Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2464 E. 2020/1346 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2464
KARAR NO: 2020/1346
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI: 2014/851 Esas 2018/442 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafın 03/04/2009 tarihli 5 yıl süreli Tüplü Bayilik Sözleşmesi ile Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) dağıtım şirketi olan müvekkilinin yetkili satıcılığını yaptığını, ayrıca taahhütname imzaladığını, davalının LPG alımlarının 2010 yılında bir önceki yıla göre % 23,56 ve 2011 yılında ise bir önceki yıla göre % 72,07 oranında düşüş gösterdiğini, ayrıca borçlarını ödemediğinden müvekkili tarafından aleyhine Kuşadası … İcra Müdürlüğü’nün … E ve Denizli … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyalarından icra takiplerinin açıldığını, konuyla ilgili ihtarname gönderilmesine rağmen davalının davranışlarında değişiklik olmaması üzerine bu kez davalıya Beyoğlu … Noterliği’nden 19/04/2011 tarih, … yevmiye nolu ihtarname gönderilerek sözleşmeye aykırılık teşkil eden davranışlar nedeni ile sözleşmenin tek taraflı ve haklı olarak feshedildiğini, sözleşmenin 25. maddesi gereği bayilik ilişkisinin bitmesi halinde bayiinin elindeki tüpleri teslim etmemesi halinde … A.Ş.’nin beher tüp başına imalat bedeli kadar cezai şart talep etme hakkının doğduğunu, davalının sözleşmenin feshine sebebiyet vermekle müvekkilini zarara uğrattığından, sözleşme olağan şartlarda devam etseydi davalının sözleşmenin fesih tarihinden sözleşmenin olağan bitişine kadar geçecek 1079 günde 118.133,85-TL müvekkilinin müspet zararının mevcut olduğunu, sözleşmenin 24. maddesi gereği müvekkilinin davalıdan müspet zarar yanında cezai şartı da talep edebileceğini, müvekkilinin 93.639,08-TL cezai şart talep etme hakkı doğduğunu, taraflar arasındaki taahhütname uyarınca davalının bayilik sözleşmesine aykırılık teşkil eden durumlarda hiçbir hükme ve ihtara gerek kalmadan 12.000,00 USD cezai şart ödeyeceğini taahhüt ettiğini, her iki tarafta tacir olduğundan cezai şart ve kar mahrumiyeti bedellerine temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiğini belirterek, 158.283,80-TL tüplerin iade edilmemesi sebebiyle cezai şarttan şimdilik 3.000-TL, 118,133,85-TL kar mahrumiyetinden şimdilik 2.000-TL, 93.639,08-TL sözleşmeden kaynaklı cezai şarttan şimdilik 2.000-TL, 12.000,00 USD cezai şarttan 3.000-TL olmak üzere toplam 10.000-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 06/08/2001 tarihinde … Bayiliği yapmaya başlayan müvekkili ile aralarında 06/08/2001-06/08/2006 tarihli sözleşmeden sonra 06/08/2006 tarihli sözleşmenin de 06/08/2011 tarihinde sona erdiğini, boş olarak imzalanan sözleşmelerin sonradan haksız olarak … A.Ş. tarafından 2009 yılında tanzim edilerek doldurulduğunu, Lpg müşterilerinin doğalgaza geçiş yapması suretiyle Lpg pazarında daralma olduğunu, müvekkilinin 2010 yılı satışlarının bir önceki yıla oranla %23 düşüş gösterdiğini, akdin feshinin sonuçlarını düzenleyen BK.180 maddesi hükmünce doktrinde ve Yargıtay’ın kararlarında akdi fesh eden tarafın zararını talep edebileceği ve bu zararın da menfi zarardan ibaret olduğunu, müspet zarar kalemlerinin sözleşme ayakta yürürlükte olduğu sürece istenebileceğini, sözleşmeden dönen davacı şirketin müspet zarar kapsamında olan kar mahrumiyetini talep edemeyeceğini, müvekkilinin … Bayiliğine …’den içerisindeki tüplerle birlikte devir alarak 06/08/2001 tarihinde başladığını, bir kısım tüplerin de davacıdan depozito ödenerek alındığını, müvekkilinin bünyesinde davacının bahsettiği miktarlarda tüp bulunmadığını, davacının tek taraflı feshi ile müşterilerde mevcut tüplerin iadesi mümkün olmayacağından müvekkilinin uhdesinde olduğu kabul edilen tüplerin iade edilemediğini, taahhütname üzerinde imzalandığı tarih mevcut olmadığı gibi incelendiğinde de damga pulu üzerinde 2000 tarihinin yazılı olduğunun görüleceğini, davacı ile Bayilik ilişkisinin 06/08/2001 tarihinde başladığı gerçeği karşısında 06/08/2001 tarihinde imzalandığı ve 06/08/2006 tarihinde sona eren sözleşmeye istinaden verildiği ve bu dava ile talep edilemeyeceğini belirterek, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin, davalının borçlarını ihlal etmesi nedeniyle davacı tarafından haklı sebeple feshedildiği, bu nedenle de davacının davalıdan, sözleşmenin ilgili hükümlerinde ve taahhütnamede öngörülmüş olan kar mahrumiyeti tazminatı alacağı ile cezai şart alacaklarına hak kazandığı, davacı vekili tarafından davalı … adına Beyoğlu … Noterliği’nden çekilen 19.04.2011 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin davalıya 22.04.2011 tarihinde tebliğ olduğu, ihtarnamede 3 günlük süre verildiği ve temerrüdün 26.04.2011 tarihinde oluştuğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, 2.000-TL kar mahrumiyeti, sözleşmenin 24. Maddesinden kaynaklı 2.000-TL cezai şart bedeli, sözleşmenin 25. Maddesinden kaynaklı 3.000-TL cezai şart bedeli, taahhütnamenin ilgili hükmü uyarınca 3.000-TL cezai şart bedeli olmak üzere toplam 10.000-TL nin 26.04.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvurusunda; bilirkişi raporu ve ek rapora karşı itirazlarını tekrar etmiş, sözleşmenin 25. maddesinde müvekkili tarafından davacıya verilen teminatın nakde çevrilerek tazminat veya cezai şart olarak mahsup edilebileceği yer almasına karşın bu hususun araştırılmamış, bilirkişi raporlarında dahi bu hususta yeniden ve mükerrer olarak tahsili yönünden görüş bildirilmiş olup, böylelikle kurulan hüküm eksik incelemeye dayalı olmakla, kaldırılması gerektiğini, davaya konu tüplere dair makbuzlar üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda; davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 18 adet makbuz altındaki imzaların müvekkiline ait olmadığının saptandığını, söz konusu rapor doğrultusunda davacı yan tarafından cezai şart talebinin mümkün olmayacağını, davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak sureti ile müvekkilinin davacıya hangi yıllarda ne kadar borcu olup olmadığının tespitinin, karşılaştırmalı olmak üzere yeniden yapılması gerektiğini, davacı yan tarafından beyan ettiği Kuşadası … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı, Denizli … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyalarının varit olup olmadığı, eğer varitse ilgili icra dosyalarının celbi gerektiğini, cezai şartların ödenmesinin müvekkilinin mahvına yol açıp açmayacağı, açacaksa na miktarda indirim yapılması halinde müvekkilinin mahvına yol açıp açmayacağı hususlarının ve öncelikle cezai şartın oluşup oluşmayacağı hususlarının tespiti gerektiğini bildirerek, İlk derece Mahkemesince tazminatın kabulüne dair eksik inceleme dolayısıyla usul ve yasaya aykırı olarak verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklı Tazminat Davasıdır. Davalı taraf, 03/04/2009 Tarihli 5 yıl süreli tüplü bayilik sözleşmesi ile, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) dağıtım şirketi olan … A.Ş.’nin yetkili satıcılığını yapmıştır. Ayrıca davalı tarafından imzalanan taahhütname de mevcuttur. 03/04/2009 tarihli sözleşme ve eki niteliğindeki taahhütname tarafların imzasını taşımakta ve taahhütnamenin bağlayıcı olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; davalının sözleşmeden doğan ödemelerini taraflar arasındaki güven ilişkisini sarsacak ölçüde geciktirmesi ve temerrüde düşmesi nedeniyle taraflar arasındaki akdi ilişki davacı bakımından çekilmez hale geldiğinden, davacı sözleşmenin 22. Maddesi uyarınca davalıya uygun bir mehil verdikten sonra, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesini 14/f nolu maddesinde yer alan hükme göre haklı sebeple feshetmiştir. Davacı, sözleşmeyi sözleşmenin davalı tarafından ihlali nedeniyle haklı sebeple feshettiği için; sözleşmenin 24. maddesi ile taahhütnamede yer alan “cezai şart tutarlarının” her birini ayrı ayrı davalıdan talep etmeye hak kazanmıştır. Taraflar arasında imzalanan LPG Tüplü Bayilik Sözleşmesi’nin19. maddesine göre; Bayi’nin, personeli, nakliyecisi ve ortakları gibi elemanlarına, … tarafından yapılan teslimat Bayi’e teslim ve tevdi hükmündedir ve Bayi için bağlayıcıdır. Dolayısıyla bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonrasında depozito makbuzlarındaki imzaların davalıya ait olmaması her zaman için muhtemel bir durumdur. Tüpün mülkiyeti dağıtım şirketine ait olmak zorunda olduğundan (LPG Piyasası Kanunu ve TS 1446 standardı uyarınca) depozito, adeta bayinin tüpü geri getirmesi, hurdaya vermemesi için bir teşviktir. Bu yüzden tüpün zaman içinde depozito bedelinin arttığını veya tüpler teslim alınırken bedelinin ödendiğini söylemek, yasayl düzenlemelere aykırıdır. Bu bağlamda ayrıca teslim edilmeyen tüpler için sözleşmenin 25. Maddesi uyarınca öngörülen cezai şart bedelinin de davacıya ödenmesi gerekir. Ancak; Davacı şirket 19/04/2011 tarihli fesih ihtarnamesinden önce Ayvalık’ta 14/04/2011 tarihinde … (…) (Bayilik Kodu …) adına bayilik oluşturmuş ve 14/04/2011 tarihinde … marka tüp ve gazları göndermiştir. Bu husus davacının dosyaya sunduğu evraklarla açıkça ortadadır. Somut olayda; davalının bayilik sözleşmesi feshedilmeden başka bir bayilik ile anlaşılması neticesinde davacının ticareti devam etmiştir. Dolayısıyla kar mahrumiyeti zararının doğduğu ispatlanamamıştır. Davacıya; sözleşmeyi haklı olarak feshetmesi halinde sözleşmenin 25. Maddesinde yer alan hüküm uyarınca, davalı/bayiden almış olduğu 25.000-TL tutarlı teminat mektubunu aynı zamanda tamamen kendi lehine irat olarak kaydetme hakkı tanındığından, mükerrer olarak tahsilat durumu söz konusu değildir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamına göre; Davacının davalıdan a) Sözleşmenin 24. maddesi uyarınca 93.639,68-TL’lik cezai şart alacağına hak kazandığı, şimdilik 2.000-TL’lik kısmını talep ettiği için bu talebiyle bağlı olduğu, b) Taahhütnamenin ilgili hükmü uyarınca 12.000-TL cezai şart alacağına hak kazandığı, şimdilik 3.000-TL’lik kısmını talep ettiği için bu talebiyle bağlı olduğu, kısmi cezai şart talebinden indirim yapılamayacağı, c) Sözleşmenin 25. maddesi uyarınca 38.532-TL’lik cezai şart alacağına hak kazandığı, şimdilik 3.000-TL’lik kısmını talep ettiği için bu talebiyle bağlı olduğu tespit edildiğinden, yanılgılı değerlendirme ile davalının ayrıca kar mahrumiyetinden sorumlu tutulmasına karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülerek hükmün kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile sözleşmenin 24. Maddesinden kaynaklı 2.000-TL cezai şart bedeli, sözleşmenin 25. Maddesinden kaynaklı 3.000-TL cezai şart bedeli ve taahhütnamenin ilgili hükmü uyarınca 3.000-TL cezai şart bedeli olmak üzere toplam 8.000-TL’nin 26/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2.000-TL kâr mahrumiyeti talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2018 Tarih 2014/851 Esas 2018/442 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABULÜNE, sözleşmenin 24. Maddesinden kaynaklı 2.000-TL cezai şart bedeli, sözleşmenin 25. Maddesinden kaynaklı 3.000-TL cezai şart bedeli, taahhütnamenin ilgili hükmü uyarınca 3.000-TL cezai şart bedeli olmak üzere toplam 8.000-TL’nin 26/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2.000-TL kâr mahrumiyeti talebinin REDDİNE,” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 546,48-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 148,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 397,98-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından peşin yatırılan harçlar toplamı 166,90-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 2.800-TL bilirkişi ücreti, 406,25-TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.206,25-TL yargı giderinin kabulü oranında hesaplanan 2.565-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan giderin kendi üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 2.180-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı vekili için AAÜT 13/2 gereği takdir olunan 2.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 171-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davalı tarafından yapılan 28-TL istinaf yargı giderinden 6-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalanın üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/12/2020