Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2394 E. 2018/1702 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2394
KARAR NO : 2018/1702
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2018
NUMARASI: 2017/465 Esas 2018/948 Karar
DAVA: Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2018
Birleştirmeye dair hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili ; müvekkillerinin davalı bankanın Bayburt Şubesi müşterileri olduğunu, 2004- 2008 yılları arasında müvekkillerinin hesabından bir kısım usule aykırı işlemler yapıldığını,davacı …’in kendi ve yetkilisi olduğu şirketin hesapları ile kendi hesaplarının karşılaştırılması neticesinde fark ettiği ve kaydına ulaşabildiği 1.722.427 TL’sına tekabül eden 81 adet işlem için davalı banka aleyhine dava ikame ettiğini, söz konusu bu dava için kabulüne karar verilmiş ise de; Yargıtay’ca bu kararın bozulduğunu, halen Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/211 E. Sayılı dosyası olarak derdest olduğunu,Bayburt Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/59 E. Sayılı dosyasında müvekkili banka ile banka çalışanı ve diğer sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiş ise de, kararın henüz kesinleşmediğini belirterek, banka kayıtları ve dekontlarının da incelenmesi suretiyle müvekkilinin ne kadar alacaklı olduğunun belirlenmesini, usulsüz olarak çekilen şimdilik 100.000 TL’nin işlem tarihlerinden itibaren işleyecek değişken oranlı reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep konusu edilen Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/211 E. Sayılı dosyasının halen derdest olduğunu, davacıların hesaplarından yapılan tüm işlemlerin incelendiğini, son olarak ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verildiğini,zaman aşımı itirazlarının olduğunu, davacının iddiasını somutlaştırması gerekiğini, esasa ilişkin ise;yapılan işlemlerin davacıların iradesine uygun olduğu ve davacıların bir zararının da bulunmadığının sabit olduğunu belirterek, davanın öncelikle derdestlik ve zamanaşımı nedeniyle reddine, belirsiz dava şeklinde açıldığından davanın usulden reddine,esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi nce; 2017/465 Esas sayılı dosyası ile Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2011/211 esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle 2017/465 Esas sayılı dosyanın bu dosya ile birleştirilmesine, yargılamanın esası daha eski olan Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2011/211 E.sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili; birleştirme kararının daha evvel de 2014/1396 Esas sayılı numarası üzerinden görülür iken verildiğini, ancak istinaf incelemesi neticesinde kararın kaldırıldığını,birleştirme verilen dosya ile işbu davanın konularının tamamen birbirinden farklı olduğunu, Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu edilen işlemin nitelik olarak belirli 81 dekont ve işlem olduğu, bu davada ise diğer işlemlerin dava konusu edildiğini,Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/211 esas sayılı dosyasının gelinen yargılama aşaması bakımından eldeki davadan oldukça ilerisinde olduğunu, söz konusu davanın Bayburt ACM’nin 2009/59 esas sayılı dosyasını beklediğini belirterek ilk derece mahkemesinin birleştirme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi talep olunmuştur.
GEREKÇE:Mahkemece,aynı dosyaya ilişkin olarak 23.11.2016 tarih ve 2014/1396 esas,2016/972 karar sayılı kararla,Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/211 esas sayılı dosyası ile birleştirme kararı verilmiş,bu kararın istinafı üzerine Dairemizin 04.05.2017 tarih,2017/158esas,2017/178 karar sayılı kararı ile,ayrı yargı çevresindeki aynı düzeyde sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalarda 2. davanın açıldığı mahkemede birleştirme kararı verilebilmesi için taraflardan birinin talebi gerektiği halde HMK 163/2 maddesine aykırı olarak re’sen birleştirme kararı verilmesi nedeniyle birleştirme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Bu karardan sonra yargılamanın devamı sırasında davalı vekilinin birleştirme talebi üzerine mahkemece ,26.09.2018 tarih 2017/465 esas 2018/948 karar sayılı kararla yeniden birleştirme kararı verilmiştir.
Mülga 1086 sayılı HUMK’nun 187. maddesi hükmü uyarınca, davanın diğer bir mahkemede derdest olan diğer bir dava ile irtibatının bulunduğu iddiası bir ilk itiraz olarak ileri sürülebileceği düzenlenmiş iken, 6100 sayılı HMK’nunda davaların birleştirilmesi bir ilk itiraz olmaktan çıkartılarak davanın her aşamasında ileri sürülebileceği kabul edilmiştir.
Somut olayda;İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/465 esas sayılı dosyasının tarafları ile birleştirme kararı verilen Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesi’nin dava dosyasında davanın taraflarında ayniyet bulunduğu ,dava konusunun davalı bankada bulunan davacılara ait hesaplarda yapılan usulsüz işlemlerden kaynaklı zararın tazminine ilişkin olduğu, Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın 23.12.2008 tarihinde, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesindeki davanın ise 01.12.2014 tarihinde açıldığı ,davalar arasında HMK 166/4 maddesi kapsamında bağlantı bulunduğu, davaların ayrı yargı çevresinde yer alan aynı düzeyde sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılması nedeniyle davalı vekilinin birleştirme talebi doğrultusunda 2. davanın açıldığı mahkeme olan İstanbul 5. ATM.nce HMK 166/2 maddesi gereğince birleştirme kararı verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/12/2018