Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/255 E. 2019/1124 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/255
KARAR NO : 2019/1124
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2017
NUMARASI : 2015/1055 Esas 2017/913 Karar
DAVA: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/09/2019
Davanın kabulune ilişkin verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili,davacının davalı şirkette %28,60 pay sahibi olduğunu; geçmiş dönem zararının 31/12/2014 itibariyle 144.615.776,99- TL’ye ulaştığını, davalı … iştiraklerinin ciddi borç yükü altında bulunduğunu, holding YK üyelerinin ve özellikle … ile … holding imkanlarını şahsi ihtiyaçları için kullandıklarını, holdingin halka açık şirketlerde dahil olmak üzere bağlı şirketlerine borçlandığını; davalı şirketin bağlı ortaklarından …..A.Ş.’nin … imtiyazlı payların ortaklara payları nispetinde borsa dışında satılmasına, pay başına 1,3226- TL kayıtlı değeri olan 2.561.724,90 adet …A.Ş.’nin … imtiyazlı paylarının holding ortaklarına pay başına 1.5 TL’den teklif edilmesine karar verildiğini; 02/11/2015 tarihinde alınan YK kararından sonra 10.11.2015 tarihli karar ile imtiyazlı payların ortaklara satışına ilişkin sürenin uzatılmasına ve pay başına 5-TL olarak teklif edilmesine, satış işleminin 27/11/2015 tarihinde sonuçlandırılmasına karar verildiğini; bedelin yükseltilerek davacının satın almasının engellenmeye çalıştığını; TTK’nun 408. Madde uyarınca önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı niteliğindeki bu işlemin GKKı ile gerçekleşmesi gerektiğini; ayrıca alınan kararın TTK’nun 391/b uyarınca şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen karar olduğunu, alınan kararın TTK’nun 395 uyarınca şirket ile işlem yapma yasağı kapsamında batıl bulunduğunu, genel kurulda özel nisapla değerlendirilmesi gereken kararın, YK tarafından yetki aşımı yapılarak alınması sebebiyle batıl olduğunu belirterek; 02/11/2015 ve 10/11/2015 tarihli YK kararların batıl olduğunun tespitine ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, imtiyazlı payların satışının davacıya ve diğer tüm hissedarlara yazılı olarak bildirilerek ön alım haklarının bulunduğunu, davalı holdingin bünyesinde çeşitli şirketlerin hissesini barındırmak ve iştiraklerin hisselerini alıp satmak için kurulduğunu, imtiyazlı payların satışından sağlanan kaynağın şirket sermaye yapısını güçlendirdiğini,şirketin ana sözleşmesinde sahip olunan iştirak hisselerinin satışının genel kurul kararına bağlanmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığını,YK tarafından karar verilebileceğini şirketin olağan ticari faaliyetleri kapsamında sahip olduğu mal varlıklarını elden çıkarma veya yeni mal varlıkları satın alma yetkisi bulunduğunu; 15/05/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında;YK üyelerinin kendisi veya başkası adına işlem yapabilmesi ve şirket faaliyet alanına giren işleri bizzat veya başkaları adına yapmaları hususunda TTK’nun 395 ve 396. maddeler çerçevesinde izin verildiğini;yöneticilerin “…üçüncü şahıs konumundaki şirketlerle işlem yapma yasağı kapsamında” bulunmadıklarını; satışa konu olan payların ….A.Ş.’nin %0,89 oranındaki hisselerine tekabül ettiğini, şirketin %20 oranındaki payın halen şirket bünyesinde durduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; iptali istenen YK kararlarının TTK’nun 391 maddesi uyarınca eşitlik ilkesinin ihlal eder nitelikte olmadığını; ancak,payların o tarihlerde rayiç değerlerinin 10-TL civarında olduğunu, YK kararlarında sırası ile 1,5 ve 5-TL nin pay bedeli olarak ön görüldüğünü, payların değerinin çok altında satış kararı alındığından dava konusu 02/11/2015 ve 10/11/2015 tarihli YK toplantısında alınan kararların, sermayeyi koruma ilkesi gözetmemesi sebebiyle TTK’nun 391/b maddesi uyarınca batıl olduğunu,sadece payların değeri altında satış rakamı ön gördüğü için sermayenin koruma ilkesine aykırı bulunan YK kararlarının; yasa gereği batıl olduğu için iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; bilirkişilerin TTK 391.madde hükmü kapsamında yaptıkları değerlendirmede, dava konusu yapılan YK kararlarına ilişkin davacı tarafın “hukuka ilişkin” tüm iddialarının açıkça ve gerekçeli olarak reddedildiğini,bilirkişi raporunda hisse değerinin belirlenmesinde objektif, bilimsel ve uluslararası kabul görmüş bir değerleme yönteminin kullanılmadığını, itirazların mahkemece değerlendirilmediğini,hisselerin borsada işlem görmediği, bu nedenle değerleri konusunda somut bir ölçü olmadığını, hisselerin sık sık el değiştiren ve bu nedenle değerleri hakkında piyasası oluşmuş bir hisse grubu da olmadığını, sırf sermaye artışının bir şirketin hisselerinin de sermaye artışı oranında artacağı anlamına asla gelmeyeceğini, şirket hisselerinin değerinin aktif-pasif karşılaştırılması, kârlılığı, bu kârlılığın şirket aktifine yansıması, iştigal konusundaki piyasa payı, kârlılığının sürdürülebilir olup olmadığı gibi etkenlerin ayrıntılı incelenmesi sonucu ancak yaklaşık olarak belirlenebileceğini,tüm hissedarlara eşit şans tanındığından kararı alan YK üyelerinin kendilerine menfaat sağladıklarının söylenemeyeceği,YK’nun yetkisi kapsamında belirlediği fiyatla yapılan satış kararının bu kapsamda batıl olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, hisse değerinin tespitine ilişkin …3. ATM nin 2016/911 E. sayılı dosyada düzenlenen bilirkişi raporunun ibrazına rağmen, çelişikliğin giderilmesi yönünde bir araştırmaya dahi gitmeksizin,davanın kabulune karar verildiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, TTK.nun 391 maddesi kapsamında,anonim şirketin yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti ve iptaline ilişkindir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; alınan ve hüküm kurmaya elverişli olarak değerlendirilen bilirkişi raporu doğrultusunda ,davacı tarafından ileri sürülen iptal sebeplerinden TTK.nun 391/ a, c, d fıkralarına yönelik yönelik sebeplerin yerinde olmadığı, dava konusu … imtiyazlı payların rayiç değerlerinin 10-TL olduğu, davalı tarafından önce 1,5 TL ve akabinde 5-TL olarak belirlenen satış bedelinin çok altında olması nedeniyle, alınan kararların, sermayeyi koruma ilkesini gözetmemesi sebebiyle YK kararlarının bu sebeble iptaline,diğer iptal nedenlerine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Uyuşmazlık konusu davalı şirket aktifinde bulunan … imtiyazlı payların sermayenin korunması ilkesine aykırı şekilde değerinden çok aşağı bir fiyat ile satışına karar alınıp alınmadığı noktasındadır. İlk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesinde pay başına 10-TL değer belirlenerek 5-TL ye satışının yapılması nedeniyle arada ki fark fahiş kabul edilerek her iki kararın bu nedenle iptaline karar verilmiştir.Hükme esas alınmasa da ayni sermaye olarak hisse değeri tesbitine ilişkin İstanbul 3.asliye ticaret mahkemesinin 2016 /911 esas sayılı dosyasında alınan dava konusu hisselerin sermaye değerinin belirlenmesine yönelik raporda belirlenen değer ile önemli farklılık bulunduğundan payların karar tarihlerinde değerinin ne olabileceği hususunda yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş,bu kez finans konusunda uzman bilirkişilerden heyet oluşturularak bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.Bilirkişi kurulu raporunda özet olarak; ” yürürlükte bulunan muhasebe standartları ve finans literatüründe pay senetlerinin değerlenmesinde piyasa fiyatı veya gerçeğe uygun değerinin esas alınması gerekmektedir. Şirkete ait imtiyazsız pay senetleri borsa- İstanbul da işlem görmektedir. YK karar tarihlerinde ki borsa işlem fiyatlarının esas alınması muhasebe ve finans tekniği bakımından gereklidir.İmtiyazlı bulunan A grubu payların borsada işlem görmemekle birlikte davalı şirketin 28.1.2011 tarihinde … payları 4,66-TL ,B grubu payları 1,73-TL ye satın aldığı,satıcı ile davalı şirket arasında ki pazarlık neticesi istekli ve bilgili taraflar arasında birbirinden bağımsız alıcı ve satıcının serbest iradeleri ile belirlenen en son fiyat olduğu konusunda şüphe bulunmamaktadır. Davalı şirketin buna göre oyda imtiyaz veren paya 2,7093 oranında daha fazla ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. 10.11.2015 tarihinde B grubu bir adet payın fiyatının 0,29-TL olduğu belirlenen oran ile çarpıldığında … payların değerinin de 0,79-TL olduğunun kabulü gerektiği A grubu payların oy miktarı 50 den 15,e düşse de YKna aday gösterme imtiyazında bir eksilme olmadığının dikkate alınması gerektiği ,her iki pay arasında oy farkı kadar bir fark olması yolunda bir değerlendirme yapılamayacağı yolunda kanaat bildirmişlerdir.Alınan bilirkişi raporları ve toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi neticesinde İptali istenen YK kararlarının TTK’nun 391/a maddesi uyarınca eşitlik ilkesinin ihlal eder nitelikte olmadığı; zira satılacak payların ortaklara payları oranında satılmasının kararlaştırıldığı; davacının pay oranında satılan paylardan satın alma hakkına sahip olduğu, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullandırılmasını kısıtlayan bir durum bulunmadığı, işletme konusu kapsamında holdingin kendisinde mevcut pay sahibi senetlerini veya paylarını başkalarına yatırım hizmetleri ve faaliyetleri niteliğinde olmamak kaydıyla vadeli veya vadesiz satabileceği, alabileceği ve devredebileceği,toptan satış sözkonusu olmadığı,alınan kararların YKnun görev alanında bulunduğu; yeniden alınan bilirkişi kurulu raporuna göre payların rayiç değerinin çok altında satışına karar alınmasının sözkonusu olmadığı, bu sebeble sermayenin korunması ilkesine aykırı karardan söz edilemeyeceği, davacının da 10.11.2015 tarihli YK kararının payları satın alabilmesini engellemek için değerinin yükseltildiğini ileri sürmesine göre alınan YK kararlarının iptali için ileri sürülen sebebler yerinde olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2017 Tarih 2015/1055 Esas 2017/913 Karar sayılı hükmün HMK 356., HMK 353(1)b-3 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın REDDİNE”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ; “Alınması gereken 44,40- TL maktu harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 27,70- TL harcın mahsubu ile bakiye 16,70 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Davalı lehine 2.725-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Davalı tarafından yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının kendisine iadesine,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan 3.000-TL bilirkişi ücreti ve 73,-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, Dair, duruşmalı yapılan inceleme neticesinde taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde HMK’nun 361/1 maddesi gereği Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/09/2019