Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2451 E. 2020/1187 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2451
KARAR NO : 2020/1187
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/06/2018
NUMARASI: 2017/70 Esas – 2018/786 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı …Akaryakıt ile grup şirketi olan, aynı adreste faaliyette bulunan ve bilahare davalı şirkete devir olarak davalı şirket ile birleşen …Akaryakıt firmasına halı, overlok, profil, işçilik siparişinde bulunduğunu ve 4.680,00 TL avans ödemesi yaptığını, davacı şirketin siparişleri yerine getirdiğini, halıları döşediğini ve buna ilişkin 30/06/2016 tarihli 12.371,61 Tl tutarlı faturayı ve 513930 no.lu irsaliyeyi düzenleyip … Akaryakıt’a kargo ile gönderdiğini ve 13/07/2016 tarihinde teslim edildiğini, davalının grup şirketi …i devralıp birleştiğini söyleyerek, faturanın kendisine gönderilmesini istediğini ve bunun üzerine davalıya faturanın kargo gönderildiğini ve 25/07/2016 tarihinde teslim alındığını, faturada borcun 15 gün içinde ödenmemesi halinde vade farkı tahakkuk ettirileceği yazılı olmasına rağmen davalı şirketin kalan 7.691,61 TL borcunu ödemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu şirket hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının işbu icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve itiraz üzerine takibin durdurulduğunu belirterek, davalı borçlunun itirazının iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının davacı taraftan almış olduğu halı, overlok, işçilik hizmetlerine ilişkin olarak ödemeler yaptığını, tüm bu hususlarla birlikte davacı tarafın 7.691,61 TL bedel için fatura kestiğini ve işbu faturaya ilişkin icra takibi başlattığını, faturanın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı tarafından bu bedele isabet edecek herhangi bir hizmetin alınmadığını belirterek, davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki neticesinde davacı tarafından davalıya fatura kesildiği, kesilen bu fatura ve ürünlerin davacı tarafından davalıya teslim edildiği, irsaliyeli faturalarda teslim alanların isim ve imzalarının bulunduğu, bu faturaya davalı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığı ve faturanın ödendiğine dair delil sunulmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, satış ve hizmet bedelinin ödendiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerekir.Fatura sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Eldeki davada davalı sözleşmesel ilişkiyi, satışın yapıldığını, hizmetin verildiğini inkâr etmemekte, borcun ödendiğini savunmaktadır. Gerçekten de davacı tarafından satışı yapılan ürünler ile işçilik hizmetine ilişkin olarak düzenlenmiş olan fatura davalıya usulünce tebliğ edilmiş, davalının yasal süresinde itirazda bulunmaması nedeniyle fatura içeriği kesinleşmiştir. Öte yandan davalının fatura karşılığı 4.680-TL kısmi ödemesi de bulunmaktadır. Bu durumda fatura konusu malların ve hizmetin teslim edildiği kanıtlanmış olup, davalının ödeme savunmasına dayanak herhangi bir delil ileri sürülmemiştir. Bu nedenle fatura tutarı olan 12.371,61 TL’den 4.680-TL ödemenin mahsubu sonucunda davacının 7.691,61 TL alacaklı olduğu kanıtlanmış olup; davanın bu tutar üzerinden kabulünde ve davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 525,41- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 131,36- TL harcın mahsubu ile bakiye 394,05- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 19,35-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K’nın 362(1)-a gereği kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 19/11/2020