Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/240 E. 2018/361 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/240
KARAR NO : 2018/361
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2018 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2016/184 Esas
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/04/2018 (1.5.2018 yazım tarihli)
İhtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin 26/12/2018 tarihli ara kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %25 hissesine sahip olup abisi …’le beraber 1982 yılında kurulduğunu, …’ün, S.S. Ömerli Deliklikaya Organize Sanayi Bölgesi Kooperatifinde 2 adet üyelik sahibi olduğunu, bu kooperatife yapılan tüm ödemelerin …’ün banka hesabına aktarılmak suretiyle davalı şirket tarafından yapıldığını, 18/03/2015 tarihinde davalı şirketin olağan genel kurul toplantısına katılmayan müvekkilinin imzasının hazırun cetveline ve genel kurul tutanağına sahte olarak atıldığını, şirket defter ve belgelerinde usulsüzlük yaptıklarını ve müvekkilinin güvenini onarılmaz bir biçimde sarstığını belirterek şirketin feshine, veya ayrılma akçesi hesaplanarak şirketten çıkmasına izin verilmesine , şirkete denetici/yönetici kayyım tayinini, davalı şirkete ait araçların ve davalı şirketin …parsel sayılı taşınmazların 3. kişilere devrinin önlenmesi maksadı ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili,17/01/2018 tarihli oturumda verilen 1 nolu ara kararı doğrultusunda müvekkili şirkete denetim kayyımı atanmasının dosya kapsamına uygun olmadığını, ek bilirkişi raporuna yönelik itiraz süreleri dolmadan tedbir kararı verildiğini, verilen tedbir kararının şirketi mali yönden de özellikle finans kuruluşları nezdinde zor durumda bırakacağını belirterek tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 08/09/2017 tarihli mali müşavir heyeti bilirkişi raporu, 18/09/2017 tarihli hukukçu bilirkişi raporu, ek bilirkişi raporlarındaki tespitler kapsamında, denetim kayyımının işlev ve fonksiyonunun şirketin ortakları ve tüzel kişiliğinin menfaatini korumaya yönelik olduğu, yönetim tarafından alınacak kararların ve yapılacak işlemlerin ana sözleşmeye ve mevzuata uygun olması halinde ayrıca denetim kayyımının onayına tabi tutulmasının bir zaafiyet yaratmayacağı; mevcut yönetimin şirket ana sözleşmesine ve mevzuata aykırı karar alması halinde de bu hususu önleyecek mahiyette olduğu değerlendirilerek tedbir kararına yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, bilirkişi ek raporunda ulaşılan kanaate göre müvekkil şirkete denetim kayyımı atanmasının, dosya içeriği ve delillere açıkça aykırı olduğunu, 08/09/2017 tarihli mali bilirkişi raporu ile 18/09/2017 tarihli bilirkişi heyet raporu kapsamında ek hukuki değerlendirme adı altında kök raporlar sunulduğunu, kök raporların dosya içerisinde delil ve belgelere uygun olmaması ve hatalı tespitler içerdiği , 12/01/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda yapılan tespitlerin yerel mahkemeyi yanıltıcı ve yanlış yönlendirici olduğunu, ve denetim kayyımı atanmasına yol açamayacağını, itirazları dikkate alınmadan 17/01/2018 tarihli celsede müvekkil şirkete denetim kayyımı atanmasına dair karar verildiğini, ihtiyati tedbir kararı ile denetim kayyımı atanmasının şirketin kredi kuruluşları nezdinde mali tablolarını olumsuz etkileyecek durum yarattığı şartları oluşmadığı halde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu öne sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Şirkete yönetim kayyımı atanmamıştır. Denetim kayyımının görevinin şirket yönetiminin faaliyetlerinin ana sözleşmeye ve ortaklar ile hak sahiplerinin hakkını korumaya dönük olup olmadığını denetleme bakımından bir kontrol mekanizması olduğu kabul edilmelidir.
Bilirkişi raporundaki tespitler karşısında davacının hukuki himaye talebinin karşılanabilmesi ve şirketin mal varlığının muhafazası ve yönetimin dava sürecinde mahkemenin belirlediği kayyım tarafından takibi anlamına gelebilecek denetim kayyımı atanmasının dosya içeriğine uygun kabul edilmelidir. Zira bilirkişi raporlarından davalı şirket yönetiminin sorumluluğu altında tutulan defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmadığı, 2016 yılı alacak senetleri hesabında kaynağı belirlenmeyen senet kayıtlarının olduğu, 2016 yılı şüpheli alacaklar hesabındaki kayıtların dayanaklarının belirlenemediği, ortaklara borçlar hesabında gerçek ve dayanağı olmayan kayıtlar yer aldığı, bu kayıtlarla şirket varlıklarının ortaklara usulsüz aktarıldığı, diğer hesaplarda da benzer şekilde usulsüzlükler bulunduğu ifade edilmiştir. Davacı, davalı şirketteki payının verilerek şirket ortaklığından ayrılmayı istemektedir. Mahkemece verilecek yenilik doğuracak karar kapsamında çıkma şartları oluştuğu takdirde şirketin karar tarihindeki aktif değerini kaybetmesinin önüne geçilebilmesi için şirketin faaliyetlerinin denetim kayyımının onayına tutulmasının HMK’nın 389 v.d maddelerine uygun olduğu ve bilirkişi raporlarındaki tespitlerin de HMK’nın 390/3. Maddesi kapsamında yaklaşık ispat kuralını karşıladığı kabul edilmelidir. Uzman görüşü HMK’nın 293. Maddesi uyarınca tarafların sunduğu mütalaalar olup, uzman görüşünün hukuki bağlayıcılığı bulunmamaktadır. 4721 sayılı TMK ‘nın 1/son maddesi kapsamında uzman görüşleri, hakime ancak karar verirken fikir verebilir. Öte yandan HMK’nın 396. Maddesi kapsamında durum ve koşulların değişmesi halinde ihtiyati tedbirin kaldırılması yahut değiştirilmesi de her zaman mahkemesinden istenebilir.
Sonuç olarak ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya, dosya içeriğine uygun olup, istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/04/2018