Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2416 E. 2020/1344 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2416
KARAR NO: 2020/1344
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2018
NUMARASI: 2013/288 Esas-2018/464 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket … (eski ünvanıyla … A.Ş.) arasındaki taşımacılık sözleşmesine binaen davalı şirket, müvekkili şirketten çeşitli hotel malzemeleri sipariş ederek bunları teslim aldığı, buna ilişkin faturaların dava dosyasına sunulduğunu, fatura bedellerinin müvekkili şirkete ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … E sayılı dosyası üzerinden geri kalan alacağın tahsili amacıyla 131.457-TL toplam bedelli icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazları neticesinde takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; olayda uygulanması gereken hukukun Kıbrıs hukuku olduğunu, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın faturaları dayandırdığı ticari ilişkiye ilişkin herhangi bir sözleşme bulunmadığını, müvekkili şirket defter ve kayıtlarında davacıya ait alacak kaydı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; somut olayda, davacı fatura bedelinin ödenmediğinden bahisle icra takibi başlatmış ve itiraz üzerine de dava açmış olup, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı gibi diğer kesin delillerle de akdî ilişkinin ispatlanamadığı, alacak miktarına göre akdî ilişkinin tanıkla ispatlanması mümkün olmadığı gibi davalının açık rızası ve delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmadığından tanık beyanlarına dayalı olarak akdî ilişkinin varlığının ispatlanamayacağı, davacının iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi hükmü gereği senetle ispat etmek zorunda olduğu, ayrıca davacı tarafça şirket muhasebesiyle yapıldığı ileri sürülen telefon görüşmesi, söz konusu ticari ilişkinin kanıtlanması için yasal olarak delil kabul edilemeyeceği, davacının davasını HMK. 200 vd maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvurusunda; taraflar arasında her ne kadar yazılı bir sözleşme olmasa dahi, ticari teamül gereği verilen siparişler ve karşılığında gönderilen mal ve hizmet dolayısıyla, taraflar arasında sözlü şekilde bir kurulmuş olup, bu kapsamda ticaretin gerçekleştiği ve davalının borcunu ödemediğinin dosya kapsamında ispat edildiğini, yerel mahkemenin gerekçeli kararında da belirtildiği üzere, kural olarak, taşımacılık ve satım sözleşmesi zorunlu şekil koşuluna bağlı olmayıp, sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı bulunmadığını, ancak ticari ilişki olması hasebiyle, sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerle ve sorumluluklarla ilgili doğan uyuşmazlıklarda Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanacağını, davalı borçlu tarafça sunulan ticari defterlerde müvekkili şirkete ilişkin kayıt olmaması, bilirkişi raporlarıyla da davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığının tespit edilmiş olması nedeniyle, davalı aleyhine delil sayılması gerektiğini, zaten resmi kayıtlarla ispatlanan ticari ve akdi ilişki için ayrıca yazılı sözleşmenin aranmasının yerinde olmadığını, ihracı yapılan emtiaların davalı şirket tarafından kabul edildiğini, dava konusu alacağın varlığı; fatura, konşimento, gümrük beyannameleri ve diğer belgeler ile sabit olup, ayrıca Gümrük Müdürlüğü’nden gelen resmi yazı cevapları ve dosyada mübrez diğer müzekkere cevaplarıyla birlikte de ticari iş konusu malların teslim edildiğini, ticaretin gerçekleştiğini, müvekkilin üzerine düşen edimi gereği gibi ifa ettiğini ve alacağın varlığının sabitlik kazandığını bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, faturalara dayalı cari hesap alacağının tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, takip dayanağı faturalar (11 adet) konusu davalıya satılıp teslim edilen malların bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı taraf aradaki ticari ilişkiyi kabul etmemiş, davanın reddini istemiştir. Somut olayda; Davacı şirket ile davalı şirket … Gayrımenkul (eski ünvanıyla … A.Ş) arasında taşımacılık sözleşmesine binaen, davalı şirketin, davacı şirketten çeşitli hotel malzemeleri sipariş ettiği ve bunları teslim aldığı iddia edilmektedir. İhracı yapılan emtiaların davalı şirket tarafından kabul edildiği, bu nedenle arada yazılı sözleşme olmasa dahi aradaki ticari ilişkinin ve dava konusu alacağın varlığı; fatura, konşimento, gümrük beyannameleri ve diğer belgeler ile ispatlanmış olup, Gümrük Müdürlüğü’nden gelen resmi yazı cevapları ve dosyada mübrez diğer müzekkere cevaplarıyla birlikte de ticari iş konusu malların teslim edildiği, ticaretin gerçekleştiği, davacının üzerine düşen edimi gereği gibi ifa ettiği, bu durumda, gümrük kayıtları uyarınca gerçekleşen ticaret sonucunda, alacağın ödendiğini ispat etmesi gereken davalı olmasına karşın, bu konuda davalının herhangi bir delilinin bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dosyaya alınan 03/08/2015 tarihli bilirkişi raporunda; Kıbrıs Gümrük ve Rüsümat Dairesi Müdürlüğü’nden gelen kayıtlar detaylı olarak incelenmiş olup, dava konusu fatura konusu malların, çeşitli tarihlerde, Mersin Limanı’ndan Kıbrıs’a ithalatının yapıldığı, gümrüklenerek otel malzemelerinin davalı şirkete teslim edildiği açıklığa kavuşmuştur. Ayrıca daha sonra dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler ile davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda alınan bilirkişi raporuna göre davalı şirketin incelemeye ibraz ettiği ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin olmaması ve 2007 yılı envanter defterinin ibraz edilmemesi sebebiyle, davalı lehine kesin delil niteliğinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, yapılan hesaplama sonucnda davalının davacıdan ithal ettiği tespit edilen eşyaların toplam tutarlarının 172.824,30-TL olduğu ile yapılan mali incelemeler sonucunda davacının davalıdan 131.457,14-TL alacaklı kaldığı tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir eksiklik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülerek davanın reddine ilişkin hükmün kaldırılarak davanın kabulüne, alacak likit olduğundan davacı lehine takip konusu miktarın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin2013/288 Esas-2018/464 Karar sayılı ve 10/05/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜNE, İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin 131.457,14-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, %20 oranında hesaplanan 26.291,42-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak; “Alınması gereken 8.979,83-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından mahkeme ve icra veznesine peşin yatırılan 2.245-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.734,83‬-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından peşin yatırılan 2.273,05-TL harçların davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 2.100-TL bilirkişi ücreti, 272,3‬0-TL posta masrafı toplam 2.372,30-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davacı lehine takdir olunan 16.438,43-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 95,70-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/12/2020