine, davalıların nakit alacak üzerinden %20 ( 752.769,51-TL ( davalı … Ltd. Şti. 744.824,71-TL ‘sından diğer davalılar tamamından sorumlu olmak üzere) oranında inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, koşulları oluşmadığından davalıların kötü niyet tazminatı isteminin reddine, gayri nakti alacak yönünen davalıların itirazlarının 1.867.235-TL için iptaline, takibin takip talebindeki koşullarla devamına, takipten sonra 11/09/2015 tarihinde 650.000-TL’lik teminat mektubu nakde dönüştüğünden bu tarihte nakit kredilere eklenmesine ve gayri nakdi alacaktan düşülmesine, 11/09/2015 tarihi itibariyle nakti alacağın toplam 4.374.123,59-TL matrah üzerinden % 12 kar payı yürütülerek devamına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Temlik alan/davacı vekili istinaf başvurusunda; banka tarafından borçluya açılıp kullandırılan kredi ticari kredi olup, bu nedenle ticari kredilerin tabi olduğu esasların dikkate alınması gerektiğini, mahkemece tayin edilen bilirkişi heyetince yapılan eksik incelemede henüz vadesi gelmemiş taksitlere ait 1.131.417,01-TL’lik kar payı ve masrafların talep edilemeyeceği bildirilmiş olmakla, Bilirkişi raporunun borçluların rızaları ile imzaladıkları genel kredi sözleşmesi maddelerine aykırı olduğunu, çünkü kar payı ve proje karı farklı kavramlar olup, proje karının anaparaya dahil olduğunu, Katılım Bankalarında anapara+proje kar+proje vergi+masraf kalemleri toplamının asıl alacağı oluşturduğunu, bu ana kural göz ardı edilerek normal bankacılık işlemi gibi değerlendirme yapılması borçlular ile imzalanan genel kredi sözleşmesinin hiçe sayılması usul ve hukuka aykırılık teşkil ettiği, bilirkişi raporuna taraflarınca itiraz edildiğini,Katılım Bankası konusunda uzman bir heyetten rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile verilen kararın bozulması gerektiğini bildirerek, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı … bilahare icra takibine konu nakdi alacağı yönünden, alacağını … A.Ş.’ ye temlik etmiş, gayrinakdi alacak ise kendi uhdesine bırakmıştır. Somut olayda; davacı banka ile davalı asıl borçlu … A.Ş. arasında 14/09/2011 tarihli ve 20.000.000-TL’lık Grup Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşmeye davalılardan … Ltd. Şti., … Ltd. Şti.’nin müşterek müteselsil borçlu grup firmaları, …’un ise müteselsil kefil sıfatıyla 20.000.000-TL limitle kefil oldukları, bu kredi sözleşmesi kapsamında asıl borçlu firmaya nakdi ve gayrinakdi krediler kullandırıldığı, davacı banka tarafından asıl borçlu … A.Ş. ‘ne kullandırılan kredilerin 01/07/2015 tarihi itibarıyla kat edildiği ve davalılara İstanbul … Noterliğinin 01/07/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı gönderilmek suretiyle “4.885.481,60-TL nakit ve 1.867.235-TL’lık gayrinakit borç bulunduğu, nakit borcun 2 gün içinde ödenmesi, gayrinakit borçların ise 2 gün içinde faiz getirmeyen bir hesaba bloke edilmeleri, aksi takdirde yasal takip işlemlerine başlanacağı” ihtar edilmesine rağmen borç ödenmediğinden alacağın tahsiline yönelik İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takibe geçildiği görülmüştür. Borçlular tarafından imzalanan sözleşmenin 25.3 maddesinde ” Banka yukarıda sayılan muacceliyet şartları oluşmasa dahi her zaman, hiçbir sebep ve gerekçe göstermeksizin tek taraflı olarak hesabı kat edip, tüm alacaklarının ödenmesini talep edebilir veya karşılıklarının bloke edilmesini isteyebilir. Bu takdirde müşterek müteselsil borçlu grup firmaları talep edilen hususları derhal yerine getirmeyi kabul ve taahhüt eder.” hükmüne dayalı olarak, davacıya hiç bir gerekçe göstermeden alacağını kat ederek talep etme hakkı verilmiş olduğundan, davacının alacağını talep hakkı bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi kök ve raporu ile, davacı bankanın nakit krediler için talep ettiği toplam 4.880.627,13-TL’lık taksitli alacağın içinde, henüz vadesi gelmemiş taksitlere ait 1.131.417,01-TL’lık faiz/kar payları ile bsmv lerinin de bulunduğu, dolayısıyla 1.131.417,01-TL’lık davacı alacağı, taksitlerin faizli toplamı olup, bu taksitlerin henüz vadeleri gelmediğinden ve banka tarafından ancak taksit vadelerinde hak edilecek olan kar payları olduklarından, vadesinden önce hesabın kat edilmesi nedeniyle, hesaplanan borçtan tenzil edilerek sadece anaparaların esas alınması gerektiği tesbit edilmiştir.Vadesi gelmemiş taksitlerin içerisinde bulunan kar paylarının ancak vadesi geldiğinde kredi sözleşmesi yürürlükte ise talebi mümkün olduğundan esasen ,nakit alacak bakımından davanın reddedilen kısmın da tamamen vadesi gelmeyen bu sebeble banka tarafından hak kazanılmayan akdi faiz/kar payına ilişkin olduğundan davacı temlik alan vekilinin ,genel kredi sözleşmesi hükümlerinin bu kısmı talep hakkı verdiğine yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Bu bağlamda sözü edilen kar payları ve bsmv leri tenzil edildiğinde, davacı bankanın asıl borçlu … A.Ş., ve … Ltd. Şti., ve …’dan 07/08/2015 takip tarihi itibariyle 3.724.123,59-TL asıl alacak, 39.723,98-TL kar payı olmak üzere toplam 3.763.847,57-TL nakit ve talep gibi 1.867.235-TL’da gayrinakit olmak üzere toplam 5.631.082,57-TL alacaklı bulunduğu, davalılardan … Ltd. Şti.’nden ise 3.724.123,59-TL nakit ve 1.867.235-TL da gayrinakit olmak üzere toplam 5.591.458,59-TL alacaklı bulunduğu, nakit alacak için aşan tutarların yerinde olmadığı, ancak gayri nakit kredilerden tazmin söz konusu olduğunda, nakit kredilere eklenerek oluşan toplam tutar üzerinden %12 kar payı hesaplamasına devam edileceğinden, takip tarihinden sonra 11/09/2015 tarihinde 650.000-TL’lık mektubun tazmin olması nedeniyle, takip tarihinden 11/09/2015 tarihine kadar 3.724.123,59-TL nakit alacak , 11/09/2015 tarihinden itibaren ise 4.374.123,59-TL nakit alacak için takibin devamı gerektiği tespit edildiğinden,vadesi gelmeyen taksitler içerisinde ki akdi kar paylarına yönelik itirazın iptali isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla davacı vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Temlik alan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından temlik alan davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Temlik alan davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/12/2020