Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2509 E. 2018/1715 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA N : 2018/2509
KARAR NO : 2018/1715
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2018
NUMARASI: 2018/369 Esas 2018/743 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2018 (04/01/2019 yazım tarihli )
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı tasfiye memuru vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde; İst.Ticaret Sicilinin … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde …e Tic. Ltd. Şti. nin 30.04.2015 tarihinde tasfiye sonu genel kurul kararı ile tasfiye olduğunu, bu hususun Sicilde tescil edilerek 14.05.2015 tarihli .. numaralı Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, davacı şirket tarafından işbu şirket aleyhine İst. 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/41 Esas sayılı dosyası ile 12.04.2013 tarihinde maddi tazminat istemli açılan davada 16.03.2018 tarihli ara karar ile taraflarına Tasfiye Halinde… Tic. Ltd. Şti. hakkında ihya davası açmak üzere yetki ve süre verildiğini beyanla , Tasfiye Halinde …c. Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı Ticaret Sicili vekili;6762 Sayılı TTKm.34 ve Ticaret Sicil Tüzüğü m.28 hükümleri çerçevesinde işlem yapıldığını, “..Sicil memuru tescil için aranılan kanuni şartların mevcut olup olmadığını tetkikle mükelleftir. Hükmi şahısların tescilinde, bilhassa şirket mukavelesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve kanunun mecburi kıldığı esasları ihtiva edip etmediği araştırılır. Tescil edilecek hususların hakikate uygun olması, üçüncü şahıslarda yanlış bir fikir yaratacak mahiyette bulunmaması ve âmme intizamına aykırı olmaması da şarttır.” denilmek suretiyle; TTK.m.34’te ifade edildiği, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerini,Sicil Müdürlüğünün tespitinin mümkün olmadığını, tasfiye prosedürünün eksik bırakılmasının tasfiye memurun sorumluluğunu gerektirdiğini,açılan davanın Ticaret Sicil Müdürlüğü yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tasfiye memuru … vekili,ihyası istenen şirketin davacı şirkete muaccel borcu bulunmadığını, davacı şirketin ihyası istenen şirket aleyhine tazminat davası açtığı,davacı şirketin ihyası istenen şirket aleyhine İst.2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde cari hesaptan kaynaklanan bir dava söz konusu olmadığını, dolayısıyla davacının ihyası istenen şirket nezdinde kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığından davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, ihyası istenen şirketin tasfiye işlemlerinin usulüne uygun bir şekilde yapılarak şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğini,ayrıca şirketin ihyasına karar verilecek ise yalnızca ihya sebebine ilişkin işlemlerin yapılabilmesi için ehliyet verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, şirketin tasfiye işlemleri tam olarak sona ermediği için şirketin tüzel kişiliğinin tasfiye halinde yeniden ihyasına karar vermek gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, …sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde …ve Ticaret Limited Şirketi’nin sicil kaydının yeniden ihyasına, Tasfiye memuru olarak …in atanmasına, TTK’nun 547. Maddesi hükmü uyarınca kararın tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı tasfiye memuru vekili; mahkemenin ihyasına karar verdiği şirketin tek tek hangi işlemleri yapabileceğini hüküm altına almadan karar tesis ettiğini, oysa ki yerel mahkemenin ihya sebebine ilişkin işlemlerin yapılabilmesi için şirkete ehliyet vermesi gerektiğini, ihyasına karar verilen şirketin, davacı şirkete muaccel bir borcu bulunmadığını, davacı şirketin, ihyasına karar verilen şirket aleyhine tazminat davası ikame ettiğini, İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde cari hesaptan kaynaklanan bir davasının söz konusu olmadığını, davacıya borcunun da bulunmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:TTK’ nun 547 maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir.
Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin 08/05/2015 tarihinde tasfiyenin tamamlanarak sicilden terkin edildiği anlaşılmakta ise de ;davacı tarafından tasfiye sürecinden evvel şirket aleyhinde 12/04/2013 tarihinde maddi-manevi tazminat davası açıldığı ve davanın derdest olduğu, işbu davanın sonucu beklendiği için ihya talebinde hukuki yarar bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. Maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu ,cari hesaptan kaynaklanan bir dava söz konusu olmadığından hukuki yarar olmadığı savunmasının dinlenebilir olmadığı, ,tasfiye sonunun kapatılmasından evvel mevcut dava nedeniyle ihya istemekte hukuki yararı bulunduğu,tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabul edilemeyeceği esasen davalı tasfiye memuru vekilinin ihyaya ilişkin istinaf sebebleri yerinde değil ise de ek tasfiyenin derdest dava ile sınırlı olarak yapılması gerektiğine ilişkin ileri sürülen sebeb yerinde görüldüğünden hükmün kaldırılarak , ihya işlemlerinin derdest İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/41 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olacak şekilde karar verilmesi gerekirken mahkemece bu hususta karar verilmediği anlaşılmakla davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı tasfiye memuru … vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2018 Tarih 2018/369 Esas 2018/743 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;
“İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/41 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olacak şekilde;İstanbul ticaret sicil müdürlüğünün 336338/0 sicil nosunda kayıtlı TASFİYE HALİNDE .. .ŞİRKETİ’nin sicil kaydının yeniden İHYASINA,
Tasfiye memuru olarak …’ in atanmasına, ücret takdirine yer olmadığına,
Kararın ticaret sicil müdürlüğünde tescil ve ilanına,
İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;
“Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı yanca yatırılan 77-TL peşin harçlar ile 98-TL davetiye-müzekkere giderinden ibaret yargı giderinin davalı tasfiye memuru …’den alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180-TL maktu vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru …’den alınarak davacıya verilmesine,
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olup, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,”
İstinaf yoluna başvuran davalı … tarafından yatırılan 35,90 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Hükümden sonra davacı tarafça yapılan 79,50- TL posta masrafının davalı tasfiye memuru davalı tasfiye memuru …’den alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 27/12/2018