Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA N : 2018/2462
KARAR NO : 2018/1706
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2018 (Ek Karar)
NUMARASI: 2017/1089 Esas 2018/191 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2018
16/07/2018 tarihli ek kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı dava dilekçesinde; İstanbul … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında adi kefalet senedine dayalı olarak hakkında takip yapıldığını, belge içeriğine göre alacaklının … isimli Rus menşeli şirket olduğunu, davalı şirket yetkilisinin alacağının tamamının Beyoğlu … Noterliğinin 10.09.2015 tarihli temlikname ile parasını almak suretiyle devir ve temlik ettiğini, aynı tarih itibariyle adi kefaletten dolayı gayrikabili rücu olarak kendisinin ibra edildiğini, dolayısıyla yapılan takibin haksız olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla anılan icra takip dosyasındaki borçtan ve adi kefalet senedinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranındaki tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili ; takip dayanağı belgenin adi kefalet senedi olmayıp BK 128. maddesi hükmünde garanti sözleşmesi olduğunu ve garanti verenin borcunun asıl borç ilişkisinden tamamen bağımsız bulunduğunu, belge metninde müvekkilinin şahsen alacaklı olduğunun kabul edildiğini ve belgede de alacaklı olarak müvekkilinin adının ve imzasının bulunduğunu, …. isimli şirketin Rusyada faaliyet gösterip müvekkilinin bu şirketin yetkilisi olduğunu, Türkiye’de faaliyet gösteren dava dışı… Ltd. Şti. unvanlı şirketin Moskova’da bulunan çimento fabrikasının anahtar teslim şeklinde yapımını üstlendiğini, müvekkilinin yetkilisi olduğu Rusya’da kurulu şirketin ise fabrikanın tüm elektrik işlerinin yapımını … şirketinin taşeronu olarak üstlendiğini, bahsi geçen elektrik işlerinin kısım kısım teslim edilip yapılan işlerin tutarının hakediş raporlarıyla belirlendiğini ve şirketin bu işler sebebiyle toplam 1.700.000-usd alacağının tahakkuk ettiğini, ancak … şirketi tarafından bu alacağın ödenmediğini, 1.200.000 USD hakediş alacağının ödenmesi konusunda mutabık kalınarak aylık 300.000 USD olacak şekilde bu bedelin ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak ödemeler yapılmadığından avukat olan davacı ile bu alacağın tahsili konusunda vekalet ilişkisinin kurulduğunu, gerekli tüm belgelerle birlikte davacıya vekalet verilerek gönderildiğini ve davacı tarafından dava açıldığının söylendiğini, hatta davanın neticelendiğini ve bir kısım ödemede aldığını bildirip müvekkiline muhtelif miktarlarda üç kez para gönderdiğini, ancak daha sonraki aşamalarda davacının hiçbir şekilde dava açmadığını öğrendiğini, davacının da bunu açıkça kabul edip 100.000-usd’yi kendisinin ödemeyi garanti ettiğini ve takip konusu belgeyi imzalayarak müvekkiline verdiğini, ancak bu belgeye göre taahhüt ettiği bedeli ödemediği için davalıya karşı davaya esas icra takibinin yapıldığını, bu arada … firmasının da iflas ettiğini, davacının bu ihmali yüzünden müvekkilinin alacağını tahsil edemediği gibi kendi taahhüt ettiği edimini de yerine getirmediği, takibin haklı ve yerinde olduğu, davacının borçlu olmadığı yönündeki iddiasının dinlenemeyeceğini, ibraz ettiği temlik sözleşmesi ve ibranamenin sahte olduğunu gerçeği yansıtmadığını belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; taraflar arasındaki uyuşmazlığa göre uygulanması gereken hükümlerin TTKda düzenlenmediğinden davanın TTK.nun 4. Maddesinde belirtilen, mutlak ticari dava olmadığı gibi aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, bu nedenle davanın mahkemenin görev alanında bulunmayıp, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevinde olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine kararı verilmiştir. Bu kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine Mahkemece 16/07/2018 tarihli ek karar ile davacı …’un istinaf talebinin 2 haftalık kesin süre içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı asil istinaf başvuru dilekçesinde; mahkeme kararının temyizen bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Taraflar arasındaki dava, TBK.128 maddesi kapsamında garanti sözleşmesine dayalı icra takibi nedeniyle İİK.72 maddesi gereği menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olmaması nedeniyle, göreve dayalı dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı asil istinaf kanun yoluna başvurmuş, mahkemece, davacının yasal süre geçtikten sonra istinaf kanun yoluna başvurması nedeniyle ,16.07.2018 tarihli ek kararla, davacının istinaf başvurusu reddedilmiş bu ek karara karşı davacı asil tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Gerekçeli kararın Davacı asil … daimi çalışanı …e 12.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının istinafa başvuru tarihinin 03.07.2018 olduğu, yasal istinaf başvuru süresinin 26.06.2018 tarihinin mesai bitimine kadar olduğu, gerekçeli karar tebligatını alan….’in istinaf başvurusunun reddine ilişkin ek kararı da 30.07.2018 tarihinde tebliğ aldığı dosya kapsamıyla anlaşılmıştır.HMK’nun 345.maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde başvurulacağı,HMK’nun 346.maddesi uyarınca da istinaf dilekçesi kanuni süre geçtikten sonra verildiği takdirde istinaf dilekçesinin reddine karar verileceği düzenlenmiştir.Davacı asilin HMK’nun 345.maddesi uyarınca yasal 2 haftalık süre geçtikten sonra istinaf kanun yoluna başvurduğundan, ilk derece mahkemesinin istinaf başvurusunu HMK’nun 346.maddesi uyarınca, süre yönünden reddi kararında isabetsizlik olmadığından davacının istinaf başvurusunun HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacının istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/12/2018