Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2455 E. 2018/1710 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2455
KARAR NO : 2018/1710
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2018
NUMARASI: 2017/844 Esas 2018/705 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2018 (04/01/2019 yazım tarihli )
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında … marka araç yazılım hizmetinin İstanbul’da yapılması hususunda ön anlaşmaya varıldığını, anlaşmaya göre bayilik ücretinin ödendiğini,satın alınan makine ve ekipmanların müvekkiline ait olduğunu, bayilik hizmet bedelinin ise,yapılacak tüm masraflar düşüldükten sonra kalan karın %50’si olduğunu, ekipmanların kurularak çalışmaya başlandığını,davacı tarafından 7.200-TL daha harcandığını, işyerinin yedek anahtarının da davalıya verildiğini,kurulu cihazın işyerinde bulunmadığı sırada davalı tarafından alındığını,kötü niyetli tutumu neticesinde sözleşmenin imzalanamadığını, ödenen paranın iadesi gerektiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili ;müvekkilinin yerleşim yerinin Ankara olması hasebiyle mahkemenin yetkisiz olduğunu,deneme süresi sonunda bayilik sözleşmesi imzalanacağının kararlaştırıldığını, yazılım için gereken aletleri kurduğunu, davacının da 50.000-TL kaparoyu gönderdiğini, davacının 10 aylık deneme sürecinde yaptığı işlerden aldığı bedelin müvekkiline düşen kısmını ödemediğini,sözleşme imzalamaya yanaşmadığını,haklı nedenlerle sözleşmeyi imzalamadığını iddia ediyorsa; kaparoyu ödedikten sonra ve aradan geçen 10 aya rağmen haklı nedenlerini bildirmediğini açıklaması gerektiğini yetkisizlik kararı verilmesini, haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının, takipte ve dava dilekçesinde, davalı adresini,Ankara olarak bildirdiği, gerek davada gerek takipte tüm tebligatların davalının “Ankara” adresine yapıldığı, genel yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğu, TBK 89/1 madde uyarınca alacaklının yerleşim yerinde de takip yapılabilir ise de davacının gerek takipte gerekse dava dilekçesinde adresinin Kadıköy / İst. olup İst. Anadolu İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğu, ancak davacının seçimlik hakkını yetkisiz İstanbul (Çağlayan) Mahkeme ve İcra Daireleri yönünden kullandığını, seçimlik hakkın davalı yana geçtiği davalının takipte yetki itirazının yerinde olduğunu,İtirazın iptali davasında dava yetkili icra dairesinde usulüne uygun icra takibinin yapılmasının dava şartı olup, takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmamış olması nedeniyle dava şartının bulunmadığı gerekçesiyle, dava ön şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili; sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili kılındığını, icra takibinin dayandığı borcun, para borcu olup sözleşmeden kaynaklandığını,ön anlaşmaya göre ilk etapta ifası istenen şeyin, müvekkilinin Maslak/Sarıyer’deki işyerine cihazların kurulmasından ibaret olduğunu, ifa yeri Sarıyer olduğunu, müvekkilinin yerleşim yeri Kadıköy olarak görünmekte ise de; uyuşmazlığın işyerinde ifa edilen ticari iş neticesinde doğan bir uyuşmazlık olduğunu, mahkemece işyeri adresi ve ifa yeri adresi göz ardı edilerek yetkisizlik kararı verildiğini, İstanbul İcra Dairesinin yetkili olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki sözlü ön sözleşme kapsamında bedeli karşılığı davacıya teslim edilen daha sonra esas bayilik sözleşmesinin kurulamaması nedeniyle iradesi ve onayı dışında davacının işyerinden davalı tarafça alındığı iddia edilen araç yazılım cihazının bedelinden kaynaklı alacağın takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
İİK’nun 50/1 maddesi yollamasıyla icra müdürlüğünün yetkisi bakımından HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir.HMK 6. maddesi gereği genel yetkili mahkeme ve icra dairesi davalı borçlunun yerleşim yeri mahkeme icra dairesidir. Sözleşmeden kaynaklanan davalarda HMK’unun 10. maddesi gereğince borcun ifa yeri mahkemesi de yetkilidir. 6098 sayılı TBK ‘unun 89/1 maddesi uyarınca aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Buna göre dava konusu icra takibinin davalı borçlunun yerleşim yeri icra dairesinde (Ankara icra daireleri) yapılabileceği gibi özel yetki kuralı gereği dava konusu alacak para alacağı olduğundan alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki yetkili icra dairesinde de(İstanbul Anadolu icra daireleri) yapılabilir. Dava açarken ve icra takibi başlatılırken seçimlik yetki kapsamında birden fazla mahkeme ve icra dairesinin yetkili olması halinde seçim hakkı davacı alacaklı da olup davacı alacaklı seçim hakkını yetkisiz icra dairesi olan İstanbul(Çağlayan) icra daireleri yönünde kullandığından, seçim hakkı davalı borçluya geçmiş, davalı borçluda genel yetkili icra dairesi olan Ankara icra daireleri yönünde seçim hakkını kullanmıştır.
Öte yandan, HMK 355 maddesi gereği istinaf incelemesinin kamu düzenine ilişkin hususlar dışında istinaf sebepleriyle sınırlı yapılması gerektiği ve aynı kanunun 357 maddesi gereği ilkderece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma sebeplerinin istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceği gözetildiğinde;davacı vekilinin ilk derece mahkemesinde ileri sürmediği sözleşmenin ifa yeri mahkemesinin yetkili olduğu yönündeki istinaf sebebi, somut uyuşmazlıkta kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı bulunmadığından inceleme konusu yapılmamıştır. Bu durumda, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı haklı olup, itirazın iptali davaları bakımından dava şartı olan yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmadığından, mahkemece davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK 353/ 1-B-2maddesi gereği esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/12/2018