Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2523 E. 2019/22 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2523
KARAR NO : 2019/22
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2018 (Ara Karar)
NUMARASI : 2018/723
DAVA: MENFİ TESPİT
TALEP: İHTİYATİ TEDBİR
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/01/2019
İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davaya konu 03/08/2018 ve 15/08/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılması ve diğer birleşen davaya konu ihtiyati tedbir isteminin reddine reddine yönelik olarak verilen 24/10/2018 ara kararın davacı/ihtiyati tedbir isteyenler vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
ASIL DAVA:Davacı/İhtiyati tedbir isteyenler vekili, müvekkili … A.Ş.’nin davalıya ait işyerini 25/06/2018 tarihinde tapuda satın aldığını, aynı tarihli satış ön protokolü ile tarafların ödeme ve haklar konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin davalıya protokol uyarınca 5.500.000-TL nakit ve kambiyo evrakları ile ödeme yaptığını, bu miktarın 2.000.000-TL’lik kısmını müvekkili ….Ltd. Şti.’nden aldığı çek ile ödediğini, ancak davalının taşınmazı eksiksiz olarak teslim etmeyi taahhüt etmesine rağmen teknik şartnameye ve projeye uygun teslim etmediğini, eksiklikleri gidermediğini, bu şekilde davalının temerrüde düştüğünü, taşınmazın teslim edilmemesi nedeniyle satın alma amacının ortadan kalktığını ve çeklerin bedelsiz kaldığını, taşınmazın mevcut durumunun tespiti için mahkemeden delil tespiti talebinde bulunulduğunu, bilirkişi raporunun henüz sunulmadığını, müvekkilinin zararının her geçen gün arttığını ileri sürerek satış bedelinin son taksidi olarak verilen AA-3002278 nolu 30/07/2018 tarihli 2.000.000-TL bedelli çek nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, çekin iptali ile ödenmesinin durdurulmasına, bu talebin uygun görülmemesi halinde yapılacak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN (İst. 10 ATM 2018/725 Esas) DAVA: Davacı/İhtiyati tedbir isteyenler vekili, İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/723 Esas sayılı dosyasına konu edilen çekin hileli yollarla sırasıyla davalılar şirket temsilcisi …’a, oğlu …’a ve çalışanı …’a, sonra yine …’a ciro edildiğinin ve bankaya ibraz edildiğini, sonrasında icra takibine konu edildiğini ileri sürerek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, çekin iptaline, çekin ödenmesinin durdurulmasına, yapılacak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN (İst. 18 ATM 2018/773 Esas) DAVA: Davacı/İhtiyati tedbir isteyen …A.Ş. vekili, mahkemeden delil tespiti talebinde bulunulması üzerine düzenlenen bilirkişi raporu ile taşınmazda kullanımı engelleyecek fiziki eksiklikler bulunduğunun, ayrıca taşınmazda kat mülkiyeti kurulmadığı ve iskan bulunmadığının tespit edildiğini, satış bedeli olarak verilen AA-3002278 nolu 30/07/2018 tarihli 2.000.000-TL bedelli çeke ilişkin ayrı bir dava açıldığını ve mahkemenin ihtiyati tedbir kararı verdiğini, davalının diğer çekleri de iade etmediğini, müvekkilinin zararının her geçen gün arttığını ileri sürerek satış bedeli olarak verilen 21/06/2018 tarihli 0064 nolu tahsilat makbuzuna konu diğer çekler ve 0065-0066 nolu tahsilat makbuzuna konu toplam 1.050.000-TL bedelli çekler nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, çeklerin iptaline,ödenmesinin durdurulmasına, yapılacak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Proje A.Ş. vekili, davacının iddia ettiği eksikliklerle ilgili herhangi bir talepte bulunmadığını, yaklaşık 1.500.000-TL bedelli çeki ödediğini, ayrıca davacının dava konusu 2.000.000-TL bedelli çekle ilgili olarak İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/813 D.İş. Sayılı dosyası üzerinden de talepte bulunduğunu, dolayısıyla talebin mükerrer olduğunu, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılması gerektiğini, ihtiyati tedbir koşulları bulunmadığı gibi tedbirin ölçülülük ilkesine de aykırı olduğunu, zira 5.500.000-TL bedelli bir taşınmazla ilgili 125.000-TL’lik bir ayıp iddiası nedeniyle 2.000.000-TL bedelli çeke yönelik tedbir kararı verilmesinin doğru olmadığını, kaldı ki tapuda taşınmazın kat irtifaklı olduğunun yani iskanının bulunmadığının açıkça görülmekte olduğunu savunarak davanın reddini ve ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 03/08/2018 tarihli ve 15/08/2018 ara kararları ile, asıl ve birleşen dava konusu AA-3002278 nolu 30/07/2018 tarihli 2.000.000-TL bedelli çekin ödenmesinin önlenmesi ve takibe konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
Davalı şirket vekili ve davalı …vekilinin ihtiyati tedbir kararlarına itiraz etmesi üzerine, itirazın duruşmalı olarak incelenmesine karar verilmiş, ayrıca davacı vekilinin birleşen davaya konu toplam 1.050.000-TL bedelli çeklere ilişkin ihtiyati tedbir talebinin de duruşmada değerlendirilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin 24/10/2018 tarihli ara kararı ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2018/1247-914 Esas-Karar sayılı ilamı ile 2.000.000-TL bedelli çekle ilgili tedbir talebinin reddine dair karara yönelik istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verildiği gerekçesiyle 03/08/2018 tarihli tedbir kararı ile 15/08/2018 tarihli ek tedbir kararının kaldırılmasına, davacı yanın sair tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
24/10/2018 tarihli ara karara karşı davacı/ihtiyati tedbir isteyenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı/İhtiyati tedbir isteyenler vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;
1- Satışa konu malın ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine dava konusu 2.000.000-TL bedelli çeke ilişkin olarak önce İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/813 D.İş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, ancak talebin reddedildiğini ve istinaf incelemesi sonucu istimaf istemlerinin esastan reddine karar verildiğini, ancak kararın hatalı olduğunu, zira tüm deliller toplanmadan karar verildiğini, bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğunu, ayrıca bu kararın o tarihteki delil durumuna göre verildiğini, oysa bu karardan sonra delil tespiti raporunun düzenlendiğini, raporda taşınmazın iskanının bulunmadığının ve kat mülkiyeti olmadığının, bazı eksiklikler bulunduğunun tespit edildiğini, raporun davalı tarafa tebliğ edildiğini, ayrıca sözleşmeden dönüldüğü yönünde ihtarname gönderildiğini, ancak eksikliklerin giderilmediğini ve çeklerin iade edilmediğini, dolayısıyla mahkemenin bu kararı esas alarak karar vermesinin doğru olmadığını,
2- Davalı şirketin 2.000.000-TL bedelli çekin hamil olmaması nedeniyle çekle ilgili hukuksal menfaati olmadığını, ayrıca ihtiyati tedbir kararına sadece davalı şirketin itiraz etmiş olduğunu, buna rağmen tedbir kararlarının kaldırılmasının doğru olmadığını,
3- Dosyada yaklaşık ispat ölçüsünde delil bulunduğunu,
4- 2.000.000-TL bedelli çekin davadan sonra 16/08/2018 tarihinde icra takibine konu edildiğini,
5-Davalının temerrüde düşürüldüğünü, ortada satıma konu işyeri olmadığını,herkesin aldığını iade etmek zorunda olduğunu,
6- Birleşen davaya konu toplam 1.050.000-TL bedelli çeklerin bir kısmının ödenmek zorunda kalındığını, bu çeklere yönelik tedbir talebinin reddinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin 24/10/2018 tarihli ara kararının kaldırılmasına, 03/08/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine, 15/08/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile ilgili yapılan bir itiraz olmadığından söz konusu tedbirin kaldırılması ile ilgili karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini, birleşen davaya konu edilip ödenmek zorunda kalınan çekler nedeniyle davalı şirketin malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, birleşen davaya konu vadesi gelmemiş toplam 580.000-TL bedelli 4 çekin ödenmesinin önlenmesi ve icra takibe konu edilmesinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Davalı … Proje..A.Ş. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin Teknik Şartlar başlıklı 4/C maddesi uyarınca müvekkilinin taşınmazın kaba inşaat olarak satışını taahhüt ettiğini, Koşullar başlıklı 3/B maddesi uyarınca tapu devrinin ödemelerin tamamlanması müteakip olacağı kararlaştırılmasına rağmen müvekkilinin iyiniyetli davranarak ödemeler tamamlanmadan devrettiğini, davacının taşınmazı gördüğünü ve birlerek,isteyerek satın aldığını, davacının kendi niyetine göre tesis edeceği noktaları eksiklikmiş gibi direterek çekin ödenmesinin önüne geçme niyetinde olduğunu, taşınmazda davacının görmesinden sonra ortaya çıkan bir eksiklik olmadığını, taşınmazın ayıplı olduğu kabul edilse bile yasal ihbar sürelerine uyulmadığını, ayrıca menfaati ihlal edilen 3.kişilerin de ihtiyati tedbir kararına itiraz edebileceklerini, ancak davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, kaldı ki davacının aynı taleple birden fazla kez farklı mahkemelere başvurmuş olmasının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini belirterek istinaf isteminin reddini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, bedelsiz kaldığı ileri sürülen çekler nedeniyle açılan asıl ve birleşen menfi tespit davalarında, dava konusu çeklerin ödenmesinin önlenmesi ve yapılacak icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle asıl ve birleşen davaya konu ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasına, diğer birleşen davaya konu ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
Öncelikle asıl ve birleşen (İst. 10 ATM 2018/725 E.) davaya konu 2.000.000-TL bedelli çek yönünden, davalı taraflara mahkemenin 03/08/2018 ve 15/08/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararlarının uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliği söz konusu olmadığından HMK 394/2 maddesi uyarınca davalı şirket vekili ile davalı …l vekilinin tedbire itirazlarının süresinde olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca çekin son hamili ve takip alacaklısı davalı … olduğuna göre takip borçlusu olan diğer davalılar … ve …’ın tedbir kararlarına itiraz etmemiş olmalarının bir önemi yoktur.
Öte yandan İİK’nun 72/2 maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmünü içermektedir.
Bunun yanında menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir koşulları değerlendirilirken İİK 72 maddesi yanında, HMK 389 vd. maddelerinin de gözönünde bulundurulması gerekir.
HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.
Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda, iddia, savunma, dosya kapsamında mevcut davacı …Ş. ile davalı şirket arasında akdedilen 25/06/2018 tarihli “Satış Ön Protokolüne Ek Ödemeye İlişkin Taksitlendirme Protokolü” başlıklı belge, taşınmaza ait tapu kaydı, asıl ve birleşen davaya konu çekler, Küçükçekmece 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/49 D.İş. Sayılı dosyasında alınan 06/08/2018 tarihli bilirkişi raporu, davacı tarafça davalıya hitaben düzenlenen 03/09/2018 tarihli 19112 yevmiye nolu ihtarname ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde ve değerlendirildiğinde, dosyanın geldiği aşama itibariyle davacının iddiasının haklılığı yönünden yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin 24/10/2018 tarihli ara kararında bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, açıklanan bu gerekçelerle davacı/ihtiyati tedbir isteyenler vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı/ihtiyati tedbir isteyenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 10/01/2019