Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2577 E. 2020/914 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2577
KARAR NO: 2020/914
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2018
NUMARASI: 2017/743 Esas 2018/735 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinde davalı tarafından düzenlenen sipariş teyit formları ve faturalardan anlaşılacağı üzere satışların Amerika doları üzerinden gerçekleştirilerek bedelinin tahsil edildiğini, kur farkı nedeni ile oluşan alacağın tahsili amacı ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde borçlu vekili süresi içerisinde borca itiraz edip takibi durdurduğunu belirterek, haksız ve dayanaksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında mal alım satımına dayalı ticari ilişki mevcut olup, müvekkili şirketin davacı şirket tarafından düzenlenen faturalara ve cari hesaba istinaden ödemelerini yaptığını, dava dilekçesinde her ne kadar satışların Amerikan Doları üzerinden gerçekleştiğini belirtse de USD cinsi yapıldığı belirtilmiş ise de taraflar arasında buna ilişkin yazılı bir sözleşme olmadığı gibi müvekkili şirketin davacı şirkete ödemelerinin hep Türk Lirası cinsinden yapıldığını, kaldı ki yine hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere bir an için ödemelerin dolar kuru üzerinden yapılacağı ve müvekkilinin borcunun dolar olduğu düşünüldüğünde bile müvekkili şirketten 43.000,-TL’lık borcuna karşı TL senedi alarak, davacı şirketin bu tarihten itibaren borcun artık Türk Lirası olarak ödeneceğini kabul etmiş olduğunu, oysa ki faturalardan kaynaklı kalan bakiyeye karşılık müvekkili şirket tarafından verilen senetlerin tahsili ile müvekkili şirketin davacı şirkete borcu kalmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ”Taraflar arasındaki satım sözleşmesi ilişkisinde davacının edimin yerine getirerek sözleşme konusu emtiayı teslim ettiği, davalının ödemede bulunduğu sabittir. Uyuşmazlık, taraflar arasındaki satım sözleşmesinin yabancı para cinsinden yapılıp yapılmadığı, yabancı para cinsinden yapılmış ise davalı tarafından Türk Lirası cinsinden yapılan ödemelerin mahsubu sonrası davacının bakiye alacağının bulunup/ bulunmadığı var ise miktarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Sözleşme ilişkisinde davacı tarafından düzenlenen tüm faturalarda bedelin döviz olarak tahsil edileceği yazılı olup, bir kısım sipariş teyit mektuplarında da bu husus belirtilmiştir. Sipariş teyit mektuplarında ayrıca döviz ile yapılan vadeli satışlardan fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında kur farkı bulunması halinde kur farkının ayrıca peşin olarak tahsil edileceği yazılıdır. Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşmenin amerika doları cinsinden kurulduğunun kabulü gerekir. Davalı tarafından yapılan ödemelerin ödeme tarihindeki efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının mahsubu sonrası davacının bakiye 5.208,15-USD alacağının bulunduğu” gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile; davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin 5.208,15-USD. Alacağa, takip tarihinden itibaren devlet bankalarınca USD cinsi 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvurusunda; öncelikle Bilirkişi raporuna karşı dosyaya sunulan itiraz ve beyanlarının dikkate alınmadığını ve Ek rapor taleplerinin reddedildiğini, davacı tarafın davasını ispat etmesi açısından taraflar arasındaki yapılan satışa ilişkin ödemelerin USD cinsi üzerinden yapılması gerektiği hususunun yazılı delillerle, usul ve esaslara göre ispat etmesi gerektiğini, ancak, muvafakatlerinin kesinlikle olmadığını belirttikleri davacı tarafından inceleme günü dosyaya sunulan “sipariş teyit formları” dikkate alınarak ödemelerin USD cinsinden yapılması gerektiği ve davacının müvekkil şirketten 5.082,69 USD alacaklı olduğunun tespit edildiğini, oysa ki, davacı tarafından delil listesinde dahi, sonradan ibraz edilen sipariş teyit formlarına dayanılmamış ve yasal delil ibraz etme süresinde mezkur dosyaya sunulmamış, kaldı ki, yasal süresi içerisinde sunulsa dahi söz konusu sipariş teyit formları müvekkil şirket tarafından imzalanmamış olduğundan ödemelerin dolar üzerinden yapılacağına ilişkin yazılı ve geçerli bir delil sunamayan davacı taraf lehine kur farkı hesaplanması ve hüküm altına alınması haksız ve mesnetsiz olup, hukuka aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca işbu durumun TMK 2. Madde de yer alan iyiniyet dürüstlük kurallarına da aykırılık teşkil ettiğini, müvekkil şirketin 22/06/2016 tarihinde, kalan bakiye borcuna karşılık davacı şirkete 46.000-TL tutarında (TL senedi) verdiği senedin, davacı şirket tarafından kabul edilerek, davacı şirkete verildiği tarihten itibaren borcun artık Türk lirası olarak ödeneceğinin kabulü anlamına geldiğini bildirerek, haklı itirazlarının kabulü ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine, alacaklının haksız, mesnetsiz ve kötüniyetle açtığı takip nedeniyle de kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, 9 adet faturadan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkin olup, davalı fatura bedellerinin ödenmiş olduğunu savunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Konusunda uzman bilirkişi tarafından tarafların ticari defter kayıtları incelenmiş, lehe delil vasfı olan davacı defterlerine göre davacının davalıya 9 adet toplamda 121.961,89-TL (43.094,59 USD) tutarında fatura düzenlediği ve bu faturaların davalının ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, lehe delil vasfı olan davalı defterlerine göre davacının davalıya düzenlemiş olduğu 9 adet toplamda 121.961,89-TL (43.094,59 USD) tutarında faturalara karşılık davalının davacıya toplamda 13 adet 124.568,20-TL (38.011,90 USD) ödeme yaptığı, USD cinsinden davacının davalıdan (43.094,59 USD- 38.011,90 USD) 5.082,69 USD bakiye alacağının bulunduğu, neticeten 11/05/2017 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 5.082,69 USD (5.082,69 USD x 3,6102 Efektif Satış Kuru= 18.349,53-TL) alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinde davacı tarafından düzenlenen tüm faturalarda bedelin döviz olarak tahsil edileceği yazılı olup, bir kısım sipariş teyit mektuplarında da bu husus belirtilmiştir. Sipariş teyit mektuplarında ayrıca döviz ile yapılan vadeli satışlardan fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında kur farkı bulunması halinde kur farkının ayrıca peşin olarak tahsil edileceği yazılıdır. Ancak somut olayda, taraflar arasındaki satışın yabancı para (Amerikan Doları) cinsinden yapıldığı, davalı tarafından yapılan ödemelerin ödeme tarihindeki efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının mahsubu sonrası davacının bakiye 5.208,15-USD alacağının bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Bu itibarla yabancı para cinsinden düzenlenen 9 adet fatura nedeniyle talep edilebilecek takip konusu 5.208,15-USD bakiye alacak yönünden itirazın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan sebeblerle istinaf sebebleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.278,20- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 320,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 958,20- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 42,-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/10/2020