Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2407 E. 2019/79 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2407
KARAR NO : 2019/79
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2018
NUMARASI: 2018/505 E.-2018/952 K.
DAVA: Şirket Hisse Devri Sözleşmesinin Geçersizliğinin Tespiti
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/01/2019 (04/02/2019 yazım tarihli)
Davaların birleştirilmesine yönelik verilen hükmün davalı … vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı …’ın dava dışı … Ltd. Şti.’ndeki %50 hissesini 15/09/2009 tarihli Hisse Devir ve Temlik Protokolü ile 25.000-TL karşılığında satın aldığını, bu devrin ortaklar pay defterine işlendiğini ve sicilde tescil ve ilan edildiğini, dava dışı şirketin müvekkilinin hisseleri devraldıktan sonra ticari faaliyete başladığını, ancak davalıların muvazaalı olarak geçmişe dönük 20/08/2006 tarihli hisse devir protokolü düzenlediklerini, ayrıca bu sözde protokole dayanılarak 31/12/2006 tarihli muvazalı bir protokol, aynı tarihli teslim tesellüm tutanağı ve aynı tarihli keşidecisi …, aval vereni dava dışı . ..Ltd. Şti. ve alacaklısı davalı … olan bir senet düzenlendiğini, ancak 2006 tarihli hisse devir protokolünün muvazaa nedeniyle batıl olduğunu, dolayısıyla ona bağlı olarak düzenlenen 31/12/2006 tarihli protokol,tutanak ve senedin de geçersiz olduğunu, esasında müvekkilinin davalılar tarafından dolandırıldığını, davalı …’in söz konusu senede dayalı olarak şirket hakkında icra takibi başlattığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20/08/2006 tarihli hisse devir protokolünün,bu protokole bağlı olarak yapılan tüm hukuki işlemlerin mutlak butlanla batıl olması nedeniyle hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, davacının muvazaa iddiasının müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, kaldı ki yazılı delille ispatı gerektiğini, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, müvekkilinin oğlu …ile birlikte . ..Ltd. Şti.’ndeki hisselerini davalı …’e satmak istediğini ve karşılığının da alındığını, ancak daha sonra devirden vazgeçildiğini ve alınan paranın iade edildiğini, bu aşamada müvekkilinin oğlunun onayı ile diğer davalıya uzun vadede ödenmek üzere bono verdiğini, davalının da bu parayı peyderpey geri ödediğini, karşılığında ibraname düzenlendiğini, ancak aradan geçen uzun zaman nedeniyle ibranameyi bulamadığı için diğer davalıya halen borçlu gözüktüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davacının ..Ltd. Şti.’nin yetkilisi olmaması nedeniyle aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, alacak hakkının zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin bedelini ödemesine rağmen devrin yapılmaması nedeniyle mağdur olduğunu, hisse devir işlemi gerçekleşmemesine rağmen diğer davalının müvekkiline ödediği parayı iade etmediğini, davalının aldığı parayı ve vazgeçme nedeniyle ödemesi gereken cezai şartı uzun vadeli bono ile ödemek istediğini belirtmesi üzerine bonoyu aldığını, ancak bononun vadesinde ödenmediğini, alacağın gerçek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece;İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/443 Esas sayılı dosyasında davacısı .. Tic Ltd Şti, davalıları … ve … olan davanın 10/05/2017 tarihinde açılmış olduğu, halen derdest olduğu, İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/443 esas sayılı dava dosyasındaki dava ile iş bu dava dosyasındaki davanın aynı sebepden doğduğu, her iki dava arasında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki davanın İstanbul ..ATMnin … esas sayılı dosyası üzerinden birleştirilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili; aktifi husumet ve derdestliğe ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığını, usul ekonomisi yönünden de hatalı bir birleştirme kararı verildiğini, zira davacının şirketi temsil yetkisi olmadığı için dava açma yetkisi de olmadığını, zamanaşımı definin de dikkate alınmadığını, davacının hukuken sonuç doğurmamış bir işlemin iptalini talep etmekte olduğunu, , muvazaa iddiasının gerçek dışı olduğunu, ayrıca davalar arasında mahiyet farkı olduğunu belirterek birleştirme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, muvazaalı yapıldığı ileri sürülen şirket hisse devir protokolünün ve protokol uyarınca yapılan tüm hukuki işlemlerin mutlak butlanla batıl olması nedeniyle hükümsüzlüğünn tespiti istemine ilişkindir.
HMK 166/2 maddesi “Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.” hükmünü, aynı yasanın 166/4 maddesi ise “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.” hükmünü haizdir.
Yukarıda belirtilen yasa hükmü uyarınca farklı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış olan davaların bağlantı sebebiyle birleştirilmesine karar verilebilmesi için, ikinci davanın açıldığı mahkemeden bu yönde talepte bulunulması gerekir.Oysa somut olayda, dosya kapsamında tarafların davaların birleştirilmesi yönünde taleplerine rastlanılmamıştır. O halde ilk derece mahkemesinin talep olmadığı halde davaların birleştirilmesi yönünde vermiş olduğu karar isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile HMK’nun 353(1)a-5 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2018 Tarih 2018/505 Esas 2018/952 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)a-5 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,”
Davalı tarafça yatırılan 35,90- TL istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 24/01/2019