Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2390
KARAR NO : 2018/1689
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2018 (Ara Karar)
NUMARASI: 2018/1177 Esas
DAVACI/İHTİYATİ TEDBİR
DAVA:Şirketin Feshi
TALEP:İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/12/2018
İhtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara kararın davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkilinin davalı şirketin %20 hissedarı olduğunu, davalı şirkette pay ve paydaş çoğunluğuna sahip ortaklar … ve …’ın aynı adreste faaliyet gösteren dava dışı …Ve Tic. A.Ş.’nin de hakim hissedarları olduklarını, bu şirketin hakim şirket, davalı şirketin ise bağlı şirket olduğunu, müvekkilinin yönetimde olduğu dönemde davalı şirket kâr ederek büyürken … unvanlı şirketin sürekli zarar ederek borca batık duruma geldiğini, ancak … ve … aynı zamanda YK üyesi olduklarından 2013-2014 yıllarından itibaren kanuna aykırı olarak davalı şirketin kârını … unvanlı şirkete aktarmaya başladıklarını, bu nedenle davalı şirketin finansal güçlüğe düştüğünü, bu husustaki itirazlara ilişkin adı geçen ortaklara gönderilen ihtarnameye olumsuz cevap verildiğini, bunun üzerine müvekkilinin gerekli yasal tedbirleri aldığını ve 2017 yılında yapılan 2016 yılına ait Olağan Genel Kurulda yönetim kurulunun ibrasına ilişkin olumsuz oy kullandığını, müvekkilinin ortaklıktan çıkmak istediğini, ancak teklifi kabul edilmediği gibi yönetim kurulu üyeliği ve yönetim yetkisinin elinden alındığını, 08/02/2018 tarihinde ise müvekkilinin iş akdine son verildiğini, şirketin demirbaşlarının haczedilmeye başlandığını, haczedilmeyenlerin de yönetimi elinde tutan ortaklarca önce kendi şirketlerine sonra da üçüncü kişilere satılarak paraya çevrilmekte olduğunu, … unvanlı şirkete ait borçlara ilişkin olarak davalı şirket hakkında icra takipleri başlatıldığını, şirkette sigortalı olarak çalışan tüm personelin işine son verildiğini, vergi ve sigorta borçlarının ödenmediğini ileri sürerek hem müvekkilinin tasfiye neticesi ortaklık payına isabet edecek tutarın hem de işçi alacakları ile vergi ve sigorta borçlarının ödenmesini teminen eğer varsa davalı şirket adına kayıtlı ruhsata tabi iş makinelerinin üçüncü kişilere devrini önlemek için iş makinesi tescil belgesi üzerine tedbir konulmasına, şirketin mevcut malvarlığının idaresi ve korunması için şirkete kayyım tayinine veya yönetim kurulu üyelerinin şirketi borçlandırıcı, şirket malvarlığını azaltmaya yönelik yetkilerinin kısıtlanmasına, davalı şirketin TTK 531.maddesi uyarınca haklı nedenlerle feshine veya müvekkilinin pay bedeli ödenmek suretiyle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesinin 10/10/2018 tarihli ara kararı ile, tedbir talebine konu iş makinelerinin uyuşmazlık konusu olmaması nedeniyle ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı/İhtiyati tedbir isteyen vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1-Çoğunluk hissesine sahip diğer 2 ortağın müvekkilinin yönetim yetkisini elinden aldıktan sonra tüm personeli işten çıkardıklarını, şirketin bütün faaliyetine son verdiklerini, karşılıksız ve muvazaalı senetler düzenleyerek şirketi gerçekte olmayan borç yükü altına soktuklarını, halen daha şirkete ait depodan alınarak bilinmeyen bir yere taşınan şirket demirbaşlarının yok pahasına satarak şirketin içini boşaltmakta olduklarını, tasfiye neticesi müvekkilinin elde etmesi gerekecek malvarlığı değerinin tamamen yok edilmesi tehlikesinin bulunduğunu,
2-Yönetimi ele geçiren ortakların ana sözleşme değişikliği ile şirketin üçüncü kişilere (pratikte kendi şirketleri ve şahısları lehine) kefalet ve ipotek tesis etmesinin yolunu açtıklarını, muhasebe hileleri yoluyla şirket kaynaklarını Terra Yapı unvalı şirkete aktarmakta olduklarını,
3-Müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinden çıkarıldığını ve genel müdür olarak çalışmakta iken iş akdine son verildiğini,
4-Müvekkilinin şirketle olan tüm ilişkisi kesildikten sonra tüm personelin işine son verilerek faaliyete son verildiğini ve depodan alınan şirket demirbaşlarının diğer iki ortak tarafından mal edinilmeye başlandığını
a-Müvekkilinin devre dışı bırakılarak şirket demirbaşlarının önemli bir bölümünün … Bank’a kredi karşılığı satıldığını ve satış bedelinin kendi şirketlerine aktarıldığını, makinelerin kira bedelleri ödenmediğinden mülkiyetinin kaybedildiğini,
b-Muvazalı olarak düzenlenen bir kısım kıymetli evrakın şirket kaşesi ile düzenlenerek şirket malvarlığının haczinin sağlandığını,
c-Davalı şirketin kredi ilişkisi ve para alışverişi olmadığı halde …banka A.Ş.’ye borçlandırıldığını ama borcun ödenmediğini,
d-Davalı şirket adresinin 25.05.2017-30.03.2018 tarihleri arasında 4 kez değiştirildiğini, şirket adresi kağıt üzerinde depo olarak kullanılan adrese taşındıktan sonra silahlı kişilerin müvekkilinin şirket girmesini engellediklerini,
e-İki şirket arasında gerçek mal ve hizmet teslimi içermeyen faturalar düzenlenerek .. lehine gerçek olmayan borç-alacak ilişkisi yaratıldığını,
f -….fore kazık makinesinin piyasa değeri olan 800.000 euronun çok altında satılarak elden çıkarıldığını ve satış bedelinin …’ya aktarıldığını, bunun dışında 8 parça makinenin de aynı yolla satışının yapılarak …lehine haksız kazanç sağlandığını, ayrıca bazı makinelerin kuzenlerinin üzerine devrettikleri . …Ltd. Şti. üzerine satış gösterilerek üçüncü şahıslara satıldığını ve bedelinin mal edinildiğini,
g-Şirkete ait depoda muhafaza edilen makinelerin üzerine hiçbir ilişkisi olmayan başka bir şirketin adı ve logosunun yapıştırıldığını, sonrasında deponun boşaltıldığını ve makinelerin bilinmeyen bir adrese taşındığını,
h-Şirket adresinin bulunduğu binanın girişine “…” şeklinde tabela asılarak davalı şirketin de grup şirketi olarak gösterildiğini,
5-TTK 195/1-b maddesi uyarınca şirketler topluluğu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, 202.maddesi uyarınca hakim şirketin hakimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanamayacağını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir taleplerinin teminatsız olarak kabulünü istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;
1-Davacının bu davaya açma hakkı olmadığını, zira hisselerini hakkında tehdit nedeniyle dava açılmış olan … isimli şahsa sattığını bildirdiğini, akabinde bu şahsın hisse devrinin pay defterine işlenmesi için 13/02/2018 tarihli ihtarnamesi ile talepte bulunduğunu,
2-Davacının kendi fiili ve haksız eylemleri ile fesih sebebi doğurduğunu, dolayısıyla dava açma hakkı olmadığını, davacının diğer ortakları tehdit ettiğini, şirket çalışanlarını huzursuz ederek işlerin durmasına yol açtığını, şirketin itibarını yok ettiğini,
3-Davacının hisselerini devrettiği …’ın diğer şirket hissedarlarına karşı yaptığı suç teşkil eden eylemlerine ilişkin olarak açılan ceza davasının derdest olduğunu,
4-Davacı iddialarının doğru olmadığının kayıtlar incelendiğinde ortaya çıkacağını, davalı şirketten …ı A.Ş.’ne değil, …ı A.Ş.’den davalı şirkete kaynak aktarımları yapıldığını ve davalı şirketin sıkıntılarının giderildiğini,
5-65 kişinin işten çıkarılmasının sebebinin davacının mafya diye nitelendirdiği kişilerle şirketi basması, arbede çıkarması , şirket çalışanları huzursuz ederek işi durdurması olduğunu belirterek istinaf talebinin reddini istemiştir.
GEREKÇE Talep, şirketin feshi, olmadığı takdirde ortaklıktan çıkarılma istemiyle açılan davada, davalı şirket adına kayıtlı ruhsata tabi iş makinelerinin üçüncü kişilere devrini önlemek için iş makinesi tescil belgesi üzerine tedbir konulması, şirketin mevcut malvarlığının idaresi ve korunması için şirkete kayyım tayini veya yönetim kurulu üyelerinin şirketi borçlandırıcı, şirket malvarlığını azaltmaya yönelik yetkilerinin kısıtlanması yönündeki ihtiyati tedbir istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi; yukarıda açıklanan gerekçeyle davalı şirkete ait makinelere yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiş, diğer tedbir taleplerini ise değerlendirmemiştir.
Limited şirketler yönünden TTK 638.maddesinde özel geçici hukuki koruma düzenlemesi getirildiği halde, anonim şirketler yönünden, geçici hukuki korumaya ilişkin özel düzenleme yapılmadığından, genel hüküm olan HMK 389 vd.maddelerinin uygulanması gerekir.
HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.
Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda yönetim kayyımı tayini talep edilen davalı anonim şirket olup, yönetim kayyımı atanması şirketin yönetim kurulunun yönetim yetkisinin kaldırılması anlamına gelmektedir. Oysa TTK’nun 364/1 maddesi gereği yönetim kurulu üyeleri esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde bir madde olmasa dahi genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler. Anonim şirket yönetim kurulunu atama ve değiştirme yetkisi şirketin genel kuruluna verilmiş bir görevdir.Davalı şirkette hali hazırda organ boşluğu da olmadığından, şirket feshi davasında ihtiyati tedbir yoluyla/şirketi temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulunun TTK.’nın 375/a maddesi gereği devredilemez yetkilerden olan şirketin üst düzeyde yönetimi yetkisinin mahkemece ihtiyati tedbir kararı ile kaldırılmayacağı veya sınırlandırılamayacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Öte yandan şirketin fesih ve tasfiyesi talep edilmekle, şirketin tüm mal varlığı dolaylı olarak davanın konusu kapsamındadır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin aksi yöndeki gerekçesi yerinde değildir. Ancak, davacının şirket malvarlığına yönelik talebi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için davacının haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olup, davanın bulunduğu bu aşamada iddialarının haklılığı yönünden yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan bu gerekçelerle davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/12/2018