Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2415 E. 2020/536 K. 28.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2415
KARAR NO : 2020/536
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2018
NUMARASI : 2017/763 Esas- 2018/857 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/05/2020
Davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkide davalıya makbuzlar karşılığında cari hesaba mahsup edilmek üzere ödemeler yapıldığını, ancak davalının 27.04.2017 tarihli … nolu makbuz karşılığında yapılan 81.600-TL ödemeyi kabul etmediğini, müvekkilinin sürekli muhatap olduğu ve daha önce de tahsilat yapan davalı çalışanı plasiyer dava dışı …müvekkilinden yaptığı bu tahsilatı davalı şirkete aktarmayarak zimmete geçirdiğinin anlaşılmakta olduğunu, hesabın kapatıldığını düşünen müvekkilinin iskonto alabilmek için bu kez davalıya banka aracılığıyla 28.04.2017 tarihinde 62.000-TL daha gönderdiğini ve sipariş listesini e-posta ile ilettiğini, akabinde … sipariş listesini revize ederek aynı tarihte e-posta ile müvekkiline gönderdiğini, ancak mal bir türlü teslim edilmediği gibi müvekkilinin 19.496,36-TL daha borcu olduğunun bildirildiğini, daha sonra davalının çalışanlarına ilişkin araştırma yaptığını ve buna benzer başka olayların da yaşandığını öğrenmesi nedeniyle ilgili çalışanların işlerine son verdiğini, davalıdan olan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin ise davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacı tarafça sözü edilen 81.600-TL’lik ödeme müvekkiline intikal etmemiş olup böyle bir ödeme bulunmadığını, söz konusu tahsilat makbuzunda ödemenin kredi kartı ile yapıldığının belirtildiğini, ancak bu şekilde yapılan tahsilatlarda ödeme sonrası tahsilat makbuzu düzenlenerek müşteriye teslim edilmekte olduğunu, ancak müvekkilinin banka hesaplarına ve şirket kayutlarına bçyle bir ödemenin intikal etmediğini, ihtilaflı dönemde … isimli satış personeli hakkında güveni kötüye kullanma suçundan suç duyurusunda bulunulduğunu ve davacı şirket yetkilisinin de bu soruşturma kapsamında şüpheli olarak yer aldığını, davacının böyle bir ödeme olmadığını bilmesine rağmen iyiniyetli bir yaklaşım olmadığını, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının 81.600-TL ödemesinin davalı kayıtlarında yer almadığı, 62.000-TL ödemenin ise dekontta ön ödeme olarak gösterildiği , ayrıca dava konusu olan 81.600-TL ödemeye ve diğer ödemelere ilişkin makbuzlardaki imzaların davalı çalışanınca inkar edilmediği, davalının ceza soruşturması başlatılması için sunduğu şikayet dilekçesinde bir kısım müşterilerden tahsilatlar yapıldığını ancak davalı şirkete ulaştırılmadığını belirttiği ve bu tahsilatlar arasında dava konusu tahsilatın da zikredildiği, dolayısıyla davalının çalışanının para tahsil yetkisi olduğunu ve ancak paraların kendisine iletilmediğini kabul ettiği, buna göre davalıya ödenen 62.000-TL’nin avans olarak gönderildiği ancak karşılığında mal teslim edilmediği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Mahkemenin kabul gerekçeleri farklı hukuki müesseselere ilişkin olup terditli gerekçelerle hüküm kurulduğunu, önce 62.000-TL ödemenin ön ödeme olarak gönderildiği dolayısıyla paranın ödünç olarak verildiğinin kabul edildiğini, devamında 81.600 TL ödemenin nakit olarak tahsil edildiği kanatine varıldığının belirtildiğini, ayrıca gerekçede 62.000-TL’nin ön ödeme olarak defterlere kaydedildiği belirtilmiş ise de bu durumun sadece davacı defterleri için geçerli olduğunu,2-İcra takibi cari hesaba dayalı olup 62.000-TL ödemenin ön ödeme olarak gönderildiği yönünde bir iddiada bulunulmadığını, dolayısıyla bu tutarın cari hesaptan kaynaklanan alacak bakiyesi olduğunu, 3-81.600-TL ödemenin nakit olarak yapıldığının kabul edilemeyeceğini, makbuz üzerinde kredi kartı ile yapıldığının belirtildiğini, davacının … ile birlikte hareket ederek nakit tahsilat yapılmış gibi göstermeye çalıştığını, müvekkili kayıtlarına bu ödemenin intikal etmediğini, ispat külfetinin kredi kartı ile değil de nakit olarak ödeme yapıldığını iddia eden davacıda olduğunu,4-Ceza soruşturma dosyasında bulunan şikayet dilekçesinde … bir kısım tahsilatlar yaptığının ancak davalıya ulaştırılmadığının ifade edilmek istendiğini, tahsilatın tümünün nakit olduğunun beyan edilmediğini, davacı şirket yetkilisi hakkında da şikayette bulunulduğunun görmezden gelindiğini,5-Müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı, davalıya 27.04.2017 tarihinde makbuz karşılığında cari hesaba mahsuben 81.600-TL ödeme yapılarak mevcut borcun kapatıldığını, 28.04.2017 tarihinde ise iskontodan faydalanmak için banka yoluyla 62.000-TL ön ödeme yapılarak sipariş verildiğini, ancak karşılığında mal teslim edilmediğini, cari hesap nedeniyle alacaklı olduğunu ileri sürmüş, davalı ise, 81.600-TL ödemenin müvekkili kayıtlarına intikal ettirilmemesi nedeniyle kabullerinde olmadığını, davacının kendisinin işine son verilen çalışanı ile birlikte hareket ederek ödeme yapılmış gibi göstermeye çalışıldığını, dolayısıyla 62.000-TL ödemenin cari hesaba mahsup edildiğini, davacıya borçlu değil davacıdan alacaklı olduğunu savunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde, cari hesap kayıtları arasındaki farkın davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 27.04.2017 tarihli 81.600-TL bedelli davacı ödemesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça bu ödeme kabul edilmemiş ise de, davalı adına tahsil eden kişi bakımından aynı imzaya sahip olup dava konusu edilmeyen … nolu 18.03.2017 tarihli 15.000-TL bedelli ve … nolu 27.02.2017 tarihli 45.000-TL bedelli makbuzlara konu ödemelerin davalı tarafça kabul edilerek defterlerine kaydedilmiş olmasına göre, dava konusu ödemenin de tahsilat yetkisine sahip olduğu anlaşılan davalı çalışanınca davalı adına tahsil edildiği kabul edilmiştir. Tahsilat makbuzunda ödemenin yapıldığına dair bilgi yeterli olup, bu ödemenin ne şekilde yapıldığının ödemenin geçerliliğine bir etkisi bulunmamaktadır.Ayrıca kural olarak havale mevcut borcun ödenmesi amacıyla yapılır ise de, davacının banka eft’si yoluyla yaptığı 28.04.2017 tarihli 62.000-TL bedelli ödemesine ilişkin dekontta açıkça ön ödeme olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte alacak likit(bilinebilir, belirlenebilir) nitelikte olup, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Öte yandan davalı, ödemeyi alan ve daha sonra işine son verilen çalışanı …, davacı şirket yetkilisi ve farklı şahıslar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuş olup, soruşturmanın halen devam etmekte olduğu anlaşılmıştır. Ne var ki davalı taraf, kendi çalışanı ile davacının birlikte hareket ettiklerine dair somut bir iddia veya somut bir delil sunmamış olup, ceza soruşturmasının sonucunun beklenilmesine gerek görülmemiştir. O halde ilk derece mahkemesince davanın kabulü yönünde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 4.242,34-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 1.060,58- TL harcın mahsubu ile bakiye 3.181,76- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.28/05/2020