Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2417 E. 2018/1721 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2391
KARAR NO : 2018/1690
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2018-13/08/2018 (Ara Karar)
NUMARASI: 2017/1361 Esas
DAVA:Şirket Hissedarlığının Tespiti ve Pay Defterine Tescili
TALEP:İhtiyati Tedbir-İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/12/2018
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebine itirazın kısmen reddine ilişkin 30/05/2018 tarihli ara kararın bir kısım davalılar vekilince ve ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen 13/08/2018 tarihli ara kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA : Davacılar/ihtiyati tedbir isteyenler vekili, davalı şirketin kurucularının merhum … ile … olduğunu, …’ın yanında kardeşi olan müvekkili … ile kayınbiraderi olan müvekkili …’ın da şirkette çalıştıklarını, müvekkillerinin şirketin büyümesinde ve gelişmesinde çok önemli bir rol oyandıklarını, …’ın ölümü ile gerisinde hissedarları olan davalıların kaldıklarını, bu arada 07/07/2015 tarihinde şirket limited şirketten anonim şirkete dönüştürülürken müvekkili …’ın kurucu ortak olarak tescil edildiğini, müvekkillerinin şirket yöneticisi ve imza yetkilisi olarak görev yaptıklarını, müvekkillerinin bu işlemleri para karşılığında yapmadıklarını, hatta zaman zaman şahsi malvarlıklarını şirket için kullanmaktan çekinmediklerini, buna karşılık aile büyüğü olması ve işin başında bulunması sebebiyle şirket hisselerinin büyük çoğunluğunun … üzerinde görünmesine karar verildiğini, …’ın vefatından önce şirkette şeklen %93,3102 oranında hissesi bulunmakta olduğunu, kalan hissenin ise müvekkili … adına gözükmekte olduğunu, ancak bu oranların gerçeği yansıtmadığını, tarafların bildiği ve kabul ettiği üzere şirkette …ın %50, …’ın %30 ve …’ın %20 oranında hisseleri olduğunu, nitekim bu gerçek hisse oranlarının merhum …’ın şirket genel koordinatörüne verdiği sözlü talimat üzerine genel koordinatörün şirket muhasebesine verdiği yazılı talimatta açıkça görülmekte olduğunu, merhumun sağlığında yaptığı diğer işlemlerde de bu orana riayet ettiğini, tarafların sağlığında yürüyen bu fiili ilişkinin ….l’ın vefatı ile bozulduğunu, zira …in pay oranlarına ilişkin işlem yapmasına fırsat kalmadan vefatı üzerine pay defterinde yazılı hisselerinin mirasçıları olan davalılara intikal ettiğini, bu durumun davalılar … ve … tarafından suistimal edilmekte ve gerçek hisse oranlarının pay defterine işlenmesine engel olunmakta olduğunu, oysa taraflar arasında düzenlenen protokol ile gerçek hisse oranlarının kabul edildiğini, davalı …’ın ise gerçek hisse oranlarını kabul ederek kendisine intikal eden hissenin %14,4367’lik kısmını müvekkili …’a devrettiğini, davalılar … ve …’ın eşlerine verdikleri vekaletnameler ile şirket işleyişini zora sokan tasarruflarda bulunmakta olduklarını, davalıların amacının kağıt üzerinde sahip oldukları hisse oranını kullanarak şirketin kontrolünü ele geçirmek, müvekkilleri ve hatta kendi erkek kardeşlerini şirketten tasfiye etmek olduğunu ileri sürerek davalılar adına kayıtlı davalı şirket hisselerinin satış ve devri ile rehin işlemlerini engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı şirkette davalıların toplam hissesinin %50, müvekkili … hissesinin %30 ve müvekkili … hissesinin %20 oranında olduğunun tespiti ile bu oranı aşan hisselerin sonuç olarak birbiribe eşit olacak şekilde iptali ile iptal olan hisselerin müvekkili …’a %30 ve müvekkili …’a %20 oranında olacak şekilde pay defterine tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 10/08/2018 tarihli dilekçesinde ise, davalıların tüm süreci kendilerinin yönetmek istediklerini ve bu doğrultuda kötüniyetli olarak hareket ettiklerini, davalıların şirket aleyhine kararlar alabileceklerini ileri sürerek davalılar … ve …’ın gerçeğe aykırı olarak ellerinde bulundurdukları 838’er adet hisseye bağlanan genel kuruldaki oy haklarının dava sonuna karar kaldırılmasına/dondurulmasına, bu taleplerinin reddi halinde 15/08/2018 tarihinde belirlenen Olağan Genel Kurul gündeminden “yönetim kurulu seçimi” ile ilgili maddenin görülmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması/engel olunması yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar … ve … vekili, davacıların 31/03/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında pay oranlarına ilişkin bir iddia veya talepte bulunmadıklarını, davacıların yönetim kurulu üyesi oldukları dönemde ortaklık yapısının gösteren Hazirun Cetvelini kendi elleriyle hazırladıklarını, davacı tarafça sözü edilen protokolün ise genel kurul toplantısından önce düzenlenmiş olması nedeniyle geçersiz olduğunu, davalı …’ın ise hissesini bedel karşılığında davacı tarafa sattığını savunarak müvekkillerinin hisselerine yönelik ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, aksi halde yalnızca dava konusu 28.8963 adet hisseye etkili olarak devam etmesini ve şirket gerçek değerine tekabül eden tutar üzerinden hesaplanacak taminatın yatırılmasını, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
Davalı şirket adına vekaletname sunulmuş, ancak cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesinin 30/05/2018 tarihli ara kararı ile, davalıların dava konusu hisselerinin taraflar arasında çekişme/uyuşmazlık konusu olduğu, bu nedenlerle, davacı/ihtiyati tedbir edenlerin haklarının derhal korunması bakımından, tüm dosya içeriği ve 30/03/2017 tarihli protokol kapsamına göre yaklaşık ispat koşulunun da oluştuğu, dolayısıyla ihtiyati tedbir kararının ve teminatın yerinde bulunduğu, ancak davacılar vekilinin 30/05/2018 tarihli oturumdaki beyanının dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davalılar … ve … vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazlarının kısmen kabulü ile, 02/01/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararının davalıların dava konusu edilen hisseleri oranında devamına, kalan hisseleri üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin 13/08/2018 tarihli ara kararı ile, asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtayiti tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle davalıların hisselerine bağlı oy haklarının tedbiren dondurulması ve kullanılmasının engelenmesi isteminin reddine karar verilmiştir.
30/05/2018 tarihli ara karara karşı davalılar … ve … vekili, 13/08/2018 tarihli ara karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar/İhtiyati tedbir isteyen vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1-13/08/2018 tarihli ara kararın gerekçesiz olduğunu,
2-Bu dava sırasında, davalıların kendilerince seçilen yönetim kurulunu dağıtmak üzere olağanüstü genel kurul toplantısı istediklerini, istekleri yönetim kurulunca kabul edilmediği gerekçesi ile ayrı bir dava açtıklarını, ancak davanın reddedildiğini, daha sonra başka bir mahkemeye yaptıkları talep üzerine davalılara olağan genel kurula çağrı yapmak üzere yetki verildiğini,işte bu noktada müvekkillerinin onca yıllık emeklerinin boşa gitmemesi ve şirketin mahfına sebebiyet verilmemesi için mahkemeden davalıların hisselerine bağlı haklarının dondurulmasının talep edildiğini, ancak haklı taleplerinin reddedildiğini,
3-Davalıların usulüne aykırı olarak yaptıkları olağan 15/08/2018 tarihli genel kurul toplantısı ile aldıkları karar ile müvekkillerini yönetimden uzaklaştırdıklarını ve kendilerine yönetici tayin ettiklerini, ayrıca şirket yönetiminde daha önce yer almayan ve bilgi sahibi olmayan davalılarca şirketin rutin faaliyetlerinin dahi yerine getirilememekte ve şirket her geçen gün büyük bir zarar tehlikesi ile karşı karşıya kalmakta olduğunu,
4-Şirket borçlarının ödenmediği yönünde duyum alınması üzerine davalılara ihtarname çekilerek uyarıldıklarını, davalıların ise 02/10/2018 tarihinde ihtara cevaben hiçbir ödeme yapmayı düşünmediklerini beyan ettiklerini, tedbir kararı verilmemesi halinde şirketin ticari bir çıkmaza giereceğini belirterek 13/08/2018 tarihli ara kararın kaldırılmasına ve davalılar … ve …’ın gerçeğe aykırı olarak ellerinde bulundurdukları 838’er adet hisseye bağlanan genel kuruldaki oy haklarının dava sonuna karar kaldırılmasına/dondurulmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1-Müvekkillerinin hiçbir şekilde davacılara hisse devri borçlanmadıklarını, davacı iddialarını destekleyen delil bulunmadığını, 30/03/2017 tarihli evrakın hiçbir şekilde müvekkillerini borç altına sokan bir evrak olmadığını, bu belgeye göre gerekli müzakerelerden sonra hisse devri yapacak olanlarla devralacak olanlar arasında mutabakat sağlandığında pay defterinin yeniden düzenleneceğinin ifade edildiğini, ancak şirketin değerlemesi yapılmadığından taraflar arasında mutabakat olmadığını,
2-Takdir edilen teminat tutarının çok düşük olduğunu, şirketin yaklaşık güncel değerinin 100.000.000-TL civarında olduğunu, buna göre müvekkilleri hisselerinin ise 62.200.000-TL civarında olduğunu belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, aksi halde hisselerin gerçek değeri üzerinden teminat yatırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, şirket hissedarlığının tespiti ve pay defterine tescili istemli davada, davalı gerçek şahıslara ait şirket hisselerinin satışı, devri ve rehin işlemlerinin engellenmesi yönünde verilen ihtiyati tedbir istemine itiraza, ayrıca hisselere bağlanan genel kuruldaki oy haklarının dava sonuna karar kaldırılması/dondurulması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi 26/12/2017 tarihli ara kararı ile, 167.598-TL teminat karşılığında hisselerin satışı, devri ve rehin işlemlerinin engellenmesi yönündeki ihtiyati tedbir istemini kabul etmiştir.
Davalılar … ve … yasal sürede ihtiyati tedbir kararına itiraz etmişler, itirazın duruşmalı olarak incelenmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin 30/05/2018 tarihli ara kararı ile, davalılar vekilinin ihtiyati tedbire itirazının kısmen kabulü ile, davalılar … ve …’ın dava konusu edilen şirket hisseleri üzerindeki ihtiyati tedbir kararının devamına, mütebaki hisseleri üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bu kez davacılar vekili 10/08/2018 tarihli dilekçesi ile, davalılar … ve …’ın gerçeğe aykırı olarak ellerinde bulundurdukları 838’er adet hisseye bağlanan genel kuruldaki oy haklarının dava sonuna karar kaldırılmasına/dondurulmasına , bu taleplerinin reddi halinde 15/08/2018 tarihinde belirlenen Olağan Genel Kurul gündeminden “yönetim kurulu seçimi” ile ilgili maddenin görülmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması/engel olunması yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesinin 13/08/2018 tarihli ara kararı ile, davalıların hisselerine bağlı oy haklarının tedbiren dondurulması ve kullanılmasının engelenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.
Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda, iddia, savunma ve tüm deliller dikkte alındığında dosyanın geldiği aşama itibariyle davacı iddiasının yaklaşık olarak ispatı ölçüsünde delil bulunduğu, ayrıca hisse senetlerinin satış, devir ve rehin edilmelerinin önlenmesi yönünde tedbir kararı verilmemesi halinde davacıların haklarını elde etmelerinin önemli ölçüde zorlaşacağı, tedbir kararı verilmesi halinde ise davalıların zarara uğramalarının muhtemel görülmediği, davacıların şirket ortağı olmaları nedeniyle mahkemece takdir edilen teminat tutarının yeterli olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesi’nin 30/05/2018 tarihli ihtiyati tedbir ara kararına itirazın kısmen reddi ve davalıların dava konusu hisseleri üzerindeki ihtiyati tedbir kararının aynı şartlarla devamı yönündeki ara kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, şirket hissedarlığının tespiti ve pay defterine tescili talepli iş bu davada, davacı tarafın davalıların dava konusu edilen hisselerine bağlanan genel kuruldaki oy haklarının dava sonuna karar kaldırılması/dondurulması talebinin yerinde olmadığı, zira söz konusu tedbir kararının verilmemesi halinde davacı tarafın hissedarlığının tespitine ilişkin hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden bahsedilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca taraf menfaatlerinin de gözetilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin 13/08/2018 tarihli bu yöndeki ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan bu gerekçelerle davacılar/ihtiyati tedbir isteyenler vekili ile davalılar/tedbire itiraz edenler … ve … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacılar/ihtiyati tedbir isteyenler vekili ile davalılar/tedbire itiraz edenler … ve … vekilinin istinaf başvurularının HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi 25/12/2018