Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2518 E. 2021/85 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2518
KARAR NO : 2021/85
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2018
NUMARASI: 2014/976 Esas- 2018/536 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/01/2021
Davanın kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili;davalının üretici firma olup, su arıtma sistem ve ekipmanları imal ve montajı yaptığı ve çeşitli filtreler satmakta, softamin markalı su arıtma kimyasalları ürettiğini, her iki yanın üretici- pazarlamacı iş ortaklığı yapmak amacıyla birlikte hareket etme kararı aldıklarını,yoğun bir pazarlama faaliyetinde bulunulduğunu, … firmasının Avrasya ile işbirliğine başlamadan önce su fabrikalarına yaptığı 15.000- TLnin altında tek bir satışı mevcut olduğunu, zira sektörle ilgili müşteri portföyü ve bilgi birikiminin bulunmadığını, davalının çok fazla müşteri ile ilişki kurduktan sonra protokol hükümlerine aykırı davranmaya müvekkilini dışlayarak kendi başına satış yapmaya başladığını,müvekkiline büyük meblağlarda borçlu bulunduğu halde, bu borcunu ödemediği gibi, müvekkilini tamamen devreden çıkartarak protokolleri fiilen işlemez hale getirdiğini, davalının haksız rekabet fiilinin sona erdirilmesine, protokollere uymaması sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000 -TL’sinin dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte ödenmesine, haksız rekabeti sebebiyle 25.000-TL maddi ve 75.000-TL manevi tazminatın zarar tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili şirketin sektörde davacıdan daha eski olduğunu, öncelikle imzalanmış bir distribütörlük sözleşmesi bulunmadığını, davacı firma aracılığı ile bir kısım satışlar gerçekleştirilmekle beraber bunların hiçbirinin yazılı sözleşmelere istinaden yapılmadığını, davalının davacı firmaya hiç borcu bulunmadığını, haksız rekabeti yapanın davacı olduğunu, zira … firması ile piyasada olduğunu, davacı firmanın müvekkilinin teklif verdiği yerlere … arıtma firması ile daha düşük teklifler vermekte ve müvekkili firmayı kötülemekte olduğunu, ne kar mahrumiyeti, ne maddi ne de manevi bir zararı bulunmadığını belirterek, davanın tüm talepler yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; 6762 sayılı mülga TTK madde 118 de acentenin yetkili olduğu bölgede tekel hakkına sahip olması halinde yetkili olduğu bölgede doğrudan veya temsilci aracılığıyla yapılan sözleşmelerden ücret isteme hakkının doğacağının belirtildiği ve bu haliyle … temsil yetkisine haiz olmamasına rağmen taraflar arasındaki sözleşmenin zımmi icazetle geçerli olduğu,sözleşmenin ihlaline neden olan fiil neticesinde uğranılan zararın tazminin istenebileceği,haksız rekabete ilişkin hükümlerin uygulanmasının mümkün bulunmadığı, sözleşmenin ihlali sonucunda davacının kar yoksunluğuna yol açıldığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 50.000 -TL kar mahrumiyetinin dava tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili;müvekkilinin sözleşmeye konu bölgelerde satış yaptığı hususunun tespit edilmediğini, ortada geçerli bir sözleşme bulunmaması nedeniyle ve sözleşmenin 2009 yılında sona ermesi nedeniyle tek satıcılığa ilişkin hükümlerin de dava konusu olayda uygulanmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin … olduğu ortak yapılan satışlarda da müvekkil şirket adına … tarafından sözleşmenin akdedildiğini, dosyaya sundukları 27/01/2009 tarihli ek protokolün incelenmediğini, bu protokol ile taraflar arasındaki tüm önceki protokoller ortadan kaldırılarak çalışma şeklinin değiştirildiğini,müvekkilinin herhangi bir aykırılığa neden olacak satışının tespit edilmemiş olması sebebiyle açılan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, heyet tarafından incelenen ve tespit edilen oranlar ile mali müşavir olan bilirkişi tarafından hesap edilen oranların birbiri ile çeliştiğini, karara esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama davacı taleplerini de aştığını, davacının protokollere uyulmadığı iddiasının dosyaya sundukları faturalardan da görüleceği üzere haksız ve kötüniyetli olduğunu bildirerek, kararın kabule ilişkin kısmının kaldırılmasına,davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Taraflar arasında davalının üreticisi olduğu softamin marka kimyasal ürünlerin satışı için 26.9.2007 tarihinde ,arıtma filtrasyonu cihazı içinde ,24.9.2007 tarihlerinde protokol imzalanmıştır. Davalı bu protokollerde imzası bulunan … bu sözleşmeyi imzalama yetkisi bulunmadığını,… tarafından … verilen vekaletnamenin sözleşme yapma yetkisini içermediğini ve bu sebeple imzalanan protokollerin hükümsüz olduğunu iddia etmektedir. Davalı ,protokollerin yetkisiz kişi tarafından imzalandığını savunmuş ise de ,davacı aracılığıyla 2 yıla yakın süre ticari ilişkinin devam ettiği göz önüne alındığında yetkisiz temsilcinin yaptığı işlemlerin benimsendiği anlaşılmaktadır.Davalı tarafından protokoller kapsamında , belirlenen bölgelerde davacıya Softamin ve arıtma filtrasyon ürünlerinin satış hakkı verildiği anlaşılmaktadır.Davalının davacıya tahsis ettiği bölgede satış yapması sözleşmenin ihlal edilmesi anlamına gelmeketdir. Sözleşmenin ihlali nedeniyle kar kaybına uğrayan davacı zararın tazminini talep hakkına sahiptir.Davalı vekilinin aksi yöndeki ,ticari ilişkinin bitmesi nedeniyle acentelik hükümlerinin uygulanamayacağına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Davalı vekili, satış şartlarının 27.1.2009 tarihli protokol ile değiştirildiğini ancak bu protokolün mahkemece dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.Anılan protokolün incelenmesin de ;protokolün 24.9.2007 tarihli (filtrasyon) protokolün tadiline ilişkin olduğu ,bu protokol ile faturalama sisteminde değişiklik yapıldığı ,Kets’in maliyet +%25 kar ilavesiyle davacıya fatura tanzim edeceği ,… yapacağı ödemelerin vadesinin ve UF modüllerinin maliyetlerinin belirlendiği ,patlama riskinin paylaşılmasına ,Avrasya’nın sattığı ürünlere davalının 1 yıl garanti vermesine , garanti süresi içerisindeki servis ücretlerinin Avrasya tarafından karşılanması ve tutarlarının belirlendiği anlaşılmaktadır. Tadil Protokolü ile davacının satış bölgelerinde ve satış yetkisinde bir değişiklik yapılmayıp ,yalnızca davalının davacı adına düzenleyeceği faturalarda davalının kar oranı belirlenmiş olup ,taraflar arasında ki uyuşmazlık davalıya tahsis edilen bölgelerde davalının doğrudan yaptığı satışlar nedeniyle uğradığı zararın(kar kaybının) giderilmesi istemine ilişkin olduğundan doğrudan uyuşmazlığa etkisi bulunmamaktadır.Taraflar arasında yapılan protokoller ile davalı ürünlerinin satış hakkının davacıya ait bulunduğu ,davacıya verilen satış hakkının ihlali nedeniyle ister acentelik ,ister tek satıcılık hükümleri uygulansın davacının tekel hakkı ihlal edildiğinden davacının zararının giderilesini talep hakkı mevcuttur.Davalının yargılama sürecinde ; ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçındığı bu suretle davalının ticari defterlerinden ne kadar ürünü üçüncü şahıslara doğrudan sattığı, dolayısıyla davacının ne kadar kazanç kaybına uğradığı tesbit edilememiştir.Ancak ticari ilişkinin devam ettiği zamanlarda ki 2007-2008 yılları karlılık-satış durumu incelenerek bir sonuca varılmaya çalışılmış ,davalı vekili her ne kadar anılan bölgelerde satış yaptığının belirlenemediğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekte ise de ,davacıya satış yapmadığı sabit olduğundan anılan ürünleri şahsen sattığının davacıyı devre dışı bıraktığının kabulü gerekmektedir. Yapılan bilirkişi incelemeleri sonucunda davaya konu edilen softamin markalı ürün ve Arıtma Filtrasyon ürünlerinin davalı tarafından satılması nedeniyle davacının uğradığı kar kaybının varlığı ve miktarının 50.000-TL olabileceğini kabul ile kar kaybı talebinin kabulüne, karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Davalı vekilinin hükme yönelik istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 3.415,5‬0-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 889,9‬0-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.525,6‬0-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK ‘nun 362/1(a) maddesi kesin olmak üzere , dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 28/01/2021