Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2536 E. 2020/533 K. 28.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2536
KARAR NO : 2020/533
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2018
NUMARASI : 2017/816 Esas-2018/812 Karar
DAVA: Tazminat (Ayıplı Mal Üretiminden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/05/2020
Davanın reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin bir okulda kantin işletmecisi olduğunu, 07.12.2015 tarihinde okulda bir öğrencinin yediği sucuktan zehirlendiği şüphesi üzerine Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce 08.12.2015 tarihinde yapılan denetim sonucu düzenlenen 14.12.2015 tarihli muayene ve analiz raporu ile davalının ürettiği baton ısıl işlem görmüş piliç sucuk numunesinin Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliğine uygun olmadığının görüldüğünü, bu denetimde önceden dilimlenmiş sucuktan numune alındığı için 15.12.2015 tarihinde orijinal ambalajlı sucuktan numune alındığını ve 28.12.2015 tarihli analiz raporuna göre bu ürünün de uygun görülmediğini, bu nedenle müvekkiline 14.649-TL para cezası uygulandığını ve taksitlendirildiğini, müvekkilinin ilk taksit tutarı olan 3.662,25-TL’yi ödediğini, müvekkilinin dava dışı … firmasından 04.11.2015 ve 18.11.2015 tarihlerinde davalı şirkete ait 120 adet … satın aldığını, numune alma tutanağında görüleceği üzere müvekkilinin bu ürünleri 3.5 C muhafaza ettiğini, müvekkilinin çalışma ortamının gayet temiz ve hijyenik olduğunu, müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, davalının ise ayıplı mal satmakta olduğunu, ayrıca müvekkilinin ceza mahkemesinde de yargılanarak cezalandırıldığını ve bu nedenle itibarının zedelendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.662,25-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, 5.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı kantininden alınan numuneler üzerinde yapılan inceleme sonucu uygunsuzluk tespit edildiği için müvekkiline de idari para cezası uygulandığını, ürünlerde bakteri üremesinin sebebinin ise müvekkilinin üretim koşulları değil davacı nezdinde veya satışı yapan firma nezdinde özellikle sıcaklık açısından uygun muhafaza şartlarına riayet edilmemesi olduğunu, ürünün 0 ila +4 C soğuklukta muhafaza edilmesi gerektiğinin ürün etiketinde yazılı olduğunu, ayrıca davacının müvekkiline ayıp ihbarında bulunmadığını ve müvekkilinin analiz incelemesine katılmasına imkan verilmediğini, yine cezaların şahsiliği prensibi gereği davacının kendisine verilen idari para cezasının tazminini müvekkilinden talep edemeyeceğini, manevi tazminat talebinin ise hiçbir dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dilimlenmiş sucuktan ve açılmamış orjinal ambalaj haldeki sucuktan alınan numunelerin her ikisinde de tespit edilen Sülfît indirgeyen clostridia analiz sonucunun Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliğine uygun olmadığı, Sülfît indirgeyen clostridia grubu bakterilerin dava konusu ısıl işlem görmüş dilimlenmiş ve açılmamış orjinal ambalajındaki piliç sucuklara üretim aşamasında nüfus edebileceği ihtimalinin yüksek olabileceği, Sülfît indirgeyen clostridia tespit edilen ısıl işlem görmüş piliç sucuk numunesinde sucuk yapımında kullanılan katkı maddeleri gibi hammaddelerin, özellikle baharatların sülfît indirgeyen clostridia bakterilerini içermesine, sucuk hamurunun doldurulacağı bağırsaklara veya suni kılıflara, üretimde kullanılan malzemelerin temizliğine kadar birçok sebeplere bağlı olabileceği, bu işlemlerden üreticinin sorumlu olduğu, Analize alınmak üzere kontrol görevlileri tarafından alınan ve numune alma tutanağında 3,5 ve 4°C olarak belirtilen numune sıcaklığı bakımından uygunsuz bir durumun olmadığı, Sülfît indirgeyen clostridia grubu bakterilerin gelişme sıcaklığının 10-50°C arasında olduğu, bu sıcaklıklar arasında ısıl işlem uygulanırsa spor formlarının vejetatif forma yani hastalık yapıcı, zehirlenmeye sebep olabilecek forma dönüştüğü, zehirlenmeye yol açmaması için 50°C’nin üzerinde pişirilmesi gerektiği, davadaki zehirlenme olayında zehirlenmeye sebep açan Sülfît indirgeyen clostridia grubu bakterinin tostun yapım aşamasında dilimlenmiş sucuğun iyi pişirilmemesi, çiğ kalmasından dolayı olma ihtimalinin yüksek olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ürün numunelerinin muayene ve analizleri sonucu ilgili Yönetmeliğe uygun olmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin ürünleri uygun sıcaklıkta ve hijyen koşullarına uygun olarak muhafaza ettiğini, açılmamış ürünlerin dahi Yönetmeliğe uygun olmamasının müvekkilinin kusursuz olduğunu gösterdiğini, davalının ayıplı mal sattığını, bilirkişi raporunda müvekkilinin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğinin ve kusurunun bulunmadığının, davalının kusurlu olduğunun tespit edildiğini, rapordaki müvekkili lehine olan tespitler görmezden gelinerek zehirlenme olayında müvekkilinin sucuğu iyi pişirmemesi ve sucuğun çiğ kalma ihtimalinin yüksek olduğu gerekçesiyle davanın reddinin doğru olmadığını, mahkemenin rapordaki çelişkileri gidermeden ve vakaları yeterinde tartışmadan hüküm kurduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve yeniden yargılama için mahkemesine gönderilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ayıplı üretim yapıldığı iddiasıyla maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı, davalı tarafından üretilen ve dava dışı firmada satın aldığı sucuk ürünün ayıplı olması nedeniyle kendisine idari ve adli para cezaları uygulandığını, kendisinin zararından davalının sorumlu olduğunu ileri sürmüş, davalı ise kendisinin kusurunun bulunmadığını, ürünü uygun sıcaklıkta muhafaza etmeyen davacının kusurlu olduğunu savunmuş, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında mevcut faturalar, numune alma tutanakları ve muayene analiz raporları incelendiğinde, davacının dava dışı firmadan işletmekte olduğu okul kantininde kullanılmak üzere 04.11.2015 ve 18.11.2015 tarihli faturalara konu davalının ürettiği sucuk ürününü satın aldığı, 07.12.2015 tarihinde okulda bir öğrencinin yediği sucuk nedeniyle zehirlendiği şüphesi üzerine 08.12.2015 tarihinde davacı işyerinde denetim yapıldığı, dilimlenmiş sucuk numuneleri alındığı, 15.12.2015 tarihinde ise paketli sucuk numunesi alındığı, her iki numunenin analizi sonucu düzenlenen raporlarda bu üründe ilgili Yönetmelik uyarınca belirli değer aralığında bulunması gereken Sülfit İndirgeyen Clostridia bakterisinin, değer aralığının üzerinde olduğunun ve dolayısıyla Yönetmeliğe uygun olmadığının tespit edildiği, 08.12.2015 ve 15.12.2015 tarihli denetimlerde davacı işyerindeki ürünlerin uygun sıcaklıkta ve hijyen koşullarına uygun olarak bulundurulduğunun tespit edildiği görülmüştür. Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliği incelendiğinde Sülfit İndirgeyen Clostridia(Sülfit İndirgeyen Anaerob Bakteri)’nın belirli bir değer aralığında olması gerektiği belirtilmiştir. Dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporunda, bu bakterinin sporlu formunun bakteri uygun ortamda yıllarca korunabildiği, sporlu formun ısı, ışık, nem, pH’da değişiklik gibi ortama kavuşması sonucu vejetatif hale döneceği yani dayanıksız ve çoğalabilir hale geleceği , dava konusu sucuk ürününde üretim aşamasında oluştuğu anlaşılan bu bakterinin uygun olmayan sıcaklıkta muhafaza edilmesi, iyi pişirilmemesi, çiğ kalması ve hazırlandıktan sonra uzun süre bekletilmesi gibi sebeplerle zehirlenmeye yol açabileceği tespit edilmiştir.Somut olaya döndüğümüzde, bu bakterinin davalı tarafın üretimi aşamasında oluştuğu kabul edilse dahi, vejetatif forma dönüşmesinin yani dayanıksız ve çoğalabilir hale gelmesinin yüksek ihtimalle üretim sonrası aşamadaki farklı nedenlere bağlı olarak meydana gelmiş olabileceği anlaşılmaktadır. Dava konusu dilimlenmiş ürün yanında paketli ürünün de Yönetmelikte belirlenen değerlerin üzerinde bakteri taşıdığı anlaşıldığına göre, zehirlenmenin ürünün iyi pişirilmemesi veya hazırlandıktan sonra uzun süre bekletilmesi gibi nedenlerden kaynaklanmadığı kabul edilebilir. Bu durumda ürünün uygun sıcaklıkta muhafaza edilmemiş olması akla gelmektedir, her ne kadar olay sonrasında davacı iş yerinde yapılan 08.12.2015 ve 15.12.2015 tarihli denetimlerde ürünün uygun sıcaklıkta muhafaza edildiği tespit edilmiş ise de, zehirlenme olayının meydana geldiği 07.12.2015 ve öncesinde sıcaklık ölçümüne ilişkin bir kayıt veya belge sunulamamış, dolayısıyla hangi şartlarda muhafaza edildiği davacı tarafça ispat edilememiştir. O halde ilk derece mahkemesince ispatlanamayan davanın reddi yönünde verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.28/05/2020