Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2473 E. 2021/111 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2473
KARAR NO : 2021/111
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2018
NUMARASI: 2014/107 Esas – 2018/784 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİH: 02/02/2021
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili , davalı şirketin satın alma ve muhasebe sorumlusu … şirketi temsilen davacı şirkete yüklü mal siparişi verdiğini, bu satın alınacak malların tutarı ile ilgili olarak siparişin güvencesi olarak da 264.000-TL bedelli 3 senedin (bono) imzaları ve kaşeleri atılmış şekilde davacıya teslim edildiğini, davacı şirket yetkilisi tarafından toplam 245.000-TL bedelli muhtelif baharat ve kahve vs. üründen oluşan dava konusu fatura ve irsaliyede belirtilen malların hazır edildiğini ve davalı borçlu şirket tarafından satın alma ve muhasebe sorumlusu … vasıtasıyla malların satın alındığını, fakat satın alınan malların bedelinin ödenmediğini, mal bedelinin tahsili için önce ihtarname gönderildiğini fakat borçlu şirketin inkar yoluna gittiğini, bu sebeple Gaziosmanpaşa …. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını ve bu takibe de itiraz edildiğini belirterek, davalı borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, borçlunun icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili; … 03/03/2010- 06/06/2013 tarihleri arasında davalı şirkette ön muhasebe sorumlusu olarak çalıştığını, fakat 06/06/2013 tarihinde usulsüzlükten dolayı işten çıkarıldığını, bu usulsüzlüğün en kapsamlısının … Tic. Ltd. Şti tarafından dava konusu faturanın düzenlenmiş olması olduğunu, irsaliyenin üzerindeki imzanın … ait olup, şirket yetkilisine ait olmadığını, borca ve imzaya itiraz ettiklerini, davacının kestiği faturanın … şirket aracında bulunduğunu, Bakırköy …. Noterliği nin 12.06.2013 tarih … yevmiye numaralı ihtarı ile davacıya iade edildiğini, zira bu faturaya dayalı malların davacı şirkete teslim edilmediğini, aslen faturaya bağlı alacak icraya konulmuşken aynı alacağa ilişkin bonoların mükerrer olarak takibe konu yapıldığını, bonolar nedeniyle İst. 37. ATM nin 2014/41 E sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını belirterek, davanın reddine, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; dava konusu 31/05/2013 tarihli 245.006,76-TL lik fatura borcu için, davacı şirketin üçe bölerek 90.000-TL, 88.000-TL ve 88.000-TL olarak … 3 adet bono düzenlediği, faturada ve senetlerdeki imzanın Şerafettin İnan’a ait olduğu, dava konusu 31/05/2013 tarihli 245.006,76-TL tutarındaki faturanın açık fatura olarak kesildiği, bu faturaya ait 31/05/2013 tarihli… nolu sevk irsaliyesinin … tarafından imzalandığı anlaşılmış ise de, Gaziosmanpaşa …. Noteri 27/02/2013 tarihli … yevmiye numaralı vekaletnamede davalı şirket çalışanı …, davalı şirket ….A.Ş.’yi borçlandırma yetkisi verilmediği, … 03/03/2010 tarihi ile 06/06/2013 tarihleri arasında davalı şirketde sigortalı olarak çalıştığı, davalı şirketin … hakkındaki 19/03/2014 tarihli şikayeti üzerine Ağır Ceza Mahkemesince hizmet nedeni ile görevi kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ceza tayin edildiği dikkate alınarak davaya konu fatura tarihinde davalı şirket çalışanı olan Şerafettin İnan’ın yetkisini aşan davalı şirketi borçlandırıcı işlemlerden biri olarak düzenlediği dava konusu faturayı davalı şirketin bilgisi dışında davacıya verdiği, fatura davalı şirket tarafından noter aracılığı ile davacıya iade edildiğinden bu faturaya dayalı malların davacı şirkete teslim edilmediği, davacının dava konusu faturaya dayalı olarak davalı şirketten alacaklı olmadığı, davalı şirketin itirazında haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine, davacının kötü niyetle takip başlattığı kanıtlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; mahkeme huzurunda dinlettikleri kahve gıda baharat piyasası özellikle de … de toptancılık yapan veya baharat ticareti ile iştigal eden tüm tanıkları açıkça davalı çalışanı … ‘ı davalı şirketin alım satımdan sorumlu müdürü ve yetkilisi olarak bildiklerini ve tanıdıklarını ve mal alım satımında bizzat kendisi ile pazarlık dahi yaptıklarını beyan ettiklerini, kaldı ki müvekkili şirketin de dava konusu alım satımdan önce mahkeme dosyasına sundukları fatura ile yine aynı şirket çalışanı vasıtasıyla mal satımında bulunduğunu, bu alım satım ile ilgili fatura alacağının şirket tarafından ödendiğini, önceki alım satıma binaen de müvekkili şirket yetkilisinde oluşan güven neticesinde dava konusu alım satımın söz konusu olduğunu, 27/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda da müvekkili şirket defterlerinde yapılan inceleme sonucunda dava konusu alacak kalemlerinin usulüne uygun bir şekilde defterlerinde kayıtlı olduğu tespitinin yapıldığını, davalının müvekkili şirket gibi ticaret yaptığı … dosyada mübrez olan … baharat ve kahve satışına ilişkin fatura üzerinde de Alıcı … namına şirket çalışanı olarak … kabul imzası bulunduğunu, bu durumun yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre … alım -satım yapılan şirketler nazarında mal kabulüne, fatura kabulüne yetkili olduğunu gösterdiğini, tarafların tanıklarının iddialarını ispatlar yönde beyanda bulunduklarını bildirerek,kararın kaldırılarak, “davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davacı; davalı borçlu şirket tarafından satın alma ve muhasebe sorumlusu … vasıtasıyla dava konusu malların davalı şirket adına satın alındığını, fakat malların bedelinin ödenmediğini, bu sebeple davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibinde haksız itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı; Gaziosmanpaşa …. Noterliği aracılığı ile 31.05.2013 tarih … nolu 245.006,76-TL tutarlı fatura ile ilgili olarak; davalı şirkette çalışan … kendi nam ve hesabına işlem yaptığını ve işbu faturanın da bu hususta olduğunu, bu nedenle davacı şirket ile hiçbir ticari ilişkinin olmadığını, faturaya konu malları teslim almadığı için davacıya hiçbir borcu bulunmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.Takip konusu 31/05/2013 tarihli 245.006,76-TL’lik fatura borcu için, davacı şirketin 90.000-TL, 88.000-TL ve 88.000-TL olmak üzere ödeyecek ve aval veren kısımları … tarafından imzalanan 3 adet bono kabul ettiği, adı geçenin davalı şirketi yükümlülük altına sokma ve temsil etme yetkisi olmadan ön muhasebe sorumlusu olarak çalıştığı, yine şirket adına temsil yetkisi yok iken … tarafından sevk irsaliyesinde de davalı şirket adına teslim aldığının açıkça yazıldığı, davalı şirketin şikayeti üzerine; İstanbul 19.Ağır Ceza Mahkemesi 2015/234 E sayılı dosyasında görülen ceza davası sonucunda verilen 17/10/2017 tarihli karar ile, davalı şirket çalışanı …hakkında hizmet nedeni ile görevi kötüye kullanma suçundan ve resmi belgede sahtecilik suçundan ayrı ayrı hapis cezası verildiği anlaşılmıştır.Davacı tarafından 31/05/2013 tarihli, … nolu, 245.006,76-TL’lık fatura tanzim edilmiş olduğu, ancak tebliğ edilmeyen faturanın Bakırköy …. Noterliği nin 12/06/2013 tarih … yevmiye numaralı ihtarı ile davacıya iade edildiği anlaşılmaktadır. Ancak; söz konusu faturaya ait 31/05/2013 tarihli … nolu sevk irsaliyesi … tarafından temsil yetkisi yok iken davalı şirket adına teslim aldığı açıkça beyan edilerek imzalanmış ise de, şirketi temsil eden kişiler tescil ve ilan edildiğinden, burada satıcı tarafın da iyiniyetli olduğu söylenemez. Aynı zamanda tacirlerin basiretli bir tacir gibi davranma zorunluluğu da vardır.Bilirkişi raporu ile; davacı şirketin dava konusu olan 245.006,76-TL’lık alacağını, 24/06/2013 tarihinde … nolu şüpheli ticari alacaklar hesabına kaydettiği, 2013 Mayıs ayı BS bildirimlerinde bu faturanın bildirilmiş olduğu, ancak öncesindeki 21/03/2013 tarihli 6.358,04-TL tutarlı faturanın bildirilmediği belirtilmiştir. Dosya kapsamına göre; davalı çalışanı … ceza yargılamasında belirlendiği üzere kendi adına davalıdan mal satın aldığı bir seferde bu kadar yüksek miktarda ,ki dinlenen tanık beyanlarına göre bir kaç kamyon teşkil ettiği bildirilmiş olup, davalı şirketi temsile yetkililer araştırılmadan mal satışı yapıldığı anlaşılmaktadır. Açıkça şirket adına mal teslimi yapıldığının irsaliyede yazılması hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi , satış aşamasında çalışanın ödeyecek veya aval veren kısmını imzaladığı , şahsi sorumluluğunun bulunduğu senetler alınması , … beyanı birarada değerlendirildiğinde, davacının basiretli tacir gibi davranmadığı,umuma açık olan sicil kayıtlarında gerekli araştırmayı yapmadığı çalışanın şirketin bilgisi olmadan aynı zamanda suç teşkil eden eyleminden davalı şirketin sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılmaktadır. Davalı şirket çalışanının düzenlediği faturaların ağırlıklı olarak satış faturaları oldukları ,esasen bu hususta zımnen temsil yetkisinin çalışanlara verildiği ,faturaların miktarları gözönüne alındığında davacının çalışana mal alımı hususunda zımni temsil yetkisi verildiği iddialarına itibar edilemeyeceği sonucuna varılmaktadır.Çalışanın davalı şirkette sigortalı olarak çalıştığı,sınırlı işlemlerde yetkili olmak üzere vekalet verildiği , şirket adına temsil yetkisi ve borçlandırma yetkisi bulunmadığı,fatura tarihinde davalı şirket çalışanı olan … dava konusu faturayı davalı şirketin bilgisi dışında davalı şirket adına düzenlettiği ,davacının çalışan ile işbirliği kabul edilmese de ağır kusurlu bulunduğu kabul edilerek satışı yapılan malların bedelinden davalının sorumlu tutulmayacağı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin hükümde isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin hükme yönelik istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL nin mahsubu ile bakiye 23.40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.02/02/2021